Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 Mart 2013 Cumartesi Sayfa kent Ankara İl Sağlık Müdürlüğü ‘şüpheli ölüm’ ile ilgili soruşturma başlattı... a3 Bitkisel ilaçlar katil mi? SELDA GÜNEYSU İnşaat, mühendislikten uzak İKLİM ÖNGEL Ankara’da bundan bir ay önce kalp ve solunum durması nedeniyle yaşamını yitiren 69 yaşındaki Dönüş Akçalı’nın bir televizyon kanalında reklamlarını görüp aldığı “bitkisel damar açıcı ürün” nedeniyle öldüğü öne sürüldü. Ölüm raporuna, “şüpheli ölüm” olarak yansıyan olayla ilgili Ankara İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri soruşturma başlattı. Dönüş Akçalı, bundan bir ay önce aniden rahatsızlandı. 112 Acil Servis ekiplerinin müdehale ettiği Akçalı’nın kalp ve solunum durması nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtilirken, kaldırıldığı hastanenin raporunda, “Hastanın yakınları sabah evde düşüp bilincini kaybettiğini ifade etti. Hasta 10 gündür ‘damar açıcı olan’ bir ilaç kullanıyormuş. Reçetesiz satılan bu ilacı televizyondan görüp sipariş vermişler” ifadeleri yer aldı. Akçalı’nın raporunda, ölümüne ilişkin “şüpheli ölüm” ifadelerine yer verilirken, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin de olayla ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi. Dönüş Akçalı’nın damadı Hakan Şahin, kayınvalidesinin daha önceden şeker ve tansiyon hastalıklarının bulunduğunu, sağ tarafının da felç olduğunu dile getirdi. Şahin, “Kayınvalidem, bu ürünü, televizyondaki reklamlarda görmüş, almış. ‘Bunu kullanırsam bana bir faydası olur’ diye düşünmüş. 10 gün boyunca sabah akşam bu ilacı kullandı. Olay günü çok rahatsızlandı. Biz hemen 112 Acil Servis’i aradık. Hatta o gün bize ‘Ben zehirlendim. Beni doktora götürün’ demişti. Yetişemedik. Doktorların bize anlattığına göre de kayınvalidem ambulanstayken sürekli kan kusmuş. Kan kusarak öldü” dedi. Olayın hemen ardından kayınvalidesine otopsi yapıldığını ancak otopsi raporunun bir türlü çıkmadığını da belirten Şahin, “Bir rapor bu kadar süre içinde neden yazılmaz, anlamıyorum. Olayla ilgili olarak savcılığa dilekçe verdik” görüşünü dile getirdi. ‘Bu tür ürünlere kanıp almayın!’ Ankara Tabip Odası Başkanı Özden Şener de “Kullanılan ürünün kutusunun içinde ne olduğunu tıp bilimi bilmiyor. Ne yazık ki Türkiye’de böyle bir özgürlük, serbestlik var. Bir kutunun üzerine ‘bitkisel’ yazdığınız zaman istediğiniz yalanı söyleyebiliyorsunuz. Sağlık Bakanlığı da bu durumda maalesef üzerine düşen görevi yapmıyor” dedi. Yurttaşlara, “Bu tür ürünlere kanıp almayın, kullanmayın” uyarısında bulunan Şener, söz konusu ürünlerin Sağlık Bakanlığı’ndan değil, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan “onay” aldığının altını çizdi. “Siz eğer herhangi bir karışımın herhangi bir hastalığa iyi geleceğini söylüyorsanız, o aslında bir ilaçtır. İlaç olması gerekir. Bir ilaca da ancak Sağlık Bakanlığı onay verir, ruhsatlandırır” diyen Şener, bu ürünlerin “öldürücü olup olmadığının da bilinemeyeceğine” dikkat çekti. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi, Mamak Belediyesi’ne ait spor ve sosyal tesis inşaatında meydana gelen göçükte incelemelerde bulundu. İMO yetkilileri, yaptıkları ön incelemenin ardından inşaatta gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını belirterek, “İnşattaki iskele yetersiz ve fazla yüksek, çelik dikmelerin burkulma olasılığı dikkate alınmamış ve 16 metrelik açıklık olan alanda kenar kirişler birbiriyle kaynamamış. Bu durumda göçüğün meydana gelmesi doğal sonuç” tespitini yaptı. Mamak Belediyesi’ne ait spor ve sosyal tesis inşaatında 27 Mart Çarşamba günü göçük meydana gelmişti. Kaza sonucu 6 işçi 5 metre yükseklikten düşmüş, enkâz altında kalarak yaralanmıştı. Olayın ardından İMO yetkilileri göçüğün meydana geldiği bölgeye inceleme için gitti. Hazırlanan ön inceleme raporunda, işçilerin can güvenliğinin hiçe sayıldığı, bilmin ve tekniğin gereklerinin yerine getirilmediğine dikkat çekildi. Raporda göçüğü meydana getiren hatalar zinciri, “İnşatta kurulan iskelenin boyu 11 metre olarak gözlemlenmiş ve iskelenin yetersiz oluşu yanında fazla yüksekliği dikkat çekmiştir. 16 metrelik açıklık olan alanda kenar kirişler birbirine kaynaştırılmamıştır” şeklinde sıralandı. Raporda yapılması gerekene ilişkin olarak da, “Görünen odur ki; kenar kirişler birbirine kaynamamış, sadece orta açıklık kaynaştırılmıştır. Oysaki önce kenar kirişlere beton dökülüp, ardından orta kiriş boyunun demirlerinin, betonla kaynaması gerekirdi” denildi. Uygulamanın teknik eksiklerle dolu olduğuna dikkat çekilen raporda, “Mamak’ta meydana gelen olay, uygun yöntemlerle yapıldığında, gerekli önlemler alındığında ve insan hayatı öncelendiğinde gerçekleştiğinde iş kazalarının önlenebilir olduğu gerçeğini açıkça göstermektedir” ifadeleri yer aldı. ‘Yüreğim sızladı’ OÇ içindeki Başbakanlık Sarayı’nda yapılan bilirkişi incelemesi yaklaşık 2 saat sürdü. İncelemeye katılanlardan Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Cadan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Aylardır AOÇ’deki talanı yerinde tespit etmek için içeri girmeye çalışıyorduk. İçeriye alınmamamızın arkasında yatanı biliyorduk ama bu kadar devasa bir yapıyı görünce insan ürperiyor. AOÇ’nin kalbine saplanmış bir hançer gibi karşımızdaydı bina, yüreğimin sızladığını hissetim. Binlerce ağacın katlini görmek… O beton yığınının A arasında yüzlerce kişiyle korunan bu inşaat, Türkiye’de hukuksuzluğun, ihanetin abidesi olarak tarihe geçecek. Kamu vicdanından kurtulmak mümkün değil. Çok üzüntü verici bir keşifti. Kesilmiş ağaçların kökleri, beton dökülen kökler, yıkılan ağaçlar insanı hüzünlendiriyor. Beni en çok yıkılmış beton arasındaki dalları kırılmış bir ağacın inatla direnişi, hayata her durumda tutunuşu etkiledi. Dallarındaki her bir çiçek için, AOÇ için umudu beslemeye, teslim olmamaya devam edeceğiz. Bu talanı yapanlar tarihe karşı sorumlular.” SÖYLEŞİ TİYATRO SAAT 10.30 TİYATRO PEMBE KURBAĞA KENDİNİ BEĞENMİŞ TAVUSKUŞU SAAT 14.00 DR.ALEV COŞKUN ÖZGÜRLÜK MÜCADELEMİZİN TARİHİ VE KARŞI DEVRİM 30 MART 2013 CUMARTESİ AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 SÖYLEŞİ C MY B