29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 8 Şubat 2013 Cuma a4 COkurları Yazıyor Cumhuriyet okurlarının gezi izlenimleri, (sayfa olanakları çerçevesinde) bundan sonra da paylaşmaya devam edeceğiz. Bu sayfada yer almasını istediğiniz ve boşluklu 3 bin vuruşu geçmeyen gezi yazılarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz. yaşam Gezgin Gözüyle TİMURÖZKAN [email protected] Elvis’in Memleketinde… Turhan Demirbaş merika Birleşik Devletleri’nin güney doğusundaki Tennessee eyaletinin en büyük kenti olan Memphis, öncelikle Elvis Presley’in gençlik yıllarını geçirdiği ve müzikle ilgilenmeye başladığı yer olarak tanınır. Dünyanın en uzun dördüncü akarsuyu olan Mississippi, Memphis’in ortasından geçiyor. Bir zamanlar, Kızılderili Chickawas kabilesinin yaşadığı bu alanlar, 16 yüzyıldan itibaren İspanyolların eline geçmiş… Rock müziğinin efsanevi ismi Elvis Presley’in hayatının son 20 yılını geçirdiği Memphis’i gezmeye Elvis’in malikânesi Graceland’i ziyaret ederek başlıyoruz. ABD’de Rock’n Roll’un kralı seçilen şarkıcının 42 yaşındaki ölümüne (1977) kadar yaşadığı Graceland, ülkenin Beyaz Saray’dan sonra en fazla ziyaret edilen yeri, her yıl 600 bin kişi geziyormuş. Malikâne karşısında bilet alıp sıramızın gelmesini bekliyoruz. Araç bizi alıp malikâne önünde bırakıyor. Tur evin çeşitli yerlerini gezdikten sonra havuz, spor salonu, at çiftliği, plaklarının sergilendiği diğer bina ve en sonunda Presley aile mezarlığında sona eriyor. A Bir Gün Güneş Demirbaş Grouse Dağı’nda Kızılderili dilinde, “büyük ırmak” anlamına gelen Mississippi’nin adı Ojibya yerlileri tarafından konmuş. Taştığı zaman milyonlarca dekar araziyi kaplaması sebebiyle bazı yerlilerce “Suların Babası” olarak da adlandırılan Mississippi Nehri’nin tarımdaki yeri çok büyük olmakla birlikte bazı zararları da yok değil. Her yıl 400 milyon ton verimli toprağı Meksika Körfezi ağzındaki deltaya yığan Mississippi birkaç defa da taşmış. 1929 ve 1937 yılında meydana gelen taşkınlarda büyük hasar meydana gelmiş. Aynı zamanda dünyanın en işlek ticari suyollarından olan Mississippi’de petrol, petrol ürünleri, demir, çelik, kömür, kum ve çakıl taşımacılığı yapılıyor. Mississippi kenarında yaptığımız yürüyüş sırasında gördüğümüz büyük yük gemilerinin yanı sıra Amerikan filmlerinden tanıdığımız yandan çarklı gemilerle nehir gezileri de yapılabiliyor. Günübirlik Memphis gezimizi, hava kararmak üzere iken, akşamları trafiğe kapatılan barlar sokağında tamamlıyoruz. Yerel bir restoranda aldığımız Akşam yemeğinin ardından Caz ve Blues çalan barlar arasında geziyoruz. Müzik eşliğinde gösteri yapan sokak sanatçılarını ve müziklere eşlik eden veya dans ederek gösterilere katılan yerel halkı izledikten sonra otelimize dönerken küçük bir meydanda gördüğümüz Neil Amstrong’un heykeli güzel bir sürpriz oluyor… başlıyor. En tepede ise yaklaşık yarı m metre kar var, her yer bembeyaz. Grouse Dağı’nın tepesinde tüm günü aritaları incelemek, kıtaların, geçirecek kadar etkinlik var. Dağ evi ülkelerin haritalarını kâğıda havasında büyük bir bina ve bu bina nın çizmek çocukluğumun en büyük içinde çeşitli restoranlar var. Binaya zevklerinden idi. O zamanlar bir gün girdiğimizde bizi bir lise korosu büyüyüp haritasını çizdiğim ülkelere karşılıyor. Kar soğuğunda, Vancouver’ gideceğimi hayal ederdim. Bu i tepeden izlerken Alaska’dan çıkma hayallerden biri de dünya haritasının en “clam chowder” çorbası güzel gidi yor. uç noktalarına gitmekti. İş için gittiğim Kış sporlarına düşkünseniz Grouse Dağ Portland’dan başlayıp Seattle’da bir ı tam yeri. Açık bir buz pateni pisti var. kahve molasını takiben ulaştığım Kayak, “snowboard” ve kızak Kanada’nın Vancouver kenti, parkurları yaklaşık iki kilometre. Çitl erle Amerika’nın en soğuk yerlerinde biri si çevrili alanda geyikleri de görebilirsini olan göller bölgesi ile ayni paralelde z. yer Grouse Dağı’ndaki teleferik ve diğe r almasına rağmen o kadar soğuk değ il. tesisler için harcanan elektrik, tepedek Bunun sebebi de Büyük Okyanus’ta i n bir rüzgâr türbünü tarafından üretiliyo gelen sıcak su akıntısı. Kuzey Avrupa r. Türbünün bulunduğu direkteki kıyılarını vuran Golfstream akıntısın a gözetleme odasına haftanın bazı gün leri benzer bir durum. çıkış serbest. Grouse Dağı’nı ve Vancouver merkezi çok düzenli, refa h Vancouver’i daha da yukardan düzeyinin çok yüksek olduğunu seyretmek için güzel bir olanak. Ayr ıca hissettiğiniz, müthiş bir doğayı ve bak ir bu türbünün bu dağlık ve ormanlık yere toprakları kucaklayan bir kentin nasıl dikildiğini anlatan kısa filmi yakınında bulunan ve New York’taki izlemek mühendislerin ilgisini Central Park’ı anımsatan Stanley Park ’ta çekecektir. dolaşırken kentin doğusundaki dağ manzarası dikkatimi çekiyor. Dağların tepesi karlı. Fotoğraf makinem ile güzel bir poz yakalamaya çalışırken dağın tepesindeki rüzgâr türbünü ilgimi çekiyor. Rüzgâr türbününün yanında bir direk daha var ve teleferik olsa gerek diye düşünüyorum. Teleferik olduğuna göre orasının görülmesi gereken bir yer olduğunu düşünerek o yöne doğru koyuluyorum. Grouse Dağı’nın eteklerinde teleferik sıramı beklerken doğanın büyüsüne kapılıyorum. Aşağıdan bakılınca çok uzun görünen hattı sadece üç direk taşıyor. Teleferik ile yukarı çıkarken ne tarafa bakacağımı şaşırdım. 360 derece, her yerde ayrı bir manzara, ayrı bir güzellik. Deniz tarafı müthiş bir Vancouver manzara sı, doğu yönü çok güzel bir orman ve dağ panoraması. Bu heyecanlı tırmanışın sonunda kendimi bir anda deniz seviyesinden 1200 metre yukarıda buluyorum. Teleferik yolculuğumuzun ortasında ormanı kar kaplamaya H C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle