22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 25 Şubat 2013 Pazartesi a4 Kent Yaşam 7 dakika için 1 yıl antrenman Kürek branşındaki sporcular, sezonda 3 ya da 4 yarışta 67’şer dakikalık performanslar ortaya koyabilmek için, bütün yıl yoğun antrenman programlarıyla çalışıyor. DTÜ Kürek Takımı KapO tanı Ali Oğuz Yüksel, kürekte, futbol, basketbol ya da voleybol gibi branşlardan farklı olarak sezonda sadece 3 ya da 4 yarışma yapılabildiğini, sporcuların da 910 aylık sezon süresince sadece bu 67 dakika süren 34 yarışma için çalıştığını söyledi. Yüksel, şunları kaydetti: “Tüm fiziksel ve zihinsel yüklemeler 3 ya da 4 yarışma için yapılır. Kendimizi geliştirebilmemiz için her antrenmanı bir yarışmaymış gibi geçirmemiz gerektiği, her zaman aklımızda olmasını istediğimiz önemli bir motivasyon kaynağıdır. ” ‘Nabzınız dakikada 200’ Takımın en kıdemli sporcusu Bulut Ertürk, küreğin zor bir spor olduğunu kaydetti. Kürekte, dayanıklılık, güç, denge ve konsantrasyonun önemine dikkat çeken Ertürk, “Kollarınız, bacaklarınız belki de tüm vücudunuz size her kürekte ‘dur’ emri veriyorken ve nabzınız dakikada 200’e ulaşmışken yılmadan, sonuna kadar sınırlarınızı zorlarsınız. İşte o zaman gücünüzün sadece bedeninizde değil, bir kısmıyla da kafamızın içinde olduğunu çok net bir şekilde görürsünüz. Duygular, sizde şiddetli bir tutku yaratır ve hiç kopamayıp daha da bağlanırsınız elinizde tuttuğunuz küreklerinize” diye konuştu. En büyük sorun mali Takımın eski kaptanlarından kulüp yöneticisi Ahmet Eren Öztürk, ise en önemli zorluklarının küreğin Türkiye’de amatör olarak yapılması nedeniyle yaşadıkları mali sıkıntılar olduğunu söyledi. Öztürk, “Aslında kurum ve kuruluşlar, konuyu amatör spor ve sporculara yapılacak bir yatırım ve sosyal sorumluluklarının bir parçası olarak görmeli. Bu durum iki taraf açısından da kazanımlar yaratabilir. Özellikle büyük bütçeli takımlara karşı eşit koşullar altında yarışabilmek için sürdürülebilir bir mali yapıya ihtiyacımız var” değerlendirmesini yaptı. Ankara’dan dalışa gitmek alumunuz kış sezonu. Dalış sıklığımız düşüyor, yazın olduğu gibi her hafta sonu dalışa gidemiyoruz. Ankara’dan hafta sonu dalışa gitmeyi zor bulanlar vardır. Ben onlara güler geçerim. Çünkü Ankara’dan dalışa gitmek zor değil, keyiftir… Neden mi? Senin için özel gelen otobüste, senin gibi bu işe gönül vermiş bir sürü insan vardır. Bu da yeni arkadaşlıklar kurmak, yeni insanlar tanımak için en büyük fırsattır. 610 saatlik yolculuklarda çok güzel oyunlar oynanır, M Bozkırdan Maviye SONERABACI kitap okunur ya da sohbetler edilir. Otobüs herkesin durduğu mola yerlerinde değil, nefis yemekler sunan kamyoncu lokantalarında durur. Bilet yoktur, kimin yanına oturmak istersen oturursun. Koridor usta dalıcıların yatağıdır, uyku tulumunu ilk seren otobüs koridorunda uyuma şansını yakalar. Birbirinden marifetli dalıcılarımız, yaptıkları kek ve böreklerle mutfak hünerlerini sergiler. Otobüs seni terminalde bırakmaz, kalacağın otelin kapısına kadar götürür, bekler ve geri getirir. soner@badim.com.tr Orfoz hızla azalıyor e sahil kesimlerinde bir restoranda tezgâha yatırılmış bir orfoz olmasın. Bu durum, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Ağustos 2012’de aldığı karardan sonra daha da arttı. Bu karar, önceden zıpkınla avı yasak olan orfoz ve lagosun günde bir adet vurulabileceğini söylüyor, ancak satılmamasını şart koşuyordu. Zıpkın ya da başka bir av çeşidi, hiçbirisine karşı değilim. Ancak konu orfoz gibi nadir olan hayvanlar ya da nesli tehdit altında olan hayvanlar olunca durum değişiyor… Orfozu ya da lagosu vurmak gerçekten de çok kolaydır. Hele acemi zıpkıncıysanız 2030 cm’lik bir orfozu indirmek süper bir antrenmandır. Zira bu balık aşağıda sizden kaçmaz… Yavrudur, meraklıdır, yanına yaklaşınca sizi süzmeye başlar ve o da yanınıza yanaşır. Ayrıca 1015 metrelik bir derinliktedir, efor harcamanıza da gerek kalmaz. Orfozun türünün tehlike altında olması da bu yüzdendir. 5 yaşına kadar (yaklaşık 45 cm) cinsiyeti yoktur orfozun. Sonra dişi olur ve ortalama 12 yıl bu şekilde yaşar. Yaklaşık 16 yaşında (yaklaşık 80 cm) ise popülasyonun durumuna göre cinsiyet değiştirir ve yaşamının kalanını erkek olarak devam ettirir. 2030 cm boyunda avlanan bir orfoz, hiç ürememiş, dolayısıyla neslini devam ettiremeyecek bir balık anlamına gelir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu kararından dönmediği sürece ve ben de tezgâhta yavru bir orfoz gördükçe bu durumu hatırlatmaya devam edeceğim. ün geçmiyor ki internette G zıpkınlanmış bir orfoz fotoğrafı görmeyeyim veya özellikl Fosil maketleri müzede Üniversitesi Dil Ankara ve Tarih Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayla Sevim başkanlığında, “Çorakyerler Fosil Kazıları”nda 15 yıl boyunca sürdürülen çalışmalarda çıkarılan gergedangiller, atgiller, zürafagiller, domuzgiller, et yiyiciler ve öküzgiller familyaları ile hortumlu ve et yiyici türlere ait hayvanların maketleri Çankırı Müzesi’nde orijinal boyutlarında sergilenecek. Müze Müdür Vekili Emriye Yurt, çorak yerler kazılarında çıkartılan 3 bin civarında fosilin 159’unun müzede sergilendiğini dile getirdi. Yurt, bu kazıda çıkartılan fosillerin değişik türlerde olmasının yanında Anadolu’nun 8 milyon yıllık tarihine de ışık tuttuğunu belirtti. Müzede Anadolu’ya özgü türler bulunduğunu belirten Yurt, “Bunlar içerisinde dünyada sadece Çankırı Müzesi’nde bulunun Kılıç Dişli Kaplan olarak carnivor fosilimiz oldukça önemlidir” dedi. Teşekkürler Levent Konuk adim Su Sporları Kulübü’nün düzenlediği Başkent Sualtı Günleri’nin şubat ayı konuğu fotoğraf sanatçısı Levent Konuk oldu. Levent Konuk, hem keyifli sohbetiyle hem de sunduğu görsel ziyafetle bizi bozkırın göbeğinden sualtının gizemli dünyasına taşıdı. Teşekkürler, Levent Hocam… B ‘Halkçılık Bayramı’ olsun Dr. Anıl Çeçen, AtaProf türkçü Düşünce Derneği Batıkent Şubesi’nin düzenlediği geleneksel “Cuma Söyleşileri”nin konuğu oldu. Halkevlerinin 81. kuruluş yıldönümü nedeniyle yapılan söyleşiye Batıkentliler katıldı. Çeçen, son olarak 1980 darbesiyle kapatılan ve 1987’de yeniden açılan Halkevleri ile ilgili olarak şunları kaydetti: “Son günlerde ulus devlet yargılanıyor; milliyetçiliğe düşmanlık var. Alt kimlikler kültürel haklar olarak ortaya çıkarılıyor. Bu yaklaşımlar uluslararası konjöktörün dayatmasıdır. Halkevleri ve Köy Enstitüleri kapatıldığı için bugün cemaatler var. Halkevleri devlet aklıyla kurulmuş olan bir örgüttür. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken temel olarak halkçılık ilkesini almıştır. Bu nedenle Halkevlerinin kuruluş tarihi olan 19 Şubat’ın ‘Halkçılık Bayramı’ olarak kutlanmasını öneriyorum. Buna ihtiyacımız var. Atatürk Türkiye Cumhuriyetini kuruyor. Halkevlerini açıyor, Türk Ocaklarını kapatıyor. Neden? Çünkü Kürt aydınlar Atatürk’e mektup yazıp Türk Ocakları varsa biz de Kürt Ocaklarını kurarız diyor. Uluslaşma sürecinde bu ayrışmayı istemediği için, ulus devleti yerleştirmek istediği için Türk Ocaklarını kapatıyor.” KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle