10 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 15 Şubat 2013 Cuma a2 Kültür Sanat Kent Tenten Kuğulu Park’ta IŞIK KANSU Ve Perde... eprimiş, sesleri çatlak. Park, ördekleri kadar zavallılaşmıştı. Al birini, vur ötekine... El ayak çekildi parktan. Şarapçılar bile gitmez oldu. Karardı, bozardı, zor soluk alır oldu. Ankara’nın başına tebelleş olmuş adam, az ötesine altgeçit yaptı. Deldi geçti zamanı, anıları ve düşleri. Hamam taşından kuğular çizdirdi duvarlarına. Çomakladılar ince duyuyu, köreldi. Tam da bitti derken duyduk ki, yeniden doğacakmış Kuğulu Park. Bir şairin oğlu, Emin Âli Tanık’ın oğlu Bülent Tanık babasının öğüdünü dinledi: “İçimde bir kaygı, bir serzeniş var./ Hatırlamış gibi şen çocukluğu.” Ve hatırlattı şen çocukluğumuzu. Dün kaydırakta, salıncakta çıngıraklı çocuk çığlıkları duyduk. Siyah kuğular salınıyordu suda. Babam oturuyor sandım bankta, yanında annem, başı omzunda, bakıp bakıp gülümsüyorlardı bana. Kuğulu Park, yeniden Kuğulu olmuştu, park olmuştu. Şen oldu, şad oldu ruhlar! K uş uykusu zamanlarmış, geçti gitti, uçtu gitti. Delikanlılar şiir okurlardı kızlara, Edip Cansever’den: “Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde / Oysaki seninle güzel olmak var / Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi” Yerçekimli karanfildi kızlar; bahar kokarlardı, kuğuları yemlerken. Göz uçlarında kuyrukluyıldızdı umut, kayıp giderdi. Şairler, eylül ortasında dil kurultayı yaparlardı. Çay içimliğine akkavakların altına sığınırlardı, yine kuğular dolaşırdı ayaklarının dibinde, ak kuyruklarını sallayarak. Şu geyikdikenine bir sorun hele; altında kimbilir ne sevdalara tanık olmuştur. Zerdali pembesi yanaklar utançtan kızarırken neden çiçeklerini açmadığını biliyoruz artık. Oğlanların, kızların coşkun tutkulara ayıp olmasın diye... Sonra, arsız, katıksız hoyrat ellere bırakıldı o güzelim park. Şırıltıyla akan küçük şelalesi kurutuldu. Yamacına lök gibi bir lokanta oturtuldu, lahmacun kokulu. Çayı çay değildi sanki, edepli bakışlar yerini dikize bırakmıştı. Kuğuluların yüzdüğü küçük göl lağım kokuyordu. Kuğu yerine ördek koymuşlardı, kendinden geçmiş, tüyleri Eren AYSAN [email protected] Ülker Köksal İçin... ok severim Leyla Erbil’i... En çok da “Zihin Ç Kuşları”nı. Kitap adının çağrıştırdığı anlam en az Erbil’in yazdıkları kadar özenli ve güzeldir. Öte yandan zihin kuşları bazen yanıltır insanı. Dar zamanlarda devreye girer. En iyi bildiği bilgi bir anda kirleniverir. Tıpkı geçen hafta “Karanlıkta İlk Işık” oyununun yazarını yanlış yazmam gibi... 1993 yılının sonbaharında Ülker Köksal tarafından kaleme alınan “Karanlıkta İlk Işık”ı, bugün kapatılma / yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan Şinasi Sahnesi’nde seyrettiğim zaman allak bullak olmuştum. Metinden gelen belgesel özü Mehmet Ege, rejisiyle katmerlemişti. Devrim şehidi Kubilay’ın katledilmesinin ardındaki sosyal, siyasal ve kültürel nedenlerini irdeleyen yazara yönetmen Ege, dönemin moda eğilimi olan fotoğraf çekme merakından yararlanarak, olayın nedenselliğine ilişkin fotoğraflar eklemişti. Ne yazık ki oyun, Refah Partisi iktidar ortağı olduktan hemen sonra kaldırıldı. “Karanlıkta İlk Işık”, 199899 sezonunda Murat Atak rejisiyle Konya Devlet Tiyatrosu’nda yeniden sahnelendi. Metin, her iki yönetmenle de sağlam bir buluşma gerçekleştirdi. Ülker Köksal kendini topluma karşı sorumlu hisseden bir yazar. Her şeyden önce, toplumun üzerinde durulması gereken dinamiklerini ve sorunlarını sağlam bir dramatik yapı içinde, günlük konuşma dilinin bütün olanaklarını kullanarak vermeyi başarabilmiş Türk tiyatrosunun öncü isimlerinden biri. Yazdığı oyunlardan “Yollar Tükendi”, köyden kente ve Almanya’ya göç sorunun bir aile çevresinde irdelenmesi, köy ve kent yaşamının çelişkilerini, yoksulluğun neden olduğu çözülmeler içinde ele alıyor. “Sacide” ise, kadının toplum içinde ikinci sınıf vatandaş oluşunu, çevresindeki baskılardan, geleneklerden, törelerce sömürülmesinden yola çıkarak aktaran özgün eserlerden biri. Oyunda, kadının evde kalma korkusu netleşiyor, evlenmeden önce evin erkeği olarak adlandırılan ağabeyinin, evlendikten sonra da kocasının baskısı altına nasıl girdiğini görüyoruz. Ekonomik özgürlüğünü elde ettiği anda ise bağımsızlığı için vermiş olduğu mücadele karşımıza çıkıyor. Sevda Şener de “Sacide” için, “Kadın tiplerini iç çelişkileri içinde göstermiş, toplumdaki kadın yerini tanımlamak ve eleştirmek istemiştir” diyor. (Oyundan Düşünceye, sayfa: 144) Köksal, “Adem’in Kaburga Kemiği”nde ise, okumasının önü kesilmiş bir kadının sürekli olarak ev işleri, çocuk bakımıyla ilgilenmekten çalışma hayatına adapte olamayışı karşımıza çıkıyor. “Gün Dönerken” oyununda, toprak mülkiyetine sahip bir kadının, yükseköğrenim yapmış olsa bile, işini yapmasına sosyal çevre tarafından nasıl engel olduğunu karşımıza çıkartıyor. Aynı zamanda değişen ağalık ilişkilerini de sosyal ortam üzerinden vurguluyor. “Önce Sevgi”de ev işlerinin, çocuklar ve hastaların bakımının tümüyle kadından beklenilmesi, kadının tek başına bağımsız yaşamasının olanaksız oluşu, aile bireyleriyle yaşamasının zorunlu olduğuna inanılması gibi değer yargılarıyla boğuşuyoruz. “Dünyanın Yaşlı Çocukları”nda, kadının mesleğine tutkuyla bağlanmasının karşısına ev ve aile yaşamı çıkıyor. Son yıllarda Ülker Köksal’ın kısa oyunlarını okudum. “Şaka”, “Buluşma”, “Tata’nın Şarkısı” gibi oyunlarında da kadın sorununu, kadınların gündelik yaşamı, sosyal çevrenin baskısı, genel ahlâk kuralları üzerinden vermeyi başarıyor. Ne yazık ki bu oyunlar Devlet Tiyatroları’nda hiç seyirci karşısına çıkmadı. Kadına şiddet olgusunun adeta bir reklam olgusuna dönüştürülüp desteklendiği günümüzde Köksal’ın kadın merkezli ve kadının özgürlüğünü savunan oyunlarının daha çok oynanması gerekir. Dişini unutan bile var aşkentteki toplu taşıma otobüsleri, B metro ve Ankaray’da yoluclar tarafından unutulan eşyalar bugün ihale ile satışa çıkarılıyor. Yurttaşların unuttuğu eşyalar arasında bolca elektronik eşya, bir adet kelepçe ve bir adet tabanca şarjörü de bulunuyor. Otobüs İşletme Dairesi Başkanlığı’nda oluşturulan Kayıp Eşya Servisi’nde tutulan binlerce kayıp eşya, 1 yıllık bekleme süresini doldurduğu için bugün saat 10.00’da Otobüs Daire Başkanlığı’nda düzenlenecek ihale ile satışa çıkarılacak. Yurttaşların kayıp eşyalarını bulması için bugün son şans olduğu dile getirildi. Toplu taşım araçlarında unutulan ve kartı, sürücü belgesi, yaşlı kartı gibi kimlik belgeleri, şemsiye, elbise, ceket, mont gibi giyim eşyaları ile çok sayıda ders kitabının yanı sıra, diz üstü bilgisayar, vcd, cep telefonu, mp3 çalar, uydu alıcısı gibi elektronik eşyalar da bulunuyor. Unutulan eşyalar arasında 1 adet diş protezi, 1 adet kelepçe ve 1 adet tabanca şarjörü ise dikkat çekiyor. üzerinde bilgi notu bulunan eşyaların sahipleri, EGO yetkilileri tarafından aranıyor. Ayrıca sahipleri belirlenemeyen eşyaların listesi her ay kurumun internet sitesinden açıklanıyor. Polis radyosundan yapılan duyurularla da sahipleri bulunamayan eşyalar bir yıl sonra ihale ile satılıyor. Kayıp eşyalar arasında çok sayıda nüfus cüzdanı, işyeri kimliği, banka ANKARALI KİTAPLAR SAVAŞ SÖNMEZ Türkyurdu Ankara Sayısı Türkocakları Aylık Yayın Organı, Ankara, Nisan 2002, Cilt:22, Sayı:176, 160 sayfa. Alışveriş festivali haziranda nakent Belediye Meclisi, 7A 30 Haziran tarihleri arasında Ankara Alışveriş Festivali düzenlenmesi için hazırlıklara başlanmasını kararlaştırdı. Belediye meclisinin önceki gün yapılan toplantısında Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nun raporu görüşüldü. Raporda, yapılacak alışveriş festivalinin amaçları, “Başkentin sosyalkültürelekonomik yönden gelişiminin sağlanması, turizmin canlandırılarak Ankara’nın bu vesile ile tanıtımı başta olmak üzere belirli kampanyalarla teşvik unsurları oluşturulması, ticari yoğunluğu artırmak ve bununla birlikte başkentlilerin ihtiyaçlarını daha ucuza sağlamalarını temin etmek” olarak dile getirildi. Komisyon raporunda, alışveriş festivali kapsamında Ankaralıların yanı sıra yerli ve yabancı turistlerin geleceği savunuldu. Komisyon bu nendenle başkentin imajını olumsuz etkileyecek unsurların önceden tespit edilmesini ve önlem alınması, kent içi ulaşım, yollar ve ortak kullanım alanlarının düzenlemelerinin yapılmasını da istedi. Rapor, mecliste oybirliği ile kabul edildi. Meclis toplantısında ayrıca BELMEK’in yaygınlaştırılması kararlaştırılırken, otobüs duraklarının görme engellilere uygun hale getirilmesi benimsendi. Yaşartemmuzarandevuverdi enimahalle Belediyesi’nin Türkiye MüY hendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) ile ortaklaşa yaptırdığı öğrenci evi inşaatının “kaba bölümü” tamamlandı. Fethi Yaşar, 350 öğrenci kapasiteli, her türlü kültürel ve sosyal donatılara sahip olacak merkez için 11 Temmuz’da açılış randevusu verdi. İnşaatı inceleyen ve bilgi alan Yaşar, tesisin diğer belediyelere örnek olmasını istedi. Yaşar, “Tesis, Yenimahalle’de övünebileceğimiz eserlerimizin en önemlilerindendir. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın daha iyi koşullarda eğitimlerini tamamlayabileceği bir alan kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. 350 öğrencinin sağlıklı koşullarda eğitimini tamamlayacağı bu güzel tesisin kurdelasını kesmek için hepinize 11 Temmuz’a randevu veriyoruz” dedi. ürkocakları’nın 90’ncı kuruluş yılına armağan bir “Ankara Sayısı” T olarak basılan ve sonraki yıllarda ücretsiz dağıtımı Dericizade AŞ tarafından üstlenilen, Türkocakları Merkez Heyeti’nin aylık yayın organı Türkyurdu dergisinin 40’ncı sayfasında başlayan özel Ankara bölümünde, kimi akademisyen ve araştırmacılar tarafından kaleme alınmış, değişik konulu 24 Ankara makalesi bulunuyor. Ankara Cumok TİYATRO PEMBE KURBAĞA “ADALETİ BİRLİKTE ARAYACAĞIZ” 18 ŞUBAT 2013 PAZARTESİ SİLİVRİ’DEYİZ. Amacı ne olursa olsun, hedefi kim olursa olsun hukuksuzluğun her türlüsüne hayır! 18 Şubat’ta Silivri’de hep birlikte bunu haykırmak dileğiyle. Özgürlükte buluşmak üzere “HAKKI SUHA OKAY” Türk Hukuk Kurumu Başkan Yardımcısı, CHP 23. Dönem Ankara Milletvekili ADİL YARGILAMA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ www.ankaracumok.org 16 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ SAAT 10.30 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 Gidiş: 17 ŞUBAT 2013 PAZAR SAAT: 23.00 VEDAT DALOKAY NİKÂH SALONU YANI KOLEJ / KURTULUŞ SAAT: 23.30 MESA KORUKENT KAVŞAĞI / ÇAYYOLU SAAT: 23.45 OPTİMUM ÖNÜ/ ERYAMAN EDERİ:70. TL. Dönüş: 18 ŞUBAT 2013 PAZARTESİ, Silivri’de belirlenecektir. İLETİŞİMKAYIT: HÜR KEÇECİ: 0535 977 74 48 HALUK YALVAÇ: 0533 367 13 96 www.ankaracumok.org 16 ŞUBAT 2013 CUMARTESİ SAAT 14.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 15 Şubat 2013 Cuma Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle