Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ A4 ANKARA Yaşam Kahvenin Kırk Yıl Hatırı Var ! ahve, kültürümüzün ayrılmaz parçası. Kahveye verdiğimiz önemi “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” deyimiyle taçlandırmışız. Her ne kadar, kahve bitkisinin anavatanı Etiyopya olsa da, kahve kültürüne boyut kazandıran biziz. Kahve, Arapça “kahwah” (keyif veren içkişarap) sözcüğünden türeyerek, 14. Yüzyıl’da dilimize “kahve” olarak geçiyor.. Sonrasında Batı dillerinde “café/caffe/koffie/kaffe” olarak tanınıyor. TadımNotları Prof. Dr. Ertan ANLI http://tadimnotları.blogspot.com email anliertan@yahoo.com K Kahvenin İyisi Yemen’den Gelir ! Etiyopya’nın yaylalarında M.S. 8. Yüzyıl’dan itibaren tanınan “kahve”, o dönemler yerli halk tarafından taneleri öğütülerek bir çeşit ekmek yapımında kullanılıyor, ayrıca meyveleri kaynatılarak tıbbi amaca hizmet ediyor. Sonrasında, “sihirli bitki” olarak da anılan “kahve”, Arap Yarımadası’na yayılarak ünleniyor. Bugünkü anlamda kullanımını, yani ateşte kavrulan çekirdeklerinin ezilip kaynatılması tekniğini dünyaya sunan ise; Yemen’deki Sufi tarikatı... Ardından sırasıyla; 1410 yılında Aden’e, 1510’da Kahire’ye ve 1511’de Mekke’ye götürülüyor. İstanbul’a 1517 yılında, Yavuz Sultan Selim döneminde, Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından getirilen kahve, kısa sürede Osmanlı saray mutfağındaki itibarlı yerini alıyor. Saray görevlileri arasına “kahveci başı” adında yeni bir rütbe ekleniyor.. Hatta öyle ki, padişahın kahvesini sunan kahveci başılar emin, sır tutmasını bilen kişiler arasından seçiliyor. Aralarından sadrazam olan bile çıkıyor. Saraydan, konaklara geçen ve kısa sürede İstanbul halkının kalbini ve damağını fetheden kahve, halkın yaşamına gerçek anlamda 1544 yılında, Tahtakele’de açılan ilk “kahvehane” ile giriyor. Çiğ olarak alınan kahve taneleri tavalarda kavrulup, dibeklerde ezilerek, bakır cezvelerde odun ateşinde pişiriliyor. Böylece, ortaya dünyanın tanıdığı nefis Türk kahvesi lezzeti çıkıyor. Tabii, “kahvenin iyisi de Yemen’den geliyor.” Avrupalılar ise kahveyi ilk kez 1615 yılında, İstanbul’a gelip ticaret yapan Venedikli tüccarlar sayesinde tanıyor. Doğrusu, pazarlamaları bizden iyi. Yemen’in en büyük limanı Moha (Al Mukha), kahveye isim vermiş, ama bilinmiyor... Kahve Efsaneleri Kahve üzerine birçok efsane de var. En yaygını; Doğu Afrika’da MS. 800600’lerde çoban “Kaldi”nin bazı hayvanlarının çalılıklardaki kırmızı renkli kahve meyvelerini yiyen keçilerin zıp zıp enerjik bir şekilde oynaması, hatta uyuklayan yaşlı keçilerin genç keçiler gibi hareketlenmesi ve neşelenmesi efsanesi.. Arapİslam literatüründe; Baş Melek “Cebrail”in, “Hz. Muhammed”e, güç ve dayanıklılık vermesi kahve sunması betimlenmesi ve “Moha”da kahvenin, cüzamlıları iyileştirmesi üzerine kurulu efsaneler de ilgi çekici... Kahve Lezzeti Dünyanın en büyük kahve üreticisi 170 000 ton/yıl ile Brezilya… Sonra Vietnam ve Kolombiya geliyor. Kahvenin de lezzetini diğer kültür gıdalarında olduğu gibi iklim ve toprak belirler. Eğer kahve yanardağın eteğinde yetişirse gül kokar, muz ağaçlarının gölgesinde kalırsa aroması zengin olur. Örneğin, Coffea Arabica (Arabika), Etiyopya’da 8002000 metredeki volkanik yamaçlarda yetişir. Kahve Faydalı mı ? Kahvenin etken maddesi; kahve, çay, yerba mate, gurana ve az miktarda da kakaoda bulunan “kafein”... İlk kez, 1819 yılında Alman kimyacı Fredrich Ferdinand Runge tarafından bulunarak, dünya literatürüne kazandırılıyor. “Tein”, “matein” ve “guranin” olarak da biliniyor. 100 mililitre ölçüsüyle; filtre kahvede 60 mg, kuru kahvede 40 mg, çayda 28 mg, CocaCola’da 13 mg bulunuyor. Tıbbi olarak; merkezi sinir sisteminde psikotropik etkiyi ve solunum sistemini uyarıcı, kalp atışı hızını artıran ve diüretik etkisiyle biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) bağımlılık yapan ilaçların neden olduğu sosyal ve fiziksel sonuçlarla kafein arasında uzaktan yakından bir ilgi olmadığı belirtiliyor.. Hatta, “Alzeheimer” hastalığına karşı günde üç fincan kahve öneriliyor.. Bu konuda Journal of Alzheimer Disease adlı bilimsel dergide yayınlanan bir araştırma makalesine göre; 65 yaş üstünde yapılan bir araştırmada kanında yüksek düzeyde kafein bulunanların, kafein almayanlara göre bu hastalığa 24 yıl geç yakalandıkları belirtiliyor..Kuşkusuz bu tip araştırmalar daha fazla derinleştirilmeye gereksinim duyuyor.. Ancak, siz fala inanmasanız da kahvesiz kalmayın.. C MY B C MY B