Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA A2 ANKARA Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nun yurtdışı harcaması her yıl düşüyor CUMHURİYET Kültür Sanat 3 AĞUSTOS 2012 CUMA ANKARALI KİTAPLAR SAVAŞ SÖNMEZ Mimar Kemalettin Ve Çağı, Mimarlık / Toplumsal Yaşam / Politika Ed. Ali Cengizkan, TMMOB Mimarlar Odası TC Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara, Haziran 2009, 251 sayfa 1870 – 1927 arasında yaşayan Mimar Kemalett(dd)in, inşasına 1925’lerde başlanılıp bir kısmı sağlığında, bir kısmı da ölümünden sonra bitirilen Mimar Kemal İlkokulu, DDY Genel Müdürlüğü, Ankara Palas (mimar Vedat Tek sonrası), Ankara 2. Vakıf Apt., Gazi İlk ve Orta Muallim Mektebi gibi önemli Ankara yapılarının mimarıdır. Ne yazık ki İstiklal Caddesi üzerinde yine onun yapıtları olan 1. Vakıf Apt. (Belvü Palas) ile 5 küçük vakıf evi, 1970’lerde Merkez Bankası inşaatı için hoyratça yıktırılmışlardır. Ağustos 2008’de düzenlenen Mimar Kemelettin ve Çağı Sempozyumu’nda sunulan bildiriler, Haziran 2009’da Mimar Kemalettin Anma Programı Dizisi’nde kitaplaştırılmıştı. Bu kitapta çoğunluğu mimar ve öğretim üyesi olan 18 kişinin, Osmanlı’da Mimarlığın Üretimi bölümünde 5, Osmanlı’da Mimarlık ve Egemen Beğeni bölümünde 4, Mimar Kemalettin’e Yakından Bakmak bölümünde 4, Mimar Kemalettin’in Yapıtları ve Mimarlığı bölümünde 4 bildirisi yer almaktadır. Koroların yurtdışı harcamalarında düşüş var SELDA GÜNEYSU Ve Perde... Eren AYSAN aysaneren@hotmail.com ‘Uzun Yolda Bir Mola’ yandan binlerce yıllık insanlık tarihi göz önüne alındığında bireylerin sınırlı yaşamının, sanatın bütününü kapsayamayacağı öngörüsü karşımıza çıkıyor. Her şeye rağmen sanatçı birey, üretiminin gücüyle, üstün yaratıcılığıyla, onursal duruşuyla, yol gösterici bilgeliğiyle dünyanın aydınlığa dönüşümünde büyük katkılar sağlayabilir, hatta çığır açabilir. Tiyatro bilimcisi, yazar Ayşegül Yüksel’in yaşadığımız coğrafyada tiyatronun yolculuğunu irdelediği kitabı “Uzun Yolda Bir Mola”, sahne sanatının bugünkü dönemecinde, “sanatın uzunluğunu, hayatın kısalığını” bir kere daha duyumsatarak değerlendirme imkanı sunuyor bize. Ayrıca Yüksel, tiyatro sanatının içinde bulunduğu duruma dair deneyimiyle ve birikimiyle değerlendirme yapabilecek ender kalemlerden biri. “Mola” sözcüğü, hem Cumhuriyet öncesi ve sonrası tiyatromuzu içeren büyük yolculuğu imleyen, hem Yüksel’in eleştirmenlik yaşantısında edindiği güçlü yeri gösteren, hem de tiyatroya dair gündemi izleyen okur açısından sıkı bir metafor. Şu bir gerçek ki, zaman zaman böyle “mola”lara ihtiyaç var. Özellikle sanat alanında yapılan, sanat adamlarını da içeren “genelleme”leri, birbirine benzeyen varlıkların ortak özellikleriyle düşünmeyi faydasız, sözcüğün anlamına uygun bir biçimde indergemeci, basit bir tasnif etme yöntemi olarak düşünürüm. Çok uzun zamandır ülkemizde tiyatro sanatına dair deyim yerindeyse kafa yoranların disiplinlerarası ilişki kurmaktan uzak, coğrafyamızın tarihsel ve sosyolojik dönüşümüne karşı ilgisiz, dünyadaki sanatsal gelişmelere duyarsız olduğunu söylemek, umarım beni de böyle bir “genelleme” yapıyor olmanın tuzağına düşürmez. Bununla birlikte Yüksel gibi her zaman böyle yargıların dışında gösterilecek, ne yazık ki bir elin parmaklarını geçmeyecek örnekler tiyatro sanatı üzerine nasıl bir düşünsel gelişimin izlemesi gerektiği açısından son derece öğretici. Yüksel, “Uzun Yolda Bir Mola”da, Doğu ile Batı arasındaki “kimlik” üzerinden ayrımı son derece somut bir biçimde anlatıyor. Doğu toplumlarındaki itaat etme özelliğinin insanı nasıl da “birey” olmanın dışında bıraktığını, dolayısıyla değiştirme ve dönüştürme ikliminin hiçbir zaman yeşermediğini ayrıntılandırırken, bunun da sanata yansımasını konu ediyor. Oysa Batı toplumunda Antik Yunan’dan itibaren bireye verilen değerle, “insancılık” anlayışının geliştiği, bunun da sanata büyük ivmeler kazandırdığı bir gerçek. Yaşadığımız coğrafyanın hem Batı’yla, hem de Doğu’yla büyük bir hesaplaşma ortamı olduğu düşünüldüğünde, Ayşegül Yüksel her iki yönelim üzerinden bir değerlendirme yapıyor. Cumhuriyet sonrasında Batıyla kurulan ilişki üzerinden tiyatro sanatının gelişmesini aktarıyor. Bu noktada Yüksel’in görüşlerinin salt tiyatro sanatı için değil, pek çok sanat alanında geçerli olduğunu da belirtmek gerek. Çalışmada, hem Batı’dan hem de farklı bir anlayışla Doğu’dan beslenen oyun yazarlığımızdan, ödenekli tiyatroların mevcut yapısına, özel tiyatrolardan, özellikle AST, Dostlar Tiyatrosu, Kent Oyuncularına, “yazar tiyatrosuna”, tiyatro eleştirisine, bu alanda Sevda Şener, Metin And ve Özdemir Nutku’nun çabalarına değiniyor. Şu bir gerçek ki, “Uzun Yolda Bir Mola” yalnız tiyatroyla ilgilenen, tiyatro üzerine düşünenlerin değil, Doğu – Batı toplumlarını sorgulayanlara, devlet – sanat ilişkisini değerlendirenlere, oyun yazarlığımızın gelişimini mercek altına almak isteyenlere de kaynaklık edecek önemli bir çalışma. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, son 10 yılda Türk halk ve sanat müziği ile icracıların yurtdışında yaptıkları etkinliklere bakanlık olarak ne kadar bütçe ayırdıklarını ve bu bütçeden yararlanan sanatçı ya da grupların listesini, aldıkları ödenek miktarlarını açıkladı. Buna göre Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu’yla birlikte tüm koroların yurtdışı harcamalarında önemli bir düşüş yaşandığı görüldü. Günay’ın verdiği bilgiye göre Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nun 2006 yılında yurtdışı harcaması 77 bin 15 TL iken 2012’nin ilk 6 altı ayında 17 bin 112 TL. CHP İstanbul Milletvekili Sabahat Akkiraz, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın yazılı yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde, “Her yıl ülkemizde kaç yabancı müzisyen çalışma izni ile istihdam edilmektedir? İstihdam edilen yabancı müzisyenler ülkemize ne kadar vergi ödemektedir? Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Türk müziğinin (halksanat müziği) geniş kesimlere ulaşması konusunda ne gibi çalışmalar yapmaktasınız? Son 10 yılda Türk halk ve sanat müziği ile icracıların yurtdışında yaptıkları etkinliklere ne ka Sanat uzun, hayat kısa.” Bu deyişin “ gerisinde, dünyada insan varlığı sürdüğü sürece sanatın var olacağı bilgisi saklı. Öte darlık bütçe ayırdınız? Bütçeden yararlanan sanatçı ya da grupların listesi ve aldıkları ödenek ne kadardır?” sorularını yöneltmişti. Söz konusu önergeye Bakan Günay’dan yanıt geldi. Günay’ın önergeye verdiği yanıtta başta Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu ve Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu olmak üzere bakanlığa bağlı koroların yurtdışı harcamalarının günden güne düştüğünü gözler önüne seriyor. Buna göre; söz konusu koroların 2006 yılında 92 bin lira olan yurtdışı harcaması, 2007’de 75 bine, 2008’de 73 bine, 2009’da 55 bine, 2010’da 70 bine, 2011’de 68 bine ve 2012’nin ilk 6 ayında 19 bin liraya geriledi. Günay’ın verdiği bilgiye göre Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nun yurt dışı harcamaları yıllara göre şöyle: “2006 yılında 77 bin 15 TL, 2007 yılında 75 bin 492 TL, 2008 yılında 59 bin 608 TL, 2009 yılında 49 bin 310 TL, 2010 yılında 48 bin 106 TL, 2011 yılında 37 bin 412 TL, 2012’nin ilk 6 ayında 17 bin 112 TL.” Klasik Türk Müziği’nde daha az harcama Ankara Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun yurtdışı harcamalarındaki düşüş oranları da şöyle sıralanıyor: “2006 yılında 15 bin 869 TL, 2007 yılında yok, 2008 yılında 13 bin 689 TL, 2009 yılında yok, 2010 yılında 5 bin 64 TL, 2011 yılında 3 bin 27 TL ve 2012’nin ilk 6 ayında yok.” Sivil toplum örgütleri oyun yazma yarışması düzenliyor... ‘Özgürlük’ konulu oyunlar yarışacak Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği’nce (OYÇED) bu yıl ilk kez “Özgün Oyun Yazma Yarışması” gerçekleştirilecek. Tiyatroya meraklı tüm sanatseverlerin katılabileceği yarışmanın konusu ise “özgürlük.” OYÇED, oyun yazarlığını ve oyun çevirmenliğini geliştirmek için, festivaller, sempozyumlar, paneller, söyleşiler, okuma tiyatrosu etkinlikleri düzenliyor. Bu etkinliklerden bir tanesi de, 20122013 tiyatro sezonunun konusu olan “özgürlük” kavramı üzerine oyunlar yazılmasını sağlamak amacıyla başlatılmış olan “I. Özgün Oyun Yazma Yarışması.” Yarışmanın amaçları ise “Anlamını unutmaya başladığımız bir kavram olan ‘özgürlük’ kavramının hayatımızdaki yerini sorgulamak, görsel ve yazılı basının da yardımıyla düzenlemiş yarışmamızın ve konumuzun tartışma zeminleri yaratmasını sağlamak, yaratılacak olan özgün eserler sayesinde tiyatro yazınımızı zenginleştirmek” olarak tanımlanıyor. Yılın tiyatro konusu ise OYÇED’in öncülüğünde, Devlet Tiyatroları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Yardımlaşma Vakfı, Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği, Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, İstanbul Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği, PEN Yazarlar Derneği, Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunları Birliği, Direklerarası Tiyatro Seyircileri Derneği tarafından belirleniyor. Nazif Uslu, Ümit Görgülü, Erhan Özçelik, Cengiz Özek, Şahin Örgel, İhsan Ustaoğlu, Prof. Dr. Nurhan Tekerek, Prof. Dr. Semih Çelenk, eleştirmen Gülşen Karakadıoğlu, yazar Turgay Nar, yönetmen Taner Barlas ve oyuncu Levent Üzümcü de yarışmanın seçici kurul üyeleri olarak görevli. Birinciye 10 bin TL ödül var “I. Özgün Oyun Yazma Yarışması”nın sonucunda ise birinciye 10 bin TL, ikinciye 7 bin 500 TL, üçüncüye 5 bin TL ödül verilecek. Yarışmada, biri 3 bin TL, diğeri ise 2 bin 500 TL olmak üzere iki de mansiyon ödülü var. Yarışmaya katılım koşulları ise şöyle: I Yarışmaya katılacak eserlerin daha önce yayımlanmamış, hiçbir yarışmaya katılmamış, amatör ya da ödenekli topluluklarca yurtiçinde ve dışında sergilenmemiş ve yayımlanmamış olması gerekmekte. I Yarışmaya yurtiçi ve yurtdışından herkes katılabilir. Ancak seçici kurul üyeleri katılamaz. I Yarışmaya son katılım tarihi 1 Ocak 2013. Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacak. I Oyun yazarları yarışmaya bir eserle katılabilir. Sayfa sayısı konusunda sınır yok. Önemli olan “özgürlük” temasını tiyatronun anlatım olanaklarını kullanarak, en etkin ve çarpıcı biçimde işlemek. Gönderilecek eserlerin “Times New Roman” karakterinde, 1.5 aralıkla ve oyun yazma kurallarına uygun olması gerekmekte. Oyunlar A4 kağıdına yazılmış olarak, 7 adet çıktı ve birer adet CD olarak gönderilmeli. I Yarışmacılar gerçek isimleriyle değil, rumuzla katılacaklar. Bu nedenle eserin üzerinde gerçek kimliği anımsatacak ya da açıklayacak bir bilgi olmamalı. I Yazarların oyun metinlerinin ilk sayfasına oyunun adını ve bir kelimeden oluşacak rumuzu yazmaları, ayrıca düzenledikleri bir küçük kapalı zarfın üzerine özgeçmişlerini, fotoğraflarını ve iletişim bilgilerini yazmaları, bu zarfı, eserlerini postalayacakları büyük zarfın içine koyarak yukardaki adrese göndermeleri gerekmekte. (Yarışmaya başvuru adresi: Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği Genel Merkezi; İskenderpaşa Mah., Vezir Çeşmesi Sok., No: 3/A Fatih/ İstanbul.) Levent Üzümcü Geleneksel Türk sanatları Anatolium’da Geleneksel Türk sanatlarının örnekleri arasında bulunan ebru, hat ve cam işi, Anatolium Ankara’da yeniden hayat buluyor. Cam ile ateş, su ile boya, kalem ile kâğıt, usta ellerde sanata dönüşüyor. Eski Ramazanları yeniden canlandıran ve geleneksel Ramazan eğlencelerini Ankaralılarla buluşturan Anatolium, Ankara hat, ebru ve cam sanatlarının ustalarını başkentlilerle buluşturuyor. Ramazan ayı boyunca hafta sonları Anatolium Ankara’da kurulan stantlarda ebru, hat ve cam sanatları icra ediliyor ve dileyen ziyaretçiler ustalar eşliğinde sanatların inceliklerini öğrenip uygulama şansı yakalıyor. Anatolium Ankara’nın Ramazan ayı programında fasıl gruplarından semazen gösterilerine, “Karagöz ve Hacivat”tan meddaha kadar birbirinden renkli ve eğlenceli etkinlik de yer alıyor. DERS VERENLER BEN MAHİR AYDINER. Uzun yıllar saksafon çaldım. Şimdi bu yılların birikimini siz saksafon öğrenmek isteyenlerle paylaşmak istiyorum. 0542 657 36 85 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Yenimahalle’de Lüks 2+1 140.000 TL 0.533.474 07 10 Türkiye Mehmetçiğe Mehmetçik Türk Milletine Emanettir. TSK MEHMETÇİK VAKFI Tel: 284 19 7071 Faks: 284 19 73 www.mehmetcik.org.tr 3 Ağustos 2012 Cuma : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR Telefon Eposta Basıldığı Yer Dağıtım Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B Sahibi Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu, Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ : DPC Doğan Medya Tesisleri : YAYSAT