22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 29 AĞUSTOS 2012 ÇARŞAMBA A2 ANKARA Kültür Sanat Malıköy Tren İstasyonu Müzesi A nkara’dan Eskişehir’e uzanan karayolunun yaklaşık 35’inci kilometresinde Başkent Organize Sanayi Bölgesi sapağından sağa sapan yol sizi 6 kilometre sonra Malıköy Tren İstasyonu Müzesi’ne, sola sapan yol ise 4 kilometre sonra Alagöz Karargâh Müzesi’ne götürüyor. Ankara’ya demiryolu ile 55 kilometre uzaklıktaki Malıköy Tren İstasyonu; Genelkurmay Başkanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün işbirliğiyle 25 Haziran 2008’den itibaren müzeye dönüştürülmüş. İstasyon, Kurtuluş Savaşı günlerinde bir yandan asker, erzak, hayvan ve savaş malzemesi gibi lojistik destek sevkinde çok önemli bir rol üstlendiği gibi; bir yandan da uçakların kalkıp inmesinde uçak pisti görevi görüyor, ayrıca revirinden hastane olarak yararlanılıyor. Savaş boyunca Ankara ile cephenin her türlü ilişkisini sağlayan çok işlevli stratejik bir istasyon kısacası. Müzenin açık sergi alanlarına, 1897 GÖRÜNÜM A. Celal B NZET acbinzet@gmail.com DÜŞ YOLCUSU savassonmez@yahoo.com Savaş SÖNMEZ Cemal Süreya’dan Eren Eyüboğlu’na u iki sanatçının aynı başlıkta buluşması merak B uyandırmaz mı hiç? Anlatınca anlaşılacaktır sanırım. Değişik yerlerde bulunan sanat yapıtlarının durumuyla ilgili soru imlerinin çoğaldığı bir zamandayız. Yeni yapılanlar kadar bir anda yok edilenler de az değil. Eren Eyüboğlu’nun yaptığı büyük mozaik panonun üzerindeki kuşku bulutları aklımızı kurcalarken Cemal Süreya anıtıyla ilgili yanlış bir haber girmişti araya. Dikkatli bir okurumuzun, Sayın Mehmet Kın’ın uyarısı anıtın yerli yerinde durduğunu söylüyordu. Öncelikle bu yanlışı düzelterek yeni bir fotoğrafla durumu belgeledik. Olayın sevindirici yanı, yok olduğunu sandığımız anıta bir şey olmamış. Onca olumsuzluklara karşın, demek ki çevresinde bir ilişki ağı kurulmuş ozanın. Sayıca az da olsa duyarlı insanların bulunduğunu bilmek güzel. Giderek yozlaşan kültürel ortamımız içinde az da olsa yerleşik yargıları tersyüz edecekler var demek ki… Çevresinde yükselen ağaçların arasında, kaidesindeki kimlik bilgilerinin yer yer dökülmüş olması dikkatlerden kaçmış gibi. Süreya’nın “üstü kalsın” dediğini yeniden duyar gibi olduk orada. Gelelim ikinci konuya. Eren Eyüboğlu’nun (19131988) yıllar önce yaptığı bir mozaik pano var. Sıhhiye’deki Etibank Genel Müdürlüğü binasındaki geniş camın arkasından yola bakar. Bir yetkilinin, adı bile kalmasın diyerek saldırdığı Etibank, Cumhuriyetin öteki kurumları gibi satıldı. Madenlerin tarihli Alman yapımı bir lokomotif ile 1909’a tarihlenen yine Alman yapımı bir vagon, Erzurumlu Nafiz Kotan’ın (18871948) orduya armağan ettiği İtalyan yapımı Fiat tipi Nafiz1 ve Nafiz2 keşif uçaklarının birebir örnekleri (Savaş sırasında düşmandan ganimet olarak ele geçirilen iki uçağa da İsmet ve Sakarya adlarının verilmesiyle Fazıl Bey’in komutasındaki Cephe Tayyare Bölüğü’nün uçak sayısı 4’e çıkıyor), top, çadırlar, at ahırı ve Kotan’ın yanı sıra Pilot Binbaşı Fazıl Bey (18891923) ile Polatlılı Çavuş Hüseyin Özenç’in büstleri yerleştirilmiş. İstasyon binasında demiryolu personelinin mankenleri ile o günlerden kalan kimi tren ve demiryolu malzemesi, duvarlarda eski yazıyla cephe emirleri ile nakliye ve sevkiyat yazışmaları bulunuyor. Savaş sırasında cephe gerisine gönderilecek yaralılara ilk müdahale amaçlı bir revir olarak kullanılan ambar binası, mankenleri ve eski malzemeleriyle revir olarak canlandırılmış. Açık alanın bir ucunda lokomotiflere ikmal yapan su kulesi yer alıyor. Eski komutan ve lojman binasının ise zamanla kafeterya olarak kullanılması düşünülüyor. Müze bahçesi mermi sırtlamış kadın, yaralı arkadaşını taşıyan asker, kağnı, sivil giysili Atatürk, dinlenen askerler, 5713 şehit adına yaptırılıp bunlardan 331’inin adını taşıyan anıt gibi heykellerle zenginleştirilmiş. Alanı, efekt olarak verilen uçak ve tren sesleri ile top gürlemeleri eşliğinde oldukça etkilenerek dolaşıyorsunuz. Her gün 09.0017.00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebilen müzeye (Tel: 640 10 81) yapacağınız gezinin dönüşünde EskişehirAnkara karayolunun karşı kıyısına geçtiğinizde anayola çıkmayıp doğruca devam ederseniz, bir başka yazımızda söz edeceğimiz Alagöz Karargâh Müzesi’ne ulaşıyorsunuz. Ankara’ya sadece 40 kilometre uzaklıktaki bu çok önemli müzeye çolukçocuk, konukomşu bir an önce gitmenizi hararetle öneriyorum. Sanat kurumlarının yeni sezon hazırlıkları tam gaz sürüyor... ‘1 Ekim’de sahneye’ diyecekler SELDA GÜNEYSU Başkentteki tiyatrolar perdelerini 1 Ekim’de açacak. Başkentin önde gelen özel tiyatrolarından Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) yeni sezona “Selamün Kavlen Karakolu” adlı oyunla, Mavi Sahne de “Gıres/Angaralı” adlı oyunla “merhaba” demeye hazırlanırken, geçen sezon Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Devletin tiyatrosu olmaz. Tiyatroları özelleştiriyorum” açıklamasıyla yaşanan tartışmanın ardından Ankara Devlet Tiyatrosu(DT) da bu yıl her şeye karşın yeniden izleyisini selamlayacak. ADT’de bu yıl, geçen sezondan farklı olarak “Cesaret Ana”, “Aşk Hastası”, “Tom ve Jerry”, “33 Varyasyon” ve “Bağdat Hatun” adlı oyunlar izleyici ile buluşacak. DT, geçen sezon deyim yerindeyse “sancılı” bir süreç geçirmişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda (İBBŞT) yeni yönetmelik değişikliğiyle başlayan kriz, DT’ye de bulaşmış ve Başbakan Erdoğan, “Devletin tiyatrosu olmaz” diyerek, tartışmayı daha da alevlendirmişti. Hatta AKP, DT ile ilgili bir rapor hazırlamış ve bu raporda “DT’nin misyonunu tamamladığını” ileri sürmüştü. Tüm bu tartışmaların ardından da Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık harekete geçmiş ve DT’nin “tüzel kimliğini” değiştirecek yeni yasa çalışmaları için hazırlıklara başlamıştı. Ancak ne var ki bu çalışmalara, TBMM’nin tatile girmesiyle ara verilmişti. DT de “her şeye karşın yola devam” kararı alarak, yeni sezon hazırlıklarına başladı. Ancak yeni sezonun da yaklaşmasıyla, DT’nin bu çabalarının, hazırlanan yeni yasa taslağı ile birlikte kaç sezon süreceği tiyatro camiasında en fazla konuşulan konular ara sında. Taslak yasalaşıncaya değin de DT, en azından bir sezon daha izleyicilerini selamlayacak. O nedenle bu sezon DT açısından büyük önem taşıyor. 5 yeni oyun kesinlik kazandı Ankara DT’de henüz yeni repertuvar resmi olarak açıklanmadı. Ancak Cumhuriyet Ankara olarak, yeni sezonda sahnelenecek 5 yeni oyunun bilgisini ele geçirdik. Buna göre, Ankara DT’de bu yıl, “Cesaret Ana”, “Aşk Hastası”, “Tom ve Jerry”, “33 Varyasyon” ile “Bağdat Hatun” adlı oyunlar izleyiciyle buluşacak. Ankara DT’de yeni sezonda sahneye taşınacak ilk oyun, 8 Temmuz’da yaşamını yitiren usta tiyatro yazarı Güngör Dilmen’in kaleme aldığı “Bağdat Hatun.” 197319741975, 19801981, 20012002 ve 20042005 sanat sezonlarında da çeşitli DT sahnelerinde sahnelenen oyunda, “İlhanlı kadını Bağdat Hatun’un iktidar tutkusu uğruna en yakınlarını bile yok etmeyi göze alışını ve yasaları kendi çıkarları doğrultusunda uygulayan egemen sınıfın iç yüzü” anlatılıyor. Oyun bu kez Dilmen’in anısına sahneye taşınacak. Gerçek bir yaşam öyküsü... Yine Ankara DT’de yeni sezon izleyici ile buluşacak bir diğer oyun, daha önce ABD ve İngiltere gibi ülkelerde de sahnelenen, 1995’te Rick Cleveland tarafından kaleme alınan “Tom ve Jerry.” Oyun her ne kadar çizgi film kahramanları Tom ve Jerry’nin öyküsü gibi algılansa ve bu nedenle çocuk oyunu olarak düşünülse de değil. Oyunun çizgi filmle hiçbir ilgisi yok. Hatta gerçek bir yaşamöyküsünden kaleme alınmış, korku, gerilim Sahibi ve kara mizah yüklü bir oyun. İki kiralık katilin öyküsünü konu ediniyor. Oyunu, daha önce de yine Ankara DT’de “Japon Kuklası” ve “Yastık Adam” adlı oyunları yöneten İlham Yazar, yönetecek. Moises Kaufman’ın yazdığı Ekin Tunçay Turan’ın Türkçeye çevirdiği “33 Varyasyon” adlı bir dram da bu yıl Ankara DT’de izleyici ile buluşacak bir diğer oyun. Bunun yanı sıra Ankara DT, bu yıl Kenan Işık’ı da ağırlayacak. Işık, geçen sezon İstanbul DT’de “Antigone” adlı oyunu yönetmişti; bu yıl da Ankara DT için “Aşk Hastası” adlı oyunu yeni sezona hazırlıyor. Bir Brecht klasiği Ankara DT’de bu yıl izleyici ile buluşacak bir diğer oyun da bir Bertolt Brecht klasiği. Brecht’in ünlü oyunu “Cesaret Ana.” Ayşe Emel Mesci’nin rejisiyle izleyici ile buluşacak oyun, daha önce İstanbul’da faaliyet gösteren özel tiyatro Semaver Kumpanya tarafından, Işıl Kasapoğlu rejisiyle izleyici ile buluşmuştu. Oyun, “Neden her gün bir yerde bir savaş patlak veriyor? Neden onlarca, yüzlerce, binlerce insan ölüyor savaşlarda ve neden iyi yürekli ve saf insanların sesi çıkmıyor hiç? Herkes iyi yürekli ve safsa kötüler kim peki? Savaşı isteyenler kim? Savaştan geçinenler, savaşla beslenenler? Din uğruna, vatan uğruna, özgürlük uğruna, demokrasi uğruna hayatlarını, çocuklarını, ana babalarını, sevdiklerini yitirenler kim? Peki ya kazananlar? Karlı çıkanlar da var mı bu işten? Bütün bunlar ne uğruna? Para mı, çıkar mı, iktidar mı, egemenlik mi? Peki bütün bunlar için savaşa değer mi?” gibi sorulara yanıt arıyor. peşkeş çekildiği bir ortamda ulusal kimlikli bir kuruluşa gereksinim yoktu elbette. Bugünlerde bina boşaltılmış ve bulvara bakan büyük camın perdeleri sımsıkı kapalı. Sanat adına her şeyin yok pahasına elden çıkarıldığı bir dönemde kuşku duyulmaması olanaksız. O binanın da satılıp satılmadığı belirsiz. Boşaltıldığına göre içindeki bu mozaik panonun son durumu nedir meraklanmaz mı insan? Böyle durumlarda iş işten geçmeden önlem alınması, kırılıp dökülmeden birilerinin girişimde bulunması gerekiyor. Belki de o mozaik duruyor orada. Ülke gündeminde sanat dışarıda tutulduğu için karamsar olunması kaçınılmaz. Yakın geçmişte yerlerinden kaldırılan Gençlik Parkı’ndaki heykeller, müzede sansürlenerek geri plana çekilen resimler anımsanınca kuşkuların boşuna olmadığı daha iyi anlaşılır. Ankara’nın kimliğine eklenmiş bu yapıtların titizlikle korunması zorunludur. Onların varlığı kültürel yaşamımız için olmazsa olmazların başında gelir. Büyük ulusların kışkırtmasıyla ön cephede girmeye çalıştığımız savaş ve terör ortamı içinde adı mı geçer derseniz, sanat her zaman için önemlidir derim. Savaşın yıkıcılığına karşın, sanat her daim yaratıcı olmuştur. Bir yanlış habere konu olan ozan anıtıyla, belirsiz bir ortama terk edilmiş başka bir yapıtın sanatçısını buluşturdu bu yazı. Burada gündeme getirilen ve tüm öteki sanat yapıtlarının yok edilmediği bir toplum umalım. KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM Telefon Eposta 29 Ağustos 2012 Çarşamba C M Y B C M Y B : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle