Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 2012 CUMA A4 ANKARA YaşamSpor Ankaragücü’ndenalacaklarınıtahsiledemeyen Bednar’ınbaşvurusueksi6puananedenoldu... Ankaragücü ‘eksik’ başlayacak Gâvurkale ve Haymana A nkara’nın günümüze ulaşabilen en eski kalesi Haymana’da bulunan ve bir Hitit eseri olan Gâvurkale’dir. Duvarlarından sadece küçük bir kısmı ayakta kalan Gâvurkale, bugünkü Çorum ve çevresinde egemen olan Hitit uygarlığının Kızılırmak’ın batısındaki en önemli eseri sayılan tanrı ve tanrıça kabartmalarını da saklamaktadır. Vadi tabanından 60 metre kadar yükseklikteki bir tepede bulunan ve 37 x 35 metre bir alana yayılan Gâvurkale’nin güney cephesinde yer alan kabartmalarda; ayakta duran ve sivri külahlı başlıkları, kısa etekleri, uzun kılıçlarıyla dikkat çeken iki tanrı, oturmakta olan gene sivri külahlı bir tanrıçaya bir sunum yapmaktadır. Prof. Ekrem Akurgal, Anadolu Uygarlıkları adlı kitabında, ayaktaki tanrıların Hava Tanrısı ve oğlu olabileceğini, her üç kabartmada anne, baba, oğul üçlüsünün tasvir edildiğini yazmıştır. Nemrut heykelleri gibi güneş, rüzgâr, yağmur vb dış etkilere açık bulunduğu için zamanla eriyen rölyeflerde sunum yapılan tanrıçayı seçmek bayağı zor olmaktadır. Sunum yapan diğer tanrıların rölyefleri de eski fotoğraflarına kıyasla oldukça bozulmuş durumdadır. eseri olduğu kesin olmakla birlikte, bugünkü sur kalıntılarının Frigler zamanından kalmış olduğu dikkate alınırsa, Hititler döneminde tanrılara ait bir tapınma yeri olan Gâvurkale’nin, Frigler tarafından askeri amaçlı kullanıldığını düşünmek mümkündür. Gâvurkale’ye, AnkaraHaymana karayolunun, Ankara’dan 62’nci, Haymana’dan 11’inci kilometresinden itibaren Dereköy tabelasını takiple ve yoldan 2 kilometre içerdeki Dereköy’ün Timur ÖZKAN girişinde sola (Karaömerli Tanrılar Hititler’den, yönüne) dönülerek bir 2 ozkantimur@yahoo.com Surlar Frigler’den… kilometre daha gittikten sonra yol üzerinde İlk kez, 1861’de Fransız önümüze çıkan tek kemerli alçak köprüyü Akademisyen Perrot tarafından keşfedilen geçer geçmez bu defa sağa dönüp toprak Gâvurkale’de, 1930’larda Atatürk’ün emriyle, yoldan gene bir 2 kilometre kadar giderek DTCF öğretim üyelerinden arkeolog Prof. ulaşılabilir. Zaten köprünün üzerinde durup sağ Osten tarafından başlatılan kazılarda, açıkta tarafa bakınca, 600 metre kadar uzaktaki duran bu kabartmalardan başka bir de bir yeraltı mezarı bulunmuştur. Prof. Akurgal, aynı Gavurkale görüş alanımıza girmiş oluyor. Yürüyerek tırmanılması gereken son 100150 kitabında, kalenin kuzey cephesinden metresi hariç, kalenin bulunduğu tepenin girilebilen mezar odasının 3x4 metre arkasına kadar arabayla gidilebiliyor, tek sorun boyutlarında olduğunu ve üzerinin yalancı hiç tabela olmaması, hata yapmamak için sık tonozla örtüldüğünü de yazmış ve ayrıca tüm sık sormak gerekiyor. benzerliklerin Gâvurkale’nin, Yazılıkaya gibi önemli bir kutsal yer olduğunu gösterdiğini Her Derde Deva Kaplıcalar ifade etmiştir. Kabartmaların ve mezar odasının birer Hitit Gâvurkale gibi yaklaşık 3400 yıllık çok değerli bir tarihi eseri sınırlarında bulunduran Haymana, daha çok kaplıcalarıyla tanınan bir ilçemiz. Romatizmal hastalıklar, kireçlenmeler, bel ve boyun fıtıkları başta olmak üzere hemen her derde deva olduğu ifade edilen sıcak su, her yıl Haymana’ya 200 bin civarında konaklamalı veya günübirlik konuk getiriyor. İlçedeki farklı bütçelere hitap eden kaplıca tesislerine her yıl yenileri eklenmekte olup bunlardan biri uyguladığı Gezgin Gözüyle günlük sağlık programlarıyla diğerlerinden ayrılıyor. Doktorun Oteli adıyla tanınan bu tesiste gün, Çin usulü (Chl Gong) sabah egzersiziyle başlıyor. Kahvaltıdan sonra doğa yürüyüşü yapılıyor. Sıcak kaplıca hamamlarına veya normal ısıdaki yüzme havuzuna ayrılan serbest zamanların haricinde ayrıca her gün öğle sonraları da fıtık, kireçlenme vb. sorunlara yönelik (dönüşümlü olarak) havuz veya minder egzersizleri gerçekleştiriliyor. Bunun haricinde Türk ve Taylandlı iki masör dinlendirici veya tedaviye yönelik mesajlar yaparken gelen konuklar isteğe bağlı olarak ücretsiz doktor muayenesinden geçiriliyor. Otelin tam karşında bulunan Çal Dağı’na bakan yemek salonu bu dağın adını taşıyor. Çal Dağı Kurtuluş Savaşımızın en önemli aşamalarından biri olan Sakarya Meydan Muharebesi’nin cephe hattında bulunuyordu. Savaş, Polatlı yakınlarındaki Dua Tepe ve Kartal Tepe ile başlayan ve Afyon yönünde devam ederek Türbe Tepe, Çaldağ ve Mangal Dağı’nı da kapsayan yaklaşık 25 kilometre derinlik ve 100 metre uzunlukta bir cephede gerçekleşmişti. Doktorun otelinin tek kusuru, hem bu konuda hem de Haymana’nın Gâvurkale vb. tarihi, turistik yerleri hakkında bilgi verecek bir broşürünün olmaması. Nitekim adını, büyük bir olasılıkla bölgede görülen bir kuş türünden aldığını tahmin ettiğimiz ve otelin üst katında akşam çaylarının ikram edildiği Kızılşahin Kafe’nin adının da nereden geldiğini öğrenemiyoruz… Ankara’ya 74 kilometre uzaklıktaki Haymana’ya, Etlik garajlarından hareket eden ve AŞTİ’nin de önünden geçen otobüslerle gidilebiliyor. Gölbaşı üzerinden devam eden ve büyük ölçüde bölünmüş olan yolda, yolculuk bir saat sürüyor. Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in oğlu Ahmet Gökçek’in, Ankargücü’ne yaşattığı sıkıntılara bir yenisi eklendi. Gökçekler döneminde kadroya alınan forvet Roman Bednar’ın, 200 bin avro alacağını tahsil edememesi sonucunda UEFA’dan Ankaragücü’ne “eksi 6 puan” cezası verildi. Federasyonu göreve çağıran CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ise yaşananları “Ankaragücü bir ailenin kişisel hırsları nedeniyle tarihinin en zorlu günlerini yaşamaktadır” sözleriyle değerlendirdi. Ahmet Gökçek döneminde Ankaragücü’ne transfer edilen Roman Bednar, alacaklarını tahsil edemediği için geçen sezon devre arası başkent temsilcisinden ayrılmıştı. Futbol Federasyonu ve UEFA’ya giden futbolcu, alacaklarından kalan 200 bin avronun ödenmesi için Ankaragücü’ne ihtar çektirmişti. UEFA Disiplin Komitesi, dosyayı değerlendirerek Ankaragücü’ne 18 Ağustos’a kadar süre vermişti. UEFA önceki gün sürenin dolması üzerine Futbol Federasyonu’na bir yazı göndererek, Ankaragücü’nün 6 puanının silindiğini bildirdi. Sırada bekleyenler var Ankaragücü’nün Bednar dosyası dışında UEFA’da acil ödenmesi gereken 2 oyuncu dosyası bulunduğu öğrenildi. Ankaragücü’nün o oyuncuların da alacaklarını ödememesi durumunda kulübün 6 puanı daha silinecek. Kulübün futbolcu alacaklarını hiç ödememe durumunda ise bir alt lige düşürülecek. ‘Bize yazı gelmedi’ Ankaragücü Genel Menajeri Hikmet Hancıoğlu, Çek futbolcunun 200 bin avrosunu alamadığı gerekçesiyle puan silme cezasıyla karşı karşıya kaldıklarını ancak kendilerine ulaşmış bir yazı bulunmadığını söyledi. Hancıoğlu, “TFF’nin bu borçlanmayı taksitlendirdiği yönünde bize bilgi verildi, biz de sonucu bekliyoruz” dedi. Roman Bednar, alacaklarını tahsil edemediği gerekçesiyle geçen sezon devre arası Ankaragücü’nden ayrılmıştı. ‘Federasyonu göreve çağırıyorum’ CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka ise yaşanan üzerine dün basın açıklaması yaptı. Nazlıaka, Gökçek ailesinin kişisel hırsları nedeniyle Ankaragücü’nün son yıllardaki en zorlu dönemini yaşadığını kaydetti. Nazlıaka, “TFF’yi göreve çağırıyorum. MKE Ankaragücü nasıl bir gecede bu kadar yüklü bir borcun içine sokulmuştur? MKE Ankaragücü’nde 30 Ağustos 2009 24 Ağustos 2011 tarihleri arasında görev yapan yönetim kurulunun; ‘kulübü muvazaalı işlemlerle borçlandırdığı, bu dönemde yanlış ve pahalı transferler yaptığı, transfer edilen oyuncuların kulübe hiç gelmediği, kulübü içinden çıkılması zor bir borç sarmalı içine sürüklediği’ iddiaları araştırılsın. Tüm futbolseverleri 102 yıllık geçmişe sahip olan MKE Ankaragücü Spor Kulübü’ne sahip çıkmaya davet ediyorum.” Gençlere taze kan Gençlerbirliği Kulübü, dış transferde Galatasaray’dan Serkan Kurtuluş ve Blackburn Rovers’tan Sırp futbolcu Radosav Petroviç ile 3’er yıllık sözleşme imzaladı. Beştepe İlhan Cavcav Tesisleri’nde düzenlenen imza törenine katılan kulüp başkanı İlhan Cavcav, bu yıl çok sayıda transfer yaptıklarını belirterek, Serkan ve Petroviç’in başarılı olacaklarına inandığını söyledi. Cavcav, Herve Tum’u göndermekle transferde ilk kez hata yaptıklarını kaydedip, “İlk hatayı yaptığımızı kabul ediyorum. Yasin’e Trabzonspor’dan daha çok para vermemize rağmen sözleşmesindeki ‘500 bin avro verince gider’ maddesine istinaden kulüpten ayrıldı. Mehmet Akgün mukavelemiz olmadığı için gitti. Soner, Gençlerbirliği’nden yıllık 300 bin lira alıyordu. Benim futbolcuma başka bir kulüp daha çok veriyorsa, gönderirim. Trabzonspor’dan, kendisi için 2 milyon 250 bin avro bonservis bedeli aldık” dedi. Transferi kapattıklarını belirten Cavcav, Blackburn Rovers’tan transfer edilen Sırp oyuncu Petroviç’in, kendisi, bonservisi ve menajeri dahil olmak üzere 1 milyon 325 bin avroya transfer edildiğini, Serkan Kurtuluş’un ise sadece kendine 600 bin TL ödendiğini açıkladı. Futbolcuların görüşleri Yeni transfer Radosav Petroviç ise, “Takımda yer alan Kulusiç, Zec, Lekiç ve Tosiç, kulüple ilgili güzel şeyler söyledi. Türk futbolu adına iyi bilgiler aldım. Yol kat edeceğim bir kulübe geldim. Kulübe katkı sağlayacağıma inanıyorum” dedi. Galatasaray’dan, Gençlerbirliği’ne gelen Serkan Kurtuluş ise eski camiasına teşekkür ederek, “Gençlerbirliği Kulübü’ne geldiğim için çok mutluyum. Benim için beyaz bir sayfa. Kişisel gelişimimi burada daha iyi yapacağım. Genç oyuncuların oynadığı bir kulüp” diye konuştu. Konuşmaların ardından futbolcular, kendilerini 3 yıllığına Gençlerbirliği’ne bağlayan sözleşmeleri imzaladı. C MY B C MY B