Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 AĞUSTOS 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA Kent ANKARA A3 ‘Genç Fidanlar’ umreye Öğrenciler için düzenlenen yarışmalarda kazananları “umreye götürme” furyası belediyelere de sıçradı. Keçiören Belediyesi “Genç Fidanlar Yarışıyor” adıyla düzenlediği bilgi yarışmasında dereceye giren 14, 15 ve 16 yaşındaki çocukları umreye götürecek. Ensar Vakfı ve Önder İmam Hatipliler Derneği gibi dini içerikli vakıf ve dernekler çeşitli alanlarda düzenledikleri yarışmalarda kazanan öğrencileri umreye götürdü. Hatta bazı yarışmalarda umre ziyareti Milli Eğitim Bakanlığı desteği ile gerçekleşti. Ülke genelinde çok sayıda il ve ilçe müftülüğü, yaz tatilinde öğrenci yaştaki çocukları düzenledikleri yarışmalar sonucu umreye götürmeyi sürdürüyor. Benzer bir bilgi yarışması da AKP’li Keçiören Belediyesi tarafından düzenleniyor. Keçiören Belediyesi tarafından daha önce yaşlılar için düzenlenen umre ödüllü “Koca Çınarlar Yarışıyor” ve “Şefkat Çiçekleri Yarışıyor” bilgi yarışmalarının benzeri gençler için de düzenleyecek. Keçiören Belediyesi ve Keçiören Müftülüğü işbirliğiyle düzenlenen “Genç Fidanlar Yarışıyor” umre ödüllü bilgi yarışmasına sadece Keçiören’deki çocuklar değil Ankara’da ikâmet eden 9 ile 16 yaş arasındaki tüm kız ve erkek çocuklar katılabilecek. Yarışma ile öğrencilere pratik bilgi kazandırmayı amaçladıklarını belirten Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, “Genç Fidanlar Yarışıyor bilgi yarışması ile yaz tatilinde öğrencilerimizi sosyal yaşama dahil etmeyi ve günlük hayatlarında kullanabilecekleri pratik bilgileri kazandırmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda bu bilgileri öğrenen ve çevresindekilere aktarabilen çocukların yetişmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz” dedi. ‘Besmele olmazsa ders yapılmaz’ Yarışma öncesi katılımcılar kendileri için hazırlanan çalışma notlarından yararlanabilecek. Keçiören Belediyesi ve Keçiören Müftülüğü’nün birlikte hazırladığı; 9, 10 ve 11 yaş kategorisi öğrenci çalışma notlarında, “O olmazsa yemek olmaz/Olmazsa o ders yapılmaz/ Her işimde hep benimle/En güzel söz Besmele” ifadelerinin yer aldığı bir şiir ve “Euzü Besmele’nin manası nedir?” gibi sorular yer aldı. Çalışma kitabında “Kübra sınav zamanına kadar derslerine çalışır. Sınavdan önceki akşam da ‘Allah’ım ben elimden geleni yapmaya çalıştım. İnşallah senin izninle bu sınavı kazanacağım. Sınavda başarılı olmam için bana yardım et’ diye dua eder. Kübra’nın bu davranışını açıklayan kavrama ne ad verilir?” sorusunun da yer alması dikkat çekti. Emekli Vedat Arslangül Şık Düğme’de iş başında. Güneş Usta çalışıyor. Çerkeş Sokağı’nın Anımsattıkları U lus’ta sebzemeyve halinin Şık Düğme’de çalışmaya başlıyor. Emekli olmasına karşın işini karşısındaki Suluhan’ın sürdüren Vedat Bey, o günden bu yanından Çerkeş yana 3 patron, 6 işyeri değişikliği Sokağı’na inen merdivenler, yaşayan Şık Düğme’nin 57 yıllık Doğanbey Mahallesi’nin (Bir demirbaşı. Çerkeş Sokağı ve kesimi 1950’lerde Ermeni çevresinin Mahallesi geçmişinden olarak inanılmaz ayrıntıları anıldığı gibi depolamış bir tamamı başvuru bankası. Hacıdoğan Savaş SÖNMEZ 6500 kalem ürünün olarak da savassonmez@yahoo.com satıldığı Menekşe1 adlandırılır) Sokağı’nın Şık Konuklar, Düğme’si, yıllardır Ankara Suluhan, Gonca, Nurtopu, kadınlarının “olmazsa Çetiner, Taşdöşeme gibi eski olmaz”larından. Malzeme Ankara sokaklarına açılıyor. Bir yelpazesi öylesine geniş ki bir zamanların Saatçi Galip, Fırıncı müşteri adını hatırlayamayıp Muzaffer, Tuhafiyeci Kulaksız, tarifleyerek sorduğunda Vedat Bakkal Kevork Erberber, Bey, artık tarihe karıştığını Pastacı Yusuf, Elektrikçi Agop sandığımız “yaka balinası”nı Işık, Şekerci Hasan Hüseyin eline tutuşturuveriyor. Laf lafı Ertürk, Manav Aliye, Pastırmacı açtığında Vedat Bey’e, kısa bir Cıngıllıoğlu, Şekerci Ulviri, süre önce Gülveren Asri Isparta Kıraathanesi gibi Mezarlık’ta mezar taşından çok “mahalle dükkânları”nı etkilendiğimiz “İstiklâl Savaşı barındıran Çerkeş Sokağı, bugün niteliksizsıradan malların satıldığı Gazisi Niksarlı Kevork Gülsöken’i (18981987)” tanıyıp kocaman bir ucuzluk pazarına tanımadığını soruyoruz. dönüşmüş. Halen çok azında Bacanağının babası olduğunu oturulabilen konutlarının ise çoğu öğrenince de 1942 Taşdöşeme terk edilmiş, ardiye ya da enkaz Sokağı doğumlu “optikçi” Bedri halinde olası bir “Hamamönü Bey’i buluyoruz. Mahallenin faciası”nı bekliyor. Sürdüğümüz takımı Doğanspor’da futbol da izler bizi mahallenin geçmişini oynamış olan Bedri Bey, çok iyi bilen iki kişiye götürüyor. babasının anılarını kayda Vedat Arslangül ve almadığına yanıyor, bu güzel Bir Ankara Klasiği: dokuyu yitirişimize birlikte Şık Düğme hayıflanıyoruz. İmama da umre Yarışma sonucunda üçüncü kategoride birinciye ailesiyle birlikte üç kişilik umre ödülü, ikinciye laptop ve üçüncüye bisiklet hediye edilecek. Birinci ve ikinci kategoride ise birinciye laptop, ikinciye netbook, üçüncüye bisiklet ayrıca ilk yüze giren yarışmacılara da çeşitli hediyeler verilecek. Birincilerin Kuran kurslarından çıkması halinde ilgili Kuran kursu veya cami yetkilisine umre ödülü verilecek. DÜŞ YOLCUSU doğan ve “Buraları benim kadar iyi bilen yoktur” diyen Kevork Güneş’le anı tazeliyoruz. Semtinden kopamayan Güneş Usta, “Kumaşlı Terzi Güneş Usta” işliğinde halen terziliğini sürdürüyor. Müdavimleri hazır giyime uyum sağlayamayan çok eski müşterileri. Türk bayrağı ile çevrelenmiş çalışma masasının askılıklarında “prova bekleyen” 45 ceket asılı. Orada tanıştığımız yine Nurtopu Sokak’lı akranımız Kenan Bey bir başka İstiklâl Savaşı Gazisi Agop Ayık’ın oğlu. Eşi Aznif Hanım ise bitişik Konuklar Sokağı’ndan. Yıkılmış evlerinin koordinatlarını iyi bildiklerinden, bir burukluk yaşamakla beraber nadiren de olsa eski semtlerinden şöyle bir geçiyorlar. İbadullah Camisi duvarındaki mezartaşı. Karartma Geceleri, THK Uçakları, İbadullah Camisi Çerkeş Sokağı’na açılan Gonca Sokağı’ndaki 19461949 yıllarının “Karartma Geceleri”ni anımsıyorum. Sokaklarda farlarının önüne siyah bezler ya da kartonlar örtülü taşıtlar, evlerde siren seslerini takiben sıkı sıkı kapatılan siyah (yaylıstor) perdeler, projektörlerin gökyüzünde uçakları aydınlatmasını biz çocukların düşman (!) uçaklarının yakalanışı olarak algılamamız. Ulusal bayram günlerinde olmalı. THK’nin pırpır uçaklarının mahallemiz üzerinde alçaktan uçarak THK, Kızılay ve ÇEK’e ait olduğunu sandığım yardım duyuruları atmalarını, okuma ile henüz tanışmamış Mahalle sakinleri, ‘rant kavgası’ nedeniyle konutlarının yakıldığını savundu Tesadüf mü? sabotaj mı? Mamak Kartaltepe Mahallesi’nde iki hafta içerisinde 5 farklı evde yangın çıkmasının ardından sabotaj ihtimali gündeme geldi. Mahallenin farklı bölgelerinde çıkan yangınlarda ölen ya da yaralanan olmadı. Ancak mahalle sakinleri, bölge üzerinde yapılan imar değişiklikleri sonrasında Mamak Belediyesi’nin, kendilerini mahalleden çıkartmak istediğini savundu. Belediyeden, iddialara ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı. Barınma Hakkı Bürosu adına konuşan Candaş Türkyılmaz, gecekondu mahallesinin eski çöp döküm alanı bahanesiyle yapılaşmaya açılmak istendiğini belirtti. Hem Mamak Belediyesi’nin hem de mahallelinin iki farklı zemin etüt raporu hazırlattığını belirten Türkyılmaz, “Belediye bize ‘Burada 150 metre derinliğinde çöp var’ dedi. Buna karşılık biz, ‘150 metre derinliğinde çöp yok, zemin etüt raporunda en derin çöp alanı 12 metre çıktı’ dedik” diye konuştu. Türkyılmaz, evlerin, mahallede yaşayan yurttaşlara baskı yapılmak için yakıldığını savunarak, “Emniyet tutanakları da mevcuttur. Bir an önce soruşturma açılmasını istiyoruz. Bu saatten sonra mahallemizi hiç kimseye teslim etmeyeceğiz” dedi. Türkyılmaz, yaşanan olayları şöyle anlattı: “Mahallemizdeki özellikle boş olan evler tespit edilerek, kimliği belirsiz kişilerce kundaklanmıştır. Evler yakılmıştır. Örnek olarak Ayşe Teyzemizin evi, cam kırılarak ve köşeden ateş atılarak yakılmıştır. Ayrıca salı gecesi saat 12.30 sıralarında cadde üzerinde pazarcı kasalarının olduğu yere ateş atılmıştır. Birileri burada göz göre göre mahalleliliyi korkutararak onların, mahalleyi terk etmesini istiyor. Ortaya çıkan sözleşmeleri imzalamak ve belediyenin önerdiği şartları kabul etmek için burada baskı ortamı yaratmaya çalışılıyor. Biz suçlunun kim olduğunu bilmiyoruz ama yetkilileri göreve çağırıyoruz. Her gece yurttaşlarımız nöbet tutmaktadır. Yarın yaşanacak olumsuz bir tablonun sorumluları yerel yöneticilerdir. Bu nasıl vicdansızlıktır ki evinden başka kaybedecek bir şeyi olmayanlara bu durum yaşatılmaya çalışılıyor?” dedi. Çerkeş Sokağı’na açılan Taşdöşeme Sokağı’nda 34 no’lu evde 1941’de doğan Vedat Arslangül 1952’de, Posta Caddesi’nde Mermerci Han’da Albert Özçakır’ın 1938’de açtığı Kumaşlı Terzi Güneş Usta Isparta Kıraathanesi’nin altından Çerkeş Sokağı’na açılan Nurtopu Sokağı’nda 1937’de bizlerin “Tayyareci amca, bilet at!!” nidaları ile koşuşturarak karşılamamız gözlerimin önünde. Yine o yıllardan, İbadullah Camisi müezzininin her namaz vaktinde minareye çıkarak, sesini daha güçlü duyurabilmek için iki elini ağzının kenarlarında tutup şerefenin her tarafını dolaşarak okuduğu “Tanrı Uludur”la başlayan Türkçe ezan sesi halen kulaklarımda. 1718’ inci yüzyıllara tarihlenen İbadullah Camisi’nin giriş kapısının kenarında duvara gömülü mermer bir taş var. Bir başka Ankara markası Kebap 49’un kurucusu Fırıncı Muzaffer’in 1976’da yıkılan pideci fırınının olduğu yerde işporta tezgâhı açan Bahtiyar Özbenli, bu yazıların caminin 198283’te geçirdiği yangın sonrasında Son Cemaat Yeri’ndeki sıvaların kazınması sırasında ortaya çıkarıldığını söylüyor. Onun dediklerine göre Bilkent Üniversitesi’nden gelen bir Alman hoca bu yazıların bir Alman binbaşının mezartaşı olduğunu belirlemiş. Ona da taşın üzerinde “50 yıl, 4 ay, 4 gün yaşamış en büyük arkadaşı Alman Binbaşı Flavius Audax anısına arkadaşı Julius Fortunato tarafından yaptırıldığı”nın yazılı olduğuna ilişkin bir yazı vermiş. Taş orada caminin duvarında, daha bilimsel okunmayı ve varsa değerinin anlaşılmasını bekliyor. Mermerci Han’ın şimdiki binası. İstiklâl Savaşı Gazisi Niksarlı Kevork Gülsöken’in Gülveren’deki gömütü. 1933’ten kalma Şekerci Hasan Hüseyin Ertürk’ün Çerkeş Sokağı’ndaki dükkânı. TÜİK, 2011 yılı hemşeri profilini açıkladı Çankırı’dan çok Çankırılı başkentte İKLİM ÖNGEL ‘Mahalleden arsa toplayanlar açıklansın’ Türkyılmaz, mahallede 340 gecekondu üzerinde imar değişikliğiyle planlar yapıldığına dikkat çekti. Bölgede arsa toplayan müteahhitlerin açıklanmasına isteyen Türkyılmaz, “Bu bölgede belediye, yurttaşlarımızı başka bir bölgeye göndermek istedi” dedi. Ayrıca CHP’li Mamak Belediye Meclis üyesi Yusuf Sağlık ise “Planlama yapılarak bölgede çöpün üzerinde yaşamak istemiyor insanlar, parkımız, pazar alanımız yapılsın istiyoruz. Evlerin yıkılmasına karşı değiliz, hakkımız verilsin istiyoruz. Yaşananlar burada son bulmayacak bu mücadele devam edecek” diyerek, kararlı olduklarını dile getirdi. Yangın, karakolun 15 metre yakınında 2 odalı bir evde tek başına yaşayan böbrek hastası Ayşe Bayram’ın evi, Kartaltepe Karakolu’nun 15 metre uzağında bulunurken, gerekli incelemelerin karakola ait kameralardan yapılabileceği belirtildi. Evi ve bütün eşyaları yanan Ayşe Bayram ise ortada kaldığını söyledi. Bayram, yangın sırasında hastanede olduğunu anlatırken, “Evde olsaydım cayır cayır yanacaktım” dedi. Sözlerini tamamlayamadan ağlamaya başlayan Bayram’ın yerine konuşan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2011 yılında Ankara’nın hemşeri profilini açıkladı. Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden alınan sonuçlara göre en çok dikkat çeken hemşeri gurubu Çankırılılar oldu. Başkentte, Çankırı nüfusundan daha çok Çankırılının ikâmet ettiği ortaya çıkarken, TÜİK verilerine göre en büyük hemşeri grubunu yüzde 7.39 ile Çorumlular oluşturdu. TÜİK Ankara Bölge Müdürlüğü 2011 yılının hemşeri profilini açıkladı. Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden alınan ve yabancıların dahil edilmediği “Ankara Hemşeri Profili 2011”de en çok dikkat çeken hemşeri grubu Çankırılılar oldu. Çankırı nüfusu, 2011 yılında 177 bin 211 olarak sayılırken, başkentte 235 bin 667 Çankırılı oturuyor. TÜİK verilerine göre başkentte ikâmet eden en büyük hemşeri grubu 359 bin 960 ile Çorumlular oldu. Buna karşın Çorum’da ikâmet eden Ankaralı ise yalnızca bin 820. Çorumluları 315 bin 820 kişiyle Yozgatlılar izliyor. Yozgat’ta ikâmet eden Ankaralı sayısı ise bin 571. Yozgat’ın ardından memleketlerine göre Ankara’yı daha çok Çankırılılar tercih ediyor. Bu illeri 189 bin 309 ile Kırşehir ve 178 bin 008 ile yine başkente komşu olan Kırıkkale takip ediyor. Ankaralılar ise daha çok sırasıyla İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa ve Eskişehir’de ikâmet ediyor. C M Y B C M Y B