Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 AĞUSTOS 2012 CUMA A4 ANKARA Kent Yaşam Prof. Dr. Kasapoğlu, başkentte deprem yönetmeliğine uygun yapı bulunmadığını söyledi Acının yıldönümünde plan anımsatması İKLİM ÖNGEL Hacettepe Üniversitesi Doğal Afetler Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜDAM) Müdürü Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu, başkentte deprem yönetmeliğine uygun yapı bulunmadığını kaydetti. Yılbaşında hazırlanan Ankara Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nı anımsatan Kasapoğlu, “Önemli olan planın bin an önce uygulamaya konmasıdır. Aksi halde Ankara ve Ankaralılar için büyük bir umut ışığı olan bu plan da, daha önceki 5 yıllık kalkınma planları gibi valiliğin tozlu raflarında farelere yem olabilir” dedi. Valilik öncülüğünde, başkenti depreme dayanıklı ve depremle yaşanabilir bir kent yapmak için, Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı baz alınarak Deprem Stratejisi ve Eylem Planı hazırlandı. Ankara’da meydana gelebilecek depremlerin neden olabileceği fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik zarar ve kayıpları önlemek, etkilerini azaltmak için hazırlanan planda, yapılması gereken çalışmalar ve bunları hangi kurumların yapacağı açık bir şekilde ortaya kondu. Ankara Deprem Stratejisi ve Eylem Planı Çalışma Grubu’nun içinde yer alan HÜDAM Müdürü Prof. Dr. Kasapoğlu, Türkiye’ye büyük acı ve kayıplar yaşatan 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünde başkent için hazırlanan planı gündeme getirdi. Ankara’nın 4. derece deprem bölgesinde yer almasına karşın kuzey ve doğu kesimlerinin 1. derece deprem bölgesine girdiğini kaydetti. Yenişehir ve Kızılay’ın yüksek yapılarla dolduğuna dikkat çeken Kasapoğlu, bölgenin genç alüvyon ve göl çökelleri ile kaplı olduğun kaydetti. Kasapoğlu, “Bu bölgedeki yapıları büyük deprem kuvvetlerinin etkilemesi çok doğaldır. Bu bölgedeki yapıların, dayanıklı inşa edildiğini söylemek olanıksızdır. Çünkü Ankara’da deprem yönetmeliğine ve hatta normal yapı kurallarına uygun yapıların yapılmadığı herkesçe bilinmektedir” dedi. ‘Demetevler Avcılar’a benzer’ Kasapoğlu, 1938 KırşehirKeskin, 1944 Bolu Gerede Köfteci Süleyman Usta’da Lezzet Dorukta yeni bir moda çıktı. Kimi semtlerde cadde azi Mustafa Kemal’in “Ordular, ilk boyunca dip dibe havalı, benzer mekânlar hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emrini açılıyor birbiri ardı sıra. Sanki, “Komşuda var bilirsiniz değil mi? Ve bu emrin, her bende niye yok?” der gibi. bir kelimesinin Anıttepe’de Tam 45 yılı geride birer sokak ismi olduğunu. bırakmış Süleyman İşte Köfteci Süleyman Usta’ya son dönemde Usta’nın yeri de bu paftada. çokça açılan bu yeni Dile kolay 1966’dan bu mekânlardan yayılan yanık yana o ünlü köftenin yağ kokularını soruyoruz. lezzetini sürdürebilmek... SERDAR ŞAHİNKAYA O da diyor ki; “Öyle Önce Keçiören’de seyyar serdarsahinkaya35@gmail.com yapacaksam ben bu işi arabada, sonra Maltepe bırakırım.” Pazarı ilk kurulduğunda Anadol kamyonet üzerindeki Izgarada köfteler ve lezzet, uzunca bir süredir Anıttepe Hedef incecik biberler Sokak 7/A’daki mütevazı mekânda başkentlilerle buluşuyor. Süleyman Usta’nın köftesinin lezzeti, G “Boğazlar Meselesi” Başkent için hazırlanan deprem planı Meclis gündeminde ‘Bu güne kadar ne yapıldı?’ CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, 17 Ağustos 1999 Doğu Marmara depreminin yıldönümünde Ankara Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nı Meclis gündemine taşıdı. Nazlıaka, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde şu sorulara yanıt istedi: ¦ Ankara Deprem Stratejisi ve Eylem Planı çerçevesinde yapılan çalışmalar nelerdir? ¦ Demetevler gibi olası bir depremde en çok etkilenecek yerleşim alanlarında bugüne kadar hangi çalışmalar yapılmıştır? depremlerine oranla bugün yaşanabilecek bir depremde hasarın çok büyük olacağı konusunda uyadı. Demetevler semtine dikkat çeken Kasapoğlu, kaçak ve kalitesiz yapılanmanın ¦ Yenişehir ve Kızılay’da zemin yüksek katlı binalar için ne kadar uygundur, bu bölgelerimizde bulunan yüksek katlı binalarda deprem riskine karşı yapılan çalışmalar nelerdir? ¦ Ankara hastane, okul, kamu kurumu binaları, metro, köprü, altgeçit vb yerlerde depreme dayanıklılığı artırmak için yapılan çalışma var mıdır, bu çalışmaların kapsamı nedir? ¦ Ankara Deprem Stratejisi ve Eylem Planı çerçevesinde yapılacak çalışmalar için 2012 yılında ne kadar kaynak ayrılmıştır, bu kaynak nerelerde kullanılacaktır? Anadolu filozofu Süleyman Usta Köfteci Süleyman Taşpınar Usta, Çankırı’nın Çerkeş ilçesinden. Gönlü geniş bir Anadolu filozofu sanki. Tane tane konuşuyor. Ve diyor ki; “Ben bu işi kendim için yapıyorum. Kendim yemediğim köfteyi misafirlerime sunamam”. Buraya gelenler kulaktan kulağa duyarak gelmişler. Ve geliş o geliş. Şimdi hepsi birer müdavim. Sanırım Engin ile biz de bu müdavimler arasında olacağız. Müşteriler misafir gibi algılanıyor. Güleç yüzü ve samimiyeti ile Süleyman Usta, onlarla bire bir ilgileniyor, halhatır soruyor, muhabbet ediyor. birinci sırrı et, ya ikincisi? Süleyman Usta, köfte yaptıkları eti, Amasya, Merzifon dolaylarından getirtiyormuş. Yerli kesim danaların lezzeti bir başka oluyormuş. İşindeki titizliği de buradan belli değil mi? Ankara’da satacağın köfte için eti nerelerden alıp geliyorsun... Birinci sır bu. Peki, ikinci sır yani, köftenin içerisindeki baharatlar nedir? diye sorduğumuzda, mahcup bir ifade ile “özeldir” diyor. Biz de üstelemiyoruz. Köfte karıldıktan sonra bir gün dinlendirilip, ertesi gün servis ediliyormuş. Sizler de farkındasınızdır. Son dönemde Erçin Kasapoğlu en çok bulunduğu yerin Demetevler olduğunu söyledi. Kasapoğlu, “Ankara’nın yakın çevresinde oluşabilecek büyük bir depremden etkinlenme durumu Marmara depremindeki İstanbul’un Avcılar semtinden farklı olmayacaktır” uyarısında bulundu. Başkent için hazırlanan planın Ankara ve Ankaralılar için bir umut ışığı olduğunu söyleyen Kasapoğlu, “Önemli olan planın bir an önce uygulamaya konmasıdır. Aksi halde bu plan da daha önceki 5 yıllık kalkınma planları gibi valiliğin tozlu raflarında farelere yem olabilir” diye konuştu. başkentte ilk üçe girer, bundan adım gibi eminim. Dinlendirilmiş köfteler, ızgarada büyük bir özenle sıkça çevrilerek, kurutulmadan pişiriliyor. Izgaranın sağ köşesindeki incecik ve tohuma kaçmamış pamuk gibi biberlerin görüntüsü iştah açıyor ve kulak altından acı vuruş yapar mı diye de endişeye sevk ediyor insanı. Ama son tahlilde biberler kalleşlik yapmıyor inanın. Bu defa biberlerin sırlarını soruyoruz ustaya. O da, “Soğanımı, biberlerimi, domatesimi ve maydanozumu pazardan kendim alırım. Tek tek seçerim” diyor. artık oğul Burak’ta 64 yaşında bir delikanlı Süleyman Usta ama yavaş yavaş ızgarayı oğlu Burak Taşpınar’a devretmiş bile. Bir süre Burak’ı izliyoruz. İşi kapmış gibi görünüyor genç adam. E, böyle bir sanatkâr babadan el alınca durum farklılaşıyor doğal olarak. Bir de yakışıklı bir önlük taksa, çok da şık olacak. Izgara Köftenin Ankara’nın kariyer planı yok! SİNAN TARTANOĞLU On numara köfteler ekmek arasında Evet, hanımlar, beyler. Süleyman Usta’da masanıza birer servis kâğıdı koyuluyor. Ve içecek siparişiniz alındıktan bir süre sonra o muhteşem lezzet, ekmek arasında size sunuluyor. Ekmekler harbiden taş fırın. Burak Usta, ekmekleri köftelerin yanında hafiften ateşle buluşturup içlerini kızartıyor. Ekmek daha bir havaya giriyor inanın. Az sonraki vuslat için adeta sabırsızlanıyor. Sonra ekmeğin koynuna; önce köfteler, sonra maydanozlu piyazlık doğranıp acısı alınmış ve fakat sulanmamış soğan, sonra ince dilim mis gibi kokan domatesler ve nihayetinde yukarıda bahsettiğim biberler, birer birer konuk oluyor. Size, sadece ısırmak ve o muhteşem lezzeti yaşamak kalıyor. E, daha ne olsun. Haydi afiyet olsun. Ağzımızın tadı bozulmasın. Sağlık ve dostlukla. İyi bayramlar... Kariyer ve Kişisel Gelişim Uzmanı Elvan Hıdır, Ankaralı öğrencilerin nasıl bir kariyer planlaması yaptıklarını, planlamada yapılan hataları anlattı. Kariyer ile ilgili konuşurken Ankara’nın memur kenti olduğu gerçeğinin unutulmaması gerektiğini dile getiren Hıdır, “Ankaralı kariyer planmasına ihtiyaç duymuyor. Rüzgâr nereden eserse oraya savruluyor. Hatta memur kenti olması dolayısıyla Ankara rüzgâra kapılmıyor. Çünkü rüzgâr tek yönden esiyor. Memuriyet konusunda tutuculuk var” dedi. ‘Ne yapmalı’ diyen veli yok Ankara’daki öğrencinin üzerinde anne baba baskısının hâlâ çok büyük olduğuna işaret eden Hıdır, “Onlar ne derse çocuklar o mesleğe yöneliyor. Çocuklar kendi yaşamlarına ilişkin yol haritası çizmek konusunda özgür değiller. Böylece çocuğun ‘memurluk, devlet kapısı’ algısını kırmasına izin verilmiyor. Biz kuyudan alıp çıkarıyoruz, kariyer konusunda. ‘Benim oğlumun şöyle bir sanatsal yeteneği var ne yapmak gerekir?’ diyen velinin elini öperim” diye konuştu. Böyle bir algının, çok büyük oranda sadece Ankara’da olduğunu belirten Elvan Hıdır, “Ankaralının memur zihniyeti, kariyer planlamasına ihtiyaç duymuyor. Çünkü Ankara’nın kariyer planlaması zaten yapılmış, memurluktan kurtulması çok zor. Batı illerinde fabrikaların oluşu, çok büyük özel şirketlerin oluşu, insanları kendi yaşamlarını yönlendirmeye itiyor” ifadelerini kullandı. ‘Yabancı dil eğitimi de memurluğa odaklı’ Ankara’daki memur ziniyeti baskısının yabancı dil eğitimini de etkilediğine işaret eden Hıdır, “Yabancı dil mantığı da Ankara’da memurluğa yani KPDS’ye dayalı. Bu da Ankaralının ve hizmet sektörünün dilbilgisinden ibaret bir yabancı dil öğrenmesini gerektiriyor. Ankara’daki yabancı dil kursları da sadece dil bilgisi veriyor. 30 mevcutlu dil kursu olmaz. Hiçbirisinin başarı şansı yok. İnsanların KPDS’yi bir seferde kazanma şansı çok düşük. Ankaralı her yıl kaybediyor, dersaneler her yıl mutlaka kazanıyor. Özel şirket, senin KPDS’den aldığın 75 puan ile ilgilenmiyor. O sadece sizinle konuşmak istiyor. Ankaralı memur mantığından çıkamadığı için yabancı dil eğitimini de olması gerektiği gibi alamıyor” değerlendirmesini yaptı. Fotoğraşar: Engin Bural C M Y B C M Y B