Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2012 CUMA A2 ‘Balbay’ı Meclis’te Görmek İstiyoruz’ imza kampanyası ANKARA Kültür Sanat Kent ‘Tutuklu olan oylarımız’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Balbay’a Özgürlük Girişimi”, 1.184 gündür tutuklu bulunan Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay’a destek vermek ve tutuklu vekil sorununa dikkat çekmek için, yarın saat 12.30’da Sakarya Meydanı’nda “Vekillerimizin yeri Meclis’tir. Onları TBMM’de görmek istiyoruz” sloganıyla imza ve temsili oy verme kampanyası düzenleyecek. “Balbay’a özgürlük girişimi”nin gönderdiği açıklamada, imza kampanyasının “Gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın ve diğer tutuklu vekillerin Meclis’te olmaması milletin iradesine ipotek konulmasıdır, tutuklu olan oylarımızdır” düşüncesiyle yürütüldüğü ve isteyenlerin bu kampanyaya “http://imza.la/ mustafabalbayaozgurluk” internet adresinden de katılabileceği ifade edildi. Balbay için yürütülecek olan imza kampanyasının metni ise şöyle: “Balbay’ı Meclis’te Görmek İstiyoruz! 12 Haziran seçimlerinin yıldönümünde milli iradenin Meclis’te eksiksiz temsil edilmesini istiyoruz. Tutuklu milletvekillerinin farklı partilerden olması ve her birinin farklı tutum takınması nedeniyle ortak hareket edilmesi Mavi Sahne haziranda da ‘perde’ diyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mavi Sahne, haziranda da perde açacak. Mavi Sahne’de, haziran ayı boyunca, Caroline Smith’in yazdığı Mete Ayhan’ın yönettiği “Mutfak Cadıları”, Sedat Demirsoy’un yazıp yönettiği ve Neyzen Tevfik’in yaşamını konu edinen “Hiç/Neyzen Tevfik” ile “Tuluatmasyon/Her Şey Doğaçlama Komik Gösteri” adlı oyunlar izleyici ile buluşacak. Eski dosttan düşman olur mu? Bir yemek programında bir araya gelirlerse, evet. Bir televizyon programı yapan iki eski dostun tatlı çekişmesini konu edinen “Mutfak Cadıları”, izleyiciyi güldürmeyi hedefliyor. İzleyiciler oyunda, “ilginç yemek tarifleriyle” birlikte, iki eski dostun anılarına tanık oluyor. Mete Ayhan’ın yönettiği oyunda, Esin Kartaloğlu, Selver Kınık ve Ziver Armağan Açıl rol alıyor. Sedat Demirsoy’un yönettiği, doğaçlama şekilde gelişen “Tuluatmasyon/Her Şey Doğaçlama Komik Gösteri” adlı oyun da “İzleyici olsam da oyunun bir parçasına konuk olmak istiyorum” diyen tüm izleyicilere hitap ediyor. Oyunun konusu, şu şekilde anlatılıyor: “Öyle bir tiyatro oyunu olsun ki konusunu ben vereyim, bazen sahneye çıkıp ben de oynayayım, oyun sürekli değişsin bir izlediğimi bir daha izlemeyeyim, her izlediğimde gülmekten yerlere yatayım diyorsanız; Tuluatmasyon tam size göre bir oyun. Kaçırdığınız oyunu bir daha izleyemeyeceksiniz, unutmayın…” Ve Perde... Eren AYSAN aysaneren@hotmail.com Tiyatronun Auscwitz’e Yolculuğu… üzisyen Mikis Theodorakis, Yunanistan’da cunta M dönemini anlatan “Direnme Günlüğü” kitabına, “tehdit artıyor” cümlesiyle başlar. Var olan tehdit başlı başına tehlikeli bir olguyken, bunun üst seviyeye çıkması, yaşam ve ölüm arasındaki ince dengeyi sorgulatır insana. Binlerce yıldır özgürlük, eşitlik, hak ve adalet arayanlara, sistemin yürümesi adına yapılanları anlatmaya sanırım gerek yok. Peki sanat üreticilerinin yaşamları iktidarın arzu ettiği sistem içinde nasıl konumlanır? Elbette bu kişiden kişiye farklılık gösterir. Ama genel olarak iktidardan nemalananlar ile iktidara karşı tutum aldığı için baskılananlar, bedel ödemek zorunda bırakılanlar gibi iki ayrı kulvarı konuşmak mümkün… Bu sezon Ankara Devlet Tiyatrosu’nda oynanan Arthur Miller’in Orkestra oyunu, iktidar baskısının tutumunu sanatçılar üzerinden anlatır. Şarkıcı Fania Fenelon Drancy tutuklama kampında dokuz ay kaldıktan sonra Auscwitz’e gönderilir. Tesadüf eseri tutuklu kampında kurulan orkestranın bir parçası olur. Gülmenin, konuşmanın, şakalaşmanın, kısacası insana ait olan her şeyin geri plana itildiği zamanlarda Fania’nın karşısına iktidarın adamı olan, sanat eğitimi almış Alma çıkar. Aslına bakarsanız hayatımızda Fania’lar da var, Alma’lar da… Şimdilerde, Devlet Tiyatroları’yla ilgili yeni bir yasal değişiklik gündemde… Belli ki ödenekli tiyatrolarda çok yakın zamanda tiyatro sanatının icrası bambaşka bir düzenlemeyle gerçekleşecek. Bu yeni yapıda, bundan sonra kadrolu oyuncu alınmayacağı, sadece sözleşmeli oyuncu çalıştırılacağı, emekliliği gelenlerin emekli olmaya teşvik edileceği, var olan kadrolu oyuncuların bir havuzda toplanılacağı konuşuluyor. Bunun anlamı çok açık: Kadrosu olmayan bir kurum tasfiye halindeki bir kurumdur. Siyasi iradeye bir şey demeden, bir gün yepyeni bir düzenlemeyi, yeniden kadro alınacak günleri beklemek, yalnızca kendi konumunu düşünenlerin hayalleridir. Anlayacağınız, Alma’larla burun buruna yaşıyoruz. Ödenekli tiyatrolara bundan sonra kadrolu oyuncu alınmayacak olmasının bir başka anlamı daha var: Konservatuarların ve tiyatro eğitimi veren okulların işlevsiz kılınmaya çalışılması… Hangi ebeveyn, çocuğunun gelecek garantisi olmayan bir okulda okumasını arzu eder? Mevcut durumla ilgili yurtdışına ilişkin örnekler verenler, mesela Avrupa’da oyuncuların tiyatro yapma seçeneğinin genişliğini, anlaşma yapabileceği tiyatro oluşumlarının sayıca ne kadar fazla olduğunu, ayrıca çalışmadığı zamanlarda belli bir taban ücreti aldığını neden konuşmuyor? Adorno, “Auscwitz’den sonra şiir yazılamaz” demişti. Bunu gerçekten şiirin yazılmayacağını vurgulamak için değil, insanoğlunun demokrasi anlayışına ironi yapmak adına söylemişti kuşkusuz. Binlerce insanın gaz odalarında öldürüldüğü bir yerde söz anlamını kaybeder. Ipıssızdır her yer… İşte sözün bittiği yerde bugün Alma’laşanlar, Orkestra oyunun finalinde büründükleri karakterin işlevsiz kılıp, kullanılıp atıldığını, öldürüldüğünü unutmazlar umarım… Neyzen Tevfik’in yaşamı sahnede Taşlamalarıyla ünlü şair ve neyzen Neyzen Tevfik’in yaşamını konu edinen “Hiç/Neyzen Tevfik” adlı oyun da haziran ayı boyunca izleyici ile buluşacak oyunlar arasında yer alıyor. “Neyzen Tevfik, mektebi sokaklar, yatağı kaldırım, sermayesi ‘ney’i olan bir rindin, bir efsanenin hikâyesi...” sözleriyle tanımlanan tek kişilik oyunda, Ziver Armağan Açıl rol alıyor. Mavi Sahne’de, “Tuluatmasyon”, yarın ve 16 Haziran’da saat 20.00’de, “Mutfak Cadıları” 8, 9 Haziran’da saat 20.00’de, 10 Haziran’da saat 17.00’de, “Hiç/Neyzen Tevfik” adlı oyun da 15 Haziran’da saat 20.00’de izlenebilecek. olanaklı görünmemektedir. Biz ‘Balbay’a Özgürlük Girişimi’ katılımcıları olarak bu sorunun genel anlamda çözümünü isterken toplum katında bir adım atılması gerektiği düşüncesindeyiz. Bu nedenle, hapiste de yazmayı, konuşmayı, kitap üretmeyi, mektup ve mesajlarla bize ulaşmayı sürdüren Balbay’ın bir sembol olarak özgürlüğüne kavuşmasını ve mücadelesini hepimiz için Meclis’te sürdürmesini istiyoruz. Bu mücadele tüm Türkiye için adalet ve özgürlük mücadelesidir. Yazılarıyla, kitaplarıyla, mektuplarıyla, aydınlık Türkiye mücadelesini sürdüren Balbay’ı Meclis’te istiyoruz.” Çankaya’nın karikatürleri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Mizah Festivali, 710 Haziran tarihleri arasında 8 sergiye ev sahipliği yapacak. Çankaya Belediyesi, Reklam Yaratıcıları Derneği ve Ankara Üniversitesi’nin destekleriyle gerçekleşen festival 4 gün sürecek. Festivalde; Cem Dinlenmiş , Necati Abacı, Cemil Cahit Yavuz, Hasan Seçkin, Tayyar Özkan ve Faruken Bayraktare’nin kişisel sergilerinin yanı sıra “Barış Karikatürleri” ve “Mizahımızda Çizgi Tipler” başlıklı iki karma sergi yer alacak. ODTÜ’de edebiyat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 8. Edebiyat Günü, ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi’nde bugün gerçekleştirilecek. ODTÜ Geliştirme Vakfı Özel Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Zümresi’nin 2005 yılından itibaren her yıl düzenlediği Edebiyat Günü’nün bu yılki konuk yazarları Behçet Çelik, Celil Oker, Hasan Ali Topbaş, Melek Özlem Sezer, Muzaffer İzgü, Müge İplikçi, Semih Gümüş ve Zehra İpşiroğlu. Edebiyat Günü programının ilk bölümünde, tüm yazarlarla öğrencilerin buluştuğu genel bir söyleşi ortamı oluşturulacak. Programın ikinci bölümünde ise her yazar, kendisi için özel olarak hazırlanmış sınıfta, öğrencilerle söyleşilerde bulunacak. Program sonunda yazarlar, kitaplarını imzalayacaklar. Üniversiteler Mahallesi Bilkent Bulvarı 5 numaradaki ODTÜ Geliştirme Vakfı Ankara Okulları’nda yapılacak etkinlik, saat 11.50’de başlayıp 15.15’e kadar devam edecek. : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 1 Haziran 2012 Cuma Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın Yayımlayan C M Y B C M Y B