22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17 MAYIS 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA Kent ANKARA A3 Tuzluçayır Mahallesi’ndeki Zahit Çelik Parkı’nda bulunan boşluk korkutuyor Çocuk parkında tehlike çanları İKLİM ÖNGEL ANKARANT Murat KIŞLALI mkislali@yahoo.com Hızlı Trende, Hızlı Rant afta içinde önce Hürriyet’in, bir sonraki gün de Milliyet’in Ankara eklerinde Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile ilgili iki adet birbirinin kopyası reklamhaber yayımlandı. Haber, YHT’nin Ankara ile Eskişehir ve Konya arasındaki seferlerinde bugüne kadar bu üç kentin nüfusuna yakın yolcu taşıdığıyla ilgiliydi. YHT, AnkaraEskişehir ve AnkaraKonya hatlarında bugüne kadar 6 milyon 515 bin kişi taşımış. Bunun 5 milyon 672 bini Eskişehir, 843 bini Konya hattınaymış. YHT’nin bu yolcu sayısı üç ilin toplam nüfüsu olan 7 milyon 710 bine yaklaşmış. Vay vay vay... Haberlerde başka bilgi yok ama ben, kendimce, bir iki tane ekleyeyim dedim. YHT’nin internet sitesine göre ortalama yolcu ücretini 25 liradan alalım. YHT’nin bu hatlardan bugüne kadarki geliri, yaklaşık 6,5 milyon yolcu üzerinden 163 milyon TL civarında oluyor. Bunun 142’si Eskişehir’den, 21’i Konya’dan. Eskişehir’inki 3 yılda elde edilen gelir. Konya’nınki ise yaklaşık 9 aylık. Peki AnkaraEskişehir yüksek hatlı treninin yapmanın maliyeti ne kadar oldu? Kabaca 2,7 milyar TL. AnkaraKonya’nın? 1 milyar 150 milyon TL. Buna göre AnkaraEskişehir hattı, eğer sıfır maliyetle çalışırsa, kendini 57 yılda amorti edecek. AnkaraKonya hattı ise 41 yılda. Kaldı ki bu hatlar tabii ki sıfır maliyetle çalışmıyor! Muhtemelen giderler de dikkate alındığında TCDD’nin, YHT’lerden zarar ediyor olduğu ortaya çıkacak. Çünkü Sayıştay’ın 2010 yılı raporuna göre, TCDD’nin 2010 yılında yolcu taşımacılığından ettiği zarar 614 milyon lira. 129 milyon lira gelirine karşın 743 milyon lira gideri var. Bu kadar zarar eden bir kurum, geri dönüşü olmayacağı da ortada olan, bu hızlı tren projelerine neden bu kadar para harcıyor? Siz düşünün. Mamak Belediyesi aralarında Zahit Çelik Parkı’nın da bulunduğu 52 parkı, geçen yaz Avea ve Turkcell şirketlerine baz istasyonu kurmaları için 3 yıllığına kiralamıştı. Halkın duyarlılığı ve mücadelesi sayesinde yargı, belediyenin kararını iptal etmiş ve halk baz istasyonu kurulması planlanan yere gül dikmişti. Cumhuriyet Ankara aynı dönemde baz istasyonuyla birlikte parkın yanındaki yüksek istinat duvarına da dikkat çekmiş ve yetkililere mahallelinin sesini duyurmuştu. Ancak o günden bugüne hiçbir değişiklik olmadı. Çocuklar, parkta güvensiz bir şekilde oyun oynamayı sürdürüyor. Parka torunlarını getirdiğini söyleyen Menşure Çakmak, çevrede başka park olmaması nedeniyle mecburen geldiklerini dile getirdi. “Başka parkımız olsa bu tehlikeli yere hayatta gelmeyiz” diyen Çakmak, “Parkın eksiği çok ama en önemlisi güvenlik. Çocuklar burada güvende değil. Bir kaç tanesi bir araya geldiğinde şakalaşıp kovalamaca oynuyorlar. Biri düşse, bu vebali kim ödeyecek?” diye sordu. 10 yaşındaki Cemile Gül ise “uçurum” olarak adlandırdığı derin kısımdan parka gelen tüm çocukların korktuğunu belirtti. Gül, “Bir kere kardeşim kenarına kadar gitti, koşup tuttum onu. Yaz ayları geldi, okullar kapanacak ve biz oyun oynamak için parka gelmeyi daha çok isteyeceğiz. Ama annelerimiz yalnız başımıza göndermek istemeyecek. Biz korkuluk yapılmasını istiyoruz. Parkta güvenle oynamak bizim de hakkımız” diyerek yetkililere seslendi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şube Halkla İlişkiler Başkanı Yusuf Karacakale, valiliğe, Mamak Belediyesi’ne ve Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne çocuk parklarının ihtiyaçları ve sorunlarıyla ilgili defalarca dilekçe verdiğini kaydetti. Zahit Çelik Parkı’nın hemen yanındaki derinliğin çocukların hayatını tehdit ettiğini söyleyen Karacakale, “Bu talebimi 2 yıldır tekrarlıyorum. Valilik, kaymakamlığa, öbürü belediyeye gönderiyor. Resmen birbirleriyle yazışıyorlar. Başka yapılan bir şey yok” dedi. Mahallelerindeki ve çocuk parklarındaki sorunların bir türlü çö H zümlenmediğini dile getiren Karacakale, “Biz bunun nedeninin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Belediyelerin insan ayrımı yapmadan herkese hizmet vermesi gerekir. Kurumların siyaset yapma hakkı yoktur” dedi. Parklarına kurulmak istenen baz istasyonunu anımsatan Karacakale, “O zehir, halkın iradesi ve direnişiyle kaldırıldı. Bizler diğer konularda da aynı direnişi göstereceğiz” diye konuştu. İşçi değil, işveren dikkate alındı ŞÜKRÜ KARAMAN Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun belirlediği karar uyarınca, 16 yaşından büyük işçiler için halen brüt 886,50, net 701,13 lira olan ücret, 1 Temmuz’dan itibaren yüzde 6,9 artışla brüt 940,50, net 739,79 liraya yükseltilecek ve 31 Aralık 2012’ye dek yürürlükte olacak. Buna göre, asgari ücretli bir işçi, 1 kilo et için 7 saat 32 dakika, 1 kilo tavuk için 2 saat 9 dakika, 1 kilo peynir için 4 saat 29 dakika, 1 kilo çay için 4 saat 21 dakika, 1 kilo zeytin için 3 saat 43 dakika, 1 kilo margarin için 1 saat 59 dakika, 1 kilo ay çiçek yağı için 1 saat 51 dakika, 1 kilo kuru fasulye için 1 saat 35 dakika, 1 kilo pirinç için 1 saat 22 dakika, 1 kilo ekmek için 46 dakika, 1 kilo süt için 40 dakika ve 1 yumurta için de 6 dakika emek harcaması gerekiyor. Araş tırmaya göre asgari ücretli işçi kira için 22,2 gün, 100 metre küp doğalgaz için 3,9 gün, 150 kwh elektrik için ise 2,1 gün çalışmak zorunda. Türkİş Araştırma Uzmanı Enis Bağdadioğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 29 Aralık 2011’de yüzde 5,91 artışla belirlenen yürürlükteki asgari ücretin, bu ücretle çalışan yaklaşık 5 milyon işçinin gereksinimlerini karşılamaktan uzak olduğunu bildirdi. Bağdadioğlu, şunları kaydetti: “Asgari ücret, pazarlık ücreti değildir. Asgari ücretin belirlenmesinde, diğer ücret çeşitlerinin aksine işçinin emeği değil insan olma kimliği ön plandadır. İşçiye, ailesiyle birlikte insanca yaşaması için yeterli bir ücretin garanti edilmesidir. Asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarında göz önünde tutulması gereken öncelikli husus, çalışanların kar şı karşıya bulundukları geçim koşullarıdır. Çalışanlara insan onurunun gerektirdiği yaşama düzeyini sağlayamaya yetecek asgari ücretin belirlenmesi, bu işle görevlendirilen komisyonun gözetmesi gereken temel ilke ve anayasal zorunluluktur. Ancak asgari ücret belirlenirken çalışanların değil, ‘işverenlerin’ durumu dikkate alınmış ve talepleri belirleyici olmuştur. Ülkenin ekonomik durumu ve muhtemel kriz gerekçe gösterilerek, günlük asgari ücret artışı ‘bir simit parası’ tutarında yapılmıştır. Çalışanlar aileleri ile birlikte bir kez daha yoksulluğa, insana yakışmayan olumsuz yaşama koşullarına terk edilmiştir. Asgari ücret pazarlık konusu yapılmış ve daha düşük belirlenmiştir. Yapılan bu hesaplamada ‘çalışanın ailesi’ dikkate alınmamıştır.” C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle