15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2012 CUMARTESİ A2 ANKARA Kültür Sanat Kent Ankara DT sadece sezona mı veda ediyor? ‘Kendini kurtarmaya çalışıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’e ‘hodri meydan’ dedi. Tanık, Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in heyelan yaşanan Akpınar Mahallesi’yle ilgili olarak, “Heyelanzedelerin sorununun 15 gün içerisinde çözümlenmemesi durumunda, Çankaya Belediyesi’nin 50 dönümlük arsasını kamulaştıracağız ve sorunu biz çözeceğiz” sözlerine yanıt verdi. Tanık, “Yapacağı bir şey varsa yapsın, kamulaştırsın neden duruyor? Topu Çankaya Belediyesi’ne atmakla kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar” diye konuştu. Anakent Belediyesi’nin konuyu geciktirdiğini belirten Tanık, şunları kaydetti: “Anakent Belediyesi’nin Akpınarlı yurttaşlarımıza sahip çıkmak gibi bir gayesi varsa yapacağı şey şuydu hemen kendisine ait bir yerde proje yapıp burada ki vatandaşları taşımasıdır. Bölgede sancı yaşanmakta, bölgede çeşitli provakotörler at koşturmakta, çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır. O bölgede gözü olan her kimse büyük hata yapar. Yer altı drenajı ve alt yapı çalışmaları bir an önce yapılmalıdır, laf salatasına ihtiyacımız yok. O bölgenin güvenli hale getirilmesi işlerinin altından kalkabilecek örgüt büyükşehir belediyesidir, devlettir. Topu Çankaya Belediyesi’ne atmakla kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Akpınar halkının yanında olmaya devam edeceğim. Acıtan işlemler yapmak zorundayız bundan ötürü hiçbirimiz mutlu değiliz.” Tek Milli Kütüphane kalıyor SELDA GÜNEYSU Kültür ve Turizm Bakanlığı, bundan 2 yıl önce, aralarında İstanbul Ayasofya Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Efes Örenyeri Alt Ve Üst Kapı, Topkapı Sarayı Müzesi Harem Dairesi, Göreme Açık Hava Müzesi, Kariye Müzesi, Aspendos Örenyeri, Troia Örenyeri olmak üzere 48 müze ve ören yerinin giriş ve kontrol sistemlerini özelleştirmişti. O dönemde bakanlığa bağlı küçük müzeler ile kütüphanelerin özelleştirilmesi de gündeme gelmişti. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı olduğu dönemde yaptığı, “Bakanlığı yönetmekte zorluk çekiyoruz” açıklamalarının ardından hazırlanan “Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Yasa Tasarısı” ile mevcut 64 kütüphane ve müzenin yerel yönetimlere devredilmesi öngörülmüştü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Tiyatroları özelleştiriyorum” sözlerinin ardından hazırlanan yasa taslağında küçük çaptaki müze ve örenyerleri ile kütüphanelerin de yerel yönetimlere devrini öngören maddelerin yer aldığı kaydedildi. Taslağa göre bundan sonra Ankara’da bulunan ve Türkiye’nin en büyük kütüphanesi konumundaki Milli Kütüphane dışındaki kütüphaneler de il özel idarelerine devredilecek. Ayrıca, bakanlık her yıl söz konusu kütüphanelere, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü aracılığı ile kitap alımı yapıyordu. Taslakta, bu durumun da bundan sonra il özel idarelerince yapılacağının belirtildiği dile getiriliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, söz konusu devir işleminde kütüphanelere eser alımı konusunda sıkıntı yaratabileceğini belirtirken, bazı küçük çaplı kütüphanelerde el yazması gibi çok değerli eserlerin de yer aldığını, devir işlemiyle birlikte söz konusu eserlerin bakanlıkça, Milli Kütüphane’ye taşınabileceğine dikkat çekiyorlar. Sahnelere ‘neşe’ değil, ‘hüzün’ hâkim SELDA GÜNEYSU ‘Çankaya Belediyesi hep yanımızda’ İKLİM ÖNGEL Aşağı Dikmen Mahallesi Muhtarı Hilmi Kaya, “Geceleri köpeklerin kavga sesleri duyuluyor. Kadın ve çocukların güvenliğinden endişe ediyorum. Zor durumlarda Çankaya koşuyor. Anakent’in mahallemde hiçbir etkisi yok” diyor. Kaya, 12 metreyi geçen sokakların Anakent Belediyesi’nin yetkisinde olduğunu anımsatarak, “Bizim sokaklarımız geniş. Bu nedenle çoğunlukla Anakent’in yapması gereken asfaltlarımız var. 26 yıllık bir yerleşim yeri olan Anadolu Sitesi’nin önünde hâlâ kaldırım yok. Anakent Belediyesi yanındaki Arap Büyükelçiliği’nin kaldırımını yaptı, burayı yapmadı. Bunun nedenini anlamak güç” diye konuştu. Turan Güneş Bulvarı’nı örnek veren Kaya, “Bulvarlara, caddelere bakıyorum. Gayet güzel, makyajı yapılıyor. Ama bizim cadde gibi geniş olan sokaklarımız yamalı bohça gibi. Bunlar büyük sorunlar, imkânsız istekler değil. Belediyeler, kaymakamlıklar, valilikler kamu yararı için var olan kurumlar. Ancak bizler malesef hizmete kolay ulaşamıyoruz. Anakent Belediyesi, isterse sorunlarımıza çözüm bulabilir. Ancak istemiyor sanırım. Benim de aklıma ‘Siyasi tercih mi kullanıyor’ sorusu geliyor” dedi. Kaya, mahallenin dört bir yanında baz istasyonularının kurulu olduğunu kaydetti. Anaokuluna çok yakın bir binanın çatısında dahi verici olduğunu söyleyen Kaya, “Siteler, para kazanmak için yan tarafından 6 yaşındaki çocukların gittiği okul varken, verici kurdurabiliyor. Bunların insan sağlığına büyük zararları var” dedi. Kaya, yurttaşların şikâyetleri üzerine mahallede imza kampanyası başlattıklarını ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Ankara Bölge Müdürlüğü’ne dilekçe verdiklerini kaydetti. Kaya, kendilerine gelen yanıtta, mahalledeki istasyonların hepsinin “güvenlik sertifikası”nın bulunduğu ve “İstasyonların yönetmelikte belirtilen değerlere uygun olduğu tespit edilmiştir. Yönetmelik hükümlerine aykırı bir duruma rastlanmamıştır” ifadelerinin olduğunu söyledi. Kaya, “Bu yanıt bizleri tatmin edemez. Bu sokaklar, bu mahalle burada yaşayanlara aittir. Onlar başkalarının para kazanması için sağlıklarından olmak istemiyor” diye konuştu. 4’lü güneş enerjisi sistemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri Güner ve İleri, Prof. Dr. Birol Kılkış danışmanlığında geliştirdikleri dört fonksiyonlu ve çevreci enerji projeleri Dörtlü Güneş Enerji Sistemi ile “Güneş enerjisinden aydınlatma, ısıtmasoğutma, sıcak su ve elektrik” ürettiler. Sistem, yüksek verimi ve düşük karbon salımı ile dikkat çekti. Elektrik, aydınlatma, soğutma ve sıcak su ihtiyaçlarını karşılamak için yıllık 194 kilogram karbondioksit salınımı yapılmakta iken, bu yeni sistem ile bu rakamın 5 kilograma düştüğü bilgisi verildi. Proje aynı zamanda uluslararası enerji kuruluşu olan American Society of Heating, Refrigerating and AirConditioning Engineers (ASHRAE) tarafından “öğrenci projeleri destek programına” seçildi. Devlet Tiyatroları (DT) yarın sezona veda edecek. Sadece başkentte 14 sahne bir anda susacak... Çünkü 20112012 sanat sezonu sona eriyor. Eğer Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “tiyatroları özelleştirmekten” vazgeçerse, ki konuşmalarının çoğunda “geriye dönüşün olmadığını” söyledi, DT 20122013 sanat sezonunda da yeniden izleyicilerle buluşacak. Shakespeare, Bertolt Brecht, Eugène Ionesco, Oğuz Atay, Turan Oflazoğlu gibi pek çok yazarın eserleriyle... Yok eğer, bu fikirden vazgeçilmezse, DT sahneleri “tam” susacak; her zaman olduğu gibi 1 Ekim’de “perde” diyemeyecek. Bu nedenle yarın belki de DT sahnelerinde oyun izlemek için son şans. Başbakan Erdoğan’ın sözlerinden sonra DT’nin Ankara’daki genel müdürlük binasında ve Akün Sahnesi’nde oyuncuları ve çalışanları ziyaret ettim. Her zamanki gibi “neşe” değil, “hüzün” hâkimdi sahnelere... Oyuncularından sahnelerin güvenliğinden sorumlu tüm personele değin herkes aynı soruyu yöneltti: “Tiyatroya ne olacak?” Bir oyuncu arkadaşım, gözleri dolu dolu, “Başbakan Erdoğan bizleri jakobenlikle, elitistlikle suçluyor. Oysa ki biz, bugüne değin bizi izlemeye gelen kimseyi aşağılamadık, hor görmedik. Kucak açtık herkese. Özellikle Anadolu’da... Van’da meydana gelen deprem sırasında bile arkadaşlarımız sahnedeydi. Çocuk oyunu sahneleniyordu o sıra. Arkadaşlarımız oyunlarını yarıda kesip, çocukların yanına koşmuş. Kendi canlarını düşünmeden, salondan çocukların güvenli bir biçimde çıkartmaya çalışmışlar. Deprem Van’daki binamızı da vurmuştu ama biz o bi nada bile oyun sahnelemekten hiç geri durmadık. Şimdi biz mi halkı aşağlıyoruz, hor görüyoruz sizce?” dedi. ‘Hükümetin değil, devletin tiyatrosu olur!’ Bir diğeri, “Ömürlerinde ilk kez bir tiyatro oyunu izleyen insanların size nasıl sarılırlar bilmezsiniz. Yaşamayan bilmez ki... Biz her bölgemizde yurttaşlarla birlikte olmak istiyoruz. Biliyoruz ki, dünyanın her yerinde devletin tiyatroları vardır, hükümetlerin tiyatroları yoktur. Yetkililer bizden bu mutluluğu almasın” diye konuştu. Belki de son şans! Eğer DT özelleştirilir ya da başka kurum ve kuruluşlara devredilirse, en büyük zararı Ankara görecek. Çünkü DT’nin sadece Ankara’da 14 tane sahnesi mevcut ve her sahnede her yıl 1 Ekim’den itibaren mayıs ayının ortalarına dek her akşam oyunlar sahneleniyor. Neredeyse her sahne hınca hınç dolu. DT yönetimi de birkaç gündür internet sitesinden şu istatistiğe yer veriyor: “DT, 63 yıldır sahnede! 300 yerleşim bölgesine yılda 600 turne gerçekleştirdik. Her yıl 100 yeni oyunla izleyicilerimizin karşısına çıktık. 21 ilde 56 sahneye sahibiz. Ayda 875 temsil yapıyoruz. Yılda ortalama 6000 temsil gerçekleştiriyoruz. Her bölgemizdeki sahnelerimizde yüzde 90’ları aşan doluluk oranı ile oyunlarımızı sahneliyoruz. Bizi yılda yaklaşık 2 milyon seyirci izliyor.” Ankara DT sahnelerinde belki de yarın son kez, saat 15.00’te, “Haydi Karına Koş, Genç Osman, Venedik Taciri, Elma Hırsızları, Bir Delinin Hatıra Defteri, Soğuk Bir Berlin Gecesi” adlı oyunlar sahnelecek. Bülent Tanık : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 12 Mayıs 2012 Cumartesi Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle