Katalog

8. YIL SAYI: 467 (Cumhuriyet’in ücretsiz ekidir.) 21 NİSAN 2012 CUMARTESİ Başbakan’ın ev sahibi, eski AKP Milletvekili müteahhit Faruk Koca yargılanıyor Hâkim karşısına çıktı BAŞBAKAN’IN EV SAHİBİ İFADEYE DAHİ GİTMEDİ Tayyip Erdoğan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ev sahibi, eski AKP Ankara Milletvekili Faruk Koca hakkında, Keçiören’de müteahhitliğini yaptığı inşaatın suyla dolan çukuruna düşerek boğulan Seda Nur Özdemir’in (10) ölümüne neden olmak iddiasıyla dava açıldı.7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ilk celsesi 17 Nisan Salı günü yapıldı. Davada inşaatın çevresinde gerekli güvenlik önlemleri almamakla suçlanan Faruk Koca’nın 15 yıla kadar hapsi istendi. Dava öncesi ifadeye dahi gitmeyen Koca, salı günü hâkimin karşısına çıkıp, sanık sandalyesine oturdu. Eski AKP’li milletvekili, hakkındaki suçlamaları reddererek, “olayda ihmali olmadığını” öne sürdü. TARAFLAR ANLAŞTI MI? Arsa sahiplerinden Malik Şen, kazada Anakent Belediyesi’ni suçlayarak “İnşaatın durması nedeniyle perişan olduk” deyince, mahkeme başkanı “Asıl perişan olanlar bunlar” diye Seda Nur’un ailesini gösterdi. Ancak mahkeme sonrası Seda Nur’un babası ile Koca’nın yakınlığı dikkat çekti. ALİCAN ULUDAĞ’ın haberi A2’de. Faruk Koca ANKARAARASI Ahmet TAN [email protected] [email protected] www.ahmettan.com Emekli öğretmen Enerjisa’dan kaybını talep ediyor Ankara’da Yalnızlık eferberlik görmüş, yakınlarını uzak coğrafya S harplerinde kaybetmiş kuşakların dillerinden düşmeyen üç dert vardı: “Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm!” İlk ikisi, kimine göre zaten ölümden beterdi. O yüzden mi nedir, merhum peder bu dizeyi, “Üç derdim var birbirinden seçilmez. Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir yalnızlık!” diye söylerdi. Evvel zaman yalnızlık ve yoksulluğunun nedeni hep “ayrılıklar” yüzündendi. “Gurbete çıkmak” zorunlu ayrılıktı. “Askerlik” ise uçsuz bucaksız bir yalnızlık! Mesnevi’nin... “Dinle ney’den kim hikâyet etmede... Ayrılıklardan şikâyet etmede!” diye başlaması... Bu hüzünlü dünya ahvalinin en kestirme izahıydı.. Ülkemizde artan nüfusla birlikte kentlerin sorunları da büyütüyor. Sorun deyince... Konut, işsizlik, geçim ve trafik gibi “maddi” olanlar hep dillerde. Ama “İnsani” olanlardan pek söz eden yok. Başta “yaşlı yalnızlığı”ndan! “Çekirdek aile” uygarlığın ulaştığı son durak. Tek çocuklu annebaba... Çocuk çekirdek... Büyüyünce çekip gidecek! Geriye birinin ölmesiyle kalanın sonsuz bir yalnızlık mahkumiyeti kalacak! Ekonomistler, siyaset bilimcilerin ağzında hep “kentsel yoksulluk” Oysa “kentsel yoksulluk”... “Kentsel yalnızlık”ın yanında leblebi çekirdek. Ülkede çağdaş ve sosyal demokrat bir yönetim varsa... Yoksulluğun bu türüne çözüm üretilmesi kolay. Ama “kentsel yalnızlık” için henüz bir çözüm icat edilmiş değil. Aynı apartmanda oturup da... Yan dairedekiyle bile hukuku olmayanların toplumu haline geliyoruz. Kentsel yalnızlık bile bile oluşturulan bir kader. Bu kadere yaşlıların kendilerinin üretmesi gerek. Ankara geçmişte, bir “sohbet /muhabbet kenti” idi. Bu özelliğini hızla yitirdi... Ama “eskiler” direniyor. Ankara’nın birçok yerinde “her ayın ilk çarşambası öğle vaktinde” buluşanlar... Her “cumartesi akşamı Çiftlik’te (Atatürk Orman Çiftliği Merkez Lokantası) bir araya gelenler”... Sohbet muhabbet geleneğini sürdürüyorlar. Bir de eski siyasetçilerin yazıhanelerde kebap veya kurufasülye buluşmaları var. ErzurumHasankaleli Muhyettin Kaya’nın “Kurufasülye/Pilav Günü” örneğin. Cumaları eski bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, gazeteciler, çevrede oturan komşu yabancılar, Çinliler bile Kaya’nın konukları oluyor. Yardımcısı Aysun Hanım’ın dillere destan bulgur çorbasını içip kurufasulye pilavını yiyenin zihni ile birlikte dili de açılıyor. Gençlik değil, yaşlılık deneyimlerini konuşanlar daha çok ilgi çekiyor: Dün 85’lik bir konuk şöyle diyordu: “80’ni geçmişsen 4 şeye dikkat edeceksin: Düşmeyeceksin. Düşünmeyeceksin! Üşütmeyeceksin Küsmeyeceksin!” Hepsini anladık da “küsmeyeceksin!” niye? “Evladım, küsersen yalnız kalıyorsun... Barışmak için de vaktin yok!” Emekli bir vali de Cumhuriyet Bilim Teknik Yazarı Doğan Kuban’ın bir yazısını kesmiş onu okudu: Başlığı yetiyordu: “Yalnız kalan insan özgür değildirdir!” ‘Bedelini alacağım’ Hafta içinde 26 saat süren elektrik kesintisi sonucunda buzdolabındaki emekli maaşıyla aldığı yiyecekiçeceği ile hasta annesinin serumları bozulan emekli öğretmen Ümit Pınar, “Zararımın bedelini Enerjisa’dan isteyeceğim” dedi. Pınar, “‘Geçti, bitti’ demeyeceğim, duyarsız kalmayacağım. Hakkımı arayacağım. Memleket bu hale hesap sorulmadığı için geldi. Herkes kendine yapılan haksızlığın bedelini muhatabından sormalı” diye konuştu. İKLİM ÖNGEL’in haberi A2’de. Atatürk ve çocuk 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında düzenlenen “Atatürk ve Çocuk Şenliği” bugün 13.0016.00 saatleri arasında Anıtpark’ta yapılacak. Mustafa Ayaz Müzesi’nin geçen yıl başlattığı “Çocuk Ressamlar Sergisi”nin bu yıl ikincisi bugün 16.00 18.00 saatleri arasında Mustafa Ayaz Müzesi ve Plastik Sanatlar Vakfı’nın Ziyabey Caddesi No:25 adresindeki merkezinde yapılacak. Doubletree Oteli, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bugün 13.30 17.30 saatleri arasında personelinin çocukları için “Çocuk Balosu” düzenleniyor. 2 salonda yapılacak baloda Spiderman , Pamuk Prenses gibi masal kahramanları, palyaço ve sihirbazlar yer alacak. Ankara Doğa Koleji’nin 23 Nisan Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlediği Türk ve Dünya çocuklarına yönelik “2. Bu Benim Ülkem” konulu resim yarışmasının ödül töreni ve sergi açılışı 23 Nisan 2012 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla saat 12.30 da Mustafa Necati Kültür Evi’nde yapılacak. Özlemişiz! Son dünya şampiyonu C’te Başkent Dalış ve İlkyardım Merkezi (BADİM) Su Sporları Kulübü’nün her ay düzenlediği Başkent Sualtı Günleri’nin nisan ayı konuğu 2011 yılı Dünya Sualtı Görüntüleme Şampiyonu Orhan Aytür oldu. Aytür, Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde 19 Nisan’da yapılan sunumda Ankaralı sualtı severlere fotoğraflarından oluşan bir seçki sundu. 2011 yılında Dünya Sualtı Aktiviteleri Konfederasyonu’nun düzenlediği sualtı görüntüleme yarışmasında bir altın ve bir bronz madalya kazanarak “Dünya Şampiyonu” unvanını olan Aytür, şampiyonada yaşadıkları da anlattı. Aytür, iki bölüm halinde düzenlediği sunumun ilk bölümünde mercanların yaşantısı ve sualtı canlılarında kamuflaj konusunu işledi. İkinci bölümü ise çektiği birbirinden güzel fotoğraflara ayıran Orhan Aytür, izleyenlerin büyük beğenisini topladı. Orhan Aytür ‘Yarattığı rantı biliyor musunuz?’ Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Eymir Gölü’nü ODTÜ’nün elinden alma projesini, Radikal gazetesindeki köşesinden “sonuna kadar desteklediğini” açıklayan Cüneyt Özdemir’e 1973 yılında ODTÜ Makine Mühendisliği’nden mezun olan Neşet Kocabıyıkoğlu’ndan anlamlı bir yanıt geldi. haber.sol.org.tr’nin haberi A2’de. Ekranlardaki 24 yıllık “Olacak O Kadar Programı” muhalif tutumu nedeniyle yayından kaldırılan Levent Kırca, Yenimahalle Belediyesi Dört Mevsim Tiyatro Salonu’nda sahnelediği “Azınlık” oyunuyla Ankaralıları gülmekten kırdı geçirdi. Selim Gül’ün yazdığı oyunda, tarihsel süreç içinde yaşanan olaylar mizahi bir yaklaşımla anlatılıyor. Oyun sonunda Kırca ve ekibi dakikalarca ayakta alkışlandı. A6’da. Londra vizesini Ankara verecek 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’na 4 ay kala, Avrupa’nın güçlü 8 voleybol ulusal takımı, finale kalmak için Başkent Voleybol Salonu’nda mücadele verecek. Türkiye’nin de yer aldığı karşılaşmalar 1 Mayıs’ta başlayacak. A7’de. Yarışta‘tıp’ ağırlığı Ankara Üniversitesi rektörlük seçimlerinde en fazla oy hakkı da, en fazla aday da Tıp Fakültesi’nde. Tıp Fakültesi’ne bağlı 500 öğretim üyesinin oy kullancağı seçimlerde, aday olan 7 öğretim üyesinden 5’i Tıp’tan. Dolayısıyla Ziraat Fakültesi kökenli mevcut rektör Prof. Dr. Cemal Taluğ’a karşı öne çıkan adaylar da yine Tıp Fakültesi’nden. Üstelik bu seçimlerde şansları yüksek olabilir... SİNAN TARTANOĞLU’nun haberi A6’da. BİZE YAZIN Görüşlerinizi, eleştirilerinizi, karşılaştıklarınızı yazın: (Tel: 442 30 50) [email protected] C M Y B C M Y B