01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 16 MART 2012 CUMA A2 NEREDE NE VAR? TİYATRO ¦ Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, “Zübük” adlı oyun saat 20.00’de izleyici ile buluşacak. (241 02 33) ¦ Ertan Gösteri Merkezi’nde, “Şeker Portakalı” adlı müzikli, danslı çocuk oyunu saat 10.30’da, “Ne Romeo Ne Juliet” adlı oyun saat 20.00’de sahnelenecek. (212 32 31) ¦ Tiyatro Tempo’da, “Benim Sevgili Yağmurum” adlı gençlik oyunu saat 20.00’de izlenebilecek. (232 32 92) ANKARA Anıttepe Lisesi Koristleri öğretmenleri için bir araya geldi Kültür Sanat Ve Perde... Eren AYSAN [email protected] Koristler öğretmenlerini konserle anacaklar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anıttepe Anadolu Lisesi’nin koristleri 3 Aralık 2011’de yaşama veda eden müzik öğretmenleri Yard. Doç. Taner Solukçu anısına bir konser verecek Türkiye Filarmoni Derneği tarafından 35 yıl önce düzenlenen Türkiye Liselerarası Çoksesli Koro Yarışması’nda Taner Solukçu’nun yönetiminde üst üste iki kez birinci olan Anıttepe Anadolu Lisesi Korosu’nun 20’yi aşkın üyesi, öğretmenlerinin ölümünün ardından bir araya geldi. Okul Müdürü Kadem Erbaş’ın tahsis ettiği sınıfı, Taner Solukçu’nun adının verileceği müzik sınıfı olarak tefriş ettiler. Yarışmada kendilerine ödül olarak verilen ve bugün kullanılamaz hale gelen piyanoyu tamir ettirerek, müzik sınıfında yerini almasına sağladılar. Taner Solukçu Müzik sınıfı da bugün saat 14.00’te düzenlenecek törenle öğrencilerin kullanımına açılacak. Bu Yaşadığımız Tiyatro 2 KONSER ¦ If Performance Hall’de, Bad Taste’nin pop/rock konseri bugün saat 00.30’da. (418 95 06) ¦ Jolly Joker Ankara’da, Grup Seksendört’ün vereceği konser saat 22.00’de. (424 11 11) SÖYLEŞİ ¦ Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde, Ankara ekimizin yazarı Ertan Anlı ve Pamukkale Şarapları Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Tokat’ın konuşmacı olarak yer alacağı “Ege Şarapçılığı” başlıklı söyleşi bugün saat 18.30’da. (442 30 50) gün aralarında müzik alanında mesleki faaliyetlerine devam eden ve uluslararası başarılara imza atan isimlerin de bulunduğu koro üyeleri, 35 yıl aradan sonra öğretmenleri Taner Solukçu için yarışmada birincilik ödülü aldıkları eserlerin de yer aldığı minik bir konser verecek. Nuri Abaç’tan Turan Erol’a, Cemil Eren’den Fikret Otyam’a değin pek çok sanatçının eserlerine ev sahipliği yapıyor... Hacettepe’nin gizli sanat bahçesi SERAP KURT Hacettepe Üniversitesi’nin bünyesinde 2005 yılında açılan Hacettepe Sanat Müzesi, üniversitenin kültür merkezinde 25 yıl boyunca açılmış olan kişisel, grup ve karma sergilerden, sanatçıların bağışları ve satın alma yoluyla edinilen pek çok sanat eserine ev sahipliği yapıyor. Müze, çağdaş sanata ışık tutuyor. Hacettepe Sanat Müzesi, üniversitenin merkez yerleşkesi içerisinde yer alan Eczacılık Fakültesi’nin kullanılmayan depolarının sergileme ve eserler için işlevsel hale getirilmesiyle bugünkü şeklini aldı. Müze sanat ve bilimin iç içe geçtiği bir ortamda, “bilim insanlarının eğitim alırken sanattan beslenmesini, soluklanmasını sağlayan aynı zamanda insana ve nesneye dair bakış açılarını değiştiren” bir rol oynaması açısından da önemli. Müze farklı konu başlıklarının olduğu dönemsel, grup ve sanatçı sergilerine ev sahipliği yapıyor. Bunun yanı sıra, müzenin Türk çağdaş resim sanatının tanığı olan çok geniş ve değerli bir koleksiyonu da bulunuyor. Ayrıca müzede resim, heykel ve seramik sanatının farklı teknik ve yorumlarını görebilmek de mümkün. Bunun yanı sıra Hacettepe Sanat Müzesi ile yan yana yer alan Ahmet Göğüş Salonu’nda da zaman zaman geçici sergiler düzenleniyor. Müzenin koleksiyonunda yer alan bazı eserler ise şöyle: “Nuri Abaç’ın ‘Gemi’, Sabri Berkel’in ‘Balıkçılar’, Hamiye Çolakoğlu’nun ‘Firavuna Saygı’, Feyheman Duran’ın ‘İstanbul’dan Görünüm’, Turan Erol’un ‘Cahit Külebi’si, Neşet Günal’ın ‘Bağbozumu’, Mürşide İçmeli’nin ‘Dört Kızkardeş’i, Hasan Pekmezci’nin ‘İnsanlarımız Üzerine’, Adnan Turani’nin ‘Figür’, Emin Koç’un ‘Akmayan Sevgi’, Cemil Eren ‘Kuşlar’, Yalçın Gökçebağ’ın ‘Çay Bahçesi’, Hasan Kıran’ın ‘Kuşlarla Dans’, Tiraje Dikmen’in ‘Göç’, Meriç Hızal’ın ‘İstanbul’, Fikret Otyam’ın ‘Hasandağı’, Süleyman Saim Tekcan’ın ‘Atlar ve Hatlar’ı, Candan Dizdar Terweil’in ‘İsimsizİkili Seramik Form’u.” (Müzeyle ilgili ayrıntılı bilgi 305 43 43 numaralı telefondan edinilebilir.) Temmuz 93 yaşamımdaki kara deliklerin en büyüğüdür. Aradan geçen yıllar boyunca yenilgi duygusunu üzerimden atamadım. Sanki o güne kadar her şeyin çözümü vardı. Sıkıntı ne kadar ağır olursa olsun, küçücük hayale yol açan umut da vardı. 2 Temmuz’dan bugüne peşimi bırakmayan bir duygu öfkeyse, öbürü de çaresizlik. Çaresizim. Üstelik bunun bir duygu değil, ağırlığını ve soğukluğunu günden güne hissettiren gerçek olduğunu biliyorum. Birileri benden çok önce bu gerçekle karşılaştı, birileri bunun farkında değil, birilerinin “çare” diye başvurduğu şeyse bana çok yavan geliyor. Sıkıntım kelimelere sığmayacak kadar büyük. Ne yazık ki, bu ülkede yazdığı her dizeden kıvanç duyduğum babam şair Dr. Behçet Aysan göz göre göre yakılarak öldürüldü. Sivas nasıl kameralar karşısında yaşandıysa, adalet arayışımız da aynı şekilde herkesin gözü önünde yaşandı. Aradan geçen yıllar boyunca yalnızca 163 sanık yargı önüne çıkartılabildi. Bir kısım provokatör sanık sandalyesine hiç oturmadı. Pek çok firari sanık ehliyet aldı, evlendi ve hatta askerlik yaptı. Yurtdışında bulunan kırmızı bültenle aranan sanıklar ise Türkiye’ye iade edilemedi. En sonunda 13 Mart günü Sivas bir kere daha kara bir leke olarak tarihe geçti. Çıkan karar, kamu görevlisi olmayan sanıkların zamanaşımından yararlanmasını öngörüyordu. Bir gece önce Sabahattin Ali’den Hrant Dink’e uzanan, ülkemizde yitirilen yirmi sekiz aydının ailelerinden oluşan Toplumsal Bellek Platformu’ndan bir grup otobüs terminalinde buluştuk. Kimler mi vardı? Ben, Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, Ümit Kaftancıoğlu’nun gelini Canan Kaftancıoğlu, Metin Göktepe’nin kardeşi Meryem Göktepe, Hasan Ocak’ın kardeşi Hüseyin Ocak, sanatçı dostlarımız Şebnem Gürsoy, Mehmet Esen ve Güvenç Dağüstün… Hepimiz yüreklerimizde bugünden yarına bir parça umut barındırıyorduk. Ankara’ya otobüsümüz kara bulutlar içinde girdi. Bir kahvede Mazlum Çimen’le buluştuk. Adliyeye gittiğimizde, davayı izlemek isteyen pek çok kişi salona alınmadı. Veli Ağbaba ve Melda Onur’un çabasıyla duruşmaya İlhan Erdost’un eşi Gül Erdost ve Alaz Erdost’u, şair Ahmet Telli’yi, yazar Orhan Tüleylioğlu’nu alabildik. Karar içimizi bir kere daha acıttı. Aslında böyle bir kararı bekliyor, kendimi avutmaya çalışıyordum. Ama somut gerçeklikle karşılaşınca öyle olmuyor. Gözlerimden yaşlar boşalarak dışarı çıktıktan çok kısa bir süre sonra yeni bir ıstırapla daha karşılaştım. Polisin çocuklara şeker atar gibi attığı gaz bombalarından kaçmak için her birimiz dört bir yana savrulduk. Kuşkusuz kalbimdeki yara, gaz bombasının boğazımdaki acısından daha derindi. Şanslıydım, kısa sürede alandan çıkabildim. Peki ya diğerleri? Adliyeye doğru koşan ve orada sıkışanlar arasında derin ailemiz vardı. Gül ve Alaz Erdost, Rakel Dink ve Zeynep Altıok adliye binasına giremediği için bir sağa bir sola koşuşuyor, gaz bombasının şiddetine daha fazla maruz kalıyordu. Üstelik adliyeye alınmalarına polis de izin vermiyordu. Dün Gül Teyze (Erdost) telefonda olaylar sırasında artan taşikardisiyle, Rakel Dink’in polislere, “madem bizi içeri almıyorsunuz, yakın o zaman” çığlığını da anlattı. Bir kere daha utanma duygusunun ağırlığı altında ezildim. Oysa bu duyguyu ben değil bütün bir toplum yaşamalı! Ben babası öldürülmüş bir mağdur olarak neden 2 Temmuz’da otelin önündeki kalabalığa bize uygulananın yarısı bile uygulanmadı, deme hakkına sahip hissediyorum kendimi. On dokuz yılın bastırılmış öfkesiyle değil, acısıyla yapıyorum bunu… Bir aydın babanın çocuğu olarak, hiçbir zaman intikam peşinde olmadım. Şiddetin karşısında yer aldım. Sözcüklerin saflığına sığındım. Bugün sözün de bittiği yerde sessizliğimde acıyla kıvranıyorum. “Bize neden bunu yapıyorlar?” sorusunun peşinde bir kere daha anlam arıyorum. Oysa sorunun yanıtını da biliyorum. Yaşadığım tiyatronun bir kere daha sahnelenmemesini arzu ediyor, bu ülkede yeni katliamların, öldürümlerin olmaması için sığındığım adaletin er geç yerini bulacağı, aydınlık bir ülkeye uyanmayı diliyorum. SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Maltepe’de 3+1 5.katta yapılı daire 210.000 TL 0532 238 01 39 İŞ ARAYANLAR GÖRMEYEN iş arıyor. Oyuncak, Mutfak, Tekstil ve diğer ürünler işime yarayabilir. 0.543.614 23 90 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 16 Mart 2012 Cuma Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın Yayımlayan C M Y B C M Y B : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle