13 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 28 ŞUBAT 2012 SALI A2 ANKARA Burhan Şeşen, Ankara’nın diğer kentlerden farklı olduğunu düşünüyor... Kültür Sanat ‘Ankara, bir şehirden fazlası’ İzlenme rekorları kıran‘Bir Delinin Hatıra Defteri’250. kez sahnelenecek... YanSımaLaR Şefik KAHRAMANKAPTAN [email protected] Genç şef sınıfı nasıl geçti? eçtiğimiz perşembe “İzlence”min başlığı “Genç şefin G BSO ile sınavı” idi. Konserde karşılaştığım müzikseverler “Artık sınavın sonucunu yazarsınız herhalde” diye beklentilerini dile getirdiler. Kimileri de bir hafta önceki “yorum farkı” konusunda, “Hem bizi yönlendirdin, hem de kendi saptamanı yazmadın” diye sitem ettiler. Kapalı gişe oynuyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Bir Delinin Hatıra Defteri” tiyatro tarihinin en önemli oyunlarıdan biri kabul ediliyor. Gogol’ün 1842 yılında kaleme aldığı tek perdelik, tek kişilik oyun, bugüne değin pek çok tiyatro topluluğu tarafından sahneye taşınmıştı. Oyun, Genco Erkal’ın Ankara Sanat Tiyatrosu’ndaki (ADT) oyunculuğu ile de adından söz ettirmişti. Hatta Erkal’ın oyunculuğuyla bu oyun, TRT ekranlarına da taşınmıştı. ADT yönetimi de tiyatro tarihi açısından önemli olan bu oyunu 4 yıl önce Cem Emüler’in rejisiyle sahnelemeye başladı. Ancak Emüler’in rejisi diğer rejilerden farklılık gösteriyordu. Örneğin, sahneye kurulan demir kafes ve vinç. Ankaralı izleyiciler oyunda, şimdi “Bir Ankara Polisiyesi: Behzat Ç.” ile Türkiye çapında üne kavuşan Erdal Beşikçioğlu’nu kimi zaman demir kafes üzerinde yürüyüp, atlarken, kimi zaman da vinç yardımıyla dolaşırken, “ha düştü ha düşecek” kaygısıyla izliyor. Beşikçioğlu, oyun sırasında izleyiciyi mimik hareketleriyle de büyülüyor. 4 yıldır ADT’de kapalı gişe oynayan, hatta ADT yönetimi tarafından programa dahil edildiği andan itibaren biletleri anında tükenen “Bir Delinin Hatıra Defteri” adlı oyun bugün 250. kez, Akün Sahnesi’nde, saat 20.00’de, izleyici ile buluşacak. Oyunun özel gösterimini Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da izleyecek. Oyunun Ankaralı izleyicilerden gelen yoğun talep üzerine gelecek yıl da ADT’nin programına dahil edileceği belirtiliyor. Gündoğarken, 30 yıllık müzik serüvenimizin vazgeçilmezlerinden. Burhan ve Gökhan Şeşen kardeşlerle yola devam eden grubun insancıl ve duyarlı şarkıları kuşaktan kuşağa ezberimizde. Duyarlılıkları yalnızca müzikle sınırlı değil. Toplumsal sorunlar karşısında da seslerini sık sık duyuyoruz. Burhan Şeşen’le, Ankara’yı, müziği ve oğlu anısına kurduğu derneği konuştuk. ¦ Söze Ankara’dan başlayınca akla ilk gelen ve çok sevilen şarkınız “Ankara’dan Abim Geldi” şarkısının ve şehrin sizdeki anlamı nedir? “Ankaradan Abim Geldi” söz ve müziği İlhan Şeşen’e ait en sevdiğim Gündoğarken şarkılarından biridir. Bizden otobiyografik izler taşır. 1970’li yıllarda AnkaraEmek Mahallesi, 65. Sokak’tayız. Babam, namı diğer Şeşen Kaptan, Etimesgut Özel Filo Komutanı ve arada bir annebabasını, kardeşini ziyarete İstanbul’a gidiyor. Tabii ki o gelecek diye evde bir bayram havası... Dolmalar, pilavlar, börekler hazırlanıyor. Yıllar sonra böyle bir şarkıyla geçmişi hatırlıyor İlhan Şeşen. Benim için Ankara mahalle, komşuluk, ilk aşk, gece sak SESLİ DEFTER Sevgican YAĞCI AKSEL [email protected] ¦ Şeşen Kaptan’a dinleyici lambaçları, karda oynanan futbol, iğde kokusu, kırkikindi yağmurları, cumartesi yarı gün eğitim, Kızılay’a giden eski Amerikan dolmuşları, Ulus’a giden Skoda dolmuşlar, EGO (Erken Gelen Oturur derdik) ilk şarkıdır. İyi ki çocukluğumu ve ilk gençliğimi burada yaşamışım. Ankara bir şehirden çok daha fazlasıdır benim için. ¦ Bir dönemin fotoğrafını çektiniz adeta. O yıllardan devam edersek, nasıl karar verdiniz hayatı müzikten kazanmaya? Başlarda müziği para kazanma aracı olarak görmemiştik. Zaten aramızda müzikle ilgili bir üniversite bitiren de yoktur. Şarkı söylemeyi, birbirimize bestelerimizi çalmayı çok severdik. Sofrada Şeşen Kaptan da olursa, abartmıyorum, günün ilk ışıklarına kadar çalar söylerdik. Babam bizi çok desteklemiştir. ler olarak ileri görüşlülüğü için teşekkür etmeliyiz. Peki siz kimleri dinlerdiniz o yıllarda? Şimdi sana biraz garip gelecek belki ama Hakkı Bulut, Orhan Gencebay, Gülden Karaböcek falan dinlerdik. Dinlenebilecek bir tek polis radyosu vardı çünkü. Sonrasında mahallemizdeki Beşir Ağabey’imiz müzik yeteneğimizi görünce bize turuncu renkli bir kaset verdi. Onun bir yüzünde Pink Floyd bir yüzünde (henüz Yusuf İslam olmamış) Cat Stevens vardı. O günden sonra hayatımız değişti diyebilirim. Sonraları Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Pink Floyd, Leonard Cohen, Cem Karaca, Queen vazgeçilmezlerimiz oldu. ‘Her şey hızlandı!’ ¦ O kasetin bunca yıl sonra hatırlanıyor olması bile her şeye kolayca erişebildiğimiz bu dijital çağdakinden ne kadar farklı bir duygu durumu değil mi? Her şey anormal bir şekilde hızlandı. Tükendi ve tüketildi. Yani çağa bir şekilde uymak lazım ama duyguları ve naifliği kaybetmeden. ¦ Gündoğarken çağa ayak uydururken savrulmadı. Nasıl başardınız? Zaman zaman savrulduğumuz da oldu ama biz Gökhan’la Gündoğarken’in çok ama çok farkındayız ve de ömrümüz yettiğince şarkılarımızı Gündoğarken potasında eriteceğiz. Gündoğarken ikimizin toplamından büyük bir şey... ¦ Hayatın bir çok alanında üretiyorsunuz. Bir yandan da oğlunuz Serhan’ın her zaman taze kalan acısıyla baş ediyorsunuz. Onun adına Serhan Şeşen Müzik Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği’ni kurdunuz. Niçin? Serhan’ı hergün hatırlıyorum ve hatırlatmak istiyorum. Ama acım azalsın diye unutmak da istiyorum. Böyle karışık ve de içinden çıkılmaz bir durum. Bizler Serhan’ı Sayın Timur Selçuk’un dediği gibi “dokunmadan sevmeyi” öğrendik. Derneği kurmamızdaki en büyük amaç Serhan’ın adını sonsuza kadar yaşatmaktı zira o bunu hepimizden fazla hak ediyordu. Derneğimizde dinletiler, çocuklara ve büyüklere yönelik atölye çalışmaları, seminerler yapıyoruz. Gelirlerle başarılı öğrencilere burs veriyoruz. Serhan adına ilköğretim okullarında “müzik derslikleri” açıyoruz. 27 Şubat’ları “Yaşama Saygı Günü” olarak kutluyoruz. 27 Şubat’ın, 2013 yılından itibaren “Yaşama Saygı Günü” olarak kutlanması için TBMM’yi ziyaret edeceğiz. Ayrıca Serhan’ın zamansız ölümünde kusurlu bulunan her iki özel hastanenin dört doktoruna savcılığın açtığı davalar da devam ediyor... NEREDE NE VAR? Sergi ¦ Mustafa Tokatlıoğlu resim 10 Mart’a dek Gözde Sanat Ga lerisi’nde. (442 11 31) ¦ Tunç Tanışık resim 14 Mart’a dek Armoni Sanat Galerisi’nde. (440 43 24) ¦ Halil Coşkun resim 14 Mart’a dek Galeri Soyut’ta. (438 86 70) ¦ Peruze Yiğit resim 14 Mart’a dek Galeri Soyut’ta. (438 86 70) ¦ Daver Darende resim 21 Mart’a dek Medya Sanat Galerisi’nde. (428 39 55) ¦ Valerio Adami resim 31 Mart’a dek Galeri Nev’de. (437 93 90) Madem ki “okuyucu velinimetimiz”, iki sorunun yanıtı da verelim. Önce genç şef, Moskova Çaykovski Konservatuarı’nda büyük hoca Genadi Rozdestvenski’nin öğrencisi olan Artun Hoinic’den (d.1985) başlayalım. Konser, Bilkent’in kurucusu Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın ikinci ölüm yıldönümüne denk gelmişti. Önce sanat yönetmeni Işın Metin çıkıp kısa bir konuşmayla, Bilkent adına kurucuya üniversitenin şükran duygularını dile getirdi. Artun önce Beethoven’in Leonore uvertüründe BSO’yu yönetti. Orkestra üyelerinin bir bölümü, eski hocalarıydı, onun “bıdık” halini biliyorlardı, ama profesyonelce, gayet düzeyli bir hava yansıdı sahneden... İlk ölçülerden itibaren, gerisinin de iyi geleceği anlaşıldı. Nitekim iyi kemancı Sacha Rosdestvenski’yle Glazunov konçertoda gayet uyumlu bir eşlik gerçekleşti. Şostakoviç’in konservatuvar mezuniyet yapıtı olan 1. Senfoni’de ise, orkestra Artun yönetiminde iç dengeleri yerli yerinde, bütüncül bir seslendirme gerçekleştirdi. Sololarda başkemancı Tuğrul Ganioğlu ve birinci çellist Hayrettin Hoca, obuacı Selçuk Akyol, flütçü Albena Sezer, trompetçi Julian Lupu tertemiz sololarıyla iyi seslendirmeye katkıda bulundular. Sonuçta Artun sınıfı geçti. Hem de 10 üzerinden 8 alarak. Kazanacağı deneyimlerle aradaki iki notu da alıp 10 numaraya ulaşacak. Gelelim Schuman’ın viyolonsel konçertosunda CSO eşliğindeki Antonio Meneses ile BSO eşliğindeki Hayrettin Hoca’nın “yorum farkı”na... Menenes son derece “akademik” bir yorumu, yer yer eşlik sorunlarına karşın gerçekleştirdi. Hayrettin Hoca’nın yorumu ise “duygusal”dı, çalgısının önyüzündeki çatlağın da etkisiyle biraz “cızırtı” hissettik, pis sesler fazlaydı ama yapıttaki duyguyu çıkarmada başarılıydı. Sonuçta iki yorumdan da keyif aldık. Hatıra Defteri”, Altındağ Tiyatrosu’nda “Elma Hırsızları”, Büyük Tiyatro’da “Kerbela”, Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde “Kantocu”, Küçük Tiyatro’da “Sersem Kocanın Kurnaz Karısı”, Stüdyo Sahne’de “İşte Baş, İşte Gövde, İşte Kanatlar”, Şinasi Sahnesi’nde “Sırça Kümes” adlı oyunlar bugün saat 20.00’de sahnelenecek. Oda Tiyatrosu’nda da “Krem Karamel” adlı oyun saat 18.30’da izleyicilerin beğenisine sunulacak. (310 19 45) ¦Ankara Sanat Tiyatrosu’nda, Antalya Bölge Tiyatrosu’nda bugün saat 20.00’de, “Deliorman” adlı oyun sahnelenecek. (417 76 76) Sözebesi’nin konuğu Günay Güner ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yazar Sevgi Ösel’in hazırlayıp sunduğu Sözebesi proramının konuğu Yazar Günay Güner olacak. Bugün Kanal B’de yayınlanacak program 19.00’da başlayacak. Yazın, şiir, dergicilik üzerine söyleşilecek programda Güner bağlamasıyla türküler seslendirecek. Konser ¦ If Performance Hall’de, Hermetic Delight konseri bugün saat 22.00’de. (418 95 06) Fotoğraf: İrem Sevgör Burhan Şeşen A N K A R A C U M O K D U Y U RU S U SON 1 YILI HÜCREDE, TUTUKLULUĞUMUZ 4. YILINDA İnsanoğlunun mücadelesi gerçekle yalan, aydınlıkla karanlık arasında sürüp gidecek. Biz hep gerçeklerle aydınlığın yanında olacağız... Az mıyız çok muyuz diye bakmadan! MUSTAFA BALBAY Sevgi Ösel ¦ Ankara Devlet Tiyatrosu’nda, Akün Sahnesi’nde “Bir Delinin SATILIK KONUT SAHİBİNDEN Maltepe’de 3+1 5.katta yapılı daire 210.000 TL 0532 238 01 39 YURTSEVER GAZETECİMİZ MUSTAFA BALBAY’A SİLİVRİ’YE GİDİYORUZ DURUŞMAYI İZLEYECEĞİZGİDİŞ: 1 MART 2012 PERŞEMBE SAAT: 22.30 YER: VEDAT DALOKAY NİKÂH SALONU YANI KURTULUŞ PARKI KOLEJ / ANKARA DÖNÜŞ: 2 MART 2012 CUMA DURUŞMA BİTİMİNDEN SONRADIR. EDERİ: 60 TL Lütfen yerinizi ayırtınız. İLETİŞİM: VİLDAN YALVAÇ 0535 721 88 56 www.ankaracumok.org Sahibi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 28 Şubat 2012 Salı Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın C M Y B C M Y B : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Günay Güner Tiyatro
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle