22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ A4 ANKARA YaşamSpor Tomurcukbağ: Kalecik’te Butik Şarap Üreticisi omurcukbağ Şarapçılık”; Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin duayen öğretim üyesi, Türkiye’de bağ biliminin en önemli uzmanlarından Prof. Dr. Sabit Ağaoğlu ve eşi Gülcihan Ağaoğlu tarafından kurulan, 10 dönüm bağ alanına sahip, 10 bin litre kapasiteli butik şarap işletmesi. Bağlar 9 yaşında, ancak üretim 2009 yılında başlıyor. Gülcihan Hanım’ın şekillendirdiği zarif bir mimariye sahip işletmenin ismi kızları Tomurcuk’un ismine atıf yapılarak “Tomurcukbağ” olmuş. Markaları “Trajan” ise; adını belli bir dönem bu topraklarda da hüküm süren, savaşçılığı yanında bilgeliği ile de ünlü, Roma İmparatoru Trajan’dan (İ.S 53117) alıyor. Tomurcukbağ’ın en başarılı şarabı kuşkusuz yurtdışında da ödül alan “Trajan Cabernet Sauvignon Rezerve 2009”. Alkol derecesi hacmen %15 düzeyine varmasına karşın, iyi bir asitlik ve kaliteli dengesiyle zarif bir yapıya sahip. Ön burunda frambuaz ve kiraz aromaları algılanıyor. İngiltere’de düzenlenen IWC (International Wine Challenge) yarış Tadım Notları Prof. Dr. Ertan ANLI htp://tadimnotları.blogspot.com “T masında “Commented wine” (Övgüye değer) madalyası ile ödüllendirilmesi önemli bir başarı. Kalecik Karası dışında yine 2009 yılında ürettikleri başarılı bir “Sauvignon Blanc” şarapları da var. Bu yıl, Cabernet Sauvignon’u da piyasaya sundular. Şampanya Kraliçesi: Veuve Clicquot Ponsardin Bazı işlere mutlaka kadın eli değmeli. “Veuve Clicquot Ponsardin” Fransa’dan adını dünyaya duyurmuş çok önemli bir şampanya markası. “Veuve” kelimesi Türkçe’de “dul” anlamını taşıyor. Önceleri sıradan bir şampanya eviyken, 1805 yılında kocası François Clicquot’nun ölümü üzerine devraldığı şampanya evine yeni bir çehre kazandıran ve adına büyük bir dünya markası yaratan “Madame Ponsardin” şampanyanın kraliçesi olarak anılıyor. 1866 yılında ölen Madame’ın şampanyaları şarap pazarında önemli fiyatlara ulaştı. Ancak, benim gözüm arkadaşım JeanPierre’in mahzeninde özenle sakladığı, şirketin 130. doğum günü şerefine piyasaya sunulan 3 litrelik “Veuve Clicquot Yellowboam Ostrich”. Fiyatı da el yakıyor kuşkusuz. 17002300 $. Umarım, söz verdiği üzere bana tattıracak. Ankara’da İtalyan klasiği : Mezzaluna Ankara’da İtalyan mutfağı denilince akla ilk gelen mekan kuşkusuz “Mezzaluna”. Aslında bir restoran zinciri olan “Mezzaluna”, Milanolu iş adamı Aldo Bozzi ve Floransalı mimar Roberto Magris tarafından 1984 yılında New York’ta kuruluyor. Amerika’da Los Angeles, Aspen, Miami ve Atalanta’da ünlendikten sonra 1995 yılında Türkiye’ye geliyor. Günümüzde Ankara’da 2 (Kavaklıdere ve Bilkent), İzmir’de 2 ve İstanbul’da 6 farklı restoran halinde faaliyet gösteriyor. Benim sıklıkla uğradığım “Kavaklıdere Mezzaluna” İran Caddesi’nde bulunanı. Aslında, internet üzerindeki yorumlara bakıldığında; olumlular yanında olumsuzlar da var. Bence, Kavaklıdere oldukça başarılı. Neden Mezzaluna derseniz? Mekan ferah, sade ve zevkli. Fiyatları da eşdeğer kaliteye göre makul. Cabernet Sauvignon ile “Straccetti di Filetto” (parmesan peyniri ile gratine edilmiş rokalı ince bonfile dilimleri) ve Merlot ile “Ravioli di Verdure e Mozzeralla” (mozzerella peynirli ve sebzeli taze ev yapımı ravioli) mutlaka denenmeli. Bence en büyük eksiklik şarap mönüsünde. Kuşkusuz, zenginleştirilmeli. Kırmızı şarap soğuk içilir mi? Bazı dostlarım ısrarla kırmızı şarapları serin olarak içmeyi tercih ettiklerini söylüyorlar. Kuşkusuz, öncelikle tercih şarabı içenin. Ancak, ben de onlara ısrarla genç ve sıradan sofra şaraplarında bunun pek sorun olmadığını, ancak üst düzeyde bir şarap tattıkları zaman buz kovasında serinletilen şaraba çok yazık olacağını ve paralarının boşa gideceğini söylüyorum. Örneğin, 15 yıllık üst düzey Bordeaux kırmızıyı 68 derecede tadarsınız, güzelim aromaları ve tadı yeterince algılayamazsınız. Kısaca, soğutursanız; kırmızı şarap size iyisini de, kötüsünü de göstermez. Orta sahadan döner tezgahına! Gençlerbirliği Kulübü Yöneticisi İsmail Özkan, Beşiktaş maçı öncesi teknik heyet ve futbolculara moral yemeği verdi. İsmail Özkan’ın Eskişehir yolundaki bir lokantada verdiği yemeğe, yöneticilerden Volkan Özbay, Adil Kılıçkan, teknik direktör Fuat Çapa ve yardımcılarıyla, futbolcular katıldı. Oldukça neşeli geçen yemekte orta saha oyuncusu Soner Aydoğdu, sahadaki meziyetlerini döner tezgahına taşımaya çalıştı. Takım arkadaşları da Soner’i ilgiyle izledi. Gençlerbirliği Beşiktaş ile yarın 19.00’da deplasmanda karşılaşacak. Ankaragücü ise bugün 13.00’da Samsunspor’u ağırlıyor. C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle