Katalog

SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ A2 BUGÜN NEREDE, NE VAR? ANKARA Kültür Sanat CSO Müdür Yardımcısı Bekir Çamcı, Ankara’daki konservatuar yıllarından, CSO’ya anılarını anlattı... SİNEMANOTLARI Türey KÖSE tureykose.blogspot.com Konser ¦ ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi Kemal Kurdaş Sa lonu’nda, 15. Uluslararası Ankara Caz Festivali kapsamında Burhan Öcal&Tuluğ Tırpan Duo konseri bugün saat 20.00’de. (448 03 43) ¦ Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda, Dünyaca ünlü flüt sanatçısı Gheorghe Zamfir bugün saat 20.30’da konser verecek. (212 98 86) ¦ If Performance Hall’de, Renk Körü rock grubunun vereceği konser bugün saat 22.00’de. (418 95 06) Crossroads Çayyolu’nda, Gitarizma’nın vereceği konser bugün saat 20.00’de. (439 46 96) ¦ Jolly Joker’de, Kıraç’ın vereceği konser bugün saat 22.00’de. Uzun bir aradan sonra dinleyicilerinin karşısına çıkacak olan sanatçının konserindeki bilet fiyatları VIP 112 TL, Normal 45 TL. (424 11 11) ¦ Bilkent Konser Salonu’nda, Bilkent Senfoni Orkestrası’nın şef Missak Baghboudarian yönetiminde vereceği, Efe Baltacıgil’in (viyolonsel) solist olarak yer alacağı “Sevgililer Günü Konseri” bugün saat 20.00’de. (290 17 75) Bir korno sanatçısının öyküsü SELDA GÜNEYSU “Ejderha Dövmeli Kız” illenium üçlemesinin ilk kitabı olan Ejderha Dövmeli M Kız çok satanlar listelerinden inmiyor. Üçleme, 41 ülkede 20 milyona yaklaşan satış rakamı ve kazandığı edebiyat ödülleri ile kitap endüstrisi için bir fenomen olmuş. Bir solukta okuduğumuz kitapları tanıtırken yazdığımız yazıda “Zamanımızın bir kadın kahramanı: Lisbeth Salander” “Salander kapitalizme ve erkeklere karşı” başlıklarını kullanmıştık. Ve “Bazen, ‘kolay’ ‘çok satar’ kitaplar okumak da iyidir... ” demiştik... Sıra filmlere geldi... Kitaplarda her şey var; aşk, seks, şiddet, tecavüz, intikam, ensest, kapitalizm eleştirisi. Elbette sinema bu konulara kayıtsız kalmadı. Önce ilk filmi İsveç’li Niels Arden Oplev ve diğer ikisini Daniel Alfredson’un yönettiği filmler gösterime girdi. Arkasından Hollywood konuya el attı. David Fincher imzalı film sinemalarda gösterimde. Hani, Dövüş Klübü, Panik Odası, Sosyal Ağ, Benjamin Button’un Tuhaf Hikayesi filmlerinin yönetmeni olan Fincher. Filmde gazeteci Mikael Blomkvist karakterini “James Bond” Daniel Craig oynuyor. Lisbeth Salander’i ise Rooney Mara. Filmde Rooney Mara, James Bond’dan rahatlıkla “rol çalıyor”. İsveç versiyonundaki Salander karakterini oynayan Noomi Rapace de çok başarılıydı. “Hangi Salander daha başarılı?” Önce kararsız kaldım. Ancak biraz düşününce İsveç versiyonundaki oyuncunun daha başarılı olduğu kanısına vardım. Filmin İsveç ve Amerikan versiyonları kıyaslanıyor. Fincher’in filmindeki karlı İsveç görüntüleri, yaratılan atmosfer çok başarılı. Ancak, “uyarlama” açısından romana bağlılık İsveç versiyonunda daha iyiydi bence. Amerikan versiyonunda jenerik de çok çarpıcıydı, Led Zeppelin şarkısını fona alan müthiş jenerik, başlı başına etkili bir seyirlik olarak göz dolduruyordu. Tecavüz ve ceza sahneleri de çok etkileyiciydi. Ancak, “kapitalizm” ve Nazizm eleştirisi eksik kalmış görünüyordu. Ejderha Dövmeli Kız, izleyiciyi tetikte tutan, heyecanlı, kolay izlenir bir gerilim aksiyon filmi. Keyifli bir seyirlik. Sıradaki 2. ve 3. bölümlerinin de öyle olacağı anlaşılıyor... Turgut’un objektifinden yitirdiklerimiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Temsilciliğimizde yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi (CKM) fotoğraf sanatçısı Mahmut Turgut’un “Yüreğimdeki Çiçekler” adlı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergide, yitirdiğimiz gazetemiz yazarları İlhan Selçuk, Server Tanilli, Ahmet Taner Kışlalı, Mustafa Ekmekçi, Deniz Som başta olmak üzere Deniz Gezmiş’lerin avukatı Halit Çelenk’ten Attilâ İlhan’a, Can Yücel’den Aziz Nesin’e değin pek çok aydının fotoğrafı yer alıyor. Serginin önceki gün Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer ve yazarımız Işık Kansu tarafından yapılan açılışa eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit de katıldı. Serginin açılışında konuşan Rahşan Ecevit, “Her bir fotoğraf öyle canlı ki... Sanki çercevelerin içinden çıkacaklarmış gibi duruyor. Hepsi benim neslim neredeyse ve çok değerli aydınlar” dedi. Mahmut Turgut da “Cumhuriyet’e yüreğini bana açtığı için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. ANKARA Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) Müdür Yardımcısı Bekir Çamcı, beni kırmızı halılı kapının girişinde karşıladıktan sonra odasına davet ediyor. Çamcı’nın odası müzik aletlerinin fotoğraflarıyla süslü. Baş köşede de “yaşamım” diye adlandırdığı müzik aleti korno yer alıyor. Çünkü Çamcı aynı zamanda bir korno sanatçısı. Soruyorum: “Kornoyu anlatın bize? Bu müzik aletinin incelikleri neler?” “Korno, salyangoz kabuğu gibi kıvrımlı, bakır borudan yapılan üflemeli bir çalgı. Üflemeli çalgılar içinde en zor olanı. Çünkü kornoyu çalarken dil ve dudak hareketleriniz çok önemli. Yani öyle gelişigüzel üfleyemezsiniz. Ses, pek çok kıvrımlı borudan geçip ulaşır. Notalara doğru basmak için de dil ve dudak hareketleri önem kazanır. O nedenle de bugün konservatuvar sınavlarına girerken öğrencilerin fiziki yapısına çok dikkat edilir. Ayrıca müzik kulağına sahip olmak...” Çamcı, kornoyla nasıl tanıştığını “Henüz ilkokul öğrencisiyken, amcam Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın bandosunda korno çalıyordu. Ara ara Nevşehir’e, Ürgüp’e, yanımıza geliyordu. Bizi ziyarete geldiği zamanlarda da enstrümanını da beraberinde getirirdi. Herkes merak eder üflemeye çalışırdı tabii. Kimse kornodan ses çıkaramazdı. Ben çıkarırdım ama... Yine öyle bir zamanda, amcam bana ‘Eğer sınıfını pek iyi ile geçersen seni konservatuvara sınava götüreceğim’ dedi. Ben tabii konservatuvarın ne olduğunu bile bilmiyorum. Lakin o yıl sınıfımı pek iyi ile geçtim ve amcama sözünü hatırlattım. Ve konservatuvar yılları başladı benim için” diye anlatıyor. ‘Hababam Sınıfı’ndan beterdik’ Daha sonra Prof. Erol Gömürgen’in öğrencisi olan Çamlı, konservatuvarda geçen yıllarını “Yaşadıklarımızı Hababam Sınıfı olarak nitelendirebilirsiniz” diye gülümseyerek anlatırken 1988 yılından beri bünyesinde çalıştığı CSO’daki yaşamının da kendisi için çok önemli olduğunu kaydediyor. Çamcı, Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda dersler verdiğini de sözlerine ekliyor. Çaykovski ve Brahms’ın eserlerini çalmaktan ayrı bir keyif aldığını anlatıyor. Türk bestecilerini de “çok çok” seviyor. Çamcı’nın bir diğer isteği ise yurttaşlardan. Çamcı yurttaşlara, “Konserlerimize gelin, bizi sahnede görün, bizimle yakın temas kurun, bizi asla ulaşılmaz kabul etmeyin. Çünkü biz sizlerin heyecanımıza ortak olmanızı istiyoruz” çağrısında bulunuyor. 80 kişilik koğuşta 6 yıl 1978 yılında, 11 yaşındayken, o zamanlar Cebeci’de bulunan konservatuvar binasından adımını atan Çamcı ortaöğretim bölümünde 6 yıl 80 kişilik koğuşta yatılı olarak kaldı. “Başlarda çok zor oldu. Henüz 11 yaşındasınız ve ailenizden ayrılmışsınız. Hemen hemen her gün ağlıyordum. Ailemi artık yatılı kalmak istemediğim konusunda ikna etmiştim” diyen Çamcı, okula gelen ailesini şu an Almanya’da yaşayan hocası Ülgen Özbay’ın ikna ettiğini belirterek “Aileme, ‘İnanın ileride siz isteseniz de buradan ayrılmak istemeyecek’ dedi. Gerçekten de dediği gibi oldu. Hayatımın en güzel yılları o okulda, o çatıda, arkadaşlarımla birlikte geçti” diyor. SATILIK İŞYERİ BATIKENT’te aylık 750 TL net kira gelirli sürekli kiracılı işyeri 110.000’e 0505 705 65 30 : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 11 Şubat 2012 Cumartesi Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon Yazışma Adresi Telefon Eposta : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : [email protected] : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın Yayımlayan C M Y B C M Y B : Murat KIŞLALI : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER