Katalog

Sayfa 26 Aralık 2012 Çarşamba a4 Yaşam ‘Şarabı yeni tanımaya başladık’ Sarıgüney Şarapları Genel Müdürü Ahmet Şevki Oğan: ‘Şarabı yeni tanımaya başladık’ u hafta kahve molasına “Sarıgüney Şarapları” Genel Müdürü Ahmet Şevki Oğan’ı konuk ettik. Ahmet Şevki Oğan, Ostim’de hidrolik pompa üretimi yaparken “sevdası” nedeniyle şarap üretmeye başlamış. Elmadağ’da bir bağ satın alan Oğan, Sarıgüney markası ile butik şarap üreticiliğine başlamış. İki yıldır ürettiği şarapları Beysukent’te açtığı Wine Point’de satışa sunuyor. Burada Türkiye’de üretimi yapılan belli bir düzeyin üzerindeki butik şarapların da satışını gerçekleştiriyor. Şarabın kalitesini fiyatının belirlemediğini, çok uygun fiyata da kaliteli şarap içmenin mümkün olduğunu, Türkiye’de kişi başına şarap tüketiminin 1 şişe olduğunu, Osmanlı’nın son dönemlerinde şarap tüketiminin şimdikinin 4 katı olduğunu belirtiyor. İşte sohbetimize yansıyanlar: Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği üyesiyim. Kendi işimi devam ettirirken bir sanayi kooparetifi kurduk. Ben o kooperatifin başkanıyım, Anadolu OSB’nin başkan yardımcısıyım. Anadolu OSB’de 8 bin metrekarelik bir fabrika alanımız mevcut. Burada hidrolik pompa üretimi yapacağız. İki yıl önce içimizdeki şarap sevdası ile Elmadağ’da Kalecik karası yetiştirilen bir bağ satın aldık. Buraya bir küçük şarap Gürs el GÖKÇE üretim tesisi ve butik otel yapmaya karar verdik. Butik otelimiz şu anda bitmiş durumda. Önümüzdeki bahar ayında faaliyete geçecek. B ‘Turistlik bölgelerde kalitesiz şarap veriliyor’ T uristik bölgelerde her şey dahil sistemde maalesef kalitesiz sofra şarabı vererek Türkiye şarap sektörünü kötü gösteriyorlar. Bu Türk şarapçılığına vurulan en büyük darbedir. Artık 1015 litrelik kaplarda açık şarap piyasaya sunulamayacak. Sadece şişe ile sunmak zorundalar. Her şey dahil sistemden turizm sektörü de çok şikâyetçi bunun yavaş yavaş kaldırılması gerekir. Şarap kültürü ülkemizde biraz alt düzeylerde, Türk tüketicisi şarabı yeni tanımaya başladı. Üreticilerin şarap tanıtımları, uluslararası kongreler, toplantılar ve tadım günleri bunda çok büyük etken oldu. İçki içen halkımız şaraba ilgi göstermeye başladı. Şarabı bazı ülkeler alkollü içki sınıfına dahi sokmuyorlar. Bizdeki şaraplarda alkol oranı yüzde 1215 arasında değişiyor. ‘Türk şarabı yurt dışında tanınmaya başladı’ 2013’de bütün olumsuzluklara karşın Türk şarapçılığını çok iyi bir noktaya getirmeye çalışacağız. Küçük üretici arkadaşlar da aynı şekilde ilerleme kaydedecekler, ama çok meşakkatli bir süreç. Türk şarabı yurt dışında da tanınmaya başlandı. Anadolu coğrafyasında yetişen çok güzel üzümlerimiz var. Yabancı orjinli üzümler bizim üreticilerimiz tarafından çok başarılı bir şekilde üretiliyor. Şarabın anavatanı Anadolu coğrafyası ve Kafkasya’ya doğru uzanan bir bölge olarak gösteriliyor. Burası şarabın kaynağı olduğu için sektör iyi bir noktaya gelecektir. ‘Şarapçılık zor meslek’ izim kendi işimiz olan hidrolikte müşteriler bizle iş yaparken randevu alıp gelirler ve “Bizim bu işimizi yapar mısınız?” diye sorarlar. Onlara bir gün veriyoruz, parasını da işi bitirmeden yatırıyorlar. Şarap sektörüne yeni giren bir marka olduğumuz için müşterinin ayağına giderek “Bizim şarabımızı alır mısınız?” demek zorundayız. Biz bu iki yılı, sektörü öğrenme zamanı olarak geçirdik. Bu sürede kendi işimizle burayı finanse ettik. Hiçbir üretici “Ben şarap üretiyorum ve bundan hemen para kazanacağım” diyemez. Kısa vadeli bir yatırım değil. B Kah M ve o Ankara’da ilk ‘Wine Point’ Kendi üzümlerimizi bir arkadaşın fabrikasında değerlendirerek şarap üretimi yaptık. “Sarıgüney” markası ile sektöre girdik. Sarıgüney Elmadağ’da bizim bağlarımızın bulunduğu bölgenin adı. Fason olarak ürettirdiğimiz bu şarap ticareti bizim yaptığımız hidrolik işine benzemiyor. Çok zorlandık. İki sene amatörce fason olarak ürettirdiğimiz şarapları pazarlarken Amerika’da ve Avrupa’da çok yaygın olan şarap mağazaları ve şarap kafeleri uygulamasını yapmaya karar verdik. Bunun örnekleri İstanbul’da ve Eskişehir’de var. Ankara’da böyle bir konsept yoktu. Bizim mağazamızın alt katında Türkiye’de üretilen belli bir kalitede butik şarapların hepsi mevcut. İthal şarap satmıyoruz. Ayrıca kafemizde müşterilerin mağazadan aldıkları şarapları peynir ikramlarıyla servis yapıyoruz. patlar. Şarap sektörü zayıf olduğu zaman bu işin tarımını yapan bağcılar da çok sıkıntı çekiyor. Türkiye, dünya üzüm üreticileri arasında beşinci sırada. Bu üzümün yüzde 95’i kuru ve yaş olarak tüketiliyor. Yüzde 5’i ise şarap ya da rakının hammaddesi olarak değerlendiriliyor. Fransa’da bu oran tam tersi, orada yüzde 95’i şarapçılık sektöründe yüzde 5’i kuru ve yaş olarak tüketiliyor. Bağcılık ve üzümcülük ekonomiye çok artı değer sağlayan bir sektör. Üzümün ekonomik olarak değerlendirilme şekli kabul etmeseler de şarap. 1 kilo üzümden 1 şişe şarap çıkıyor. Bizim geleneksel olarak tükettiğimiz pekmezde ise 10 kilo üzümden bir kilo pekmez çıkıyor. 1 kilo pekmez ile bir kilo şarabın fiyatı aynı. Ekonomik olarak da üzüm değerlendirme tarzı bu şekilde olmalı. Bütün dünya bunu yapıyor. Osmanlı döneminin sonlarında üretilen şarap miktarı bugünkü üretimin 3.54 katıymış. O dönemde şarap üreten Anadolu coğrafyası Avrupa’da yankı getiriyormuş. ‘Kaliteyi fiyat belirlemiyor’ Şarapta kaliteyi belirleyen fiyat değildir. Yani pahalı şarap kalitelidir diye bir şey yok. Tüketici rahatlıkla 1520 TL’ye de kaliteli şarap bulabilir. Bazen çok yüksek fiyata kötü bir şarap da içebiliyorsunuz. Kaliteli şarabı belirlemek için bazı yarışmalar oluyor, şarap firmaları kendi şaraplarını bu yarışmalara gönderiyorlar, onları takip etmeliler. Butik şarap üreticileri internet ortamında şaraplarını tanıtıyorlar. Şarap tüketicilerine önerim, bu konudaki yayınları takip etmeleri. Şarap firmalarının tadım günlerine katılabilirler. Damak tatlarına hangi şarap uyuyorsa onu tüketmeliler. ‘Hedefimiz ihracat’ Avrupa ülkelerine ihracat yapmayı hedefliyoruz. İngiltere ve Fransa’ya da ihracat yapmayı düşünüyoruz. Örneğin İngiltere’de şarap üretilmez ama şarabı en çok tüketen ülkelerden bir tanesidir. Geçtiğimiz günlerde bir istatistik yayınlandı. İstanbul’da ve sahillerde içilen içkinin yüzde 30’u otellerde lüks yerlerde tüketiliyor, yüzde 70’i evlerde tüketiliyor. Anadolu coğrafyasında yüzde 90’ı konutlarda yüzde 10’u lokantalarda ve otellerde tüketiliyor. Mağazamızda 10120 TL aralığında şarap satıyoruz. Tüketici çok rahatlıkla uygun fiyata şarabı mağazamızda bulabilirler. ‘Şarap severler restaurantlarda şarap içemiyorlar’ A sınıfı lüks restorant tüketicilerin butik şarap bulma şansları yok. Tüketiciler bu restorant gittikleri zaman şarap içmeye çekiniyorlar. Restorant şarap içen müşteriyi çok zengin gibi algılayıp istedikleri fiyatı uygulayabiliyor, 10 liralık sofra şarabını istedikleri fiyata satabiliyorlar. Biz Ankara’da bu noktadaki gelişimimizi izleyerek bir veya iki noktada mağaza açmayı düşünüyoruz. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde de, Ürgüp, Fethiye, Bodrum’da da mağazalar açmayı planlıyoruz. Türk tüketicisini iyi şaraplarla buluşturmayı planlıyoruz. ‘Kişi başı bir şişe’ Türkiye’de kişi başına tüketilen şarap miktarı 0.75 santilitre. Bu çok az bir rakam, yani bir şişe tüketiliyor. Şarap üreticileri, Türk halkını yeniden şarap ile buluşturabilirse, tüketimin kişi başına 2 şişeye çıktığını düşünün, şarap sektörü ı las ‘Butik şarap üreticileri tüketiciye ulaşamıyor’ B utik şarapçılar çok iyi şarap yapmalarına karşın tüketiciye ulaşmakta çok büyük zorluk çekiyorlar. Büyük üreticilerin hakim olduğu bu pazarda butik şarap üreticileri kendilerine pazar yaratamıyorlar. Biz de onların bu sorunlarını gördüğümüz için bu konseptte bir mağaza açmaya karar verdik. Burada şarabın yanında Kars’tan getirdiğimiz peynir çeşitlerinin ve butik şarap üreten firmaların ürettiği çok özel zeytinyağlarının satışını gerçekleştiriyoruz. Ankara’da şarap sevdalılarından çok olumlu tepkiler aldık. Herkes büyük bir özlemle sanki böyle bir yeri bekliyormuş. Mağazamıza çok büyük bir ilgi gösterdiler. Bunun dışında Antalya Konyaaltı’nda bir mağazamız var. Orada da yine şarap kafemizde butik üreticilerin şaraplarını satıyoruz. C MY B