14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 20 Aralık 2012 Perşembe a2 Ecdâda Yakışır Opera mı? azen, hiç umulmadık olaylar, B açıklamalar üst üste gelir, öyle bir hava doğar ki, Kültür sanatKent Şefik KAHRAMANKAPTAN se [email protected] Ergüven’in rüya sahnesi yorumunu “sadomazo ve seksî” bulup gidenler olduğu gibi... Besteci, DTCF’de Behice Boran’ın asistanlığından ayrılıp İstanbul’a göçerek, kadınerkek bir arada zikir yapılan Rıfai tarikatına girmiş bir gazeteci olan Nezihe Araz’ın (19202009) Anadolu Evliyaları adlı kitabından seçtiği Karyağdı söylencesinden librettolaştırdığı metni kullanmıştır. Nezihe Araz, Karyağdı söylencesini librettolaştırırken, “Türk İslamı”nın yarattığı bir gelenek olan Mevlid’lerde bölüm aralarında söylenen ilahilerden en ünlüsü olan, sözlerinde “Muhammed’in ümmetiyiz” vurgusu da yer alan “Sordum sarı çiçeğe” ilahisini kullanmıştır. Librettoda en çok tekrarlanan sözcüklerden biri “Tanrım” yakarışıdır. Anadolu’nun yüzyıllar içinde biriktirdiği pek çok atasözü ve halk deyişine de anlatımda yer vermiştir. Konu, Selçuklu döneminde bir yeni evli kadının aşerip ağustos ortasında kar istemesi ve Tanrı’ya yakarması sonucu yağan karı avuç avuç yiyip hastalanarak ölmesini anlatır. Ana mesaj, “Tanrı’nın gücü”dür. Eseri sahneye, 2011 yılında Rusalka yorumuyla Donizetti ödüllerinde yılın rejisörü seçilen Aytaç Manizade koydu. Sahnelemeden sonra fuayede Manizade’nin kendisinin “Atatürk kızı” olduğunu hatırlatması, ya temsili seyirci gibi izleyince kendisinin de rahatsız olduğunu ya da çıkar çıkmaz bazı tepkiler aldığını gösteriyor. Libretto, bir “kadın evliya” söylencesinden yola çıkıp, eser “türbe”de başlayınca, rejisör ne yapmalı? Yerimiz doldu, demek ki Karyağdı üzerine yazmaya devam edeceğiz! YANSIMALAR Ne Zor Şeymiş debiyatımızın temel E taşlarından Sabahattin Ali’ye göre edebiyat her şeyden önce bir mücadeleydi, edebiyatın amacı ise “insanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak” olmalıydı. Sabahattin Ali’nin “Edebiyata nasıl başladınız?” sorusuna yanıtı kısa olmuştu: “Kitap okuyarak.” Sabahattin Ali bıkıp usanmadan okudu, yazdı, düşündü. Toplumsal çelişkilere tepkisini sanat yoluyla gösteren yetkin bir yazar oldu. Öyküden romana şiirden oyuna kadar çeşitli edebi türlerde yapıtlar verdi. Yapıtlarında insanın trajedisine, toplumsal yaşamdaki çelişkilere, yaşamın acı gerçeklerine emekçi insanların sorunlarına ışık tuttu. Öykü ve romanlarının arka planında dönemin siyasal, sosyal ve Sabahattin Ali ekonomik yapısındaki çarpıklıklar, yozlaşan değerler yer alıyordu. Öğretmenlik, memurluk gibi işlerde çalışan Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Mim Uykusuz, Rıfat Ilgaz’la birlikte Marko Paşa’yı çıkarmaya başladı, yazıları yüzünden tutuklandı, hapis yattı, gizi hâlâ çözülemeyen bir cinayete kurban gittiğinde 41 yaşındaydı. Sabahattin Ali Bulgaristan sınırında öldürüldü. Ölüm haberi uzun süre gizli kaldıktan sonra, 12 Ocak 1949 günü gazetelerde yer aldı. Kitapları ancak 1960 sonrasında yeniden basılabildi, cinayet üzerindeki kuşkular da açıkça 1968’lerde dile getirilmeye başlandı. Sabahattin Ali, Ali Baba dergisinde 25.11.1947 tarihli ŞAİRİN ÇIKINI Orhan TÜLEYL OĞLU [email protected] doğrudan ilgisi olmayan konular ilgilendirilir, bağlantılandırılır. Başbakan, TV’deki Muhteşem Yüzyıl dizisine ateş püskürüp, Osmanlı’nın kötü gösterildiğini savunarak “ecdad” tartışmasını başlattı. Dizide hemen Hürrem’in göğsünübaşını örttüler. Ardından V. Murad balesinin Apollo sahnesindeki eteklerin uzatılması ve balenin gösterimden kaldırılması operasyonu geldi. Genel Müdür, bunu Bakan’ın emretmediğini, kendisinin “estetik” gerekçelerle müdahale ettiğini açıkladı. ODTÜ’lüler olaylardan rektörü sorumlu tuttu Rektör Acar: Yetkimiz yok GÖKÇE ALTUNTAŞ 18 Aralık’ta Çin’den fırlatılan Göktürk 2 Uydusu’nun uzaya gönderilişini canlı izlemek için ODTÜ yerleşkesine gelen Başbakan Tayyip Erdoğan’ı protesto etmek isteyen öğrencilerle polis arasında saatler süren çatışmalar yaşandı. Öğrenciler olaylardan Rektör Prof. Dr. Ahmet Acar’ı sorumlu tutarken Acar, Başbakan’ın gelişi sırasında yerleşkeye polis alma yetkisinin kendilerinde olmadığını belirtti. Fakülte içine gaz bombası Bir süre elektrik elektronik binasının arka tarafında devam eden olaylar sırasında polis, bölüm binasına sığınan öğrencilere camları kırarak gaz bombası attı. Kapalı alanda gazın dağılmaması nedeniyle fenalaşanlar oldu. 8 toplumsal olaylara müdahale aracı (TOMA) ve iki binden fazla polisle bin kadar öğrencinin karşı karşıya geldiği çatışmalar 16.30’da başladı, 20.45’e kadar kesintisiz olarak devam etti. Polis ekipleri ve TOMA’lar Erdoğan’ın gitmesinden sonra bir buçuk saat daha kampusta kalarak, yerleşkede polis istemeyen öğrencilere gaz ve ses bombası atmaya, tazyikli su sıkmaya devam etti. Olayların son dakikalarında polis ekipleri, üni Okan Demiriş’in (19422010) bundan 27 yıl önce İstanbul’da dünya prömiyeri yapan Karyağdı Hatun adlı operasını, 15 Aralık 2012 akşamı Ankara prömiyerinde, Apollo operasyonunun “siyasal” mı, “estetik” mi, yoksa “korku” ortamının yarattığı bir sonuç mu olduğunun fuayede tartışıldığı bir ortamda izledik. Perdenin açılmasıyla birlikte izleyicinin karşısına loş bir türbe ortamında dua eden kadınlar çıkıp, ardından türbe duvarına projeksiyonla Arapça bir yazı yansıtılıp, açılan koro balkonunda yer alan kadınların çarşaflı ya da aşırı örtülü olduğu görülünce fısıldaşmalar başladı. İzleyicinin bir bölümünde “İslamî opera” algısı oluşmuş olmalı ki, ilk perdenin sonunda “laik refleks” göstererek salonu terk edip gidenler oldu. Tıpkı Saygun’un Kerem operasında, iki sezon önce Mehmet versitenin A7 kapısına kadar kendilerini kovalayan 50 civarı öğrenciye üç koldan hamle yaptı. Polisler, yakalayabildikleri öğrencileri darp ederken gözaltına alınan olmadı. Polisin attığı gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Barış Barışık hastaneye kaldırıldı. Güvenlik güçlerinin yerleşkeyi terk etmesiyle rektörle görüşmek isteyen öğrenciler rektörlük binasına yürüdü. Olaylardan rektörü sorumlu tutan bir grup öğrenci, arkadaşlarının itirazlarına rağmen binanın camlarını kırdı. O sırada içlerinde eski ODTÜ öğretim görevlisi Aykan Erdemir’in de bulunduğu CHP milletvekilleri, öğrenciler ve rektörle görüşmek için binaya geldi. Fakat öğrencilerin tepkisi üzerine fazla duramadan geri döndü. Rektör Ahmet Acar olay yerine geldiğinde saat 22.00’ye yaklaşıyordu. Öğrencilerin bir amfiye geçerek konuşma isteğini de reddetmeyen Acar ile öğrencilerin toplantısı 19 Aralık sabahı 01.45’e kadar sürdü. Toplantıda gün içinde yaşananlar ve öğrencilerin talepleri konuşuldu. “Kampusa polisin girmemesi için biz de elimizden geleni yapıyoruz” diyen Acar, Başbakan’ın gelişi sırasında yerleşkeye polis alma yetkisinin kendilerinde olmadığını belirtti. ‘Korkunç bir dönem’ Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, önceki gün ODTÜ’lü öğrenciler için ücretsiz konser verdi. Say, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto eden bir öğrencinin başından yaralanıp, beyin kanaması geçirmesini, “Barış için duacıyım. Korkunç olaylar yaşanıyor Türkiye’de. Korkunç bir dönem” sözleriyle kınadı. sayısında yer alan yazısı “Ne Zor Şeymiş” başlığını taşıyordu: “Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer!.. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunla, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık, han, apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız, bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer! Neredeyse, yoldan geçerken mide uşakları arkamızdan bağıracaklar: ‘Görüyor musunuz şu haini! İlle de namuslu kalmak istiyor ve ahengimizi bozuyor..’ Çalmadan, çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi? Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer!” Sabahattin Ali halkın sesiydi. Baskılara ve her türlü tehdide karşın yazmayı sürdürdü. İnandığı yolda direndi, ulusun bağımsızlığını, emekçi halkın özgürlük ve mutluluğunu savundu. Pek çok tasarısını gerçekleştiremeden öldürülen Sabahattin Ali, hep genç kaldı. DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 ZAYİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ Mühendislik Fakültesi’nden aldığım geçici çıkış belgemi yitirdim. Geçersizdir. Ozan EREM 22 ARALIK 2012 CUMARTESİ TİYATRO SÖYLEŞİ PEMBE KURBAĞA VE İMZA SAAT 10.30 İLHAN TAŞCI “ GERÇEK Mİ? KURGU MU? ” DÜZENLEYEN: ANKARA CUMOK SAAT 14.00 AHMET RASİM SK. NO:14 ÇANKAYA T: 442 30 50 Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : [email protected] 20 Aralık 2012 Perşembe : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle