Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 19 Aralık 2012 Çarşamba a2 GÖRÜNÜM A. Celal B NZET acbinzet@gmail.com Kültür sanatKent Çalışkan, davacıyken davalı durumuna düşürülmesine şaşırmadı Damıtık Soyutlama ve Gençaydın oyutlama, her sanatçının başvurduğu bir olgu. Doğa karşısında duyumsananlardan hareketle kurgulanan tuvaller bu sürecin izlerini taşır üzerinde. Uzun yılları kapsayan oluşumun ulaştığı nokta o sanatçının biçemidir artık. Kişiliğiyle özdeşleştiği için de, o dışavurum nesnesi imza yerine geçer. Zafer Gençaydın’ın resminden söz ediyorum burada. İlk bakışta kolaymış gibi algılanan, kendini çabucak ele veren bir yapısı varmış gibi. Görünen o yalınlığın gerisindeki mayalanmış birikimde nasıl bir dünya görüşünün gizlendiği bilinmez pek. Bir anlamda dünyaya bakışın değişmezliği ile resimlerindeki kararlı anlatımın örtüştüğü söylenebilir. Buradaki “değişmezlik” kavramını dogmatiklikle karıştırmamalı. Evet, sanatçının değişmez görüşleri var. Ama onun ilkeleri bilimselliğin öncülüğünde kültür ve sanatın yüce kılınmasını amaçlayan bir katılığı içerir. İşte böyle bir pencereden algılanan evrenin yalın renkler ve olabildiğince aza indirgenmiş biçimlerle anlatımıdır sanatçının resmi. Kimi kez zıt renklerin çarpıcılığında kurulmuş dengelerle iyice hesaplanan matematiksel bir denklem gibidir de... Bu açıdan irdelendiğinde soyutun uç noktalarında gezinen bir izlenim verir. Ama, Galeri Akdeniz’de açılan sergisindeki kimi resimlerinde doğa motiflerine göndermede bulunduğu da bir gerçek. Sanatçının soyutlama ile figür anlayışı arasındaki gelgitleri bir çelişki değildir aslında. Baştan da söylendiği üzere, doğayı yorumlama yollarında çıkılan bir gezintidir. Uzun dolambaçlı yollar, belki de zihinsel alıştırmalara daha çok zaman kalsın diyedir. Düşüncenin, üzerinde ilerleyeceği yerleri çoğaltmanın, olsa olsa zamanı ötelemenin başka bir yoludur bu… Ama biliyoruz ki, bunların tümünün ötesinde sanatçının tek kaygısı var: Resme asıl özünü katan, onu sanat düzeyine çıkaran esas işlemin, başka bir deyişle boya hamurunun tadını çıkarmak. Çünkü, sanatın oyun olduğu kuramını unutmamış Gençaydın. O geniş renk planlarını boyarken bile başlangıçtaki asıl öze dönmeyi savuşturmak gibi bir kaygısı olmamış hiç. Gençaydın, resimlerindeki yorum gücüyle olduğu kadar kültür ve sanatın sorunları ile savunulması konularına gösterdiği duyarlıkla da tanınır. Bu anlamda, aydın sorumluluğunu kişiliğiyle birleştiren bir kimliğe sahip olduğunu söylemeden geçmek doğru olmaz kanımca. Gerçekten de, bizde oldukça az görülen bir anlayışın temsilcisidir O. Resim yapmak, evet, birincil işi. Ama bunu yaparken sanatın güncel sorunlarını geçiştirmeyi hiç sevmiyor. Fildişi kulede oturmuyor yani. Günün sanatını ve onunla etkileşen her kurumu irdelemek ve eleştirmek gibi bir görevi üstlenmekten kaçınmayan yapısı olduğu muhakkak. Birikimli ve aydın bir sanatçı portresinden sonra onun akademik kimliği ile bir dönem üstlendiği görevleri, kişiliğini tamamlayan diğer özellikler olarak sıralanabilir. Tümünün ötesinde, yalın ama derinlikli yüzeylerle kurgulanmış tuvallerin coşkusu görülmeli. ‘Vadi susmayacak’ İKLİM ÖNGEL S Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Bürosu Temsilcisi Tarık Çalışkan, davacıyken davalı durumuna düştüğü olayın kendisi açısından süpriz olmadığını kaydetti. Çalışkan, “Onların cezaları ve yargılamaları beni susturamaz. Hiçbir şekilde önemsemiyorum. Söylemek istediğimi söylemeye devam edeceğim” diye konuştu. Çalışkan, Anakent Belediyesi’nin çıkardığı bültende “Dikmen tahrikçisi” olarak gösterilmesi nedeniyle Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’e karşı hukuk mücadelesi başlatmıştı. Yargı, Gökçek’in “tahrikçi” ifadesini “basın özgürlüğü” saymış ve takipsizlik kararı vermişti. Başka bir savcı ise Çalışkan’ın şikâyet dilekçesinde geçen, “bölgedeki ranta el koyma ve pazarlama” ifadelerinin Gökçek’e iftira attığı iddiasıyla dava açtı. Davacıyken davalı durumuna getirilen Çalışkan, kararın kendileri için süpriz olmadığını kaydetti. “Yargıdan bir bek lentimiz yok” diyen Çalışkan, “Bu yargı onların kendi yargılarının kararıdır. İstediklerini istedikleri gibi yargılıyorlar. Suçsuz olsak dahi suçlu durmuna düşürülme ihtimalimiz var” dedi. Anakent Belediyesi’nin bültenlerinde sürekli deşifre edildiğini belirten Çalışkan, “Fotoğraflarımın çıkması ve suçlu olarak gösterilmem basın özgürlüğü olarak adlandırıldı. Basın özgürlüğünü diledikleri yerde kullanıyorlar. Ben isim vermeden ‘Tabutlar hazır, kimin girece Tarık Çalışkan, Anakent Belediyesi bülteninde böyle deşifre edilmişti. ği belli değil’ dediğimde ceza aldım. O zaman özgürlük yoktu” diye konuştu. Bu kararlarla Türkiye’nin gerçekleri daha iyi gördüğünü belirten Çalışkan, “Bugüne kadar birçok yıldırma ve korkutmalar gördük. Benim ceza alıp almamam önemli değil. Söylemek istediğimi söylemeye devam edeceğim. Onların ceza ve yargılamaları beni susturamaz” dedi. ‘Nasri Hoca ve Muhalif Eşeği’ Birbirinden önemli sanat etkinlikleri ile kısa zamanda Ankaralı sanatseverlerin gözdesi haline gelen Yenimahalle Belediyesi Nâzım Hikmet Sanat ve Kongre Merkezi, bu kez kapılarını tiyatro dünyasının en önemli isimlerinden Ferhan Şensoy’a açtı. Toplumsal olayları kendine has üslubu ile ele alan usta oyuncu Şensoy, “Nasri Hoca ve Muhalif Eşeği” adlı oyunu ile tiyatroseverlere muhteşem bir akşam yaşattı. Yenimahalle Belediyesi Başkan Yardımcısı Şenol Balaban, eşi Ayfer Balaban, Çankaya Belediyesi Başkan Yardımcısı Ali Ulusoy ve çok sayıda Ankaralı tiyatroseverin katıldığı oyun izleyiciden tam not aldı. Ferhan Şensoy’un, yazıp yönettiği iki perdelik güldürü oyununun başrollerini Serap Günaydın, Ali Çatalbaş, Elif Durdu, Sefa Tantoğlu ve Orkun Akyıldız ile paylaştı. İktidara göndermelerin yapıldığı, muhalefet partilerin durumuyla ilgili de esprili analizler yapılan oyunda Nasri Hoca, performansı ile göz doldurdu. İpekçi, yeni kitabını imzaladı Ünlü modacı Cemil İpekçi, Armada Alışveriş Merkezi’nde yeni kitabını imzaladı. Hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaşan İpekçi, sevenleriyle bol bol fotoğraf çektirdi. “Affedin Beni” adlı yeni kitabının tanıtımı için Ankara’ya gelen İpekçi, bazı hayranlarından hediyeler de aldı. İpekçi, hayatını ve isyanını anlattığı yeni kitabının Ankaralılar tarafından yoğun ilgi görmesinden dolayı mutlu olduğunu dile getirdi. Esnafa etiket uyarısı Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Şentepe Abdurrahman Oğultürk semt pazarını ziyaret ederek alışveriş yapan yurttaşları ve esnafın taleplerini dinledi. Yaşar, üstü kapatılarak daha konforlu hale getirilen pazar yerini gezerek incelemelerde bulundu. Esnaf ve yurttaşlar da Yaşar’a teşekkür ederek, kışın kar ve yağmuru engelleyen, yazın da gölge yaparak pazar yerini serin tutan yeni çadırdan memnun olduklarını söylediler. Kış koşullarında alışveriş yapmanın zorluklarına değinen Yaşar, Yenimahalle’de inşaatına başlanan yeni pazar yeri ile ilgili yurttaşlara bilgi verdi. Artık pazar alışverişlerini haftanın yedi günü alışveriş merkezi konforunda yapabileceklerini söyleyen Yaşar, projenin diğer bölgelerde de geçekleştirileceğini belirtti. Pazar gezisi sırasında esnafın yoğun ilgisiyle karşılaşan Yaşar, okunamayan bazı fiyat etiketleri konusunda da esnafı uyardı. Fiyat etiketlerinde 3 rakamlarının 8’e benzediğini belirten Yaşar, “Kilosu 3 lira olan muza 8 gibi 3 yazarsanız, müşteriyi kaçırırsınız. Sonra iş yapamadık demeyin” dedi. Yaşar, gezisi sırasında esnafın tezgâhında pişirerek ikram ettiği mantarların da tadına bakmayı ihmal etmedi. DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM 19 Aralık 2012 Çarşamba : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B