22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 8 Kasım 2012 Perşembe a2 kültür sanat İZLENCE Şefik KAHRAMANKAPTAN se k@kahramankaptan.com ‘Kampusta Senfonik Akşamlar’ başlıyor... ŞAİRİN ÇIKINI Orhan TÜLEYL OĞLU otuleylioglu@hotmail.com Yerleşkede Senfonik Akşamlar... ampüs”, Latince kökenli İngilizce bir sözcüğün dilimize yerleşik hali. “K Türkçe karşılığı ise “yerleşke”... Daha çok üniversite binalarının topluca bulunduğu, kapısı nizamiyeli büyük alanlar için kullanılıyor. Çoksesli müzik ve orkestraların, daha konservatuvarlar üniversitelere bağlanmadan, yani YÖK’ten çok önce bu kurumlarla sıkı ilişkileri oldu. Çünkü potansiyel ve müzik alanında eğitime muhtaç topluluklar oradaydı. CSO’nun DTCF’nin Farabi Salonu’nda verdiği konserler sayesinde klasik müzikle tanışıp tiryakisi olmuş nice öğrencinin bugün profesörlükten emekli iyi birer dinleyici olarak alışkanlıklarını sürdürdüklerini biliyorum. Örnek olarak hemen Prof. Dr. Necdet Adabağ’ı verebilirim. CSO, günümüzde de, Tahsin Arslan kendi salonu dışında başta ODTÜ olmak üzere, üniversitelerden gelen konser isteklerini değerlendirmeye çalışıyor. Ama bu ilişkinin en kapsamlısı, orkestranın ana sponsoru olan Doğuş Holding desteğiyle Anadolu’daki üniversite yerleşkelerine düzenlenen turnelerle sağlanıyor. Geçen yıl yoğun bir terör saldırısı nedeniyle iptal edilen 3. turnenin hedefi Kayseri Erciyes, Sivas Cumhuriyet, Malatya İnönü, Şanlıurfa Harran, Mardin Artuklu üniversiteleriydi. Ülkede estirilen genel hava nedeniyle iptal zorunda kalındı. Bu yıl ise hedefte Afyon Kocatepe, Burdur Mehmet Akif Ersoy, Isparta Süleyman Demirel, Denizli Pamukkale, Aydın Adnan Menderes ve Muğla Sıtkı Koçman üniversiteleri bulunuyor. 1018 Ekim arasını kapsayan turnede CSO’yu şef Rengim Gökmen yönetecek, solistler ise uluslararası keman solistimiz Cihat Aşkın ile anıtsal piyanist İdil Biret... CSO’nun müdürü fagot sanatçısı Tahsin Arslan’la, bu turne üzerine sohbetimizde, amacın çoksesli müziği yaygınlaştırıp sevdirmek olduğunu, programı da buna göre hazırladıklarını özellikle vurguladı. Cihat Aşkın Sarasate’nin Karmen Fantazisini, İdil Biret ise Rahmaninov’un 2. konçertosunu seslendirecek. Ferid Alnar’ın “Prelüd ve İki Dans”, Hasan N. Tura’nın çokseslendirdiği “Efem” ve “Evlerinin Önü” ile Beethoven, Brahms ve Dvorak’ın önemli senfonilerinden birer bölüm, “açıklamalı” olarak yapılacak konserlerin izlencesinde yer alıyor. Arslan, “Doğuş Grubu’na katkılarından dolayı çoksesli müzik ve orkestramız adına teşekkür ediyoruz” derken, “Keşke başka büyük gruplar da, benzeri desteklerle diğer orkestralarımızı çevrelerindeki değişik yerleşkelere gönderseler” dileğini içimden geçiriyorum. CSO Anadolu’ya konuk oluyor Türkiye’nin en eski orkestrası olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Doğuş Grubu’nun katkılarıyla Anadolu kentlerindeki üniversite öğrencileriyle buluşacak. CSO burada Anadolu’ya ve gençlere klasik müziği sevdirmek amacıyla konserler gerçekleştirecek. Anadolu’dan geçen yıllarda hayli ilgi gören ve bu yıl 1018 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek turnenin durakları; Afyon Kocatepe Üniversitesi, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Denizli Pamukkale Üniversitesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi ve Muğla Üniversitesi olarak belirlendi. “Dünyada bugüne kadar kesintisiz devamlılık sağlamış, en eski senfoni orkestralarından biri” olan CSO, Doğuş Grubu ve üniversiteler işbirliği ile 6 şehirde düzenleyeceği birer konserle Ege üniversitelerindeki gençler ve bu şehirlerdeki klasik müzik tutkunları ile buluşacak. 10 Kasım’da Afyon Kocatepe Üniversitesi ile başlayacak “Kampusta Senfonik Akşamlar” turnesi, 11 Kasım Pazar günü Isparta’da Süleyman Demirel Üniversitesi’nde, 13 Kasım Salı günü ise Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde devam edecek. CSO, 14 Kasım tarihinde Denizli Pamukkale Üniversitesi’nde, 16 Kasım’da Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde konserlere devam edecek ve 17 Kasım’da Muğla Üniversitesi’nde vereceği konserle turneyi noktalayacak. Hedef 6000 öğrenci Şef Rengim Gökmen yönetimindeki CSO, konserlerinde ünlü keman sanatçısı Cihat Aşkın’a, ve dünyaca ünlü piyanist İdil Biret’e eşlik edecek Konserlerin yapılacağı illerin seçiminde öncelikle ilde mevcut bir senfonik orkestranın olmaması ve o ili CSO’nun yakın geçmişte veya şu ana kadar hiç ziyaret etmemiş olması gibi kriterlerin dikkate alındığı “Kampusta Senfonik Akşamlar” projesi ile bu yıl 6000’in üzerinde öğrenciye ulaşılması hedefleniyor. Konserlere ilişkin bilgi veren Doğuş Grubu yetkileleri, yıllardır CSO’nun ana sponsorluğunu yaptıklarını, klasik müzik kültürünü büyük şehirlerden Anadolu’ya taşımak ve buradaki gençlere klasik müzik sevgisini aşılamak amacını taşıdıklarını kaydettiler. Bu kapsamnda “Kampusta Senfonik Akşamlar” projesini yaşama geçirmeye karar verdiklerini belirten yetkililer, 2009 yılında Konya, Niğde ve Gaziantep illerini kapsayan ilk turne ile 2200 kişiye; 2010’da Kars, Erzurum, Rize, Giresun ve Trabzon’daki konserlerle 5500 kişiye ulaştıklarını belirttiler. Kitapçı Çırağı Hesse ermann Hesse, henüz çok genç yaşta H seçkin bir okuyucu olup çıkmış ve ömrü boyunca da öyle kalmıştı. Anne babasının ve bilgin büyükbabasının kitaplığı, içindeki zengin hazinelerle elinin altındaydı ve delikanlı Hesse boş bir saat buldu mu bunu okumaya ayırıyor; kimi zaman pek bilinçli şekilde edebiyat tarihine ilişkin bilgi edinmeye koyuluyordu. Hesse’in amacı okuyarak kendine özgü üslubunu geliştirmek, doğru dürüst düzyazılar kaleme alabilen biri konumuna yükselmekti. Ancak Hesse’in okul deneyimi fiyaskoyla sonuçlanacaktı. Maulbronn manastırındaki Protestanilahiyat okulundan kaçan Hesse, daha sonra değişik eğitim kurumlarında öğrenim görmeye başlasa da, bunu sürdüremedi. Hesse, anne babasıyla anlaşarak ticarete yönelik bir meslek öğrenmeye karar verdi. Heckenhauer Kitabevi’nde çıraklık yapmak üzere 17 Ekim 1895’te Tubingen’e geldiğinde 18 yaşındaydı. Öbür çıraklar gibi Hesse’nin de işi kitapları ambalaj yapmak ve alıcılarına teslim etmek, gereken yerlere kataloglar yollamak, faturalar düzenlemek, dergileri abonelerine göndermek, sahaf bölümündeki kitaplarla ilgilenmekti. Bir evin zemin katında, soğuk ve kasvetli bir odada kalmaya başlayan Hesse’in mesaisi, sabahın 7.30 gibi günün erken saatinde başlayıp bir saatlik öğle paydosunun ardından akşam 8.30’a kadar sürüyordu. İnsanlar arasına pek karışmayan Hesse, münzevi bir yaşam sürmeye başladı. Giderek toplumdan kendini soyutladı: “Eli yüzü düzgün kitap ve dergiler okuyarak geçirmediğim her saatte kaybolmuş gözüyle bakıyorum.” İçine gömüldüğü kitaplar ve yazın dünyası dostlarının yerini alıyor, başkalarıyla görüşüp konuşmaların yerini tutuyor ve Hesse öğretmensiz, yakın bildik tanıdıktan uzak, başkalarından fazla teşvik görmeksizin kendi manevi dünyasını kuruyordu: “Doğrusu özel olarak çalışmam, birazcık okuyup incelememdir ki, yaşamı değerli kılıyor benim için.” Hesse pes etmedi, karşılaştığı engeller kendisini kamçıladı. Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görüldü. Yazar meslektaşların saygınlığını ve birbirini izleyen pek çok kuşağın sevgisini kazandı, çeşitli dillerle çevrilen kitaplarıyla dünyanın her kıtasında okunan bir yazar konumuna ulaştı. Hermann Hesse kitaplara ilişkin pek çok yazı kaleme aldı, bu yazıların birinde şunları söyleyecekti: “Kitapların işlevi, bağımsız insanları daha da bağımsız yapmak değil, hele yaşama yeteneksiz kişilere ucuzundan, yalancı, gerçek yaşamın yerine yapay bir yaşam sunmak hiç değildir. Ancak insanlara yaşamın kapısını aralaması, yaşama hizmet etmesi, ona yarar sağlaması durumunda kitapların bir değeri vardır. Bir güç kıvılcımının, bir gençleşme sezgisinin, yeni bir tazeleniş soluğunun okuyucuda doğmasını sağlamadı mı, okumakla geçirilen her saat boşa harcanmış demektir.” Yazar Cemil Kavukçu okurlarıyla buluşacak Yazar Cemil Kavukçu, son kitabı “Aynadaki Zamanlar” üzerine, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde başkentli okurlarıyla bir söyleşi gerçekleştirecek. “Aynadaki Zaman”, bir yandan öykü kişilerinin karşılaştığı tuhaf olayları aktarırken bir yandan da bu kişilerin iç dünyalarını ortaya koyuyor. Edebiyatımızın usta öykücüsü Cemil Kavukçu, öyküseverlerin yakından tanıdığı ve tutkuyla izlediği kocaman bir öykü dünyası yarattı. Öykücülüğümüze, daha önce hiç ele alınmamış yepyeni tipler kattı. Taşralı genç erkeklerin dünyasını, olanca yalınlık ve gerçekliği ile anlatırken, insanın kendisi için yarattığı katı evreni tüm içtenliği ile tasvir etti. “Aynadaki Zaman”, yazarın, kendi öykü evrenini zenginleştirme kararının bir ürünü. Kavukçu bir yandan alıştığımız çevreleri; denizi, denizcileri, kasabayı, yapayalnız kent insanını ele alırken bir yandan da gerçekdışına, fanteziye, kelimenin tam anlamıyla “alacakaranlığa” yöneliyor bu kitabında. Kavukçu bu son kitabıyla 10 Kasım’da saat 17.00’de, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde başkentli okurlarıyla bir araya gelecek. Cemil Kavukçu kimdir? 1951 yılında İnegöl’de doğdu. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi (1976). Öyküleri, 1980 yılından bu yana çeşitli dergilerde yayımlandı. “Patika” adlı yapıtıyla, 1987 yılında, “Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü”nü ve 1996 yılında “Uzak Noktalara Doğru” adlı öykü kitabıyla “Sait Faik Hikâye Armağanı”nı, 2009 yılında “Angelacoma’nın Duvarları” adlı anlatısıyla “Sedat Simavi Edebiyat Ödülü”nü kazandı. ‘17. Uluslararası Tiyatro Festivali’ başlıyor ‘Hamlet’ten ‘Mahşeri Cümbüş’e... Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) tarafından bu yıl 17.’si gerçekleştirilecek “Uluslararası Tiyatro Festivali” 16 Kasım’da başlayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Tiyatroları (DT) ve Yenimahalle Belediyesi’nin de destek verdiği festival kapsamında, sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde Ankara’da yaşayan ve ömründe hiç tiyatroya gitmeyen 5 bin kişi de toplu taşım araçlarıyla ücretsiz olarak tiyatroyla tanıştırılacak. 26 Kasım’a değin sürecek festival kapsamında İstanbul başta olmak üzere yurdun dört bir yanından ve yurtdışından konuk olarak gelen tiyatrolar da oyunlarını sahneleyecek. Festivalde şu oyunlar izleyici ile buluşacak: “İmparatorluk Kuranlar, Hamlet, Hayvanat Bahçesi Öyküsü, Ben Anadolu, Daf/Kapan, Sezuan’ın İyi İnsanı, Sınır, Mahşeri Cümbüş, Meddah, 444, Münasebetsiz, Paşa Anam, Bir Güvercin Kanadında Yaşıyoruz İnadına, Kamelyalı Kadın, Üfürükçü, İnsan Sesi, Kayıp, Ölüm ve Kız, Ermişler ya da Günahkarlar, Musahipzade, Yüzyılın Aşkı, Tom, Dick ve Harry, Aşk Her Yerde, Selamün Kavlen Karakolu, Ka festen Bir Kuş Uçtu, Azrail Blöf Yapmaz, İntifada, Sonbaharı Beklerken, Başarımı Karılarıma Borçluyum, Barış, Eşeğin Gölgesi, Çığlık, Ne Romeo Ne Juliet, Zilli Şıh, Aşk Grevi, Yeni Kiracı, Sokağa Çıkma Yasağı, Pippa, Leyla’nın Evi, Şu İşe Bak, Yaka Beyaz ve Ceyhun Yılmaz Kirlenmeyen Kelimeler.” Festivalin biletleri mybilet’ten satışa sunuldu. DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 8 Kasım 2012 Perşembe Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle