Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 29 Kasım 2012 Perşembe a2 Renk Uçurumu Kültür sanat tahripkar tartımı. Anları içkin etmiş uzun ve aksak zaman dilimleri. Durumlar ve ‘şeyler’ iç içe Habip Aydoğdu resminde. Çalışırken türkülerle ve cazla birlikte yol alması bu sebepten. Yüzündeki gölgeler ve güneşler bun’dan. Çocukluk yıllarından, bozkırın pastel renkleri arasından bugün arayarak çıkardığı ilk imge, ne ilginçtir ki kırmızı. İlk aşk, kim bilir belki hâlâ köyünün ilkokul sıralarında. Ama o ilk kırmızı, şimdi birçok farklı zihindeki yeni dünya renkleriyle egemen bir biçimde iç içe. İlk öğretmeni Halil Naci Kılıçaslan’dan süzdüğü deniz kavramını, bir gerçek olarak öğretmen okulu’ndan seçilerek gittiği İstanbul’da, Ortaköy kıyılarında gördü. Artık İstanbul Öğretmen Okulu Resim Semineri öğrencilerinden biriydi ve sevdiği türkü “Uzun Olur Gemilerin Direği” bir dokunuş mesafesindeydi ve gözlerinin içinden vapurlar, gemiler geçiyordu gündüz ve gece. Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda sürdürdüğü öğrenimi sırasında Orhan Peker ve Cihat A ltmış yedinci kişisel sergisinde, bin bir renk ve doku ayrıcalığıyla bezediği Kendime Mektuplar’ını 4 Aralık 2012 tarihinden başlayarak İzmirli rüzgârlarla buluşturacak Habip Aydoğdu, yetkin resim anlayışının doruk durağındaki bu çok özel otuz resim/mektuptan tam kırk dokuz yıl önce, 1963’te Konya İvriz Öğretmen Okulu’ndan bir ilk mektup yazdı. Aydoğmuş köyündeki okuryazar olmayan anne ve babasına. Kardeşleri Emine, Nefise ve Gülsun’dan biri nasılsa okur diye onlara. Geleceğe yazdığı bir mektup aynı zamanda; coşkusunu anlatıp paylaşmaya çalıştığı. Aynı coşku bugün de sürüyor yürek atölyesinden dünyanın diğer duvarlarına doğru. İç dünyasının umut ve coşku dolu karmaşası, yeryüzünün bin bir hali ile hemhal olsun diye. Teklifsiz tereddüt; aşkın duyarlıklar ve dinginlik. Bir yarayı, yaraları üstlenmiş bir tutum; ama örten onları. Burkulmanın ve hazzın aydınlanması. Dilsiz sarılmaların yarı dizginlenmiş RüzgâRİstasyonu A. Adnan AZAR aazar56@gmail.com Burak gibi resim ustalarıyla, yazar Ümit Kaftancıoğlu ile tanıştı. Bir süre sonra eğitimine ara vermek zorunda kaldı ama. Öğretmen olarak Konya’daydı yeniden. Sonra bir mucize gerçekleşti ve Mustafa Pilevneli’den bir çağrı aldı. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun da başında olduğu bir ekiple Bayramoğlu Tatil Köyü’nün mozaiklerini yapmaya başladılar. İlk rakı da o günlerde içildi: Bedri Rahmi bir “avans” olarak Arnavutköy’deki Kaptan’da ağırladı Habip Aydoğdu’yu. İstanbul günleri yeniden başlamıştı. Yeni bir Türkiye umudu ile renk ve çizgilerin kışkırtıcı gülümseyişi omuzdaşıydı yeniden ve ona güç katıyordu. Arkadaşlarıyla birlikte Yaşar Kemal’in evini boyadı. Renk ve oylumlarla dönüşecek yüzlerce boş tuval çoktan sıralanmaya başlamıştı zihin koridorlarında. Bozkırdan aldığı bakış, Marmara’nın derin ve çalkantılı sularıyla buluşmuştu artık ve yeni bir geridönüş olmayacaktı. 1972’de “NATO’ya Hayır” afişlemesi nedeniyle Zihni Kahraman’ın marifetiyle kısa bir gözaltı yaşadı. İlk gördüğü film Susuz Yaz. Ama kendi sanat serüvenini anıştıran Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak bir süredir en sevdiği. Ahmet Telli, Ahmet Erhan ve tabii Neruda ona başka dünyalar sunuyor. Hanefi Yeter vazgeçemediği ressamı. Onu geleceğe taşıyan çocukluğunun “sülüklü” havuzunu unutmuyor. Köyünün “karlı dağ”ını da. İlk okuduğu roman olan Kemal Bilbaşar’ın Başka Olur Ağaların Düğünü’nü, Namık İsmail’in “Harman” resmini de. Habip Aydoğdu’nun anayurdu onun çocukluğu. Anayurduna hep renklerle gidip, sonsuza iz süren imge yüküyle dönüyor. Gelip bakmak için artık onun olan renklere. Eğilmek için bir kez daha yeni uçurumuna. İzLEnCE Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com Sessizliğin Bestecisi Anısına... slında sessizliğin de sesi olduğunu 4’33” başlıklı üç bölümlük piyano parçasıyla ortaya koyan, çokyönlü AmeA rikalı besteci John Cage (19121992), 100. doğum yılında tüm dünyada değişik izlencelerle anılıyor. Bizdeki anma konserini, uluslararası alanda “BilkentComsopition” adıyla tanınmayı hedefleyen, Bilkent MSSF Kompozisyon Bölümü düzenledi. Sanat yönetmenleri Elif Önal, Onur Türkmen ve Tolga Yayalar seslendirilen yapıtlarla ilgili aydınlatıcı bilgiler verdiler. Cage’in, piyanistin bölümlerde sadece oturuş pozisyonunu değiştirdiği 4’33” adlı projesini yıllar önce bir kez Fazıl Say’ın bir resitalinde tanıttığını anımsıyorum. Cage, “düzenlenmiş piyano” kavramını da oturtan besteci. Bilkent öğretim görevlisi Elif Önal, önceElif Önal den öngörülen vida ve civatalarla hazırladığı Steinway’le Cage’in Sonat ve İnterlüd’lerinden ilk beş tanesini seslendirdi. Bestecinin beş, hocası Henry Cowell’in de bir yapıtının seslendirildiği konser, Avrupa ile Amerika arasındaki anlayış ve müziksel gelişim farkını iyi algılayabilmek açısından önemli bir katkıydı. Ama en ilginci, bestecinin “Imaginary Landscapes / İmgesel Manzaralar No:4” başlıklı, radyolar için yapıtının şef Yiğit Aydın yönetiminde seslendirilmesiydi. Sahneye 12 radyo konuldu, bölüm öğretmen ve öğrencileri radyo başına ikişer kişi olarak yerleştiler, önlerindeki nota ve şefin vuruşlarını izleyerek radyoların ses ve istasyon düğmeleriyle oynadılar. Ortaya içinde klasikten popa, arabeskten hardrock’a çeşitli renklerin çok kısa sürelerle seçilebildiği ilginç bir sesler topluluğu çıktı. Cage bunu orta dalga için yazmış, ama şef Yiğit Aydın’ın yorumu FM dalga boyundandı. Eğer Cage’in düzenlenmiş piyano için müziklerini merak ederseniz, şimdiden defterinize yazın, çünkü bunları Elif Önal topluca 17 Nisan 2013’te Bilkent’te seslendirecek. Fotoğraf yarışmasından... Risk Hasan Göktaş Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Yaşam Çilesi Melis Senem Taş Fethiye Kemal Mumcu Anadolu Lisesi . .. .. . IMZA I MZA G GUNLERI U ERI UNLERI ERI ER R DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 29 Kasım 2012 Perşembe Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B