Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 27 Kasım 2012 Salı a2 Kültür Sanat YANSIMALAR Şefik KAHRAMANKAPTAN se k@kahramankaptan.com Şiddete fırça darbesiyle ‘hayır’ Ankara Barosu Gelincik Projesi kapsamında bir araya gelen 108 profesyonel ve amatör ressam, kadına yönelik şiddete fırça darbeleriyle “hayır” dedi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla gerçekleştirilen “Gelinciğin Düşü” adlı etkinlikte, ressam Hikmet Çetinkaya koordinatörlüğünde ressamlar, Bilkent AVM Sanat Sokağı’nda kurulu stantlarda gün boyu canlı performans sergiledi. Etkinliğe, gelincik elçileri Ege, Mustafa Özarslan ile tiyatro sanatçısı Ulvi Alacakaptan destek verdi. Sanatçıların eserleri ilerleyen günlere Gelincik Projesi kapsamında şiddet mağduru kadınlar yararına kullanılmak üzere satışa sunulacak. Gelincik Projesi Başkanı Hilal Akdeniz, Proje’nin 18’inci ayını doldurduğunu belirterek, “Proje ile 2 binin üzerine kadının avukat atamasını yaparak onların hukuki mücadelesini başlayıp bitirmesini sağladık. 300 mağdurumuzu sığınma evine yerleştirdik. 220 kadın için psikolojik destek sağladık. Sosyal farkındalık yarattık. Diğer Barolara Gelincik eğitimleri verdik. Artvin, Denizli Barolarında Gelincik Merkezleri kuruldu” dedi. Proje’nin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere Ankara Valiliği, İl Özel İdaresi, Belediyeler ve birçok kurum ve kuruluşun desteğiyle daha çok mağdur kadına ulaşmayı başardığını söyleyen Akdeniz, kadına yönelik şiddete karşı duyarlı tüm yurttaşları Gelincik Projesi’ne destek olmaya davet etti. Müzik Çin’de de Olsa... zellikle Asyalı uluslar, kendine özgü çalgı ve Ö müziklerini uluslararası alana taşımak için çaba içinde. Çin, pek çok çalgının ilk geliştirildiği, müziği baştan beri çoksesli özellikler taşıyan bir ülke. Geleneksel çalgı ve müziklerini yaşatmakla birlikte, günümüzde dünya dolaşımında yer alan çok sayıda Çinli piyanist, kemancı, çellist, şef bulunuyor. Peki çağdaş bestecileri ne yapıyor? CSO, bu sorunun yanıtına örnek oluşturabilecek bir izlenceyle karşımızdaydı geçen hafta. En Shao yönetimindeki orkestra, 7 bestecinin 4 yapıtını sundu bize. Besteci sayısı fazla, çünkü bazı yapıtlar iki ve üç bestecinin birden imzasını taşıyordu ve yapıtlar günümüzün “liberal komünist” dönemine değil, Mao dönemine aitti. Yapıtlardan biri, geleneksel En Shao telli çalgıları “pipa” için bestelenmiş bir konçertoydu. Fan Wei, buzuki ve mandolin başta olmak üzere pek çok telli çalgının ses renklerini andıran dört telli bu çalgının tınılarını virtüoz yorumuyla tanıttı bize... Kemancı Kong ZhaoHui üç bestecinin imzasını taşıyan senfonik konçertoda, Çin’in sadece Batı’da ünlenmiş virtüozlar değil, kendi bölgesinde tanınan iyi yorumcular yetiştirdiğini gösterdi. Giovanni Grancino imzalı 1723 yapımı bir İtalyan kemanıyla çalan, ilk sahneye çıktığında daha çok bir merkez komitesi üyesini andıran Kong, özellikle yerel ezgileri işleyen bestelerde ustalığını geliştirmiş bir solist. Eserleri ve yorumcuları merak ettiyseniz, konserde çekim yapan bir müziksever Youtube’a yerleştirmiş, erişip izleyebilirsiniz. Konserde, ister istemez, yerel renkleri işleyen bizim bestecilerimizin işleriyle, Çinlilerinkini karşılaştırmaya yöneldim. Örneğin pipa konçertosuyla, Fan Wei bizim Ferid Alnar’ın kanun, Arif Sağ’ın bağlama konçertolarını karşılaştırdığımızda, bizimkilerin Batı tekniklerini daha iyi uyguladıklarını ve tekdüzelikten uzak bir çokseslilik yakaladıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Aynı şekilde Ulvi Cemal Erkin, Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey gibi bestecilerimizin keman konçertoları da, çok daha iyi yol haritalarına ve tınısal zenginliğe sahip eserler. İzlencede önemli bestecilerimizden Turgay Erdener’in “Teo” başlıklı kısa Adagio’su da yer alıyordu. Kompozisyon anlamında Türk ve Çin bestecileri arasındaki anlayış ve söylem farkını anlayabilmek açısından iyi oldu bu seslendirme. Çinli şef En Shao, yapıtın notalarını ülkesinde de çaldırmak üzere götürdüyse hiç şaşırmayacağım. Emekli öğretmenlere konser Bülent Tanık cura çaldı Yenimahalle Belediyesi Gazi Semt Birimi, emekli öğretmenler için mini bir konser düzenledi. “24 Kasım Öğretmenler Günü” için bir araya gelen emekli öğretmenler bu özel günün mutluğunu yaşadı. Gazi Semt Birimi’nde haftada bir gün toplanarak sohbet eden emekli öğretmenler için özel bir etkinlik düzenlendi. Aralarında Köy Enstitülerinden mezun olarak yıllarca köylerde öğretmenlik yapan 88 yaşındaki Hüseyin Eroğlu ve 87 yaşındaki Kemal Özdemir’in de bulunduğu emekli öğretmenler bağlama ustası Gülali Zengin ve Sema Yıldız’ın verdiği mini konserle keyifli anlar yaşadı. Köy Enstitülerini özlemle andıklarını ifade eden Eroğlu ve Özdemir, “Bizler enstitüden mezun olur köylerimize öğretmen olarak geri dönerdik. Köyümüzün sadece öğretmeni olmaz, doktoru, ziraatçısı, veterineri gerekirse tamircisi olurduk. Üretmeyi öğretirdik. Ancak şimdi ne yazık ki köylerimiz bile üretimi bıraktı. Tüketim toplumu olduk” dedi. Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nce çekimleri yapılan “Engelsiz Bir Dünya” klibi için stüdyoya girip, cura çaldı. Hareketli Ankara türkülerinden “Fidayda”nın bir bölümünü curasında tellendiren Tanık, engelli yurttaşlar için farkındalık yaratacak her projeye gönülden destek verdiğini ve vermeye devam edeceğini söyledi. İlk gösterimi “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” etkinlikleri kapsamında, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılacak olan klibe, Musa Eroğlu, Mustafa Özarslan, Oğuz Yılmaz ve Oğuz Aksaç gibi birçok sanatçı da sazıyla destek verdi. RİTÜEL irenden hemen sonra attı kendini metroya. Kapı onun ardından zınk diye kapandı. Ceketi sıkıştı sandı, baktı sıkışmamıştı. Hıncahınç dolu olmasına alıştığı metro boştu neredeyse. Yakınında boş yer olduğu halde gidiş yönüne bakan yere oturmak için daha ileriye gitti. Bir adamın sağına oturdu. Sağa bakıp siyaha çalan camda saçlarını düzeltti. Kuruldu iyice yerine. Foucault’un dünyasına girecekti. Ayracı kaldığı yerden aldı arkadaki rastgele sayfalardan birine koydu. Okumaya başladı. Dersten beri sürekli devamını merak ettiği kitaba kendini veremedi önce. Her durakta binen insanları süzüyordu. Haftanın iki günü kütüphane yerine, metroda ilk durak son durak arası inmeden elli altmış kez gidip gelip kitap okuyan başka deli var mıdır? Yanındaki adamın elinde de bir dergi vardı. Dergiye yavaşça baktı. Fransızca olduğunu anladı, şaşırdı. Okumaya devam etti. Adamın suratına bakamıyordu. Bastonunu kenara koymuştu adam ve iyi giyimliydi. Artık kimselerin takmadığı fötr şapkasını da herhalde içeri girince eline almıştı. Hâlâ adamın yüzünü göremiyordu. Son duraktan sonra ikisi kalkmamıştı sadece. Bu sefer geri geri gidiyorlardı. Belki de ineceği durağı kaçırmıştır adam diye düşündü. Epeyce okudu. İlk durağa geldiler bu sefer de. Adamı inecek sandı. Ama adam sol bacağını sağ bacağının üstüne attı sadece. Dergisini koltuğunun altına koyup S OTİZM? ERKEN MÜDAHALE HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR!!! İLGİ OTİZM DERNEĞİ 0312 436 35 43 “Ne İLGİ’si var?” demeyin. gazetesini çıkardı. Gazete ulusal bir gazeteydi. Önce katladığının tam tersi şekilde açtı. Orta sayfalardan birine gelince kalan sayfaları ardına attı. Katladı, okumaya başladı. Çok şaşırmıştı adama. Önce; kitabı okuyamıyordu. Sonra adamla gidip gelmeye alıştı. Hatta ısındı ona. Hiç fark edilmezdi bir ileri bir geri giderken. Ama bu sefer iki kişiydiler. Üç senedir sürdürdüğü ritüeline bir yandaş bulmuştu. Biraz seviniyordu bu duruma. Konuşmak istiyordu adamla ama çekiniyordu. Adamsa hiç oralı olmuyor, yaşıtlarıyla kahvede okur gibi okuyordu gazetesini. Adam bir ara gözlüğünü çıkarıp gözlerini ovuşturdu. Sonra yeniden takıp okumaya devam etti. Sonra ara vermeksizin ikisi de epey okudu. Bu arada çok kez gidip geldiler. Acaba bu ritüel o adamın da; kendisi onu hiç fark etmemiş miydi? Kendisinden çok yaşlıydı çünkü. İçi içini yiyor ama yine de hiçbir şey soramıyordu adama. Adam gazetesini şapkasının üstüne dek indirdi. Başını da cama dayadı. Bunlar birden oldu. Okumuyordu sanki. Öğleden sonraya kadar okudu. Adamsa hiç kıpırdamıyordu. Acıkmıştı. Ayracı kaldığı yere koydu. Kitabı çantasına yerleştirirken eli adamın eline değdi. Adamın eli buz gibiydi. Evinin olduğu durakta indi. Adama hiçbir şey soramamıştı. Tren gitmeden son kez dönüp oturduğu yerdeki adama baktı. Siren çaldığı anda adam yere düştü. Tam içeri girecekti ki kapı kapandı. Tren uğradı. Trenin arkasından bakakaldı. c Öykü Yarışması’ndan... PENCERE A ynı yerde volta atıp duruyordu genç adam elleri ceplerinde. Yan dükkan da dışarıya sandalye atmış amcalar tavla oynuyor, şakırdayan zar sesleri sokaktan aşağı inen simitçinin ve geçen arabaların seslerine karışıyordu. Geçerken selam verdim bakkala. Çocuğunu elinden sıkı sıkı tutmuş genç kadının borcunu veresiye defterine yazan bakkal, uzun ince bıyıklarını sıvazlayarak selam verdi bana bakışlarıyla. Heyecanla yaklaştım evinin önüne, gözlerim yukarıdaki pencerelerde O’nu aradı, yoktu. Beni öyle gören amcalar “Hayrola?” diye sordular.“Hayır olur inşallah” dedim. Sesim simitçinin çatlayan sesine karışıp gitti, anlamadılar, devam ettiler zarları yuvarlamaya. Birkaç adım uzaklaşıp tekrar döndüm arkama, oradaydı. Bana bakıyordu yeşil gözleriyle. Benim de O’na baktığımı görünce gülüp kaçtı içeri. Güldüm ben de kimse görmeden. Sessizce yürümeye devam ettim. Ayça YILMAZ H.Ü. Ankara Devlet Konservatuvarı Lise Bölümü DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM Celil ÜNAL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Sahibi : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 27 Kasım 2012 Salı Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B