Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sayfa 21 Kasım 2012 Çarşamba a4 YAŞAM Dikmen Vadisi Çok satan müziklerin ömrü kısadır ¦ Çok satmak için çıkarılan popüler müziklerin ömrü çok kısadır. Tüketim müziğidir. Bu dünyanın her yerinde aynıdır. Çok satar ama ömrü kısadır. Bir de sanat müziği ve klasik Türk musikisinde olduğu gibi daha kalıcı eserler vardır. Bu tür müzikler farklı bir emek ister. O emeğin karşılığı da hemen alınmaz. O yola çıkanların sabırlı olması gerekir. Demokrasi aynen su gibidir 10 Kasım’da “Ata’ya Saygı Gecesi”nin onur konuğuydu Timur Selçuk. Dinleyicilerine çok güzel bir müzik ziyafeti çekti. Anadolu Organize Sanayi Bölgesi ve Ostim İşadamları Derneği tarafından düzenlenen konser sonrası bizde, kendisini “Kahve Molası”na konuk ettik. Babası Münir Nurettin Selçuk’tan Gürs aldığı bayrağı el GÖKÇE başarıyla taşıyan Timur Selçuk, bugün kızları, Hazal Selçuk ve Mercan Selçuk ile aynı sahneyi paylaşıyor. Timur Selçuk ile müzikten siyasete sohbet ettik: Harikalar Diyarı Masal Adası Demokrasinin kıymetini bilmek için onun değerini anlamak ve hayata aktarabilmek lazım. Aynen su gibidir; su hayat için vazgeçilmezdir ama 100 derecede kaynatırsanız haşlanırsınız. Yüzme bilmiyorsanız boğulursunuz. Sel olursa sürükler atar. Su sadece H2O değildir, demokrasi de öyledir. Açılım yutturmacılarına karşıyım ¦ Benim Türklüğüm, sol görüşüm, Müslüman kimliğim, ahlâklı bir yurttaş olmam konusunda beni beslediği ölçüde saygındır. Bu farklılıklardan herhangi biri ahlâklı yurttaş çatısını delip, yukarı çıkar ve “Aslolan benim sıkıntılarımdır, başka sıkıntı yoktur” derse; Alevi açılımı gibi, Kürt açılımı gibi ben bunlara saygı duymam. Bizim yapmamız gereken şudur : Ahlâklı yurttaşlar olarak, hakkımız olan maddi manevi tüm kazanımları elde etme adına vermemiz gereken mücadelenin adı devrimdir. Bu devrim de insan hakları ve hukukun üstünlüğü doğrultusunda yapılacak bir devrimdir. Silahla yapılacak bir devrim değildir. Bunun dışındaki açılım yutturmacılarının hepsine karşıyım. Anadil dediğimiz zaman anadil hayırdan ve barıştan yana konuşan dil olmalıdır. Ben Türkçe savaş ve şer söylüyorsam bu benim anadilim değildir. Yabancı dil savaş ve şer söyleyen bir dildir. Sonbahara özel, eşsiz kareler onbaharı yaşayan ve kışı bekleyen Ankara sarıya büründü. Kentin çeşitli noktalarında hezmet veren rekreasyon alanları ve parklar, yurttaşlara sonbaharın güzelliklerini yaşatıyor. Sincan’daki Harikalar Diyarı, çizgi roman kahramanlarının dev maketlerinin yer aldığı “Masal Adası” ile özellikle çocukların ilgisini çekerken, Bayındır Barajı Parkı’nda “Mavi Göl” ve Gölbaşı’ndaki Mogan Parkı hafta sonları piknik olanağı sunuyor. 50. Yıl Parkı ise sonbaharı yaşayan Ankara’yı “terası”ndan gözler önüne seriyor. Dikmen Vadisi rekreasyon alanı ise kent merkezinde ses ve stresten uzaklaştırıyor. Kah M ve o S ı las Fazıl Say kendisini kullandırmamalıdır Her dalda ahlâklı insanlar zaman zaman saldırıya uğrarlar; bu işin kaderi budur. Bilimde, sanatta, felsefede, popüler bir örneği alıp o popüler örnek üzerinden yola çıkmak yanlıştır. Bütün ahlâklı, dürüst insanlar ahlâklı olmak, üretmek, paylaşmak, dik durmayı bilmek durumundadır. Fazıl Say kendisini kullandırmamalıdır. Bu yolun yolcusuysanız yolunuza devam edeceksiniz. Kimseden destek beklemeyeceksiniz. Paşaların paşası Mustafa Kemal’in yaptığı gibi... Ağlaşacaksanız piyanonuzu odanızda çalarsınız. Ya da resminizi odanızda yaparsınız; bu kadar nettir. Darbe halkın aczinin ifadesidir ¦ 12 Eylül sonrası ben her zamanki gibi olmam gereken yerdeydim. Ben buralıysam ve ahlâklı bir yurttaşsam kimse beni buradan çekip atamaz. Benim yapım mücadelecidir. Allah’tan başkasına da secde etmem. Ters bir yapım vardır. Sert, ukala ve kibirli bir yapım vardır; çok da mutluyum halimden. Onun için buradaydım hep. Burada çalışmalarım devam etti. 12 Eylül’ü sentetik solcular gibi yorumlamadım. Her gün 2025 tane evladımız ölürken halk Millet Meclisi’nin önüne yığılsaydı, oradaki 4 tane parti liderini ve milletvekillerini al aşağı etmiş olsaydı Türk Silahlı Kuvvetleri o darbeyi yapmazdı. Bunun için Türk Silahlı Kuvvetleri ve Kenan Evren’i günah keçisi gibi Dikmen Vadisi Su hayat için vazgeçilmezdir ama... Baskıcı bir yönetim var. O yönetimi de oylarıyla halk seçti. Demek ki demokrasi her zaman bir çözüm değil. Demokrasinin kıymetini bilmek için onun değerini anlamak ve hayata aktarabilmek lazım. Aynen su gibidir, su hayat için vazgeçilmezdir ama 100 derecede kaynatırsanız haşlanırsınız. Yüzme bilmiyorsanız boğulursunuz. Sel olursa sürükler atar. Çığ olursa altında kalırsınız. Su sadece H2O değildir, demokrasi de öyledir. Cahil ve yoksul toplumların demokrasiden alacakları pay başkadır. Hassas terazinin bir tarafında yöneticiler bir tarafında halk vardır. Halk eğer aciz ve cahilse o zaman terazinin kefesi ahlâksız yöneticilerden yana ağır basar. Bu dengenin oluşması adına herkesin yapması gereken birtakım görevler vardır. Ağlaşmakla bu iş çözülmez. Sabırla o görevleri yerine getirmek, yani paylaşımdan yana, üretimden yana ve gücümüz nispetinde dik duruştan yana bir yaşam biçimi sergilemek lazım. göstermek bir acz işaretidir. O yöneticileri, Erbakan’ı, Demirel’i, Ecevit’i ve Türkeş’i o dört tane parti başkanını bizim oradan söküp atmamız gerekirdi. Her gün sokakta 2025 çocuğumuz ölüyordu. Biz ana babalar sessiz kalmış da Türk Silahlı Kuvvetleri bunu yapmışsa çok doğru yapmıştır. Sonraki işkenceler yanlıştır. Ama darbe halkın aczinin ifadesidir. Eğer darbeyi 13 Eylül’de yapsalardı 12 Eylül’de yine çocuklarımız ölecekti. Bunu da düşünmek lazım, ben evlat sahibi bir babayım. Keşke iki sene önce yapsalardı darbeyi bu kadar net söylüyorum. Öyle havaya, boşa konuşmakla olmaz. Evlatlarınız ölürken siz sessiz kalıyorsanız o zaman çıkar Türk Silahlı Kuvvetleri darbe yapar. Mavi Göl Senfonik eser yazıyorum ¦ Gerçekleştirmek istediklerim... Yazmakta olduğum bir senfonik çalışma var. Bir Nâzım Hikmet külliyatı var, Orhan Veli külliyatı var. Onlar bir, iki şarkısıyla çıktı; onları tamamlamam lazım. Allah ömür verdiği sürece çalışmaya devam edeceğiz. En sevmediğim şey tavsiyedir; öğüttür. Çünkü ben bir şey yazmaya başlarken çoksesli üstatların eserlerini , Türk müziği kitaplarını elimin tersiyle atarım. Onlar masamın üzerinde durduğu sürece bana karışacaklardır. Öyle yapma, şöyle yapma, şunu şuraya koy, bunu buraya koy gibi karışacaklardır. Onların birikimi yüreğimde harmanlamışımdır. Gençlerin kendileriyle barışık olmaları, kendilerini yansıtacak eserler ortaya çıkarmaları gerekir. Öykünmek yanlıştır. Günahıyla sevabıyla yaptıkları şey kendilerine ait olmalıdır. Öğrencilerime de öğüt vermem hatta sınayın bunları derim. Ben öğüt vermem, bana da verilmesini istemem. Mogan Gölü C MY B