22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 21 Kasım 2012 Çarşamba a2 Kültür Sanat GÖRÜNÜM A. Celal B NZET acbinzet@gmail.com ‘Benim hayatım renk’diyen emekli resim öğretmeni Atasay sanatını Cumhuriyet Ankara’ya anlattı: ‘Her yer tuval’ İKLİM ÖNGEL Sergiler Arasında imi zaman durgun geçen günlerin ardından bir K hareketlenme yaşanıyor. Birbiri peşi sıra açılan sergilere bakarak Ankara’nın eski günlerine kavuştuğunu bile sanmak olası. Olası sözcüğünü bilerek kullanıyorum. Nedenine gelince, açılışların coşkusu, hele de sonrasında ziyaret sayısındaki düşüşü vurgulamak. Ülke üzerine sinmiş gri puslu havanın etkisinden olmalı, insanlar uzak bu tür etkinliklere. Bunca olumsuzluğa karşın sanatçılar işlerini yapmaktan geri durmuyorlar. Bir yandan ortama yeni katılan galeriler, öte yandan sergilerle canlı durmaya çalışan bir gerçeklik var orta yerde. Evet, sanat canlı durmak adına elinden geleni yapmada. Yeterli olup olmadığı tartışılabilir. Ama eğer azımsanıyorsa, onu bulunduğu noktadan daha yukarılara kaldırmak izleyiciye bağlı. Neden denirse, sanat, tek yanlı bir olgu değildir. Sanatçı ve yapıtı tamamlayan izleyici, en az öteki ikisi kadar bu işin içindedir. Sürekli izlenen, düşünsel anlamda bir etkitepki zinciri oluşturan izleyiciyle sanatçı arasında kurulan bağın her iki yan için de olumlu gelişimlere kapı açacağını unutmayalım. Leibniz’in (16461716), tam da duruma uyan sözünü anımsamanın zamanı değil mi? “Geçmişten doğan bugün, geleceğe gebedir.” Doğrusu, bugün yakındığımız ne varsa dünün görmezlik ve umursamazlıklarından çıkmıştır. Yarını kurmanın yolu da üzerimize serili ölü toprağını atmaktan geçiyor. Sanat, işte bu eylemler için bir bakış açısı yaratıyor bizlere. Sergilerden alınacak izlenimler bilincimizi ışıtacak ateşböcekleri gibi geleceğe ışık tutmamıza yardım eder. Bu anlamda en yakınımızdan başlayarak gezilecek sergilerin kapısını çalmalı. AFSAD’ın fotoğraf sergisine konan adın günümüzle örtüşmesi rastlantı olabilir mi sizce? Farklı gözlerden izlenen “KAOS” sergisi ilginç. İstanbul’dan gelen üç ayrı sergiyle Aydın Ayan, Veli Sapaz ve Jale Yılmabaşar’ın çalışmalarını kaçırmamak gerekiyor. Ankara’nın ustalarından Lütfü Günay’daki Çanakkale görünümleri yanında Dikmen vadisindeki gecekondu izlenimleri o bilindik tadı yakalamamıza yardım ediyor. Şükran ve Hasan Pekmezci çiftinin ortaklaşa ama ayrı anlayıştaki resimlerini, Hatice Aykanat’ın limon imgesinden yola çıkarak yaptığı düzenlemelerini görmezden gelemeyiz. Daha genç kuşağın figür ağırlıklı sanatçıları Sema Öcal, Serkan Küçüközcü ve Evren Oğuzbalaban’ın çalışmalarına bakarak figüratif resmin ulaştığı yeni duraklar konusunda bilgi sahibi olmamız olanaklı. Kuşkusuz, bunların dışında kalan daha onlarca sergi bekliyor bizleri. Herkesin, İstanbul’daki sanat fuarına akın ettiği şu günlerde yapılacak en iyi iş, bizim galerilerimizde sergilenen yapıtları izleyip tartışmak. Düşünsel tembelliği yenmemiz açısından bu zorunlu. En çok gereksindiğimiz şey, sanat aracılığıyla neler olup bittiğini anlamaya çalışmak olmalı. Çünkü, yalnızca sanat, dogmaların, ezberletilmiş nakaratların dışında yeni düşünce yollarını gösterir. Emekli resim öğretmeni Selma Atasay, yaratıcılık dünyasının kapılarını Cumhuriyet Ankara’ya açtı. Resim yapmak için tuvalin zorunlu olmadığını söyleyen Atasay, elektrik prizlerinden pencere camına, perdeden duvara ve taşlara kadar pek çok malzemenin üzerinde sanatını gerçekleştiriyor. Küçük zeminli objeleri özellikle seçtiğini belirten Atasay bunun nedenini, “En ucuz boyanın dahi bir tüpü 10 TL. En az 78 adet almak gerekir. Ben de aldıklarımın çabuk bitmemesi için taşlara, kaşlara, gözlere resim yapıyorum” diyerek açıklıyor. Emekli resim öğretmeni Selma Atasay, sanatını Cumhuriyet Ankara’yla paylaştı. Resim yapmak için tuvalin zorunlu olmadığını söyleyen Atasay, elektrik prizlerinden pencere camına, perdeden duvara ve taşlara kadar pek çok malzemenin üzerinde sanatını gerçekleştiriyor. Resmin kendisi için vazgeçilmez bir tut ku olduğunu söyleyen Atasay, “Resim yapmak için tuval zorunlu değil” dedi. Öğretmenlik döneminde öğrencilerini de kağıt için zorlamadığına dikkat çeken Atasay, “Öğrencilerime, ne bulurlarsa resim yapabileceklerini söyledim. Bulduğum her kağıt benim için bir tuvaldir, en iyi şekilde değerlendirmeye çalışırım” diye konuştu. Kendisini “Benim hayatım renk” diyerek tanımlayan Atasay, evinde pek çok tablo olmasına karşın sergi açamamasının nedeninin ekonomik olduğunu kaydetti. Daha önce 5 sergi açtığını ancak çerçeve masraflarını dahi karşılayamadığını söyleyen Atasay, “Bu tecrübelerimin ardından bir daha sergi açmadım. Sanatımı evde yapmaya karar verdim” dedi. Evinde gerçekleştirdiği çalışmalarında küçük objeleri özellikle seçtiğine dikkat çeken Atasay, bunun nedenini, “En ucuz boyanın bir tüpü dahi 10 TL. En az 78 adet almak gerekir. Ben de aldıklarımın çabuk bitmemesi için taşlara, kaşlara, gözlere resim yapıyorum” diyerek açıklıyor. Atasay, kanlarla yere düşen bir güvercin ve ondan çoğalanbeyazgüvercinleriresmettiğitablosunu,gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun katledildiği gün yaptığını söyledi. Büyükbeyinleringitmesinedayanamadığını söyleyen Atasay, “Ölüm haberini aldığımda hissettiğim, üzüntünün de ötesinde, bir kahrolmaydı” dedi. ‘İnmek istemedim’ Türk Hava Kurumu Üniversitesi (THKÜ) pilotaj öğrencileri ilk uçuşlarını gerçekleştirdi. THKÜ Rektörü Prof.Dr. Ünsal Ban, ilk uçuşlarla ilgili öğrencilerin heyecanının görülmeye değer olduğunu belirterek, “İnşallah bu öğrencilerimiz Türkiye’nin ve dünyanın uçan kanatları olacak. Uçmanın kendine has bir heyecanı var. Öğrencilerimiz 1,5 yıl eğitim gördükten sonra heyecanla uçmayı bekliyordu” dedi. THKÜ’nün pilotaj öğrencileri 1 buçuk senelik eğitimin sonunda ilk uçuşlarını gerçekleştirdi. Gökyüzüyle buluşan öğrenciler, yeni açılan THKÜ’nün uçan ilk öğrencileri oldu. Etimesgut’tan havalanan öğrencilerin hocaları nezaretinde gerçekleştirdiği uçuşlar, 2 ila 5 saat arasında sürdü. 15 saatten sonra tek başına uçacak olan ve Etimesgut’tan Gölbaşı tarafına kadar giden öğrenciler, ilk uçuşun heyecanını şöyle anlattılar: ¦ Mert Sülümbaz: Uçmak çok farklı bir şey. Arazi bilgimi geliştirdim. Çok keyifli bir duygu. Tekerlekler yerden kesilince her şey değişiyor. Aklında başka hiçbir şey kalmıyor. Uçmak benim çocukluk hayalim. Önceden de Türk Hava Kurumu’nun kurslarına katılıp uçmuştum. Hocamız uçuş öncesinde o günkü uçuş durumuyla ilgili brifing verdi bize. Uçmak isteyenlere önerim küçük yaşta bu konuda bilgi sahibi olmaları. ¦ Barış Parlakay: Bizim uçacağımız gün hava biraz kötüydü. O yüzden kesin değildi uçacağımız. Bir anda söylediler. Heyecandan uçakta kuleye kodu yanlış söyledim. Uçuşa konsantre olamadım. Aşağıyı izledim. Eskiden beri hayalim. 3 saat uçtum. İlk uçuş olduğu için uçağı tanımaya çalışıyorsun. İnsanın ufkunu açan bir meslek. Yerdeki streslerden uzak kalıyorsun. ¦ Ozan Tuncel: Kendimi bildim bileli pilot olmak istiyordum. Babam da pilot. Uçmadan önce derslerde nasıl kalkıldığı anlatılmıştı. İnmek istemedim. Hocam uçuş esnasında dönme, alçalma gibi şeyler istedi. Hocamın yorumu gayet iyi oldu. Uçmak, oynadığım oyunlardaki gibi değil. O yüzden ilk tepkim şaşırmak oldu. ¦ Gökdeniz Sırataş: Uçmak çok güzel bir duygu. Tek motorlu ve pervaneli denemek çok zevkli. Eğitim uçakları çok daha değişik. Uçuş sırasında hocamızın bize söylediği talimatları gerçekleştirdim. 5 saat uçtum. Ben bayramdan 1 gün önce uçtum. Bayram hediyesi gibi geldi. Ankara’nın manzarasını görebiliyorsunuz. ‘Güz Gülleri’ Nâzım Hikmet’te Yenimahalle Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi, Uluslararası Güz Gülleri Karma Resim Sergisi’ni sanatseverlerle buluşturdu. Femin Art Kadın Sanatçılar Derneği’nin öncülüğünde gerçekleşen ve Gürcistan asıllı ressamların eserlerinin de sergilendiği serginin açılışını Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar yaptı. Başkan Yaşar, Nâzım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’nin Ankara’da sanat ve sanatçının merkezi haline gelmesinden dolayı büyük mutluluk duyduğunu söyleyerek, “Birbirinden değerli sanat eserlerini ve sanatçılarımızı Nâzım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’nde ağırlamaktan büyük onur duyuyorum” diye konuştu. Tabloları tek tek inceleyen Yaşar, sergide eserleri bulunan ressamlarla tanışarak sohbet etti. Tabloları çok beğenen Yaşar, ressamları tebrik etti. İçlerinde Gürcistan asıllı ressamların da bulunduğu 21 ressamın resimlerinin sergilendiği Uluslararası Güz Gülleri Karma Resim Sergisi, 24 Kasım’a kadar Nâzım Hikmet Kültür ve Kongre Merkezi’nde sergilenerek sanatseverlerin beğenisine sunulacak. DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 OTİZM? ERKEN MÜDAHALE HER ŞEYİ DEĞİŞTİREBİLİR!!! İLGİ OTİZM DERNEĞİ 0312 436 35 43 ?” “Ne İLGİ’si var demeyin KORSAN KİTAP KÖTÜ BASILIR. OKUMA ALIŞKANLIĞINI YOK EDER. BESAM : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR 21 Kasım 2012 Çarşamba Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Bürosu, Ahmet Rasim Sok. No:14 Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri 06550 Çankaya Dağıtım : YAYSAT Telefon : 0312 442 30 50 Yerel ve süreli yayın Eposta : ankcum@cumhuriyet.com.tr C MY B Lütfü Günay Aydın Ayan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle