22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA CUMHURİYET 4 EKİM 2012 PERŞEMBE A2 Ahmet Telli’ye Tutunmak, Tutulmak Şiire önemin neredeyse bütün Ankaralı şair ve yazarlarını nasıl tanıdıysam onunla da aynı yerde, Remzi İnanç’ın Toplum Kitabevi’nde karşılaştım. Dün gibi aklımda: Henüz tanıştırılmamıştık ama ayaküstü ‘slogan şiir’in olumsuz etkileri üzerine amansız bir tartışmanın en tepe noktasındayken adını öğrendiğimde durakladığımı, durduğumu, büsbütün kalakaldığımı hatırlıyorum. Yirmili yaşlarımdaydım. Sonra, hep olduğu gibi yıllar yılların içinden baş döndürücü bir hızla aktı. İlk evimin kuruluşunda, duvarlara misina simetrisiyle astığımız kırmızı çerçeveli resimleri; sadece bir editör değil, ağabey olarak ikinci ve üçüncü kitaplarımın basım sürecindeki ayrıntıcı titizliğini, dayatmacı değil, dayanışmacı ‘tin’ iyiliğini unutmadım. Bilirim, bakışları ‘gülüşün ve unutuşun’ bakışlarıdır ama, o da unutmaz hiçbir şeyi. Geçmiş ve gelecek eşzamanlıdır onda ve onunla. Sadece kendi şiiri değil; bütün bir şiir hep onunladır. Şiir hem her şeydir, hem hiçbir şey; yok hükmündedir çoğunca ve gücünü oradan alır. O yüzden o, şiirle iner diyalektik çarşılara. Şiir yedeğinde değil, yanındadır o yollar içindeyse. Şiirle susup, şiirle içlenir. Çocukluğunun bozkırında, hücrede, uzaklarda ve ANKARA Kültür Sanat RüzgâRİstasyonu A. Adnan AZAR aazar56@gmail.com hafıza üzre şiire tutunmuştur; hayatlardan el almıştır; kendi yaralarına dokunmak eğilimindedir ve bunu, imgeler tülünün arkasından, ama mutlaka ‘açık’ olarak görürsünüz. Saydam ve puslu, örtük ve sahici bir ortaklık hali: O tutunur, siz tutulursunuz. Şiirinin temel kaynağı ve dinamiği, diyalektiğin bağlamındaki vicdan. Onaran bir şiir yazıyor: Yarılmaya, kopmaya, koparılmaya karşı duran ve sessizce onaran. Aynılaşma’yı reddeden, ama sürgit bir hep birlikteliğe bakan; ve aşka, ütopyalara ve devrime. Aşk, dirim demek onun sözlüğünde; devrimse ertelenemez olan. Şiire tutunarak, yazıp söyleyerek, aşkı ve devrimi yeniden, güzelliğe örüyor. Öfkesiyse seçkin ve etkili bir ateşdil; yalnızlığın hem yasak, hem bir kimlik olarak buradan bir öteyere taşındığı. İlk duyduğu ses ‘büyük büyük’ ninesi Çileş’in Çerkesce sözcükleri. Kulaklarındaki ilk türkü babasından: “Çarşambayı Sel Aldı”. İlk öğretmeni de babası zaten. İlk mektup babadan yine. Gördüğü ilk deniz, 1962’de evden kaçtığında karşısına D çıkan Marmara. İçindeki sadece endişe. İlk dağ Mengen; ilk rakı da, on üç yaşında Mengen Dağı’nda; herhalde ilk aşkı Sıdıka’yı hayal ederek... Sıdıka yirmi yıl sonra Diyarbakır’da karşısına çıkacak. İlk ırmak Karabük Kilyos Çayı. Gördüğü ilk film Vurun Kahpeye. Okuduğu ilk roman Oscar Wilde’ın Kurnaz Tilki’si ve sonra Namık Kemal şiirleri. Çocuk imgesi, büyük babasının kasabadan getirdiği evlatlık. Zihnindeki ilk uzak ‘diyar’, babasının göçmen arkadaşı nedeniyle Bulgaristan. İlk sevinç sekiz yaşında oyuncak bir tabanca. İlk arkadaş Eskipazar’dan ‘Şekerci Erol.’ İlk uzun yolculuk trenle, Hasanoğlan’a ve sekiz saat. Yayımlanmış ilk şiiri 1961’de Hız dergisinde. Tanıştığı ilk şair, Ankara Rüzgârlı Sokak’ta Enver Gökçe. Yazıştığı ilk şair Gülten Akın; ilk imzalı kitabı da Sığda muhtemelen. İlk gözaltı 1971. 1981’deki mahkumiyeti Mamak ve Ulucanlar’da ve toplam bir buçuk yıl. Kitapçılığı süresince sattığı ilk kitap Sait Faik öyküleri. Dayanışma, Kalem, Verso, Eylül, Gibi yayınevlerinde editörlük ve yayın yönetmenliği. Yayımladığı ilk kitap Fikret Otyam’dan Hu Dost. Uğradığı ilk uzak il 1992’de; Berlin. Yayımlanmış ilk kitabı 1979’da, Yangın Yılları; Aşama Yayınları’ndan. Kapak, artık bir Amsterdamlı olan kardeşim Atila Kanbir’in. İlk hayal kırıklığını iyi ki hatırlamıyor. Ahmet Telli. Sonsuz zengin. Sonsuz odalarda süreğen pencereler. Sonsuz sokaklar ve yollar. Sonsuz hayat ve şiir. Kalbini ufka götürüyor. Ufuk hep uzak. İzLEnCE Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com 35. Ölüm Yılında Ferit Tüzün: ‘Tıngırtı’dan Parlak Bestelere... “Vefa” kuşkusuz ünlü bozacının ve İstanbul’daki bir semtin adı değil. Uzun süre unutulmasına karşın, son yıllarda yitirdiklerimize ve sevdiklerimize karşı gösterdiğimiz, onları unutmadığımızı kanıtladığımız bir önemli kavram... Yeni sezonu bugün “görkemli” olacağını umduğum bir konserle açmakta olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da, yitirdiğimiz bestecilerimize karşı “vefa” duygusunu giderek artan oranda gösteriyor. Şef Erol Erdinç yönetimindeki açılış konserlerinin solisti, “anıtsal piyanist” İdil Biret, Rachmaninoff’un 2. Piyano Konçertosu’nu seslendirecek. Orkestra başkemancısı Bilgehan Erten’in hünerini göstereceği RimskiKorsakov’un “Şehrazad” süitinin ardından, ölümünün 35. yılında sevgi ve rahmetle andığımız ikinci kuşak bestecilerimizden Ferit Tüzün’ün (19291977) “Türk Kapriçyosu” seslendirilecek. Ferit Tüzün denilince, öncelikle ezgisel zenginliği, kıvrak orkestrasyonu, yerliyabancı tüm kulakları cezbeden güzelim müzik dili, halk ezgilerinden esintileri iyi değerlendirmesi, Çeşmebaşı bale süiti gelir. Ne yazık ki, Opera Genel Müdürlüğü ve “Midas’ın Kulakları” operasının hazırlıklarıyla uğraştığı sırada 48 yaşında yitirilmiştir. Aslında, bugün de pek çok sanatçının ihmal ettiği, sağlık kontrollerini düzenli yaptırmış olsaydı, kalp damarlarındaki tıkanıklıklar saptanarak tedavi edilebilir, daha uzun yaşayarak yeni yapıtlar kazandırabilirdi dağarımıza... Ablası Bedriye Tüzün’ün İstanbul’dan Ankara’ya yanına aldırdığı Tüzün’ü Radyoevi’nde oynarken kulağını ölçüp, konservatuvara başlatan beşlerimizden Ulvi Cemal Erkin, kompozisyon hocası da Necil Kazım Akses’ti. Kendi deyimiyle ablasının piyanosunu “tıngırdatarak” başlayan ilgisi, raslantıların da yardımıyla onu önemli Türk bestecilerinin arasına taşıyacaktı. Münih’te şeflik eğitimi görürken yazdığı ve orada seslendirilen pek çok eseri, iyi kritikler aldı. İstese orada kalıp, müzik yaşamını uluslararası alanda daha etkin biçimde sürdürebilirdi ama o dönüp zorunlu hizmetini yapmayı ve gelişmekte olan kurumlarımıza katkıda bulunmayı yeğlemişti. Tüzün, ölümünün 35. yılında eserleriyle yaşarken, CSO da “vefa” görevini yerine getiriyor. DOBGM ise, Tüzün’ün eserlerinin tüm devlet kurumlarınca sorunsuz çalınabilmesi için, telif haklarını alarak önemli bir görev yaptı. Lugansky aralıksız 40 dakika boyunca çaldı SELDA GÜNEYSU Hacettepe Üniversitesi yeni eğitim öğretim yılı açılışını tüm dünyanın hakkında “Lirizmi şevkle ve doğru cesaretle harmanlayan birisi” şeklinde söz ettiği dünyaca ünlü Rus piyanist Nikolai Lugansky ile açtı. Lugansky, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kongre Merkezi’nde öğrenci ve öğretim üyelerine verdiği konserde dünyaca ünlü besteci Rachmaninoff’un “Re minör Piyano Konçertosu No: 3” adlı eserini tempoyu hiç düşürmeden 40 dakika boyunca aralıksız seslendirdi. Lugansky, konserde, şef Erol Erdinç’in yönetimindeki Hacettepe Akademik Senfoni Orkestrası eşliğinde, Rahmaninof’un “Re minör Piyano Konçertosu No: 3” adlı eserini tempoyu hiç düşürmeden 40 dakika boyunca aralıksız seslendirdi. Cumhuriyet Ankara’ya konserle ilgili bilgi veren Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Reyyan Yücelen Başaran, “Rachmaninoff’un bu eseri ilk olarak 28 Kasım 1909’da, New York’ta, bestecinin kendisi tarafından seslendirildi. Eserin birinci bölümü hemen ilk ölçülerinde dinleyiciyi saran hüzünlü, dokunaklı ana tema ile başlıyor. İkinci tema ise şefkatli ve şarkılı; ana temanın hattını devam ettiriyor. Eser üçüncü bölümde de yaşam sevincini simgeleyen törensel bir finalle sona eriyor. Eser ayrıca Doğu ezgileriyle süslü” dedi. Rahmaninof’un bu eserinin “bugüne değin yazılmış en zor piyano konçertosu” olduğunun altını çizen Başaran, konserin solisti Lugansky’nin ise tüm dünyada “bu eseri en iyi seslendiren müzisyen” olarak tanındığını kaydetti. Nikolai Lugansky Ferit Tüzin İdil Biret Erol Erdinç DERS VERENLER FRANSIZCAYI konuşturuyorum ve mesleki hukuksal çeviri. 0506 300 30 75 ZAYİ NÜFUS kaybettim. Tünay ÖZEN cüzdanımı Hükümsüzdür. Telefon Eposta 4 Ekim 2012 Perşembe C M Y B C M Y B : Cumhuriyet Vakfı adına Orhan ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni : İbrahim YILDIZ Ankara Temsilcisi : Utku ÇAKIRÖZER Sorumlu Müdür : Miyase İLKNUR Sahibi Editör Sayfa Editörü Reklam Müdürü Satış Koordinasyon : Barkın ŞIK : Okan AKYÜREK : Kerim TAŞKAN : Osman ÖZER Yazışma Adresi : Cumhuriyet Gazetesi Ankara Bürosu,Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya : 0312 442 30 50 : ankcum@cumhuriyet.com.tr Yayımlayan : Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Basıldığı Yer : DPC Doğan Medya Tesisleri Dağıtım : YAYSAT Yerel ve süreli yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle