14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 30 Ekim 2012 Salı a4 Yaşam Kenti Yeniden Kurmaya Hazır mısınız? endinizi Anakent Belediye Başkanı olarak düşünün... Ya da onu istemediniz, bugün için bir ilçenin, farzı misal Çankaya’nın belediye başkanı olun. Nasıl bir kent yaşamı hayal edersiniz? Kahve içip sohbet edebileceğiniz, sokak sanatçılarının hayat kattığı hayalinizdeki meydanlar... Çukursuz yollar, bastığınız taşların altından yağmur suyu fışkırmayan “mayınsız” kaldırımlar... En zevksiz biçimiyle “mozaik kaplanmamış” binalar... Bisiklet ve yürüyüş yolları... Bizleri kentin gürültüsünden Deniz Araboğlu uzaklaştıracak, nefes [email protected] almamızı sağlayacak ve New York’un meşhur Central Park’ına özenmemizi giderecek dev yeşil alanlar... Otomobillerin korna gürültülerine, eksoz dumanına, sıkışan trafiğe, balık istifi halk otobüslerine, üçüncü dünya ülkelerine ait dolmuşlara mahkum olmamızı önleyecek çağdaş ulaşım sistemi, yani bir metro ağı... Sıraladıklarım, yaşadığımız kent, yani Türkiye’nin başkenti Ankara için ne kadar da “uzak” görünüyor, değil mi? Bugün için gerçekleştirilmesi “hayal” gibi. Bundan sonra gerçekleştirilebilir mi? Onun için de garanti veremem. Ama gerçekleşmeyecek olsa bile hayal etmemize kim engel olabilir? Hele bilgisayar oyunlarını seviyorsak! İşte SimCity. Tüm zamanların en popüler bilgisayar oyunlarından K Defilede robot dönemi Defileler her zaman büyük ilgi çekmiştir. Podyumda yürüyen manken, ister erkek olsun ister kadın, en az üzerlerinde taşıdığı giysi kadar dikkat ve ilgi çeker. Çünkü güzeldir manken. Ya da yakışıklıdır. Modacının yeni kreasyonunu merak edenler kadar, podyuma çıkan mankenlerin de hayranları vardır izleyiciler arasında. Az sonra aktaracağım gelişmeyi öğrendiğimde, “Podyum podyum olalı, böyle tatsız haber duymadım” dedim kendi kendime. Japonlar şu robot meselesinin iyice suyunu çıkardı açıkçası. Son icatları, mankenlerin yerini alacak robotlar. Bu tatsız haberi başımıza saran (!) Japonya Ulusal Gelişmiş Sanayi Bilim ve Teknolojisi Enstitüsü. “Miim” adını verdikleri bir robot geliştirdiler. Ve Enstitü’nün araştırmacısı Shuuji Kajita “iftiharla” açıkladı: “Miim mankenlik yapması için geliştirildi. İşte size bir örnek, çıktığı gelinlik defilesi.” Miim ortalama bir Japon kadının anatomisi ve fiziğine uygun şekilde üretildi. Cildinde silikon ve kauçuk, iskeletinde metaller kullanıldı. Kol uzunluğu, bacak boyu, yüz şekli... Sakın yanlış anlaşılmasın: Japonlar güzel, hem de çok güzel insanlar. Ama Miim önünde sonunda bir robot ve bir üretimin eseri. Robotun en güzeli, podyuma üzerinde en şık kıyafetle de çıksa, hatta transparan da giyse ne yazar? “Cansız manken” Vahe bile ondan daha canlı! Kajita, kendince bir “müjde” daha verdi: “Miim şarkı söyleme ve dans etme yeteneğine de sahip olacak”. Buyrun cenaze namazına! Robotların göz zevkimize “tükürdüğü” yetmedi, bir de şarkı söyleyip kulağımızı esir almaya hazırlanıyor. Haberin tek teselli edici yanı, robotun henüz yapay zekâya sahip bulunmaması. Onu da becerirlerse, korkarım ki insanoğlu kendisine yeni bir dünya aramak zorunda kalacak! TEKNO DIRDIR biri. “Efsane dönüyor” desem yeridir. Çünkü 1989 yılında ilk sürümü çıkmasından bu yana kullanıcılarını “belediye başkanı” yerine koyan ve şehirler kurduran o oyun, mart 2013’te yeni sürümüyle sahne almaya hazırlanıyor. Yeni SimCity ilk olarak 5 Mart’ta ABD’de ve hiç zaman kaybetmeden üç gün sonra da Avrupa’da meraklılarına ulaşacak. Oyunun yenilikçi yapay zekâsı, oyuncularına eski sürümlerinden çok daha gerçekçi simülasyonlar sağlamayı vaat ediyor. Altyapıya aman dikkat Bu oyunla ne mi yapabilirsiniz? Bir belediye başkanının yapabileceği her şeyi. Yetkileriniz de var, bu yetkiler karşılığında sorumluluklarınız da. Meclis’teki tartışmalı belediye kanununa nazire yaparcasına kentleri bölebilir ya da birleştirebilirsiniz. Dilediğiniz bölgeleri yatırım yaparak geliştirip, dilediklerinizi geri bırakabilirsiniz. Oyunda tek bir amacınız var: Altyapı yatırımlarına ağırlık vererek kentin değerini artırmak ve kentte ürettiğiniz yapıları en iyi şekilde yaşatmak. Başarılı olmak istiyorsanız, şehir plancılardan danışmanlık desteği almak da oyunun bir parçası. Kentin değerinin artması için, en az inşaat faaliyetleri kadar, eğitime, sanata, güvenliğe, çevreyi korumaya, itfaiye ve sağlık gibi hizmetlere de eğilmelisiniz. Tabii tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi oyunda atacağınız her adımın da maddi bir karşılığı var. O nedenle her şeyden önce borçlanırken ayağınızı yorganınıza göre uzatmalısınız. Kentten topladığınız vergileri harcarken, kendi paranızı harcıyormuş gibi hassas ve titiz davranmalısınız. İlk başta parlak fikir gibi görünen “ucube” yapıların inşasından kaçınmalısınız ki, oyunun sonunda batmayasınız. Çünkü harcadığınız para, sizin değil, kentin parası! 5N 1K Bisiklet Ankara’da bireysel olarak ya da çeşitli gruplar içinde bisiklete binenlere 5N 1K dedik. Gelen yanıtları yerimiz elverdiği ölçüde yayımlıyoruz. Katılmak isteyenler aşağıdaki soruları kısaca yanıtlayıp mümkünse bisikletli bir fotoğraflarıyla birlikte bize göndersinler. Kim; Ne zaman; Nerede; Nasıl; Ne Tür; Neden? Kim: Ezel Sezici Ne zaman: Hemen hemen her gün. Nerede: Şehrin hemen hemen her yerinde; özellikle arazi ve Eymir. Ne tür: Dağ bisikleti. Neden: Ruhumu tamamladığı için. Nasıl: Mümkün olduğu kadar kesintisiz, hatta rüyalarımda bile :) Kim: Muammer Kızak Ne zaman: Her zaman. Nerede: Kaz Dağları’nda. Ne tür: Dağ bisikleti Neden: Sağlıklı yaşamak için. Nasıl: Gece ve gündüz, dört mevsim. Pedallar Dönerken skiden bisiklete binmek çocukluğumuzun heyecanı ve keyfiydi. Ankara sokakları, rengarenk bisikletlerini daha da renkli, çeşit çeşit aksesuarlarlaziller, püsküller, aynalar, kornalar, bayraklar, jant tellerinde binbir renkli şeritler, dinamoyla çalışan fenerler ve hatta yapma çiçeklersüslemiş çocuk gruplarının neşeli bağırtılarıyla dolardı. Hemen hemen her mahallede derme çatma da olsa, merdiven altında da kalsa küçük bir bisiklet tamircisi olmasına karşın bisikletlerimizdeki Özkan Çakırlar sorunları, lastik [email protected] patlaklarını, fren pabucu ayarlarını o zamanlar kim bilir nereden bulduğumuz eski püskü aletlerle kendimiz yapmaya çalışır, ancak daha büyük ve ciddi tamirler için iki tekerli dostlarımızı harçlıklarımızın yettiği kadarıyla tamirci amcalara götürürdük. Sanırım bir şeyleri onarma konusunda yetenekli ve eli yatkın olanlarımızın geçmişinde E Yaşasın Bisiklet bisiklet tamiri önemli yer tutar. Bugüne baktığımızda, mahalle arası sokaklardaki bisikletli çocuk seslerinin azalarak da olsa varlığını koruduğunu görürken, bunlara cadde ve bulvarlarda bir süredir boy göstermeye başlayan yetişkin bisiklet gruplarının sesleri de eklenmeye başladı. Bilindiği gibi Ankara’da çok çeşitli bisiklet grupları var ve bunların hem sayıları hem de katılımcıları her geçen gün çoğalıyor. İşin güzeli, çocukluğunu bisiklet çağında geçirmiş olan bugünün yetişkinleri, grupların içinde hem nicelik hem de nitelik olarak hiç de azımsanmayacak bir yer tutarken bugünün gençleriyle omuz omuza pedal basıyorlar. Pedallar bazen spor, hareket, macera, keyif ve heyecan için dönerken, kimi zaman da toplumsal duyarlılığı artırıp farkındalık yaratmak ve çeşitli mesajlar vermek görevlerini üstleniyor. Örneklemek gerekirse: ¦ PAB Ankara 18 Ekim Perşembe akşamı pedallarını organ bağışı konusuna dikkat çekmek için döndürdü. 39 Kasım Organ Nakli Haftası öncesinde kamuoyu oluşumuna katkıda bulunmak amacıyla Başkent Üniversitesi Hastanesi’yle işbirliği yapan PAB, böylelikle çok önemli bir toplumsal konuya da parmak basmış oldu. ¦ Emekli astsubay Mustafa Yıldız 20 Ekim 2012 Cumartesi günü, 16 ay ve 33.500 kilometre sürecek olan Asya Turu için TEMAD genel merkezinden hareket etti. Tabii bir grup Ankaralı bisikletçinin eşliğinde. ¦ Başkent Bisiklet, Eymir Gölü’nün hafta sonları otomobilden arındırılması uygulamasını yerinde görmek ve kutlamak için 21 Ekim Pazar günü, yarısı güneşli, yarısı yağmurlu havada geçen turunu gerçekleştirdi. Eymir sırtlarındaki toprak patikalardan başlayan tur, gölün çevresindeki asfalt yolda devam etti. Çok değil daha bir kaç hafta öncesine kadar Eymir’in arabalar yüzünden nasıl çekilmez duruma geldiğini bilenler, yeni uygulamayla göl çevresinin tüm çukurların asfaltlanarak kapatılmasıyla birlikte bisiklet, koşu ve yürüyüşçüler için mükemmel bir parkura dönüşmesine büyük bir keyifle tanık oldular. ¦14 Ekim Pazar günü pedallar kanser araştırmalarına destek için döndü. Türk Kanser Araştırma ve Kim: Adil Hafa Ne zaman: Zaman fark etmiyor, gecegündüz. Nerede: Her yerde ama özellikle Eymir ve Çayyolu civarı. Ne tür: Yol bisikleti, halk dilinde bilinen ismiyle yarış bisikleti. Neden: Sağlık ve doğa için. Nasıl: Olabildiğince sık. Savaş Kurumu Derneği tarafından düzenlenen ve başta ODTÜ olmak üzere bir çok kuruluş tarafından desteklenen etkinlikte isteyen koşarak, isteyen yürüyerek, isteyense bisiklete binerek kanser konusunda bilinçlenme ve araştırmalara destek olma adına katkıda bulundu. Program sonrasında hızlarını alamayan bisikletçiler ODTÜ’nün birbirinden keyifli patikalarında güzel havanın tadını çıkarmaya devam etti. ¦ Bisikletli Yaşam Derneği ve Pedal Sesi bisiklet topluluklarından bir grup bisikletçi 21 Ekim Pazar günü Çubuk, Karagöl turunu gerçekleştirdi. Muhteşem sonbahar renklerinin eşliğinde basılan pedallar, bisiklet gezilerinin her mevsimde farklı güzellikler keşfetmenin en etkili araçlarından biri olduğunu kanıtlıyordu adeta. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle