01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 Ekim 2012 Perşembe Sayfa kent a3 İKLİM ÖNGEL Kurban Bayramı’nın telaşı önceki gün AŞTİ’yi de sardı. Üniversite öğrencisi Beril Talay, bilet bulamama ihtimali nedeniyle biletini 3 hafta önce aldığını söylerken, otobüs firması çalışanı Mesut Bilgin, “Eski bayramlarda AŞTİ çok daha kalabalık olurdu. Uçakların ucuzlaması sektörü bu duruma getirdi. Bileti olmayan yurttaş şu an gelse bilet bulur” dedi. Mali müşavir Ebru Eker de 6 günlük tatilinde memleketi Tokat’a gideceğini belirterek, biletini 1 ay öncesinden aldığını söyledi. Yola çıkacağı zaman ek seferlere kalmamaya özen gösterdiğini dile getiren Eker, “Bir koltuğun iki kişiye satıldığını dahi duyuyoruz. Yolculuğun zehir olmaması için herkesin bildiği firmalardan biletlerini alması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. ‘Bu bayram yoğunluk az’ Bir otobüs firmasının çalışanı Mesut Bilgin, biletini gününde almak isteyen yolcuları mağdur etmemeye çalıştıklarını ve bir şekilde yer ayarladıklarını kaydetti. Uçak biletlerinin ucuzlaması nedeniyle otobüs firmalarına rağbetin azaldığını savunan Bilgin, “Eskiden bayramlarda iğne atsan yere düşecek yer olmazdı. Şimdi durum değişti. Uçaklar ucuzladı ve insanlar uçağa yöneldi. Şimdi bir yurttaş geldiğinde bilet bulması imkânsız değil” dedi. Firma çalışanı Çetin Yüce ise çıkardıkları 4 ek seferin dahi dolduğunu kaydetti. Satışların 232428 ve 29 Ekim tarihlerinde yoğunlaştığını dile getiren Yüce, “İnsanlar ortalama 3 hafta önceden biletini aldı. Şimdi gelenin en azından Kayseri’ye bilet bulması çok zor” dedi. AŞTİ esnafına da bayram geldi AŞTİ’nin dolmasına en çok sevinenler firmalar değil AŞTİ esnafı oldu. Tekerlekli arabasıyla çay satan Selahattin Gül, satışlarının 3 kat arttığını belirtirken, yastık satan Mustafa Yılmaz, “Bayram gelince esnaf da bayram ediyor. Bir de yaz başında iş yapıyoruz, ekmeğimizi çıkartıyoruz” diye konuştu. Çocuklar kayboldu AŞTİ’nin kalabalığında bilet alma yarışına girenler ve peronlara koşuşturanlar arasında bir çocuk anne babasını kaybetti. Yurttaşların güvenlik görevlilerine teslim ettiği çocuk, korkudan ne kendi adını ne de annesinin adını söyleyebildi. Çocuğu danışmaya götüren Erdinç Doğancı, özellikle kalabalık zamanlarda bu tarz olayların yaşandığını kaydetti. AŞTİ kayıp eşya şehri! AŞTİ bünyesinde 3 yıldır hizmet veren kayıp eşya bürosunda muhafaza edilen 2400 parça eşya arasında düğün fotoğraflarından koltuk değneğine, televizyondan araba tamponuna, kar zincirinden bebek arabasına kadar yüzlerce eşya bulunuyor. AŞTİ Başmüdürü Hikmet Alpdündar, insanların yolculuk telaşıyla beraberlerindeki eşyalarını unuttuklarını, terminal binasında unutulan eşyaları tutanakla koruma altına aldıklarını belirterek, “Memleketinden getirdiği peyniri bile unutanlar var” dedi. Alpdündar, “Kayıp eşyalar arasında en fazla cep telefonu, saat, gözlük, cüzdan bulunuyor” dedi. TÜGİAD’dan bayram mesajı Türkiye Girişimci İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şube Başkanı Mansur Özdoğan, bu yıl arka arkaya kutlanacak Kurban ve Cumhuriyet bayramları nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Özdoğan, “Büyük hedefler ve aydınlık bir geleceğin peşinde olan ülkemizi Büyük Önder Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracağız” dedi. Bayram için 15 bin bayrak dağıtıldı Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, yurttaşların Kurban ve Cumhuriyet bayramlarını 15 bin bayrak dağıtarak kutladı. Belediyenin halkla ilişkiler personeli, ilçedeki 15 bin evin kapısını çalarak; “Belediyeden geliyoruz. Başkanımızın selamı ile bayram tebriğini getirdik” dedi ve içerisinde ayyıldızlı Türk Bayrağı bulunan zarfı yurttaşlara takdim etti. Fotoğraflar: Necati SAVAŞ AŞTİ doldu taştı Direniş çadırına bayram geldi İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından işine son verildiğinde işine geri dönmek için 8 ay boyunca oturma eylemi gerçekleştiren ve yaklaşık 1 ay önce süresiz açlık grevine başlayan Cansel Malatyalı’nın direnişinde mutlu sona ulaşıldı. Bayramdan 1 hafta önce İMO’nun geri adım atmasıyla işine kavuşan Cansel Malatyalı, bu bayramı direniş çadırında değil evinde, ailesiyle geçirecek. KESK, DİSK ve Türk Tabipler Birliği’nin olaya müdahil olmasıyla hızlanan süreçte işinin geri kazanan Malatyalı, “Bu 8 aylık süreçte umudumu bir an bile kaybetmedim. Haklıydım, kazanacağımı biliyordum. Ben direniş çadırımda çok zor günler geçirdim. İnsanlar sıcak evlerinde otururken, ben karda, yağmurda, hep burada ekmeğimin peşindeydim. Yıldırmak istediler, çadırımı kaldırmak istediler, polisi devreye soktular, psikolojik baskı uyguladılar ama ben vazgeçemezdim. Haksız nedenlerle kaybettiğim işimi geri almak zorundaydım” dedi. Oturma eylemine başta destek verilmediğini ama sonra sesini duyurduğunu söyleyen Malatyalı, “Benim başlattığım bu eylemi haber yapmak isteyen kurum çalışanlarının engellenmesiyle bile karşılaştık. Bazı gazete yöneticilerinin, ben ve İMO arasında geçen bu dava sürecini halka duyurmak isteyen muhabirlerini uyardığını bile duyduk. Cumhuriyet bizimle çok ilgilendi, sesimizi korkusuzca duyurdu. Çözüm sürecinde yer alan herkese, her kuruma çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. “Direnenler her zaman kazanamayabilirler, ama kazanacak olanlar direnenlerdir. İşçiydim, haklıydım, kazandım” diyen Cansel Malatyalı, gösterdiği bu 8 aylık direnişin, sesini çıkaramayan her emekçiye örnek olması gerektiğinin altını çizdi. İMO çalışanları, Cansel Malatyalı’nın direniş ve işe geri alımı süreciyle ilgili ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “İMO çalışanlarının kalbi, İMO’yu itibarsızlaştırmak isteyenlere kapalıdır” diyen çalışanlar, olagelen süreçte Cansel Malatyalı’ya destek verenleri olayları saptırarak, kurumun inandırıcılığına zarar vermekle suçladı. Yapılan açıklamanın özeti şöyle: “Bizler İMO genel merkez çalışanları olarak sekiz ay boyunca yaşananların, en yakın tanığı, mağduru ve muhatabı olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Cansel Malatyalı’nın eyleminin desteklenmesine, üstelik bunun TMMOB içerisinde politik iddialara sahip gruplarca yapılmasına şaşırmıyoruz. Ancak İMO’nun ‘işbirlikçilik, müteahhitlik, emek düşmanlığı, faşistlik’ gibi yakıştırmaları hangi zaman aralığında edinmiş olabileceğini merak ediyoruz. Sekiz ay boyunca, İMO çalışanlarının fiziki ve duygusal anlamda baskı altında tutulmasını, insanların rencide edilmesini, kalplerinin kırılmasını kabul edemiyoruz; etmemiz de mümkün değil. Bütün bu nedenlerle biz çalışılanların kalplerinin İMO’yu ve çalışanlarını itibarsızlaştırmayı amaç edinenlere ve bu uğurda amaca giden her yolu mubah gören gruplara, kurumlara, partilere ve çevrelere bir ömür boyu kapalı olacağını kamuoyuna duyuruyoruz.” C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle