13 Haziran 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sayfa 17 Ekim 2012 Çarşamba a4 Yaşam Traktör kullanan kadınları ehliyet sahibi yapmak istiyorum 2000 yıllarında markalı bir Türk traktörü üretmek için yola çıkan Erkunt Traktör, bugün Türkiye traktör üretiminin yüzde 10’luk pastasına sahip. 9 ülkeye ihracat yapıyor. Bu yıl İSO 500 listesinde 313. sırada yer alan Erkunt Traktör’ü Zeynep Erkunt’u “Kahve Molası”na konuk ettik. Traktör pazarında üçüncüyüz 2000’li yıllar traktör üretmeye karar verdiğimiz yıllardı. 50 yıl boyunca yan sanayiye üretim yaptık; nihai ürün üretelim diye yola çıktık. Bizim kendimize ait bir traktör markamız yoktu. Ankara’nın en eski sanayi kuruluşu Erkunt Döküm’de traktör için gerekli parçaların birçoğunu üretiyorduk. Kimseden lisans almadan “Biz kendi traktörümüzü üretebilir miyiz?” düşüncesiyle ve yola çıktık. Arkamızda 60 yıllık bilgi birikimi olan ve traktörlere yan sanayi parçalarını üreten Erkunt Döküm vardı. 2004 yılı Ekim ayında ilk üretimimize başladık. 2005 yılında 500, 2006’da 800 gibi satış hedefleri koyduk. Pazara bilinmeyen bir markayla çıkıyorduk. Çiftçi için traktör hayat arkadaşı gibidir. Hemen kabullenmelerini beklemiyorduk. Biz ilk yıl 500 planlarken bin 250 adet traktör satışı gerçekleştirdik. Yeni üretime başlayan bir işletme için 500 hedef koyup bin 250 satış rakamına ulaşmak bizim için çok önemliydi. biz bunun yüzde 10’unu satıyoruz. Sektörde üçüncü sıradayız. İkinci ile at başı durumdayız. Biz en iyi traktörü olalım diye hedef koyduk. Bir de bizim kendi tasarımımız olursa biz bunu başarırız dedik. Türkiye’de 31 marka satışı yapılıyor ama 5 tane üretici var. Ben sanayici olmaktan çok memnunum. Memleketimi seviyorum, yaşanan her şeye rağmen. Bizim çok sayıda mühendisimiz var ama biz hale başkasının tasarladığı otomobillere, traktörlere biniyoruz. Onlara fırsat verip yeni üretimler yapmalarını sağlamalıyız. Her memnun müşteri iki yeni müşteri getirir Türkiye’nin neresinde olursa olsun arızalanan her traktöre 4 saat içinde çözüm buluyoruz. 24 saat içinde yedek parçayı ulaştırıyoruz. Bir memnun müşteri 2 yeni müşteri getirir. Bir gayrimemnun müşteri 9 müşterinizi alabilir. Satış sonrası müşteri memnuniyetine çok önem veriyoruz. En kısa sürede sorunları çözmek için gayret sarf ediyoruz. Son iki senedir pazar üçüncülüğüne oturduk. İlk üç içerisinde olmak bizim için büyük başarı. Şimdi herkes Erkunt’un bir Türk markası olduğunu biliyor. Türkiye’de motor fabrikası olmaması Mo nedeniyle motoru ithal ediyoruz. Türkiye’nin sanayisinin gelişememe sebeplerinden en önemlisi motor sanayisinin olmamasıdır. Ülkemizin toprağına, çiftçimizin ihtiyacına uygun niteliklerde kaliteli bir traktör üretiyoruz. Zeynep Erkunt kimdir? Türkiye’nin ilk sanayicilerinden Mümin Erkunt’un kızı olan Zeynep Erkunt Armağan Ankara’da doğdu. Liseyi Ankara Koleji’nde okuduktan sonra Hacettepe Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun oldu. Üniversiteyi bitirir bitirmez çalışma hayatına başladı. Üniversitede okuduğu dönemlerde, yaz tatillerinde, şirketin çeşitli departmanlarında çalıştı. Zeynep Erkunt Armağan, 2003 yılında kurulan Erkunt Traktör fabrikasının kurucularından. Erkunt Traktör Sanayii A.Ş.’nin Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Evli ve 2 çocuk annesi. Kadınların ehliyeti yok En büyük hayalim traktör kullanan kadınlara ehliyet aldırabilmek. Çünkü traktör kullanan kadınlarımızın hiçbirinin ehliyeti yok. Bir kısmı da ilkokul mezunu bile değil. Bu konuda bir kurumla işbirliği yaparak kadınların ehliyet sahibi olmalarını hedefliyorum. Özellikle genç hanımların buna çok ilgi duyacağını düşünüyorum. Kah Krediye kefalet satışlarımızı geriletti İşletmemizde 280 kişi civarında çalışıyor. 2012’nin ilk altı ayı geçen yılla aynı düzeyde geçiyor. Bu yıl ekonomi yönetimi frene basmaya başladı. Türkiye de frene bastı. Bir küçülme ve cari açığı kapatma çabası içindeler. Bunun yanında ekonomiyi soğutma çalışmaları hızlandı. Örneğin Ziraat Bankası’nın kredi şartları her zaman ocak ayının ilk haftası açıklanırdı. 27 Mart’ta açıklandı. Yeni yürürlüğe giren Türk Ticaret Yasası’nda yer alan bir madde satışlarımızı çok etkiledi. Bu madde kredi alan kişiye iki tane kefil bulmayı ve bu kefillerinde eşlerinden izin almalarını öngörüyor. Türk çiftçisi eşlerinden izin almayı çok uygun görmüyor eşleri de mal varlıkları alınabileceği için zaman zaman bu kefalete karşı çıkıyor. Böyle olunca kredi kullanımı azaldığı için traktör satışlarımız temmuz ayından itibaren geriledi. Bu yıl sonu için hedefimizi 6 bin adet koymuştuk, böyle giderse 4 bin 800 5 bin adet ancak satış gerçekleştirebiliriz. ı las Üretim 60 binden 40 bine düşer Gelecek sene pazarı parlak görmüyorum. Gelecek yılki büyüme hedefi yüzde 5 olarak öngörülmesine rağmen yine bu sene yüzde 4 verildi. Yüzde 3,2’lere kadar geriledi. IMF’nin de yüzde 2.5’dan fazla olmayacak öngörüleri var. Yüzde 2,5’dan 5’e çıkabilmek zor görünüyor. Gelecek sene yerel seçimler var. Seçim ekonomisine girilirse ekonomi biraz canlanacaktı. O zor görünüyor. Geçen sene üretilen 60 bin traktör rakamı bu sene 40 binlerde kalacak gibi görünüyor. Eğer seçimler olmazsa önümüzdeki yılda yaklaşık aynı rakamlarda satış gerçekleşir. Dünya ekonomisinin gidişatı da çok iyi görünmüyor bu anlamda ihracat rakamlarımızda çok fazla olmayacak. Çiftçilerimizin en büyük sorunu mazot fiyatlarını yüksek oluşu. Biz Türkiye’de ilk defa, ürettiğimiz traktörün ne kadar yakıt yaktığını noter huzurunda belirledik. Bizim traktörümüz gerçekten çok düşük mazot yakıyor ama mazot fiyatlarının yüksekliği çiftçilerimizi etkiliyor. Bir diğer sorun köyden kente göçün artması ve miraslar nedeniyle toprak bölünmeleri. 4 traktörden 1’ini ihraç etmek istiyoruz 2007 yılında ihracata başladık. Türkiye’de ekonomi çok stabil olmadığı için ihracata yöneldik. Ancak dünyadaki global krizi tahmin edemedik. 25 26 ülkeye ihracat yapıyoruz ama 9’unda distribütörlüğümüz var geri kalanında birtakım firmalar kanalıyla pazarı denemeye çalışıyoruz. Önümüzdeki sene distribütör sayımızı 12 13’e çıkarmayı ve diğer girdiğimiz ülkelerde belli pazarları kazanmayı hedefliyoruz. Üretimimizin bu sene yüzde üçünü ihracata ayırdık. Önümüzdeki dönemde ihracat hedefimiz kademeli olarak ürettiğimiz her dört traktörden birini ihraç etmek istiyoruz. Yüzde 10 vergi farkı Şubat ayında bir yasa çıktı, yasasının içinde tarım makineleri imalatçıları da var. İndirilmiş KDV oranları uygulanacak diye. Biz hammaddeyi yüzde 18 ile alıp traktörü yüzde 8 ile satıyoruz. Üstümüzde sattığımız her traktörün yüzde 10’u kadar bir yük kalıyor. Eğer ihracatçıysanız yüzde 18 ile alıp sıfır ile ihraç ediyorsunuz, ihracattan doğan katma değer farkını hemen her ayın sonunda vergi dairesine başvurarak bildiriyorsunuz. Ya nakit olarak istiyorsunuz ya da diğer vergilerinizle mahsuplaştırıyorsunuz. Yurtiçinde sattığımız traktörlerde indirilmiş KDV’den dolayı üzerimize binen yükü Maliye Bakanlığı’na bir yıl içerisinde biriken rakamları topla; 15 Şubat’a kadar bunları bir araya getir; dosyaları hazırla yeminli mali müşavirlerine ver; onlar faturaları incelesin... Çok sayıda işlemden geçiyor. 89 ay sonra ancak ödeme gerçekleşiyor. Şu an şirketimizin 2010 ve 2011 yılından birikmiş 30 milyon TL’ye yakın alacağı var. Hâlâ bekliyoruz. Başvurmadığım yer, gitmediğim bakan kalmadı. Başbakan’a da mektup yazdım ancak halen sorunumuz çözülmedi. İade istemi şu an yabancı ortaklı şirketleri destekliyor; KOBİ’lerde bir şekilde destekleniyor ama orta ölçekli işletmeler desteklenmiyor. Bu ödemeleri hızlandırmanın yolu ihracattaki gibi her ay ödeyerek bu maduriyet giderilebilir. KDV’yi yeniden yüzde 18’e çıkarıp çiftçiye yüzde 10’luk doğrudan destekleme primi ya da başka bir isim altında geri ödemesi sağlanırsa bizim durumumuzdaki firmaların sıkıntıları giderilebilir. Eğer bu soruna çözüm bulunmazsa üretici firmalar bir bir kapanacaktır. Ayrıca ithalatçı firmalar yüzde 8 ile alıp yüzde 8 ile tekrar satıyorlar, olan yerli üreticiye oluyor. İSO 500 sıralamasında 313. sırada yer aldık İSO 500 sıralamasında 313. sırada yer aldık. Eğer bu alacaklarımızı devletten alabilseydik daha üst sıralarda yer alırdık. 2009 krizinde biz yatırımlarımızı durdurmadık; büyümeye devam ettik. Bunun sonucunda da yeni model traktör üretimini sürdürdük. Türk çiftçisi vefakârdır. “Eğer bu firma krizi atlatmış ve krizden güçlenerek çıkmışsa biz ona sahip çıkalım” diye düşünür. 2009 yılında 700 traktör sattık. 2010’da 3 bin traktör, 2011 yılında da 6 bin traktör satışı gerçekleştirdik. Çiftçi şöyle düşünüyor: “Bu şirket sağlam, krizde batmadı; kaçmadı. Ben bunun malının alabilirim” diyor. Biz en iyi traktörcü olalım diye hedef koyduk Türkiye’de yılda 60 bin traktör satışı gerçekleşiyor, C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle