Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 OKURKEN Türey KÖSE 8 Temmuz 2011 Cuma 366 İstanbul’u Cinayetlerle Savunmak olisiye yazarı Ahmet Ümit’in İstanbul Hatırası, İstanbul’a bir güzelleme. Dan Brown’un romanlarını çağrıştıran bu kitap, yazarın İstanbul’a bir “sevgi, saygı” armağanı. İstanbul’un talan edilmesine “edebi” bir isyan. “Şehir adına alınan bir intikam”ın romanı... Roman Sarayburnu’nda Atatürk heykelinin ayaklarının dibine bırakılan bir cesetle başlıyor. Cinayetler sürerken, kurbanlar hep tarihi mekânların önüne bırakılıyor, yanlarına da vurgulanmak istenen dönemle ilgili bir sikke konuyor ve her kurban bir sonraki maktulün bırakılacağı yerin yönünü gösteriyor. Öldürülenlerin kenti talan eden, buna katkıda bulunan akademisyenler, gazeteciler, avukatlar, işadamları olması dikkat çekici. Komiser Nevzat bu cinayetlerin izini sürerken; bir yanda İstanbul’u Savunma Derneği, diğer yanda kenti talan edenler ve işbirlikçileri “zanlı” olarak öne çıkıyor. Kentine tutkun, tarih bilincine sahip, cinayetleriyle “mesaj” verecek kadar zeki ve kültürlü katillere cinayetler çok vahşi olmasa neredeyse “anlayışla” yaklaşıyor okur. Yazar, cinayetler ve tarihsel arka planlarıyla ilgili ipucu verirken şunları söylüyor: “Hani eskiden tanrılara kurbanlar adanırmış, katiller de bu şehre sunuyorlar kurbanlarını. Üstelik seçtikleri şahıslar hiç de masum değil. Sanırım özellikle bu tür insanları seçiyorlar. İstanbul halkına bir tür mesaj veriyorlar. Bu kente zarar verene, biz de zarar veririz, demek istiyorlar. Bir tür tarih dersi de diyebiliriz buna. İşte, bu yüzden cinayetlerini bu kenti kuran hükümdarların sikkeleriyle, onların yaptıkları anıtlarla taçlandırıyorlar. Bu kenti kuran Kral Byzas, Roma İmparatorluğu’nun başkenti yapan Büyük Konstantin, aşılmaz kara surlarını yaptıran II.Teodosius, Konstantinopolis’i adeta yeniden kuran Jüstinyen...Yorgun, yaşlı ve dört yandan kuşatılmış bir ortaçağ kentinden Osmanlı payitahtını yaratan Fatih Sultan Mehmed...” Romanda adı geçen saraylar, mabetler, zindanlar, camiler okuru çağırıyor. Ayasofya ve Süleymaniye’nin arkasındaki iki kadın Teodora ve Hürrem Sultan’la ilgili öyküler etkileyici. Ayasofya’nın “aşka adanmış bir yapı” olduğunu, sütunların üzerinde Jüstinyen’le Teodora’nın isimlerini baş harfleri olduğunu öğrenince bu bilgiler ışığında Ayasofya’yı ziyaret etmek istiyor okuyucu. Ya da, Don Kişot’un yazarı Cervantes’in “amele olarak çalıştığı” Kılıç Ali Paşa Camisi’ni merak ediyor. Mimar Sinan’ın kentinin sokaklarında dolaşmak istiyor. Ahmet Ümit, kendisiyle yapılan bir söyleşide “İstanbul Hatırası, İstanbul’da yaşayanların kendi canlarını İstanbul’a hatıra etmeleri, yadigar bırakmalarıdır. Bu kitabı, İstanbul’a benden bir hatıra olsun diye yazdım. Ahmet Ümit’in İstanbul’a hatırası ve vefa borcu” diyordu. Ahmet Ümit’in İstanbul’a “hatırasını” okuyun ve bu kitabın davetine uyup İstanbul’a gidin... Bu kadim kente “bakın”, yeni bir gözle “görün”... İstanbul Hatırası, Ahmet Ümit, Everest Yayınları, 561 sayfa P ‘Grup 46 Raporu’ Ankara’da buluşan rockçılardan oluşuyor Sakarya’da‘delicesine’müzik SELDA GÜNEYSU ‘Kızlar için rockçı oldum’ Grubun vokalisti ve bas gitaristi Cem Coşkun’un NKARA Pilli Bebek, Manga, Çilekeş, Met müziğe başlama nedeni ise hayli ilginç. Bugün 50 yaropolis ve Gripin... Türk rock müziği denildi şında olduğunu, 30 yıldır çeşitli barlarda rock müzik çalğinde akla ilk gelen gruplar onlar... Hepsinin dığını söyleyen Coşkun, “Ben de aslen Antalyalıyım. yolu barlarıyla ünlü Sakarya Caddesi’nden geç Doğruyu söylemek gerekirse önceleri kızların ilgisiti. Türkiye’de bugün, “en iyi rock müzik sa ni çekmek amacıyla başlamıştım müzik yapmaya, natçıları Ankara’dan çıkar” imajının oluşmasında daha sonra müzik, özellikle de rock, tutkuya dönüşönemli bir rol oynayan Sakarya’daki barlarda, yeni bir rock tü benim için” diyor. Grubun bateristi Hüseyin ise asgrubu sahneye çıkıyor: Grup 46 Raporu... Grup üyeleri len İzmirli. Hüseyin, müziğe nasıl başladığını şu sözlernin hiçbiri, Gündüz Parıldar (gitarist), Hüseyin Keskin le anlatıyor: (batarist), Türker Özcan (vokal, bas gitar) ve Cem Coş“Liseden bu yana aklımda hep davul çalmak varkun (vokal, bas gitar), aslen Ankaralı değil. dı. Neden davul? Bilmiyorum. Ankara’ya geldim, Gündüz, Cem ve Türker uzun yıllar aynı evi paylaş çünkü aileden uzakta daha iyi müzik yapabileceğimi mışlar. Birlikte müzik yapmışlar. Kendi deyimleriyle, düşündüm. Ankara rockçılarıyla ünlü bir kentti. Bubundan bir yıl önce, “keyifli bir iş yapmak adına” gün İstanbul popüler kültürle meşgul bir kent. İzGrup 46 Raporu’nu kurmaya karar vermişler. Grup üye mir’de de sıcaktan müzik yapılmıyor.” lerinden Türker’e, “Neden müzik” diye sorduk, şöyle yaGrup üyeleri, Ankaralının çok zor beğendiğini, ancak nıtladı: beğendiğine de sahip çıktığını söylüyorlar. Hüseyin, “Aslen Adanalıyım. Küçük yaşlardan bu yana “Hatta bir keresinde gümüziğe karşı bir ilgim varzel çalmadığımız bir şarkı dı. Özellikle de rock müzinedeniyle dinleyicinin sahğe... Rock müzik konusunneye leblebi fırlattığını da Ankara’daki barların gördük” diyor. Gündüz ise çok iyi olduğunu duydum, zorunluluk nedeniyle üyeleki gerçekten de öyledir, rinden birinin değişmesi duGrubun isim babası Gündüz. Neden bu isimi bugün Ankara’dan çıkan rumunda dinleyicinin “Nekoyduklarını ise Cem şöyle anlatıyor: rock müzik gruplarının den Hüseyin, Cem ya da “Müzikle uğraşmak çok güzel. Ancak köTürkiye’de yeni bir döneTürker yok bu akşam” ditü bir tarafı var. Çok iyi para kazandırmaz me imza attığını görebiliye sorduklarını, bunun hiçsize. Özellikle de barlarda çalışmak... Çok yoruz, bu nedenle üniverbir kentte yaşanmayacağını eğlenceli görünse de zordur aslında. Hiçbir site tercihimi Ankara’dan vurguluyor. zaman garantiniz yoktur. O yüzden delilik biyana kullandım.” zim yaptığımız bir anlamda.” A ‘Eğlenceliamazor’