28 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 ANKARA AKKARA Talât HALMAN 11 Şubat 2011 Cuma 345 Halk ekmek 40 kuruştan, 50 kuruşa yükseltildi Utançlar tanç duymamak elde değil. Her ülkede nice utanılacak durum ve olaylar olduğu gibi, bizde de yüz kızartıcı gelişmeler var. Kimisi süregeliyor, sürüp gidiyor... kimisi yakın zamanların dertleri... Son birkaç haftanın utandırıcı ayıplarına bakın: Kars’taki “İnsanlık Anıtı”nı yok etme girişimi, ülkemizi “heykelyıkan” yapacak, Taliban rezaletine sürükleyecek. Uygar dünya, haklı olarak, bizi “barbar” ve “vahşi” diye yerin dibine batıracak. Rahmetli Türkan Saylan’ın hatırasını lekelemek çabası, yobazlığın en çirkin hareketlerinden biri... Eski ve çok doğru deyimle, “teeddüb etmek gerekmez mi?” Mısır’daki bozuk iktidarın halktan gelen protestolara kulak vermemesine, ayaklanmayı ezmeye kalkışmasına hükümetimiz itiraz ederken, kendi üniversite gençlerimizin, işsizlerimizin, işçilerimizin gösterilerinin copla, suyla, sopayla bastırılması affedilemez. Bayburt Belediyesi’nin “Ölülerinizi buraya gömün” davetiyle başlayan “Defin turizmi” kampanyası, acıklı bir ayıp değil mi? Davutpaşa ve Konya olaylarıyla Tuzla kazalarının yaraları kanarken, OSTİM patlamalarının bizde “ihmal iblisi”nin meydanı boş bulduğunu ispat etmiyor mu? U NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anakent Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası tarafından satışa sunulan tüm ekmek çeşitlerine 10 kuruş zam yapıldı. Buna göre, 40 kuruştan satılan 300 gramlık normal ekmek ile kepekli ve köy ekmeklerinin fiyatı 50 kuruşa yükseldi. Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, yapılan zammın hiçbir mantıklı gerekçesinin olmadığını söyledi ve uygulamanın “Tamamen zam alışkanlığından kaynaklandığını” dile getirdi. TÜDEF Genel Başkan Yardımcısı Çetin, ekmeğe yapılan zammın gerekçesinin hiç değişmediğini belirterek, “Gerekçe buğday fiyatlarının artması olarak gösterildi. Ancak buğday fiyatlarında zammı ge A Çetin:Tamamenzamalışkanlığı rektirecek herhangi bir artış söz konusu değildi. İşçilik ücretlerinde bir artış da söz konusu değil. Çünkü zaten bu işçiler asgari ücretle çalışıyor. Un fiyatlarında da artış yok” dedi. Çetin açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu uygulamanın hiçbir mantıklı gerekçesi yok. Tamamen zam yapma alışkanlığından kaynaklanıyor. Alışkın oldukları, daha fazla kâr elde etmek için yapılan bir uygulama. ‘Fırıncılar zarar ediyordu’ açıklaması da doğru değil. Çünkü bakıyorsunuz, neredeyse her gün yeni bir fırıncı açılıyor. Serbest piyasanın kuralları açısından çıkmazımız var. Tüketiciler aksi bir tavır almadıktan sonra zamlar daha da artacak. Türkiye’de hukuki anlamda bir karmaşa var. İsteyen istediği zaman zam yapıyor.” Asi Nehri Hatay’daki Asi Nehri’nde 6 Şubat Pazar günü açılışı yapılan baraj, ülkemizle Suriye arasındaki işbirliğini güçlendirecek diye umutlar doğurdu. Hayırlı olmasını dileriz. İslam âleminde, kötü yönetime, açlık ve yoksulluğa, eşitsizliğe, istibdada karşı başkaldırılar, gitgide güçlenen bir “asi nehri” olarak ilerliyor, önüne çıkan engelleri deviriyor. Onyıllarca tevekkül gösteren Müslüman toplumlar artık isyana yönelmekte. Tunus ve Mısır’dan sonra ayaklanma sırası hangi milletlere gelecek? Yemen ve Ürdün reformlara başladı bile. Cezayir, Fas ve Suriye de aynı yolun yolcusu olacak gibi. Sudan, ikiye bölündükten sonra, yeni sefalet ve felâket döneminde nelerle karşılaşacak? Pakistan’la Bangladeş, yoksulluğu birleşik olarak değil de ayrı ayrı yaşamak için 40 yıl önce bölünmüştü. Yakın gelecekteki âkıbetleri? Endonezya, Sri Lanka ve Malezya’da ayaklanmalar beklenebilir mi? Ya Lübnan’da? Irak, büyük bir ihtimalle, uzak olmayan bir gelecekte, üç ayrı devlete bölünecek. Libya ve İran gibi çağdışı dikta rejimlerini protestocular sarsacak er geç. Suudi Arabistan ve Brunei gibi akıl almaz petrol servetine sahip krallıklarda, yakınlarda kıpırdama olmaz gibi görünüyor ama, kimbilir? Çoğunluğu Müslüman olan Türki Cumhuriyetlerdeki halkın başı hoş mu – başkaldırmayacak kadar? Kara Afrika’nın zavallı Müslüman ulusları daha ne kadar sabredecek? İslam dünyasında gürül gürül akmaya başlamış olan bir “asi nehri” var. İçinde bulunduğumuz on yılda da, 2020’li yıllarda da o isyan nehri taşabilir ve önündeki engellerin çoğunu, belki hepsini aşabilir. Adaletsizlikten atalete, yoksulluktan yolsuzluğa, cehaletten sömürüye, eşitsizlikten istibdada, açlıktan işsizliğe kadar nice sorun var ülkelerimizde... Halk tahammül edemiyor artık. Özgürlük ve demokrasi istiyor. Haysiyete ve daha iyi bir hayata özlem duyuyor. Diktalardan kurtulup kendi iradesiyle yaşamaya, gelecek nesiller için daha güzel ve daha güvenli toplumlar yaratmaya can atıyor. Acaba bütün bunların gerçekleşmesi için direniş ve ayaklanma yetecek mi? Daha geniş reformlar, hatta büyük bir devrim gerekli değil mi? ‘HaydiÇocuklarOperaya’ NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çağlar Müzik Kursu’nun Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin (ADOB) katkılarıyla düzenlediği “Haydi Çocuklar Operaya” projesi yaşama geçirildi. Proje kapsamında çocuklar ilk olarak “Tosca” operasını izledi. Proje kapsamında her ay farklı temsillerin sahneleneceğini söyleyen Çağlar Müzik Kursu kurucusu Alaeddin Çağlar amaçlarının bu kültürü çocuklara aşılamak ve sanatın bu yönünü göstermek olduğunu söyledi. Çağlar, şöyle konuştu: “Bu yıl çocukları operayla tanıştırmak için çalışma A başlattık. ‘Haydi Çocuklar Operaya’ adlı projemiz ile çocukların operaya gitmelerine ön ayak olmayı amaçlıyoruz. Bu proje ile çocukları ve ailelerini operaya götürmüş olmuyoruz aynı zamanda geleceğin opera seyircisini de yetiştirdiğimize inanıyoruz. Biz bu temsiller sayesinde birçok insanın operaya olan önyargısını kırdığımızı düşünüyoruz. Öğrencilerimizi temsile götürmeden önce opera hakkında ufak bilgiler verdik. Sonrasında eseri izlediklerinde verdiğimiz bilgilerin üzerine kendilerinin de bir şeyler kattıklarını gördük. Bu mutluluğumuzu daha da arttırdı.” Projeye ilişkin ADOB Müdürü Erdoğan Davran da şunları söyledi: “Çağlar Müzik Kursu ile beraber ‘Haydi Çocuklar Operaya’ adlı proje kapsamında ilk etkinliğimizi 2 Şubat’ta sahnelenen ‘Tosca’’ operası ile gerçekleştirdik. Bu projedeki amacımız genç nesillerimize opera sanat dalını daha yakından tanıma fırsatı sunmak ve belki de geleceğe dair bu alanda bir hedef oluşturmalarında yardımcı olmaktı. Hayata geçirdiğimiz bu projenin ilk etkinliğinden sonra minik sanatseverlerimiz ve ailelerinden aldığımız olumlu tepkiler doğrultusunda yeni projelere umutla bakıyorum.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle