Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ELEŞTİRİ Eren AYSAN 7 Ocak 2011 Cuma 340 Nutuk ‘Tutkularımızvezaaşarımız’ M A SELDA GÜNEYSU nkara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) bünyesinde kurulan Modern Dans Topluluğu’nun sahneye taşıdığı “İçimizden Biri” adlı eserde, iki farklı koreografi izleyicilerin beğenisine sunuluyor. Her iki koreografi de “insanları iç dünyasında yolculuğa çıkarmayı” amaçlıyor. İlk perdede “Yaşam Ağacı”, ikinci perdede “Olmazsa Olmaz” adlı dans gösterileri sahneleniyor. “Yaşam Ağacı”nda, “Bir düş bu yaşam. Parça parça hayatları paylaştığımız suretlerin değiştiği ama yaşananların aynı kaldığı bir düş… Ve bir yolculuk. Zihnimizde canlandırdığımız ile gerçekte yaşadığımız arasında geçen kaydedilmemiş imgelerle dolu bir yolculuğa çıkıyoruz bu kez. Bu yolculuktan bize kalan anılarla bezenmiş, zamana yenik düşen hafızalardan bir kesit” anlatılıyor. Eserin koreografisi Özgür Adam İnanç’a; müziği Emre Kesim, Bach, Marcello ve Vivaldi’ye; kostüm tasarımı Gazal Erten’e; dekor tasarımı Talat Ayhan’a; ışık düzeni ise Fuat Gök’e ait. “Olmazsa Olmaz” isimli dans gösterisinde de alışveriş bağımlılığı konu ediliyor; insanların alışveriş tutkusunun parodisi yapılıyor. Bu eserin koreografisini Berk Sarıbay; müziğini Joe Mc Coy ve Özgür Can Alkan; proje tasarımı ve metni Çiğdem İnan; kostüm tasarımını Gazal Erten ve Çiğdem İnan’a; ışık düzeni ni de Fuat Gök yaptı. Tek perdelik gösterimler şeklinde hazırlanan her iki eser de özü itibarıyla insanların “tutkularını ve zaaflarını” anlatılıyor. Abdülhamitbaskısı sahnede Dünyaca ünlü piyanistimiz İdil Biret, peş peşe Bilkent Senfoni Orkestrası (BSO) ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) konuğu olacak. Biret, bugün saat 20.00’de BSO eşliğinde konser verecek. Ruşen Güneş’in (viyola) de solist olarak katılacağı konserde, J. Brahms’ın “Sonat No.2, Op. 120”; A. Pars’ın “Viyola ve Piyano için Parça” ile H. Berlioz’un “Harold en Italie (Düzenleme: F. Liszt), Op. 16” adlı eserleri seslendirilecek. Biret, 13 ve 14 Ocak’ta da CSO eşliğinde konser verecek. Şef Raoul Gruneis’in yöneteceği orkestra, Biret’le birlikte Bedrich Smetana’nın “Satılmış Nişanlı Üvertürü”, Franz Liszt’in “1. Piyano Konçertosu mi bemol majör” ile Anton Bruckner’in “7. Senfoni mi majör” adlı eserlerini dinleyicilerin beğenisine sunacak. Konserler saat 20.00’de başlayacak. Biret’in Ankara konserleri Trabzon Devlet Tiyatrosu (DT), yeni oyunları “İstibdat Kumpanyası” ile 18 Ocak’ta Ankara’ya konuk olacak. Uğur Saatçi’nin kaleme aldığı eser, Osmanlı Sultanı Abdülhamit dönemini ve bu dönemde yaşanan baskıları gözler önüne seriyor. Barış Erdenk’in yönettiği oyunun dekor tasarımı Aytuğ Dereli’ye, giysi tasarımı Medine Yavuz’a, ışık tasarımı Nihat Bahar’a, müzikleri Engin Bayrak’a, dans düzeni ise Sibel Erdenk’e ait. Fatih Dokgöz, Fatih Topçuoğlu, Zeynep Ekin Öner, Ufuk Şener, Ceyhun Gen, Şevki Çepa, Erşan Utku Ölmez, Duygu Dokgöz, Yavuz Topçuoğlu, Ömer Okatan, Nihat Bıyık’ın rol aldığı oyunun konusu ise DT’nin broşüründe “Hikâyemiz odur ki, 1876 senesi... Sultan Abdülhamit tahta çıktı bir yaz gecesi… İktidarın büyüsü, kaybetmenin korkusu... Böyledir işte İstibdat Dönemi’nde bir tiyatronun öyküsü...” sözleriyle tanımlanıyor. Eserde Tunay Uzuner, Serdar Kurutçu, Onur Sarı, Aleyna Macit, Uğur Öksüz, Barış Turan, Olgun Can Üçüncü de müzisyen olarak görev alıyor. ustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı ve sonrasında yaşananları anlattığı tarihi konuşmasından yola çıkarak oyunlaştırılan “Nutuk”, bir süredir Ankaralı izleyiciyle buluşuyor. Sedat Demirsoy’un incelikli oyunlaştırmasında ilk perdede, Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı günlerde yaşananlar, Anadolu’nun genel durumu, kongreler, İstanbul hükümetiyle ilişkiler, Millet Meclisi’nin toplanması, Milli Mücadele dönemi ve Cumhuriyetin ilanı işleniyor. İkinci perdede ise hilafetin kaldırılması, çok partili sistem denemeleri yoğunluklu olarak ele alınıyor. Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi’nin 1520 Ekim 1927 tarihleri arasında Ankara’da toplanan İkinci Kurultayı’nda 36,5 saat süren ve altı günde okunan tarihi hitabesinde ayrıntılı olarak sunduğu konular, yaklaşık iki saatlik bir sürede izleyici karşısına çıkıyor. Bu durum son derece akılcı bir kısaltmanın sonucu… Ayrıca sahne geçişlerinde olaylar arasındaki bağ somut bir biçimde kuruluyor. Bu kadar oylumlu bir metnin eklektik bir yapıda olması muhtemelken, yapılan sıkı çalışmanın sonucunda sıkıntı ortadan kalkmış görünüyor. Sedat Demirsoy, Nutuk’ta temel olarak ilk perdeyi Kurtuluş Savaşı nezdinde yaşanan olayların bir serimi olarak tasarlıyor. İkinci perdede özellikle din ve devlet arasındaki ilişkiler, hilafetin kaldırılması sırasındaki çelişkiler ise günümüze göndermelerde bulunacak biçimde yorumlanıyor. Özellikle demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik üzerinde sağlam bir biçimde duruluyor. Böylece son zamanlarda ülkemizde yaşanan çelişkilere bir anlamda Atatürk’ün bakışı da sunulmuş oluyor. Oyunda, yaşananlar daha çok hikâye boyutunda anlatılırken, anlatıma dayalı oyunculuk temel alınıyor. Yalnızca anlatıma/aktarıma dayalı oyunculuk biçemi bir oyuncu için her türlü handikabı içinde barındırır. Atatürk’ü canlandıran Yavuz Sepetçi ise fiziki olanaklarını tam anlamıyla kullanıp, oyunculuğuyla harmanlayarak bu yapının dışına çıkmış görünüyor. Zaman zaman olaylar arasındaki geçişi çok hızlı bir biçimde sunsa da, konuları aktarımında başarılı. Mavi Sahne’de seyircinin karşısına çıkan Nutuk, özellikle Cumhuriyetin temel kazanımlarını sergilemesi bakımından her yaşa hitap eden özel bir çalışma. Bir özel tiyatronun böylesine anlamlı bir görevi üstlenmesi ise takdir edilecek bir durum. Şunu da hemen belirtmek gerekiyor, Kültür ve Turizm Bakanlığı özel tiyatrolara her yıl yaptığı yardımı bu çalışmadan esirgemiş. Neden dersiniz?