Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ANKARA AKKARA Talât HALMAN 21 Ocak 2011 Cuma 342 Lafın Upuzunu uinness Rekorlar Kitabı başlıklı bir İngiliz çetelesi var. Kimisi anlamlı ama çoğunluğu saçma sapan olan rekorların kayıtları tutulur – bir saat içinde en çok sayıda sosis yemek, 100 metreyi geri geri atılan adımlarla en hızlı koşmak gibi... Televizyonda, bir aylık bir sürede, hangi ülkenin iktidar mensupları en fazla konuşma yapar başlıklı bir Guinness yarışması yapılsa, eminim, TC büyük farkla şampiyon olur. Ekranlarımızda bakanlar, politikacılar izdihamı var. Bazıları çok güzel doğaçlama yapıyor, ya da hazırlanmış konuşma metinlerini okumakta hüner gösteriyor. Gel gör ki izleyicilerin çoğunun gözünde devlet büyüklerimizin yüzü eskiyor, sesleri kulaklarda kanıksanıyor. Sık sık “Yine mi bu?” gibi usanç sözleri işitiliyor. İzleyicilerin gına getirmesi bir yana, nice seçmen haklı olarak şöyle düşünüyor: “Devlet adamlarımız meydanlarda ve ekranlarda her Allah’ın günü bu kadar uzun konuşuyorlarsa nerden vakit buluyorlar milletin beklediği işleri yapmaya?” Şunu akıldan çıkarmamak gerekmez mi? Halk bıktı aynı sözleri işitmekten: “Biz milletin efendisi değiliz, hizmetkârıyız...” “Yunus Emre’nin dediği gibi, Yaradılmışı severiz / Yaradan’dan ötürü.” Halka yeni sözler söylemek, taze düşünceler ilham etmek daha doğru olmaz mı? G Ankara Üniversitesi meslek yüksek okulu açıyor Üstelik, bu kadar bol konuşmak yüzünden, devlet adamlarımız birçok gaf ve hata da yapıyorlar. Bunca çenebazlık yerine, düşünüp taşınarak doğrudürüst ve temkinli konuşmalılar. Siyaset âlemimizde laf, laf, laftan geçilmiyor. Şart mı bu kadar uzun konuşmak? Geçen haftaki “Arena protestosu”nu iyi düşünmek gerek. İktidar, spora politika karıştırılmamalı diye diretiyor. Oysa halkın isteği, politikanın spora karıştırılmaması. Görkemli yeni bir stadyum, futbolseverleri memnun ediyor elbette. Ama, o stadyumda maç seyretmek istiyorlar, siyasal nutuk dinlemek değil. Mevlâna’nın Şebi Arus’unda da insanlarımız, Mevlevi musikisi dinleyip Âyini Şerif izlemek istiyor, politikacıların birörnek söylevlerini peşpeşe dinlemekten bıktılar artık. Türk seçmenleri sabırlıdır, naziktir, saygılıdır. Devlet adamlarımız da onlara anlayışlı, izanlı davranmalıdır. Liderlerimiz kürsüye çıkınca bu kadar uzun ve öfkeli konuşmasa olmaz mı? Dünya istatistikleri, eminim, bizim hatiplerimizin herkesten fazla, sık ve uzun konuştuğunu ispat ediyordur. Acaba şu ülkelerden hangilerinin başkanları ya da başbakanları, bizim siyasal önderlerimizden fazla konuşmaktadır TV ekranlarında ve kamuoyu karşısında? Japonya, Kanada, Hindistan, Avustralya, İngiltere, Rusya, Güney Afrika, ABD, Fransa, Finlandiya, Meksika, Brezilya, Almanya, İspanya, Bangladeş, İtalya, Yunanistan, Mısır, Şili, Yeni Zelanda, Polonya, Kore, Macaristan, İsveç, Portekiz, İrlanda, Arjantin, Çek Cumhuriyeti, İsviçre, İzlanda, Pakistan, Belçika, Endonezya...?...? 200 ülkenin tümüyle karşılaştırın Türkiyemizi... Emin olabilirsiniz ki en fazla konuşanlar, bizim liderlerimizdir. Daha az konuşsak, daha az kavga etsek, daha fazla çözüm üretsek, daha yararlı işler yapmış olmaz mıyız? Laf ebeliğinde rekor bizde, ama halkımız artık laf değil, eser istiyor. Boş laf değil, gerçek iş ve eser... NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi, Beypazarı’nın ardından Ayaş’a da meslek yüksek okulu açmayı kararlaştırdı. Ayaş Belediye Başkanı Ali Başkaraağaç, Ayaş’ın gelişiminin eğitim kurumlarıyla desteklenmesi gerektiğini, bu doğrultuda yüksekokul binasının Ayaşlılar tarafından yapılacağını dile getirdi. Başkaraağaç, yüksekokulun yapımı için belediyenin kaynaklarını esirgemeyeceğini belirterek, eğitim kurumunun ilçeye ciddi katkısının olacağına dikkat çekti. Ayaş Belediyesi’nin ilçeye bir yüksekokul kurulması için ilk girişimi Gazi Üniversite’ne oldu. Ancak girişimden sonuç alınamadı ve planlanan yere Mülteci Kampı yapıldı. Daha sonra Ayaşlılar “Mülteci Kampı değil, üniversite istiyoruz” sloganıyla kampanya başlattı. Mülteci A Ayaşlıların yüksekokulsevinci kampına ilçedeki tepki sürerken Ankara Üniversitesi Senatosu’ndan Ayaş’a Uyg u l am a l ı Rehabilitasyon ve Meslek Yüksekokulu kurulmasına kararı çıktı. ‘Binayı Ayaşılar yapacak’ Ayaş Belediye Başkanı Başkaraağaç, yüksekokul kurulması yönündeki gelişmenin ilçede sevinçle karşılandığını belirterek, okul binasının Ayaşlılar tarafından yapılacağını, kendilerinin belediye olarak arsa vereceklerini dile getirdi. Yüksekokulun Ayaş’ın kalkınması açısından önemine dikkat çeken Başkaraağaç, “Ayaş Belediye Meclisi olarak toplandık ve okul binasının yapımı konusunda karar aldık. 6 bin metrekarelik belediyeye ait bir arsanın bu iş için ayrılması da kararlaştırıldı” diye konuştu. Başkaraağaç, belediye olarak kendi öz kaynaklarını okul binasının yapımı için seferber edeceklerini anlatan Başkaraağaç, şöyle konuştu: “Ayaş halkının da projeye destek vereceğine inanıyorum. Artık yapsak demiyoruz, yapıyoruz diyoruz. Bu yüksekokul Ayaş’ın kaderini de değiştirebilir. Okulun açılmasıyla ilçemizde sosyal kültürel yaşam hareketlenir, ticaret de biraz hareketenir. Ayaş’ta bir sirkülasyon, ticari anlamda bir gelişme olacağına inanıyoruz. Okul için gelecek öğrencilerle birlikte nüfusumuz da artacak. Ayaşlıların okulun bir an önce faaliyete geçmesi için hep birlikte hareket etmesi gerekiyor.” Yüksekokula ilişkin önümüzdeki süreçte Ayaş Belediyesi ile Ankara Üniversitesi arasında bir protokol imzalanması bekleniyor. Protokolun imzalanmasının ardından 7 katlı, 600 öğrenci kapasiteli okulun yapımına hemen başlanacak.