Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 324/17 EYLÜL 2010 Başkentte 20 yıllık bir serüven: NKARA (A.A.) Yıllar önce antika mobilyaları tamir ederken Samanpazarı’ndaki bir antikacının önünde Aşık Veysel’in “Mecnunum Leyla’yı Gördüm” türküsünü dinleyerek gramofonların büyülü dünyasına adım atan Ali Olcay, 20 yıldan bu yana taş plak hayranlarını ağırlıyor. Ulus’taki Koyunpazarı Yokuşu üzerinde bulunan küçük bir dükkân, son günlerde “nerede o eski sesler” diyenlerin uğrak yeri oldu. Gramofonların, pikapların, rengarenk plakların, 45’liklerin ve eski radyoların bulunduğu Gramofon Kafe’de ziyaretçileri bazen Münir Nurettin Selçuk’un “Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan” şarkısı, kimi zaman da Zeki Müren’in “Aklımda sen fikrimde sen” şarkısı karşılıyor. Gramofonların dile geldiği kafenin sahibi Ali Olcay, ünlü halk ozanı Aşık Veysel’in “Mecnunum Leyla’yı Gördüm” türküsünü plaktan ilk kez dinlediğinde gramofona olan merakının başladığını anımsatarak, taş plaktaki cızırtılı sese olan ilgisini şöyle aktardı: “Ben yıllar önce antika mobilya restorasyonuyla uğraştığım için Samanpazarı civarında sık dolaşırdım. Bir gün bir gramofonda Aşık Veysel’in bir türküsünü duydum. Bir antikacı Gramofon Kafe A nın önünde çalıyordu. Sanki ‘Veysel Dede’ o dükkânın önüne oturmuş, türkü söylüyordu. Aşık Veysel ‘Mecnunum Leyla’yı Gördüm’ diyordu. Durdum, baktım. Gramofon öyle güzel çalıyordu ki dikkat kesildim. O ses kulağımda kaldı. Bir arkadaşla beraber gramofon tekniğini öğrendim. Taş plak dinlerken sanatçı yanınızdaymış gibi hissediyorsunuz. Bu bambaşka bir duygu, inanılmaz, büyüleyici.” Son dönemde gençlerin dijital müzikler yerine bir dönemin ünlü seslerine ait taş plaklara ilgi gösterdiğine dikkat çeken Olcay, “Gençler çok meraklı. Günümüz teknolojisinin ürünü aletlere sahip olmak kolay ama insanımız zor şeylere sahip olmak istiyor. Az bulunan plakların, 45’liklerin peşine düşüyorlar. Filmde gördükleri pikabın, duydukları müziğin peşine düşüyorlar” dedi. İkram ettiği tavşan kanı çaylarla konuklarını ağırlayan “Gramofoncu Ali”, gençleri pikap ve plak sahibi yapmanın yanı sıra onlara şarkıların, türkülerin hikayelerini de anlattığını, üniversitelerde hatta ilköğretim okullarında dinletiler düzenlediğini söyledi. Yeni neslin yıllar önce bir döneme damgasını vurmuş ünlü sanatçılara her gün daha fazla ilgi gösterdiğini belirten Olcay, gençlerin en çok aradığı plakların başında Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Hafız Burhan, Malatyalı Fahri, Diyarbakırlı Celal Güzelses, Orhan Gencebay, Neşet Ertaş’ın yer aldığını anlattı. Bazen 100 plaklık bir koleksiyonu içerisindeki 5 plak için satın aldığını ifade eden Olcay, son yıllarda taş plak ve orijinal gramofon bulmanın zor olduğunu belirterek, 20 yıldır yaptığı mesleğinin geleceğinden kuşku duymadığını ifade etti. Olcay, “Babalar toplar, çocukları satar ama torunları geri toplar” yaklaşımıyla mesleğinin ayakta kalacağını ve kızının işini devam ettireceğini ifade ederek, “Gözüm arkada değil” dedi. Arabesk müziğin kralı Orhan Gencebay’a hayranlık duyduğunu, Gencebay plaklarının kendisi için farklı bir yere sahip olduğunu belirten “Gramofoncu Ali”, Gencebay hayranlığının başlamasını ise şöyle anlattı: “Birisi dükkâna geldi, pikap satmak istediğini söyledi. Kırmızı renkli bir pikaptı. Aldım o pikabı. O pikabın içinde birkaç tane plak çıktı. Bunlardan bir tanesi de Orhan Gencebay’ın ‘Yıldız Akşamdan Doğar sın’ türkü plağıydı. Bu plakla Gencebay koleksiyonuna başlamış oldum. Daha sonra ‘Orhan Baba’nın taş plaklarını buldum. Hatta Orhan Gencebay’a götürdüm bunları, çok şaşırdı. ‘Nereden buldun bunları’ dedi.” En büyük hayalinin Orhan Gencebay’ı Gramofon Kafe’de ağırlamak olduğunu kaydeden Olcay, kısa süre sonra ünlü sanatçıların katılacağı dinletiler, özel plak günleri düzenlemeye hazırlanıyor. AFSAD’DAN KARELER BULMACAYANITLARI 1 1 2 3 4 5 6 7 8 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 M İ S K E D E F E Ş A R K İ G O R U L E M A T İ Y E T E N E K T U R T O K S A T İ A T P A A N A P I T P A A S T E T E R E L E U P L E E E A E B Ş A P M A Y A R I K A D E H A L I T E L A N Z Fotoğraf: Gülten TANYAR 9 10 11 12 13 14 15 E M U S S R A P Ç A P A R K O C A T E P M A A R A N C A İ Z H U A H L A T L I D O E M İ R T A R P A R F E B İ L E T A K U L E R A Y M N M B A Y A L P A K A İ M S E S M İ S N E E V İ A E L SedatYaşayan 10