Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KAVAKLIDERE’NİN ENGELLERİ ? Şule TÜZÜL sule.tuzul@isbank.net.tr D aha güzel bir dünya düşünü, yaşadığımız sokaktan, mahalleden ya da kentten başlatmayı amaçlayan Kavaklıderem Derneği, kurulduğu günden beri bu amaca yönelik etkinlikler düzenliyor. “24 Saat Kavaklıderem” fotoğraf çalışması, son 4 yıldır düzenlenen bir etkinlik. Herkesin katılımına açık olan bu etkinlik kapsamında, bir konu başlığı altında ve belirlenen bir gün boyunca Kavaklıdere sınırları içerisinde fotoğraflar çekiliyor, daha sonra bir sergi yapılıyor. Bu yıl düzenlenen etkinliğin konusu “Engel(siz).” Kavaklıderem Derneği ve Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nin (AFSAD) işbirliği ile “Herkes için Engelsiz Yaşam” diyen fotoğrafseverler, 12 Haziran günü, 24 saat boyunca Kavaklıdere semtindeki engelllerin fotoğraflarını çektiler. luvermiş direkler... Pek çok kaldırıma gerekli yerlerde rapma konmuştu ama bu rampalardan kolaysa bir tekerlekli sandalye ile geçin bakalım. Çoğu rampanın önüne yağmur sularının geçişi için oyuklar yapılmıştı, bir kısmı kırık döküktü, hele bir rampa vardı ki görmeye değer. Tam önüne logar kapağı konmuştu. Ama bizi en çok şaşırtan rampaların önüne arabalarını park etmiş sürücüler oldu. Karum’un önünden başladığımız yürüyüş boyunca çeşitli yerlerde engelli araç park yerleri vardı ama buralara engelli araçları değil, başka araçlar park etmişti. Bir kişiyi aracını park ederken yakalayınca ikaz ettik, aldığımız yanıt şu oldu: “Ya abla 10 dakika şuraya sakal traşı olup gelicem, idare ediver.” maceraydı. Ama başardık. Bankaların para çekme makinelerinden (ATM) yardımsız para çekmeye çalıştık, imkânsızdı. Sonra bir otobüse binme denemesi yaptık. Bir tekerlekli sandalye kullanıcısının kucaklanmadan bir otobüse binmesi mümkün mü sizce? Kaldırım kenarlarındaki mantarlar arabaların kaldırımlara park etmesini engellerken, özellikle görme engellilerin de bu kaldırımlarda yürümesini engelliyor, bunu biliyor muydunuz? Gerekli gereksiz çaldığınız kornalar, bir CP’li ya da bir ortistik için bir işkence olabilir, bunu biliyor muydunuz? Engeli olmayan insanlar için de sinir bozucu bir durum değil mi bu zaten? Güzel şeyler de oldu Tüm bu maceraları yaşarken güzel şeyler de oldu elbette. Aslında mesele engelliler ve engeli olmayanlar, biz ve siz değildik. Biz sokakta bunları yaşarken, pek çok insan bizi izledi, bize hak verdi, kimi bilmediğini öğrendiğini söyledi, kimi zaten bildiğini ve bundan sonra daha çok insanı ikaz edeceğini... Biz, “24 Saat Kavaklıderem” etkinliğine engelleri fotoğraflamakbelgelemek için yola çıkmıştık ama farkına varmadan sokakta uygulamalı bir bilinçlendirme eğitimi vermiş olduk. Hem de yüzlerce insana... Sokaktaki insanlara kendimizi anlatmış ve yüzlerce kişi ile yaşadıklarımızı paylaşmış olduk. Daha da önemlisi, yine fark ettik ki, sokaklar nasıl olursa olsun en büyük görev biz engellilere düşüyor. Sokaklara çıkmaktan vazgeçmemeliyiz, başka türlü kendimizi anlatma şansımız yok. Herkes için engelsiz yaşam dileği ile... Başkente yakışmıyor Bir grup engelli ve engeli olmayan arkadaşla birlikte biz de bu çekime katıldık. Tahmin edeceğiniz gibi, sokaklarda engel bulmak konusunda hiç sıkıntı çekmedik. Çağdaş bir ülkenin başkentine yakışmayacak öyle çok manzara ile karşılaştık ki... Neredeyse kaldırımların büyük bölümü bozuktu. Tekerlekli sandalyeyi bırakın, engeli olmayan birçok insan için de engellerle dolu sokaklar... Attığımız her adımda karşımıza ya çukurlar çıktı, ya bozulmuş zeminler ve tümsekler, ya da kaldırımın ortasına konduru Maceraydı ama başardık Kuğulu Park’ın yanında mola verdiğimiz kafe girişine de rampa yapılmıştı ama o kadar dikti ki tekerlekli sandalyedeki arkadaşlar yardımla bile o rampadan inmeye çekindiler, merdivenlerden indirilmeyi daha güvenli buldular. D&R’nin önünden Kuğulu Park’a karşıdan karşıya geçmeyi denedik. Tam bir Milli Kütüphane’den Türk Sinema Günleri Bu sayfa Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmıştır. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Kütüphane, Ankara’da sanat faaliyetlerinin azaldığı yaz aylarını Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün katkıları ile oluşturduğu “Türk Sinema Günleri” etkinliğiyle doldurmaya çalışıyor. Halka açık olan etkinlik kapsamında ödüllü Türk filmlerinin gösterimleri ücretsiz olarak yapılacak. Milli Kütüphane, sadece kitap okunan bir yer olmadığını gösteren sanat etkinliklerine yaz aylarında bir yenisini daha ekliyor. Bir yandan kasvetli bir yer olarak bilinen kütüphanenin aslında böyle olmadığını göstermek, diğer yandan da Türk filmlerinin tanıtımına katkı sağlamak için oluşturulan etkinlik “Türk Sinema Günleri” başlığı altında gerçekleştiriliyor. Etkinlik kapsamında, büyük çoğunluğu ödüllü olan Türk filmleri ücretsiz olarak sunulacak. Milli Kütüphane Başkanı Tuncel Acar, yaz aylarında gençlerin ve tüm sinemaseverlerin zamanlarını dolduracak faydalı bir etkinlik yapma düşüncesiyle yola çıktıklarını belirterek, “Hem sinemayı sevdirmek, hem de film izlemeye gelen insanların kütüphanenin ruhunu görmeleri, kitaplara dokunmalarını sağlamak için ‘Türk Sinema Günleri’ni düzenledik” dedi. Sinemaların her kesimden yurttaşların gitmesini engelleyecek ölçüde pahalı olmasından yola çıkarak 370 kişilik Milli Kütüphane Konferans Salonu’nun doğru biçimde değerlendirmek istediklerini söyleyen Acar, “Her yıl Kütüphane Haftası’nda yaptığımız bu projeyi, 2 yıl önce ilk defa yaz aylarında gerçekleştirmiştik ve büyük ilgi görmüştü. Bu nedenle bu yıl tekrar gündemimize aldık. Sinema Telif Hakları’yla görüşerek büyük çoğunluğu ödüllü olan filmlerimizi Ankaralıların beğenisine sunduk” açıklamasında bulundu. 31 Ağustos’ta başlayacak ve 15 günlük aralarla devam edecek ödüllü Türk filmlerinin gösterim çizelgesi şöyle; Devrim Arabaları (31 Ağustos 2010 12.0014.00), Dondurmam Kaymak (16 Eylül 2010 12.00–14.00), Mutluluk (30 Eylül 2010 12.00–14.00), Başka Dilde Aşk (07 Ekim 2010 12.00–14.00), Üç Maymun (21 Ekim 2010 12.00–14.00), Girdap (03 Kasım 2010 12.00–14.00) ‘Kütüphanede film de gösteriliyormuş’ Amaçlarının sinema ve kütüphaneyi sevdirmek olduğunu belirten Acar,“İnsanlar lütfen kütüphaneye gelmekten çekinmesin, okumaktan kaçmasın. Bu proje kütüphanemizi tanımayan insanlar için bir fırsat olabilir.‘Kütüphanede film de gösteriliyormuş’ diyerek gelen bir ev hanımı buradan okuyacağı kitaplar olduğunu görerek ayrılabilir. Bunu sağlayabilmek de bizim en büyük görevimizdir”dedi. 7