Katalog

BABALAR GÜNÜ ÜZERİNE ? Özlem OKTAR VAROĞLU Y. Şehir Plancısı KENT KÜLTÜRÜ Cumhuriyet Ankara 311/18 Haziran 2010 nsanlığın ilk babasından bu yana bu günün kutlandığını düşünürdüm. En azından bizim evde mutlaka hem anneler hem de babalar günü kutlanırdı. Biraz araştırdım, bu özel günün tarihçesi hakkında iki ayrı anlatı buldum. İkisi de annelerin kaybından sonra onun yerini tutmaya çalışan babaların gönlünü almak için ortaya çıktığını savlıyor. Birine göre 20. yüzyılın başlarında Batı Virginia’da yaşayan John Dowdy annesini kaybettikten sonra onun yerini alan babası için böyle özel bir gün kutlanmasını istedi. Diğer bir anlatı da şöyle: Washington’da 1910 yılında John Bruce Dodd, hayatını kaybeden annesinin ardından kendisini çocuklarına adayan babası William Smart’a özel bir gün armağan etmek istedi. Hem çalışıp hem de 6 çocuğa bakmanın zorluklarını fark eden Dodd babasının doğum günü olan 5 Haziran’ın Babalar Günü ilan edilmesi için çalıştı. Zamanla ABD’nin diğer eyaletlerine yayılan Babalar Günü için ilk resmi kutlama ise 1924’te ABD Başkanı Calvin Coolidge’in zamanında gerçekleştirildi. 1966 yılında haziran ayının üçüncü pazar gününün Babalar Günü olarak kutlanacağı resmi olarak açıklandı. Babamı yitireli 13 yıl oldu. Çoğu zaman bir hediye almazdık ama mutlaka her haziranın 3. pazarı özel bir sofra kurulurdu. Aile bir araya gelirdi olabildiğince. Aileyi bir araya getiren her gün özeldir ve kutlamaya değer kanımca. Eğer hayattaysa babanız; arayın, konuşun, yanına gidin gidebiliyorsanız ve mutlaka sarılın ona. Önemli bir iş babalık. Onurlandırın onu. İ tivali’ni başlatmama sebep de bu İstanbul’a gitmelerimden yorgun düşmelerimdir! www.iksv.org adresinde programı açıklanan festival, 120 Temmuz 2010 tarihleri arasında gerçekleşecek. Ülkemizdeki en büyük bütçeli festivallerin başındaki festivalin 17. yılı. Nice senelere diyorum ve festivalin tarihçesini kısaca paylaşmak istiyorum. Haftaya da Festival programını paylaşacağım. Festivalin Tarihçesi 1986 yılından sonra Uluslararası İstanbul Festivali programında özel bir bölüm de caza ayrıldı. Kimleri dinlemedik ki festivalde? 1988 yılında Miles Davis, zaman içinde Dizzy Gillespie, Modern Jazz Quartet, Stan Getz, Ornette Coleman ve birçok ünlü sanatçı izledi. 1994 yılından itibaren ayrı bir etkinlik olarak düzenlenen festival, cazın yanı sıra (ben her ne kadar gereksiz bulsam da) rock ve pop gibi cazın oldukça dışında konserler de içerir. Festivalin kullanışlı web sitesinden edindiğim bilgiye göre, Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nin temelleri, Chick Corea ile Steve Kujala’nın İstanbul Festivali çerçevesinde 8 Temmuz 1984 tarihinde verdiği konserle atıldı. Chick Corea’nın bir sürpriz yapıp Gayle Moran’ı izleyiciyle buluşturarak noktaladığı bu konserin yarattığı etkiyle, her geçen yıl cazın İstanbul Festivali programındaki ağırlığı arttı. Uluslararası İstanbul Caz Festivali, aralarında Eric Clapton, Norah Jones, Diana Krall, Bobby McFerrin, Randy Crawford, The Manhattan Transfer, Jan Garbarek, Keith Jarrett, Wynton Marsalis, Dizzy Gillespie, Paco de Lucia, John Scofield, Brad Mehldau, Marcus Miller, Roy Haynes, Billy Cobham, Chick Corea, Dianne Reeves, Pat Metheny, Charlie Haden, Herbie Hancock, George Benson gibi önemli sanatçıları izleyicisiyle buluşturdu. Türk cazcılar ise programda daha sık son yıllarda görülmeye başladılar – bu konuya haftaya devam edeceğim. Sanat gelecektir. Geleceğinizi koruyun. Binaları Su Basmamasını Sağlamak Kimin Görevi? Altyapı şikâyetlerimiz bitmek bilmiyor. Kısacık ama şiddetli bir yağmur yağıyor. Ne güzel, berekettir diye seviniyoruz. O da ne? Başkentin göbeğindeyiz, 40 yıllık binamızın alt katını su basıyor. Zeminden fışkırıyor pis sular. Bunun bir sorumlusu var mı acaba? Hadi bastı diyelim, mutlaka bir çözüm bulunur diye gönlümüz rahat. Olur a afet “Geliyorum” demez, gelir. İtfaiye geliyor aklımıza, arıyoruz suyu boşaltmaları için, “35 santimetrenin altındaki seviyelerle ilgilenmiyoruz” diyorlar. Ölçüyoruz, 15 santim. Anakent Belediyesi, ilgilenmiyor. Çankaya Belediyesi “Geliriz” diyor, uzun bir süre kimse gelmiyor. Başımızın çaresine bakıyoruz. Bir daha olmayacağının garantisi yok. Ama vergilerimizi düzenli ödüyoruz, bu hizmetleri nasıl oluyor da düzenli alamıyoruz? Medeni bir kültürde yaşadığımız için biliyorum, belediyemiz var, müthiş bir organizasyon. Bekliyorum, belediyemizin görevlendirdiği birileri gelecek, “Su basmış, geçmiş olsun, biz yetişemedik. Ama bir kez daha basmaması için şunların yapılması lazımdır” diyecek, yardımcı olacak, bizim de alt katımız bir daha çamurlu sularla kucaklaşmayacak. Aa tabii adresi vermeyi unuttum: Nenehatun C. No: 42 GOP. Bekliyoruz efendim. kara’dan. Güle güle gidin, eylülde gelin. Geride kalanları aldı mı yine bir düşünce? Yazın Ankara’da ne yapacağız? Önümüzdeki haftaya dek önerilerinizi ve etkinliklerinizi yazarsanız sayfamızda paylaşabilirim. Zira yoktur kentimin bir ortak buluşma noktası, bir meydanı, bir kültürsanat kiosku bilgi alabileceğimiz. Olmadı hep birlikte İstanbul’a gideceğiz yine! Dikkat, Karneler Alınıyor Hepimizin okula giden çocukları ya da yakınları var. Karne zamanı bir telaştır alır hepimizi, çünkü verilecek notlar çocuklarımızın geleceğini etkiler. O kadar etkiler ki bazı aileler gözdağı verirler çocuklarına. Bunun sonuçlarını her yıl birkaç çocuğun hayatı ile öder yurdum. Yapmayınız efendiler, çocuklarınızın karneleri kötüye gidiyorsa bunun tek sorumlusu kendileri değildir. Bu konuda bir Sosyal Sorumluluk projesi başlatılabilir diye düşünüyorum. Gelin elbirliği ile çalışalım: Karnelerimiz can almasın. BULMACA YANITLARI 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 İstanbul Caz Festivali Ankara Devlet Konservatuvarı’nda 3 yıl eğitimini aldığım klasik müzik kadar caz da tat veriyor bana. Daha özgür, daha çağdaş ve daha yaratıcı buluyorum cazı ve kent kültürünün evrensel bir parçası olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta Afyon Caz Festivali ile ilgili yazım oldukça ilgi gördü sizlerden. Bu hafta da İstanbul’daki çok önemli bir festivale, Caz Festivali’ne değineceğim. Üniversiteyi bitirdiğim sene müthiş bir haber almıştık. Gençlik yıllarımda her yaz başında İstanbul’a gitmeme neden olacak bir etkinlik başlıyordu. Ben de kişisel gelişimim ve sanat eğitimimin önemli bir parçası olarak o zamandan beri her yıl festivali takip edebilecektim. Festival dostlukları ve ortak beğeniler, birçok dost kazandırmış, dünya görüşümü genişletmiştir. Hatta Ankara Caz Fes Yazın Ne Yapacağız? Haziran geldi çattı, okullar kapanıyor, karnesini kapan tatile uçuyor. Aman ne güzel, iyi eğlenceler, güzel dinlenmeler herkese. Çoğu devlet memuru veya işçi, özel sektör ya da kamu çalışanının 1520 gün izni var. “Çocuklar Ankara’da ne yapacak” diye çoğu aile tatile giren çocukları Ankara dışına bir akrabatanıdık yanına göndermeye başlıyorlar bugün itibarıyla. Kışın ve baharlarda kentimizi dolduran 10 büyük üniversitenin öğrencileri, yaz gelirken kaçışırlar An E C A T T A R A K A R A B A H A N K A N O P T T A R E R M E R A P L A S A T T A N A L E T K L K A G O N U S R E T S U M A N T N A E P R K Z E R A C U R N O Z D O A L T R A N T F A B R M A L I U L O T Ç A P A T L U A T N R A D E L Ü F A P E N A H T A D E T A A M A N E R K S A K A N G H U Z A R E R K A N A R E S Y T E L E K P O T A R A B A R A 10