Katalog

22 ANKARA AKKARA Talât HALMAN 24 Aralık 2010 Cuma 338 DilDerneği’ndeMeltemVuralsöyleşisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dil Derneği’nce her ayın son perşembe günü düzenlenen “DilEkin Söyleşileri”nin bu ayki konuğu Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan “Şu Dağın Ardı İran” adlı kitabıyla en çok okunanlar listesine giren yazar Meltem Vural olacak. Yurttaşlarla “Yaşamın Getirdikleri ve Dil Deneyimi” başlıklı söyleşi gerçekleştirecek olan Vural, söyleşide hem İran hem de öteki ülkelere ilişkin dil ve ekin deneyimlerini, gözlemlerini aktaracak. Dil Derneği’nin Konur Sokak, numara 34/4’teki binasında, 30 Aralık Perşembe günü gerçekleştirilecek söyleşi, saat 18.00’de başlayacak. Dil Derneği, “DilEkin Söyleşileri” ile “Türkiye’ye her alanda emek veren; çabalarıyla, yapıtlarıyla varsıllaştırılan aydınlarla bir araya gelmek ve onların deneyimlerini paylaşmayı” amaçlıyor. (Etkinliğe ilişkin ayrıntılı bilgi, 425 83 60 numaralı telefondan edinilebilir.) Başkentten ‘Boşkent’e arşıdevrim, sürüp gidiyor. İlerliyor açıktan açığa ya da gizliden gizliye. Birtakım tarikatlar ve cemaatler – sayı ve malî varlık bakımından büyümekte olan bir kitle– “AntiAtatürk” diye tanımlanabilecek bir strateji uygulamakta. Ve bu yaman stratejinin başvurduğu yöntemlerden biri, Mustafa Kemal Atatürk’ün bazı eserlerini –yıkamasalar bile– yıpratmak. Başkent, baş hedef oldu diyebiliriz. Atatürk’ün yepyeni bir Türk kenti yaratmak idealine kastedenler, devletin bazı önemli kurumlarını İstanbul’a aktarmakta ısrarlı. İstanbul’un güçlendirilmeye ihtiyacı yok – tarihiyle, mimarisi ve kültürüyle, doğal güzellikleri ve gür yaratıcılığıyla, ticaretteki, sanayideki, turizmdeki egemenliğiyle, uluslararası câzibesiyle bir iktidar şehri... Devlet bürokrasisinin kurumsal araçlarını Ankara’dan kopartıp İstanbul’a göndermenin sağlayacağı yarar var mıdır ki? Merkez Bankası, İstanbul’da daha güçlü mü olacak? AntiAtatürk komplocularının gözündeki kazanç, Ankara’yı başkent olarak zayıflatmaktadır. Maksat, Cumhuriyetin yaratılarına darbe indirmek... Başkentin içini yavaş yavaş boşaltmadıkça rahat etmeyecekler. Bu gidişle Ankara, kayıplara uğrayacak. Engellemek mümkün olacak mı? Nasıl? K AbdullahBaştürkanılıyor A Şebbi Âruz! Mevlânâ Celâleddin Rumi’nin yarattığı manevi iklim, evrensel değerleriyle görkemli... Mevlânâ’nın insancıl inançlarının, “etik” ile “estetiği” birleştiren sevgi ve barış idealinin turistik ve politik amaçlarla istismar edilmesine öfke duymamak elde değil. Yobazlığa yedi yüzyıldan uzun süredir karşı koymuş olan Mevlânâ ahlâkına şimdi yobazlar takımı sahip çıkmaya çalışıyor. Fesuphanallah! Üstelik, Mevlânâ törenlerinde birtakım cahiller, yine kulaklarımızı tırmalıyor. En basit, en kolay terimlerin canına okuyan okuyana. Mevlânâ’nın ölüm günü olan 17 Aralık’ta “Şebi Arus” töreni Konya’dan TV yayınıyla bütün ülkeye sunuldu. Tasavvufun büyük düşünür ve şairi, öldüğünde Tanrının varlığına kavuşacağını, bunun bir “düğün gecesi” olacağını söylemişti. Telaffuzu hiç de zor olmayan bir terimdir “Şebi Arus”. İçindeki ünlüler (sesli harfler) kısadır, hiçbirinin uzatılması gerekmez. Gel gör ki TV ve radyolardaki spiker ve sunuculardan, devlet adamlarımızdan, hattâ âlim ve öğretmenlerimizden bazıları, ünlüleri uzatıyor. Kimisi sondaki s’yi z gibi okuyor. Oysa “düğün” anlamına “arus” ile ArapFarsTürkOrdu klasik şiirinin vezni olan “aruz” iki apayrı terimdir. Bu basit farkı ne zaman anlayacak bizim cahiller? 17 Aralık’ta TVde konuşanlar türlü türlü hatalar yaptı: Bir sunucu “Şebbi aruz” demesin mi? Bir başkası, a ile u’nun üstüne basa basa “aaaruuus” dedi defelarca. Konyalı bir yetkili, protokol konuşmasında, Mevlânâ’nın ölümünün 737. yıldönümünden “731. yıldönümü” olarak söz etti. Türlü türlü hatalar... Hazreti Mevlânâ’dan özür dilememiz gerekir. Neyse ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarında telaffuz hataları yoktu. NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sendikacı Abdullah Baştürk, ölümünün 19. yılında düzenlenen açıkoturum ve “2010 Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülü” ile anılıyor. Baştürk’ü anlatan açıkoturum, bugün 16.0017.30 saatleri arasında, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. “TEKEL Direnişi ve Sonuçları”nın konuşulacağı açıkoturuma, yazarşair Vecihi Timuroğlu, gazetemiz yazarı Şükran Soner, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Metin Özuğurlu ile “2010 Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülü” sahibi Gökhan Bulut konuşmacı olarak katılacak. Ardından da gazeteciyazar Hasan Uysal’ın sunumu ile 18.0020.00 saatleri arasında, “2010 Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülü” töreni gerçekleştirilecek. Açılış konuşmasını DİSK Genel İş Genel Başkanı Erol Ekici’nin yapacağı ödül töreninde, Türk Halk Müziği sanatçısı Arif Sağ mini konser verecek. Ayrıca, Mülkiyeliler Birliği’nde de yarın 14.0016.00 saatleri arasında, “2010 Abdullah Baştürk İşçi Edebiyatı Ödülünü”ni kazananlar, bir açıkoturumda buluşacak. Oturum başkanlığını Tuncer Uçarol’un yapacağı açıkoturumda, Çağrı Kaderoğlu Bulut ile Gökhan Bulut Mesut Çelik, Erdinç Özköylü ve Ergül Alkılıç, Alaattin Timur ve Hasan Hamsici birer konuşma yapacaklar. Ayrıca, Abdullah Baştürk anısına, Mülkiyeliler Birliği’nde açılan “Bir Madenci KasabasıArmutçuk” adlı fotoğraf sergisi, pazartesi gününe değin her gün 11.0023.00 saatleri arasında görülebilir. ADD’den öğrencilere gitardersi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Batıkent Şubesi’nce, gitar sanatçısı Levent Koşman önderliğinde, her yaştan öğrencilere gitar dersi verilecek. Levent Koşman, önceki haftalarda ADD Batıkent Şubesi öncülüğünde, Batıkent Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Kültür Merkezi’nde bir dinleti gerçekleştirmişti. Dinleti Batıkentliler tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Kültür merkezinde önemli bir konferans daha yapılacak. Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ölüm yıldönümünde anılacak. Anma töreninde, İnönü’nün kızı Özden Toker ile torunu Gülsün Toker, konuşma yapacaklar.