Katalog

18 ELEŞTİRİ Eren AYSAN 24 Aralık 2010 Cuma 338 CSO onbinlereseslenecek Ankara Arena’da ilk klasik müzik konseri amacı taşıdığı için önce ücretsiz yapılsın dedik. Sonra tamamen sembolik bir ücret koyduk. Öğrenciler konseri 2.5 TL, yurttaşlarsa 5 TL karşılığı izleyebilecekler. Bilet satışlarımız başladı. Biletler Mybilet’ten, Dost Kitabevleri’nden ve CSO’nun gişesinden temin edebililir” dedi. CSO Müdür Yardımcısı Bekir Çamcı’nın konser için üniversitelerle iletişime geçtiğini de anlatan Arslan, gelecek yıllarda da böylesine büyük konserleri Ankaralının talep edeceğini söyledi. C SELDA GÜNEYSU umhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) bir gelenek haline getirdiği özel yılbaşı konseri, bu yıl sürprizlerle dolu olacak. Ankara Tren Garı’nın karşısında yer alan Arena’nın 12 bin kişilik salonunda yapılacak konserin en ünlü konuğu Rus “Balalaykacı” Andrey Gorbachev. Dünyaca ünlü Rus sanatçılar,“Balalaykacı” Andrey Gorbachev, Ulyana Starkova (soprano), Olga Osipova (mezzo soprano), Roman Muravitsky (tenor) ve Eugeny Stavinskiy’nin (bas) katılacağı konserde orkestrayı şef Rengim Gökmen yönetecek. CSO Müdürü Tahsin Arslan, “Bu konser, tamamen halka hizmet ‘Yeni salonumuzda konser verebilsek’ Arslan, temelleri 1995’te, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından atılan ancak yıllardır bir türlü tamamlanamayan CSO’nun yeni konser salonu ile ilgili olarak da, “Keşke yeni salonumuz yapılsa da konserlerimizi spor salonlarında vermek zorunda kalmasak. Bu salon salt CSO’nun değil, Ankara’nın salonu olacak. Yurttaşlar gerçek bir konser salonunda çoksesli müziği dinlemenin keyfini yaşayacak” dedi. Yeni bina için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinden ciddi bir pay aktarıldığını söyleyen Arslan, Bakan Ertuğrul Günay’ın binanın en kısa zamanda açılması için gerekli çalışmaları başlattığını da kaydetti. avuz Turgul’un senaryosunu yazıp yönettiği “Av Mevsimi” vizyona girdi. Turgul daha önceki filmlerinde alışkın olduğumuz, Ali Nazik, Cumali, Halil gibi zihnimizden atamayacağımız karakterler yaratmanın peşine, bu defa bir cinayet masası ekibinden yola çıkarak düşüyor. Kesik kol bulan Komiser Ferman (Şener Şen), Laz İdris (Cem Yılmaz) ve antropoloji okumuş çömez polis Hasan (Okan Yalabık), zaman içinde katile adım adım yaklaşırken, yaşamlarını da ortaya koyuyor. Film, “görünen gerçek değil saklı olan değerlidir, bu yüzden olaylara başka yerden bakmayı deneyin”, “her zaman kötünün içinde iyilik kırıntısı vardır” önermelerini sunuyor izleyiciye. Kesik kolun peşinden giden polislerin karşısına sermaye piri Battal Çolakzade (Çetin Tekindor) çıkıyor. Adının tersine hayli çevik bu kötü film kişisinin, maktulle evli olması zihinleri bulandırıyor, cinayetin odak noktasında Battal Çolakzade bulunuyor. İzleyici, işadamının kızının hasta olduğunu öğrendiği anda cinayeti çözüyor, bundan sonra da filmin sona ermesini bekliyor. Y Avlanılamayan ‘Av Mevsimi’ Arslan, kimi zaman yurttaşların “bilet bulamama kaygısı” nedeniyle konserlere gelmediğini de söyledi. Arslan, “Konserlerimize öyle büyük bir ilgi var ki... Hatta bir keresinde, eski yönetimlerde bulunduğum zamanlarda, polis çağırmak zorunda kalmıştık. Çünkü yurttaşlar konsere girebilmek için kapıyı zor luyorlardı. Ancak bazı konserlerimiz de boş geçiyor. Çünkü bu durum yurttaşların zihninde ‘Konsere gitmek istiyoruz ancak bilet bulamayız’ izlenimi oluşturuyor” diye konuştu. Konserin tekrarı, 30 Aralık’ta saat 20.00’de bu kez CSO Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek. ArifDamar anılıyor ‘Mutfakcadıları’ Konya Devlet Tiyatrosu’nun (KDT) ilk tur yeni oyunları arasında yer alan “Mutfak Cadıları”, ilk turnesini Ankara’ya gerçekleştirdi. Eserin yönetmenliğini yapan Ankara DT oyuncusu Serap Sağlar, aynı zamanda “Isabel” rolüyle de izleyicilerin karşısına çıkıyor. Oyundaki “Dolly” karakterini Konya DT Müdürü Tomris Çetinel, “Stephen”i Alpay Aksum, “Kameraman Enny”i Mustafa Uzman canlandırıyor. Oyunun konusu ise şöyle: “Eskinin en yakın iki dostu, şimdinin iki düşmanı yıllar sonra televizyonda kendi sundukları bir yemek programında bir araya gelirler. Geçmişleriyle yüzleşirler ve dostluk kazanır.” Oyun, Küçük Tiyaro’da, pazar gününe dek izlenebilecek Toplumcu şair Arif Damar, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi Ankara tarafından düzenlenen etkinlikle anılacak. Etkinlik, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde, yarın 17.0020.00 saatleri arasında yapılacak. Etkinlik kapsamında ilk olarak keman ve gitar dinletisi gerçekleştirilecek. Ardından şair Zerrin Taşpınar, araştırmacıyazar Sadık Albayrak, yayıncı Özgen Kılıçarslan ve şair Ahmet Antmen’in konuşmacı olarak yer alacağı “Damar’ın Yaşamı ve Şiirleri Üzerine” başlıklı söyleşi yapılacak. Kanımca Turgul, yapımının polisiye olmasını arzu etmemiş. Eğer sıkı bir polisiye çekmek isteseydi, aksiyonu güçlü, hızlı bir film yapmaya çalışırdı. Amacı, bir cinayetin izinde olsa da, sıradan insanların ilişkileri arasındaki çatışma aralığını sorgulamak, dramatik yapıyı gerçek ile gerçek olmayan düşüncesi arasında geliştirmek. Yine de senarist – yönetmen, final için derin bir hesaplaşma içine giremiyor. Her şeyden önce, filmin sonunda Komiser Ferman’ın katilin karşısına polis memuru olarak çıkmayışı suyu bulandırıyor. Belli ki Turgul, günümüzde polis hangi sınıftan olursa olsun suçluyu yakalar demek istemiyor. Buna karşılık sınıfsal bir çözümleme de yapamıyor. Filme, antropoloji okuyan çömez polis yerleştirme nedenini anlayabilmiş değilim. Hasan sempatik yanıyla yalnızca “kasap”ın ne olduğunu sorguluyor. Kasap katil mi, yoksa et işiyle uğraşan müstakbel kayınpederi mi? Sürekli olarak et kokusu alan çaylak Hasan, sık sık Lady Macbeth gibi, ellerini silmenin, cinayetin izini üzerinden kaldırmanın peşinde. Ancak Lady Macbeth gerçekten suçludur. Oysa Hasan’ın tedirginliği orta sınıf ahlâkından, et kokmaktan, düzgün evlilik yapma arzusundan kaynaklanıyor. Bu noktada katilin değil de kasaplığın peşine düşüyor. Av Mevsimi, Muhsin Bey, Gönül Yarası, Eşkıya gibi Türk sinemasının köşetaşlarının yanında geride kalan bir yapım.