28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 328/15 EKİM 2010 ÖNCe SaĞLIK MehTapeSİNBaYRaKTaR TOBBeTÜhastanesi UzmanDiyetisyen mbayraktar@tobbetuhastanesi.com.tr Çocuklukçağışişmanlığı, NedenleriveTedavisi(2) Tedavi Planı Nasıl Olmalıdır? I Şişman çocukların zayıflama programlarına gereksinimi olup olmadığını, gerekli ise nasıl bir programa alınabileceği doktor, diyetisyen, fizyoterapist ve psikologdan oluşan bir ekip tarafından değerlendirildikten sonra karara bağlanmalı ve bu ekip tarafından kiloların kalıcı olabilmesi için en az iki yıl izlenmelidir. I Ailede şişmanlığın var olup olmadığı belirlenmeli, çocuğun ve ailenin ayrıntılı beslenme öyküsü değerlendirilmelidir. I Çocuğun, yaşı, cinsiyeti, alışkanlıkları, biyokimyasal bulguları, bir hastalığın olup olmaması ve şişmanlığın derecesi, beslenme düzenini etkilediği için tedavide kullanılacak diyet kişiye özel olmalıdır. I Vücut ağırlığını arzulanan düzeye indirmek için uygulanacak beslenme programı ile yavaş bir biçimde kilo verilmesi gerekir. Kilo fazlalığı çok değilse (kilosu 8595 percentil arasında ise) kilo kazanımı olmaksızın boy uzamasının sürdürülmesi için mevcut kilosunu koruyacak şekilde program hazırlanmalıdır. 95 percentil üzerinde ise ve bazı kan değerlerinde (kolesterol vs..) artışlar var ise kilo kaybı esas alınmalıdır. Çocuk ve genç obezlerde enerji olması gereken ağırlığa göre hesaplanmalıdır. I Çocukların almaları gereken besinler anne ve babaları ile aynıdır ama büyüme ve gelişmelerinin sağlanması için miktarları farklıdır. Çocukların günlük almaları gereken enerji miktarı çocuğun fiziksel aktivitesine bağlı olarak değişir. Ortalama 1800 ile 2000 kalori arasında verilmesi gereken enerji miktarı, 25 yaş arası çocuklarda (yaş*100) + 1000 ile hesaplanmalıdır. I Büyümenin yeniden hızlandığı gelişim evresinde düşük kalorili diyetler büyüme ve gelişmeyi engelleyeceği ve B grubu vitaminler, kalsiyum, demir gibi besin öğelerinden yetersiz olduğundan kesinlikle uygulanmamalıdır. I Yüksek proteinli şok diyetler uygulanmamalı, ilaçla zayıflama uygulamaları kesinlikle yapılmamalıdır. I Beslenme programında besin öğesi gereksinimleri yeterli ve dengeli karşılanmalıdır. Çocuklarda sağlıklı beslenmenin genel ilkeleri; besinlerde çeşitliliğin sağlanması, yağ ve şekerin sınırlandırılması, posa (lif) içeriği yüksek tam taneli tahıllar, kurubaklagiller, sebze ve meyvelere yer verilmesi, vitamin ve minerallerin yeterli düzeyde alınması ve sağlıklı vücut ağırlığının korunması ilkelerine dayanır. I Düzenli ve uygun saatlerde öğün yemeye alıştırılmalıdır. Öğün sonrası doygunluk sağlanmalı, toplam kalori 58 öğüne bölünerek verilmelidir. I Günlük beslenmesinde tüm besin gruplarına yer verilmeli, besinleri değişik tat, kıvam, renk ve çeşitlilikte sunulmalıdır. I Davranış değişikliği benimsenmeli, yanlış beslenme alışkanlıkları yerine doğru beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Beslenmesağlık ilişkisi öğretilmelidir. I Davranışsal yaklaşımların amacı yeme alışkanlıklarını, aktivitelerini, düşünme biçimlerini değiştirmektir. Davranışsal yaklaşımların temelinde bireyin kendini disipline sokması yatar. Özellikle okulöncesi dönem (16 yaş) grubu çocuklar aile bireylerini taklit ederler. Bu nedenle şişman çocukların ailelerinin beslenme alışkanlıkları incelenmelidir. Oyun, masal ve ödüller çocuğun beslenme alışkanlıklarının gelişmesini engeller. Çocuk ne yediğinin farkında olmalıdır. Çocuğun beslenme alışkanlığını etkileyen önemli bir etken de televizyondur. Okulöncesi çocuklar hareketli reklamlardan hoşlanırlar. Yiyecek ve içeceklerle ilgili reklamların çoğu şekerli ve enerji değeri yüksek besinlerdir. Diğer taraftan televizyon, çocuğu hareketsizliğe itmekte, televizyon seyrederken tüketilen pastakek türü yiyecekler de şişmanlık riskini artırmaktadır. I Anne babalar ve sağlık uzmanları sık sık çocukları övmeli, onların davranışlarını takdir ettiklerini söylemelidirler. I Yemek, ödül olarak kullanılmamalıdır. Hedefe ulaşmanın ödüllerinin neler olacağına çocuk ve aile birlikte karar verebilir; bu ödül olumlu davranışlara teşvik edici yönde olmalıdır. Örneğin, ödül olarak spor yaparken kullanacakları alet, kıyafet, top vb. hediye etmek, fiziksel açıdan daha aktif olmalarını sağlayabilir. Yiyeceği, özellikle de yüksek kalorili olanları bir ödül olarak göstermeyin, aksi takdirde onlara olan istek daha da artar. I Diyet uygulamasına ilave olarak bir egzersiz programı tedavinin başarısı açısından şarttır. Anne ya da babanın çocuğa eşlik etmesi sağlanmalıdır. Ancak şişman çocuklar çevik değildirler ve spor yaparken çabuk yorularak uyum sağlamada zorluk çekebilirler. Grup sporları sırasında arkadaşlarının performansını yakalayamayan çocuğun motivasyonu bozulmaktadır. Bu nedenle bireysel sporlar (bisiklete binme ya da ailece yapılacak yürüyüşler) önerilebilir. I Uzun dönemde, verilen kilonun korunabilmesi için egzersiz vazgeçilmez unsurdur. Egzersiz sırasında kalori harcanır. Kan basıncı, serum kolestrolü, vücut kompozisyonu, kalp ve solunum sistemi üzerinde olumlu etkileri vardır. Egzersiz obez kişinin psikolojik durumunu iyileştirir. Yağsız vücut kütlesi kaybını önler. Egzersiz haftada en az 3 kez, 30 dakika süresince ter atacak kadar yapılmalıdır. Egzersiz yoğunluğu ve süresi yavaş yavaş artırılmalıdır. I Su içme alışkanlığı kazandırmalı, hazır meyve suları ya da kolalı içecekler gibi meşrubatlardan uzak tutulmalıdır. I Yeme konusunda çocuğa baskı yapılmamalıdır. Obezitenin neden olduğu metabolik bozukluklar insulin direncinden tip 2 diabete kadar uzanan glukoz metabolizmasında bozukluklar, yüksek tansiyon, kolesterol, trigliserid yüksekliği gibi yağ metabolizması bozuklukları, ergenlikle ilgili bozukluklar (adet düzensizlikleri, kıllanmada artış, akne gibi) ortopedik bozukluklar, safra kesesi hastalıkları, karaciğerde yağlanma, siroz, erken yaşta aterosklerotik kalp hastalıklarına zemin hazırlanması, uyku bozuklukları, böbrek hastalıkları sayılabilir. Ayrıca obezitenin getirdiği psikolojik sorunların da tabloya eklediği stres durumu çok daha fazla bozmaktadır. Obez çocuk ve adolesanlar ayrıca ortopedik sorunlar ve benlik saygısı yönünden değerlendirilmelidir. Çocukluk çağında obeziteye yol açan risk etmenlerine karşı alınacak tedbirler ile obezitenin önlenmesi hem bu komplikasyonlardan koruyacak hem de ileride sağlıklı birer erişkin olmalarını sağlayacaktır. Kısaca çocukların obeziteden korunması, obezitenin oluştuktan sonra çözümlemeye çalışmaktan daha kolaydır. Çocuğun kemik yaşı, fizik muayene, kan tahlili, tiroid ve büyüme hormonları da saptanmalı, sağlıklı beslenme eğitimi verilmeli, uygun fiziksel aktivite saptanmalı ve davranış modifikasyonu geliştirilmelidir. Bu sayfa TOBB ETÜ Hastanesi tarafından hazırlanmıştır. / 292 99 00 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle