28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 280/13 Kasım 2009 ‘Metalevizyon’Ankara sokaklarında ahne Dışı Sokak Tiyatrosu Topluluğu, “metalevizyon” adlı performansıyla Ankara sokaklarında bir popüler kültürtelevizyon eleştirisi yaptı. “Güzellik sokaktadır; tiyatro sokakta” sloganıyla yola çıkan ekip, sanatı sokaklara taşıdı. Çıkış bildirisinde “Gündelik ve kişisel kavgaları, asıl olan kavgayla birleştirmek için… Kendi kuytularında saklananlara el uzatmak, gel demek S ? Alican ULUDAĞ için; geldim demek için… Sokağa çıkıyoruz, sahne dışına” diyen ekip Ankara Metrosu, Konur Sokak, Sakarya ve İzmir caddeleri, Atatürk Bulvarı, Güvenpark ve Tunalı Hilmi Caddesi’nde oynadığı oyunlarla 28 Ekim günü iki binden fazla insana ulaşarak sanatı sokağa taşımaya çalıştı. Popüler kültürün elindeki en büyük silahlardan biri olan televizyonun üzerinden eleştiri gerçekleştiren ekip, sistemin sık kullandığı bir araç olan televizyonun insanlar üzerindeki uyuşturucu, bağımlılık yaratıcı, yönlendirici ve yıkıcı etkilerini sokak performansıyla anlattı. ‘GönüllülerdenoluşantoplulukTuzla’danyolaçıktı’ TAMAMen gönüllü birlikteliğe dayanan topluluk yaklaşık bir yıl önce Tuzla Tersaneleri’ndeki greve katılmak için hazırladığı oyunla kuruldu. Topluluk başlangıçta “Böyle Düzene Sokak Tiyatrosu” adını taşıyordu. Oyunlarıyla, “baskılara karşın sendikalaşmaya çalışan işçilerin, kentsel dönüşüme karşı mücadele eden insanların, üniversitelerde baskı gören öğrencilerin” yanında oldu. Grup, daha sonra yoluna “Sahne Dışı” adıyla devam etti. Grup üyeleri bunun nedenini çıkış bildirilerinde şöyle açıklıyorlar: “Biz şimdi o sesi dinlemek, o öyküyü anlatmak için çıkıyoruz yola. Sahnemizi hayatın içine kuruyoruz. İnsana yönelmesi gereken tiyatro sanatını yabancılaştığı insana yeniden yakın hale getirmeye geliyoruz! Politik ve muhalif bir gözle sokağın olanaklarından doğan ve katılımcısıyla üretilen teatralliği birleştiren bir sokak tiyatrosu olmak için yola düşüyoruz. Duvarları hem sahneden hem insandan kaldırarak, sokağın başka bir rengi olmaya geliyoruz. Sistem içinde ötekileştirilen, kendisine yabancılaştırılan insana, unutturulan insanlığını ve unutturulan tiyatroyu hatırlatmaya geliyoruz. Hem yaşam sanatını hem tiyatro sanatını yeniden o devingen ruhuna kavuşturmak için sokağa çıkıyoruz! Sahne Dışı, ışıkların dışında kalanlara dönüyor yüzünü. Ezberlerin dışında kalanlara, sözleri ezbere gelmeyenlere… Çünkü sokak, yaşamın sonsuz değişimi içinde kaynadığı yerdir. Sanatın güzelliği sokağı şenlendirsin; sokağın güzelliği sanata yepyeni devingen bir ruh katsın diye sokağa çıkıyoruz!” Sahne Dışı bugüne kadar Mamak, Altındağ, Dikmen, Batıkent gibi birçok ilçe, semt ve çeşitli kampuslarda da oyunlar oynadı. Grup, bundan sonra sokaklarda, mahallelerde, kampuslarda hiç beklemediğiniz bir anda sizin de karşınıza çıkabilir. Keskinok’unfırçasındanAtatürkveKuvayiMilliyeDestanı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk resim sanatının Cumhuriyetle yaşıt önemli temsilcilerinden biri olan ressam Kayıhan Keskinok, dünyaca ünlü şair Nâzım Hikmet’in Türk ulusunun kahramanlık destanını anlattığı dizelerini ikinci kez “Kuvayi Milliye Destanı 2” adıyla tuvale aktardı. Galeri Sanatyapım’da açılan sergi, 20 Kasım’a dek gezilebilecek. Ressam Kayıhan Keskinok, 1923 yılında İzmir’de doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nü bitirdi. İsviçre hükümetinin bursuyla, 1960 yılında Lausanne “Ecole des BeuxArts”da çalışma olanağı buldu. 19631968 yılları arasında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde öğretmenlik yaptı. TRT Ankara Televizyonu’nda, Artistik Hizmetler Birimi’nde, dekoratörlük ve müdürlük görevlerini üstlendi. Yurtiçinde kişisel sergilerinin yanı sıra yurtdışında gerçekleştirilen karma devlet sergilerine de katıldı. İzmir ve Ankara müzelerinde, Yugoslavya Poçiteli kenti Sanatçılar Müzesi’nde, TBMM’de ve diğer resmi kuruluşlarda özel kolleksiyonlarda yapıtları da bulunan sanatçı 1982 yılından bu yana Galeri Sanatyapım kurumunda kendi adını taşıyan atölyeyi yönetiyor. Sanatçı şimdi de sanatsevlerlerin karşısına dünyaca ünlü şair Nâzım Hikmet’in, Türk ulusunun kahramanlık destanını anlattığı dizelerini resmettiği “Kuvayi Milliye Destanı 2” adlı sergisiyle çıkıyor. Sergi, Cumhuriyet Bayramı ve 10 Kasım Atatürk’ü Anma Haftası’nda açılması bakımından da önem taşıyor. Bir Cumhuriyet sanatçısı olarak Kuvayi Milliye ruhunu yakından tanıyan Keskinok, yakın tarihin en önemli destanının etkilerini resmiyle günümüze taşıyarak önemli bir görevi de yerine getirmiş oluyor. Bu, sanatçının Nâzım Hikmet ile ilk buluşması değil. Sanatçı daha önce, 2003 yılında, Nâzım Hikmet’in 100. doğum yılı etkinlikleri kapsamında, şairin şiirlerinden yola çıkarak gerçekleştirdiği tablolarını “Nâzım Hikmet’le RANdevu” isimli sergide sanatseverlerle buluşturmuş, 2004 yılında ise, konusunu yine büyük usta Nâzım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı’ndan alan “Kuvayi Milliye Destanı I” isimli sergiyi açmıştı. “Cumhuriyetle ana rahmindeyken tanıştım. Bu sergide hayal yok, gerçek var. Kalbimi koydum bu sergiye” diyen Keskinok, gençlerden yana umutlu. Genç kuşağı kendine yakın bulduğunu dile getiren sanatçı, ülkenin son yıllarda içinde bulunduğu durumdan gençler aracılığı ile kurtulabilineceğini dile getiriyor. Sergide yer alan eserlerin çoğunda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte Milli Mücadeye’yi gerçekleştiren askerler, Anadolu kadınları da var. Galeri Sanatyapım’da açılan sergi, 20 Kasım’a dek gezilebilecek. Sergi için sanatçının tablolarından oluşan bir katalog da hazırlandı. 2
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle