Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 280/13 Kasım 2009 Işın Metin ve BSO Çayyolu konserinde Politikada‘Dur!’, Sanatta‘Geç’ Demesini BilmekGerek... Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.cokm er tercihin bir bedeli vardır. Cumhuriyet Bayramı’nı, Kaş’ın meydanında, rahmetli Beyhan Cenkçi’nin diktirdiği Atatürk heykelinin etrafına düzenlenmiş masalarda yapılan olağanüstü coşkulu kutlamaya tanıklık etmenin bedelini, Ankara’daki konserleri kaçırarak ödedim. En çok da daha önce Kültür Bakanlığı yarışmasında ödül almış genç besteci Turgut Pöğün’ün “Pencere” başlıklı yapıtının Bilkent Senfoni Orkestrası’nca yapılan dünya ilk seslendirmesinde bulunamadığıma üzüldüm. Ama yapıtın kaydını edinip dinleyeceğim. Bakalım Pöğün geleceğe nasıl bir pencereden bakmış? Gene de ayağımızda Kaş tozu, bayram ertesi BSO’nun Çayyolu 2. Sanat Festivali kapanışında Çayyolu Tiyatrosu’nda şef Işın Metin yönetiminde verdiği konsere yetiştim. Böylece Kamuran Gündemir ocağından yetişmiş, değerli piyanist Emre Elivar’ı, üç gün öncesinde Brahms 2. Konçerto’da olmasa da, SaintSaens 5. Konçerto’da dinleme olanağını buldum. Elivar; duygulu bir yorumla bestecinin “Mısır Konçertosu”nda hedeflediği betimlemeleri bize derinden hissettirdi. Nil nehrinde süzülen bir balıkçı kayığı gözlerimizin önünden geçip gitti âdeta... Ardından kendimizi Kahire’nin El Halil çarşısının arabesk kalabalığı içinde hissettik, oradaki karmaşanın renkleri sese dönüşerek kulaklarımızda uçuştu. Elivar, hak ettiği alkışı veren dinleyiciyi bu kez bir Chopin icrasıyla ödüllendirdi. Yumuşacık tuşesiyle büyük bir duygu seli yarattı. Emre Elivar’ın, bir usta icracı olarak daha çok ciddiye alınması, orkestraların daha çok çağrı yapması, kurumların kendisine daha fazla resital düzenlemesi gerekiyor. Bu Cumhuriyet konserinde programda Türk Beşleri’nden Ulvi Cemal Erkin’in 1. Senfonisi yer alıyordu. H Bestecinin kızlarından İçten Erkin, İstanbul’dan gelmişti konser için... Işın Metin’in 10. Yıl Marşı için kaldırdığı bagedine koşut biçimde sofitodan iki Türk bayrağı arasında inen Mustafa Kemal portresiyle, dinleyici iyice coşkulandı. Çayyolu çevresi sâkinleri, tiyatroyu memnun terk etti. Kimileri BSO’yu ilk kez dinlemişti. Çayyolu’nda, Yenimahalle Belediye Başkanlığı’na Fethi Yaşar seçildikten sonra daha olumlu bir hava esiyor. Çevre temizleniyor, yeni parklar yapılıyor, Ahmet Taner Kışlalı heykeli çevresiyle birlikte düzenlendi, belediye bu semt festivalini de destekledi. RUS BESTECİLER HAFTASI İki orkestra CSO ve BSO, sözleşseler herhalde içinde keman konçertoları da bulunan böyle birer “Rus besteciler haftası” düzenleyemezlerdi: Çaykovski, Şostakoviç, Mussorsgki ve Prokofyef ’in yapıtları seslendirildi iki gece üst üste... Son 15 yıldır aralıklarla Türkiye’den konser alan Rus kemancı Anastasia Chebotareva, İsrailli şef Omri Hadari yönetimindeki CSO eşliğinde Çaykovski’nin keman konçertosunu seslendirdi. Vakur, tertemiz bir icra. Sadece salonun aynı yerinden aynı cep telefonunun, hem de on dakika arayla iki kez çalışı karşısında, gözlerinden öfke kıvılcımları fırlattı o kadar! 1994’te Moskova’da ünlü Çaykovski Yarışması’nı kazandıktan sonra uluslararası alandaki dolaşımını arttıran, 2000 yılından itibaren de kayıtlarıyla atak yapan Chebotareva’yı bu kez saçlarını biraz kısaltıp düzleştirmiş, 37 yaşını dengeleyen daha ağırbaşlı bir giysi içinde gördük. BSO’daki kemancı ise Koreli HyukJoo Kwun’du. Henüz 24 yaşında olmasına karşın, ardında pek çok ödülü bulunan Kwun, Korelilerin Batı’da kazandığı başarıyla iftihar ettiği bir kemancı. Nitekim, Ankara’daki Kore misEmre Elivar yonu, tüm öteki büyükelçileri konsere davet etmişti. Amerikan ve Macaristan büyükelçileri bu çağrıya uyanlar arasındaydı. Gelenlerden pişman olan bulunacağını sanmıyorum. Çünkü lirik yapısına karşın teknik güçlükleri de bulunan Prokofief’in 2. keman konçertosunu genç Koreli, elindeki 235 yıllık Guadagnini enstrümanı konuşturarak, İbrahim Yazıcı yönetimindeki BSO eşliğinde başarıyla seslendirdi. CSO’nun programında, Şostakoviç’in dünyada en fazla çalınan yapıtı olan 5. Senfonisi yer alıyordu. Omri Hadari, “büyük senfonilerin şefi” olduğunu gösterdi. Son derece parlak, coşkulu, yapıttaki ayrıntıların sergilendiği müthiş bir icra yaşandı. Kendisini konser sonrası kutladığımda, “Çok iyi bir orkestranız var. Salonu bilmem ama sahnedeki akustik de nefis, tüm grupları gayet iyi duydum. bu da beni daha çok coşturdu” dedi. Hadari, Doğuş tarafından yenilendikten sonra bu salonda ilk konserini verdi. Aslında geçen sezon da iki konser için gelmesi söz konusuydu. Ama Ankara’daki İsrail aleyhtarı gösteriler, CSO yöneticilerini ürkütmüş, geliş ertelenmişti. Hoş bu kez de sokağa taşmamak kaydıyla, aynı hava mevcuttu. İsrail Büyükelçisi Gabi Levi’nin aracına daha birkaç gün önce KTÜ’de yumurta atılmıştı! Devlet politikalarını protesto etmek başka, sanatsal dolaşım başka... Kendisi de Yahudi olmasına karşın, DoğuBatı Divanı Orkestrası’nı kuran Daniel Barrenboim’in Gazze olaylarında İsrail’i protestosu, sanatın politika, milliyet ve dinler üstü bir evrensel olgu kabul edilmesi gereğine güzel bir örnek. Nitekim, Omri Hadari, CSO’yu, Kültür Bakanı ve pek çok politikacının da izlediği Eskişehir Festivali açılışında da yönetti, hiç olumsuz bir davranış kulağımıza gelmedi. İster İsrailli olsun, ister Sudanlı, ister Rus, ister Koreli, iyi icracıları, şefleri Ankara’da hep görmek, dinlemek istiyoruz. A. Chebotareva O. Hadari Hyuk Joo Kwun 18