Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    
                
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                11 MAYIS 2025
2
EDITÖRDEN
ençlik, bir 
zamanlar deneyim, 
keşif, hata ve 
özgürlükle 
G
özdeşleştirilirdi. 
Bugünse omuzlarına büyük bir 
baskı yüklenmiş durumda.
Bu baskının ekonomik 
ve siyasi nedenleri elbette 
var. Türkiye’de genç olmak, 
giderek daha boğucu bir hal 
alıyor. Bunu yalnızca verilere 
bakarak değil, her gün gençlerle 
konuşarak da anlayabiliyoruz. 
Ancak gençleri zorlayan bir 
başka dayatma var ki bu kez 
sınırları aşan, küresel ölçekte 
işleyen bir zihinsel kurguya 
dönüşmüş durumda: Kendini 
bulma dayatması.
Şurası kesin, ergenlik ile 
başlayan gençlik bireysel 
belirsizliklerin, arayışın ve 
yanılgının çokça olduğu bir 
dönem. Bu süreç, karakterin 
oluşumu için gerekli bir 
geçiş evresi olarak görülür. 
Ancak günümüzde bu geçiş 
süreci, adeta hızlandırılmış, 
performansa dayalı bir yarışa 
çevrildi.
H
Günümüzde, gençlerin 
Derin deniz madenciliği 
üzerinde bir giyotin gibi 
sallanan baskı aracı, yaşamlarını 
kuracak adımları bir an önce 
atmaları yönündeki çağrılar. 
Kimi zaman bu çağrılar 
ekonomik özgürlük veya 
felaket getirebilir!
bireysel olgunluk gibi olumlu 
kavramlar üzerinden sunulsa 
da çoğu zaman, örneklenmiş 
BD Başkanı olan bağımlılığı azaltarak imzaladığı bu kararnameyi 
ABD’nin derin deniz 
bir “başarı modeli”nin tekrarı 
DAIRESEL 
Donald Trump, ekonomik ve stratejik yararlar uluslararası hukuku ihlal ettiği 
olmanın ötesine geçemiyor.
madenciliğine yönelik 
FLORA
geçen haftalarda sağlayabilir. Ancak bu tür gerekçesiyle kınadı. Ne var ki 
Bugünün çocukları parkta 
ülkesinin ulusal söylemler, ekosistemlerin büyük şirketlerin ve devletlerin 
politikaları, okyanus 
yalnız başlarına oynayamazken, 
A ve uluslararası geri dönülmez biçimde önceliği bu kaynakları olanaklı olan 
ergenler içlerindeki isyan hissini ekosistemlerini 
sularda derin deniz madenciliği zarar görebileceğini göz ardı en hızlı şekilde ticarileştirmek gibi 
tatmin edecek alanları ideolojik 
tehdit ediyor. Bilim 
faaliyetlerine hız vermesi ediyor. Bilim insanları, derin görünüyor. Ada ülkeleri, bilimsel 
kontrol mekanizmalarına 
için epey tartışma yaratan deniz habitatlarının bir kez veriler, yerli halklar ve çevre 
insanları, bu girişimin 
kaptırırken, “zararlı fikirlerden 
bir başkanlık kararnamesine yok edildikten sonra kendini savunucuları bu sürece yeterince 
korunmak” istenen (!) gençler 
geri dönüşü olmayan 
imza attı. Ne yazık ki bu yenileyebilmesinin binlerce yıl dahil edilmiyor.
için zaten hazırda bekleyen 
hareket küresel ölçekte sürebileceğini belirtiyor. Şu “One Earth” isimli 
çevresel zararlara yol 
kalıplar varsa, gençler kendini 
AYÇA 
yeni bir madencilik yarışını an için teknoloji bu bölgelerde sürdürülebilirlik dergisinde 
nasıl bulacak? açabileceği konusunda 
CEYLAN
tetikleyebilecek nitelikte. yapılan tahribatı “düzeltecek” yayımlanan “Yüzme bilmeden derin 
H
Kararnamenin gerekçeleri ise uyarıyor. kapasitede değil. sulara doğru yol almak: Derin deniz 
Sosyal medyada yaşıtlarının 
söz konusu ekonomik büyüme tabanı madenciliğine ihtiyacımız var 
ayca_ceylan
“yaşamı çözmüş” sürümleriyle, 
OKYANUS YAŞAMDIR!
olunca bir hayli tanıdık: mı?” başlıklı makalede derin deniz 
LinkedIn başarı hikâyeleriyle, 
Okyanuslar yalnızca 
“Teknoloji için gerekli mineraller”, “ekonomik madenciliğinin çevresel etkilerinin, 
çevreden gelen baskılarla, 
madenler için kaynak alanları değil, gezegenin 
bağımsızlık”, “enerji dönüşümü”... Ancak asıl küresel çevre ve biyoçeşitlilik politikalarıyla 
algoritmalarla örülü bir 
belleğinin önemli bir parçasıdır. Küresel iklim 
soru şu olmalıydı: Okyanusların derinliklerinde çeliştiğine dikkat çekiliyor. Aynı zamanda derin 
duvarda kendi sesini bulmak 
dengeleri üzerinde yaşamsal rol oynarlar. 
başlatılacak olan girişim insanlığın ve gezegenin deniz madenciliği 2030 yılına kadar biyolojik 
kolay değil. Hele ki bu sesin 
Karbondioksit emilimi, oksijen üretimi ve 
refahında nasıl bir iz bırakacak? çeşitlilikte net kaybın durdurulması, ekosistem 
zamanla değişebileceği, kendini 
sıcaklık düzenlemesi gibi temel işlevleri vardır. 
bütünlüğünün korunması ve yüzyıl ortasına 
bulmanın tek bir doğrusu DERIN DENIZ MADENCILIĞI NEDIR?
Kıyı ekosistemlerinde artı değerler yaratırlar. 
kadar ekosistemlerin iyileşme yoluna girmesi 
olmadığı hiç hatırlatılmıyorsa...
Denizlerde 1000-6 bin metre arasındaki Derin deniz madenciliği, bu döngülere darbe 
amaçlayan Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi’nin 
Kendini bulmak zamana, 
derinliklerinde bulunan madenleri çıkarmayı vurmakla kalmıyor okyanusları yuvası olarak 
hedefleriyle uyumlu değil.
hataya ve yalnızlığa gereksinim 
hedefleyen bu yöntem, özellikle kobalt, bilen binlerce bilinen ve henüz keşfedilmeyen 
Özetle derin deniz madenciliği, iklim 
duyar. Gençliğe bunları 
nikel, bakır ve nadir toprak elementleri gibi canlı türünü de tehdit ediyor. Hakkında görece 
değişikliği nedeniyle hassas bir durumda olan 
tanımadan nasıl özgürlük 
teknolojik açıdan değerli minerallerin peşine kısıtlı bir bilgi birikimi olan okyanus tabanlarını 
okyanusları daha da kötü bir duruma getirebilir. 
sunulabilir? düşüyor. Elektrikli araç bataryalarından güneş kazmak, sırf fiziksel değil, aynı zamanda etik bir 
Kısa vadeli kâr uğruna alınan kararlar orta ve 
Hepinize iyi pazarlar. panellerine kadar birçok “yeşil” teknolojide sorundur.
uzun vadede insanlığı bir felaketle karşı karşıya 
bu minerallerin rolü büyük. Öte yandan “yeşil Birleşmiş Milletler’in deniz hukukuna göre 
bırakabilir. Asıl zenginlik, doğanın döngülerinde 
DENIZ ÜLKÜTEKIN dönüşüm” okyanusun kalbine yapılan bir uluslararası sularda başlatılacak madencilik 
saklıdır. Onun derinliklerini yok ederek değil 
müdahaleye dönüşmemeli. Savunuculara göre faaliyetlerinin “tüm insanlığın yararı” gözetilerek 
deniz.ulkutekin@cumhuriyet.com.tr
onlarla uyum içinde yaşayarak sürdürülebilir ve 
derin deniz madenciliği, karasal kaynaklara yapılması gerekiyor. Çin, Başkan Trump’ın 
adil bir geleceği kurabiliriz.
nalitik psikolojinin kurucusu Carl İşte bu nedenle deyim yerindeyse kişisel anneden 
Anne arketipi
Gustav Jung, arketip kelimesinin iş yapan anne arketipinin ne olduğu yaşamsal 
kökenlerine ilişkin yaptığı önem taşımaktadır. 
açıklamada Platon’u referans 
ANNE KOMPLEKSI
A aldığını söyler. Dört Arketip 
Jung, anne arketipinin “anne kompleksi”nin 
isimli eserinde dikkate sunduğu “anne arketipi” 
nedeni olduğunu belirtir. Kompleks kendi içinde 
için şunları der: “Eğer ben filozof olsaydım bu 
türlere ayrılır. Erkek çocuğunun anne ile olan 
Platoncu savı sürdürür ve şöyle derdim: Bir 
ilişkisi son derece karmaşıkken konu kız çocuğu 
AYŞE ACAR
yerlerde ‘göksel bir yerde’ analıkla ilgili tüm 
olduğunda kompleksin saf olduğunu ve karmaşık 
fenomenlerin öncesinde ve üstünde olan bir anne 
olmadığını belirtir. 
ilk imgesi var.” (*)
Kadında “anneyle özdeşleşme” ve “anneye karşı direnç” 
Jung, tüm insan eylemlerinde “a priori” (doğuştan 
şeklinde tanımladığı kompleksi kendi yaşantımızda 
gelen) bir etken olduğunu belirtir. Bu etken “psişe”nin 
veya çevremizde gözlemlememiz mümkündür. Anneyle 
doğuştan gelen, bu neden bilinç öncesi ve bilinçdışı olan 
özdeşleşen kadınlarda dişilik özellikleri felce uğrarken 
yapısıdır. Jung’a göre yeni doğmuş bir bebek, uygun 
anneye karşı direnç sergileyen kadınlarda dışavurum 
koşullar sağlandığında her şeyin üzerine yazılacağı boş 
özetle “Nasıl olursam olayım annem olmayayım!” 
bir levha değildir, son derece karmaşıktır. Bilinç öncesi 
biçiminde kendini gösterir. Sözü edilen direnç, özerk 
psişenin bize boş veya karanlıkmış gibi görünmesinin 
bir birey yaratmaya katkı sunmanın tersine birey oluşun 
nedeni onu doğrudan göremiyor olmamızdan kaynaklıdır. 
iptaline neden olma riski taşımaktadır.
Sorunun açıklığa kavuşturulması için “arketip” 
Anne kompleksi elbette yalnızca olumsuz etkilere sahip 
kavramını kendi görüşlerinin merkezine koyar Jung. 
değildir. Kompleksin olumlu yanlarının başında anne 
Arketip hakkında “evrensel bilginin sembolik verisidir” 
imgesinin dünya ile ilişkiye katkı sunması gelir. Annenin 
diyebiliriz. Adem ve Havva, cennetten kovulma, Habil 
doğa kadar tanıdık ve aynı zamanda yabancı, sevgi, şefkat 
ve Kabil anlatıları birer arketiptirler. Arketipler bize, 
dolu ve aynı zamanda acımasız oluşu insanın dünyaya 
bilinçdışına ilişkin pek çok şey söyleyen ilk imgeler, 
aşina olmasını mümkün kılar. Anne, bu dünyanın bizdeki 
biçimsel unsurlardır. İlk imge olarak betimlenmesinin 
temsilidir. Belki de bu nedenle annenin ölümü dünyanın 
nedeni tamamen türe özgü olmalarından kaynaklanır.
yıkılması düzeyinde bir etki yaratır. 
Jung, bu ilk imgelerden biri olan anne arketipinin 
Bilinçdışının üzerimizde bu denli etki ediyor olması 
sayısız tezahürü olduğunu belirtir. Kişisel anne, üvey 
ürkütücü gelebilir ancak İbni Arabi’nin şu sözünü 
anne, kayınvalide, ilişki içinde olunan herhangi bir kadın, 
de hatırlamakta yarar var: “İnsan uyanıncaya kadar 
Tanrıçalar, bakire Meryem, Sophia ve daha niceleri. 
gezegenler (bilinçdışı) ona tesir eder, uyandıktan sonra o 
Açıklamalarının başında ise kişisel anne figürüne 
gezegenlere tesir eder.”
sınırlı olarak atıfta bulunduğunu söyler. Literatürde tasvir 
edildiği üzere çocuk psişesi üzerindeki bütün etkilerin tek 
kaynağı kişisel anne değil anneye yansıyan arketiptir. Bu 
Emilie Preiswerk, oğlu Carl Gustav Jung ile birlikte.
* Carl Gustav Jung, Dört Arketip, Metis Yayınları.
arketip kişisel mitolojik (bilinçdışı) bir arka plan sağlar. 
            
    
