06 Ocak 2025 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 nisan 2024 6 Usta oyuncu tiyatrodan ekranlara uzanan yolculuğunda başarıyla taçlanan öyküsünü anlattı ‘Çağatay ailemden gibi’ açin Ceylan, tiyatro İşime duyduğum üç sahnesinde yıllardır saygı ve tutkunun “Gaddar”ın oyun sergilediği usta bir gereğiydi. dişli annesi oyunculuğunu Cesur olmayı geliyor L ekranlara ve risk Fatma’yı taşıdığından beri almayı u Bu yıl sahnedeki oyunlarınızdan oynayan milyonların tanıdığı, yer söz ederseniz neler söylersiniz? öğreten aldığı yapımlara kalite üç yerli oyunun müjdesini verebilirim. bir süreç... Laçin Biri ağustos ayında, diğerleri de katan bir isim oldu. Sanat Ceylan arka arkaya sonbaharı karşılayacak. Şu sıralar Gaddar’da alanlarındaki neden bu Ayrıca sahnemizde konuk oyunların Dağhan’ın (Çağatay bütün çağatay gösterimlerini, provalarını, oyunculuk Ulusoy) annesi Fatma’ya disiplinler ulusoy yapımda eğitimi atölyemizi ve bazı etkinlikleri yaşam veriyor ve izleyici için gelişmenin yer almayı ağırladık, ağırlıyoruz. Pandemi motorudur risk almak. ikisinin sahnelerini çok seviyor. öncesi yaptığımız kısa film ve Çıkan işlerin kalitesine Ceylan’a bu sevginin nedenini tercih belgesel günlerine tekrar sordum ve tiyatro sahnesi için de yansıyor... Virginia Woolf’un “Kendine Ait ettiğini geri döneceğiz. gelecek planlarını konuştuk. Bir Oda”sı gibi kendime ait bir özgürlük alanı anlattı. Bitiyatro. u Proje seçerken çok titiz olduğunuzu biliyorum. Gaddar’ı neden tercih ettiniz? TiyaTro bir buluşmadır Kadrodan yönetmene, yapıma, senaryoya u Sizce pandemiden sonra tiyatronun değerini kadar her şeye dikkat etmeye çalışıyorum. daha iyi anladık mı? Burada da bütün bu söylediğim Bence anladık. Her şeyi evden noktaların kalitesi olmasının yanında çıkmadan yapmanın bedelini her ana-oğul ilişkisi ile birlikte Fatma’nın açıdan ödedik. Evden çıkmanın, içinde büyüttüğü öfkesi bana ilginç ve buluşmanın değeri yeniden anlaşıldı denemeye değer geldi. ki tiyatro her şeyden önce bir u Fatma izleyici tarafından da ilgi buluşmadır. Tiyatro seyircisi salona çekici bulunuyor ve izleyici Fatma ve oğlu sadece seyretmek için değil o oyuna Dağhan’ın birlikte olduğu sahneleri çok katılmaya, onun gizli ya da açık bir seviyor. Çağatay Ulusoy’la bu etkileşimi deniz parçası olmaya girer. Sahnedeki oluşturmak için nasıl bir hazırlık yaptınız? ülkütekin oyunculardan başka bir diğer oyuncu Çağatay ile 2015’de “Delibal” filminde gibidir seyirci. Bu olağanüstü sessiz anne oğul oynamıştık ama bu çalışmada ve gizli işbirliğinin enerjisi aynı mekân içinde sanki uzun yıllardır devam eden bir güzel oldukça ancak sihire ve büyüye dönüşür. iletişim oldu, ailemden gibi hissediyorum onu. u Bir röportajınızda tiyatronun doğasıyla ilgili Herkes sete, düşünmüş ve çalışmış gelince kalite buna benzer bir betimlemeniz vardı... “Aslında değişiyor. Elbette en başta provalar da yaptık oyuncularla seyirciler sessiz bir işbirliği yaparlar ikimizin de işine gösterdiği disiplin ve sevgi tiyatroda. O oyundaki her şeyin ‘gerçek böyle olsaydı’ uyuştu. varsayımı üzerine sessiz bir anlaşma yaparlar. Acayip u Bitiyatro’yu nasıl tanımlarsınız? Sizin için ne bir birlikteliktir bu” demiştiniz. Peki günümüzün ifade ediyor? Özel tiyatro sahibi olmakla devlet veya internet, sosyal medya, 4K görüntü teknolojileri gibi şehir tiyatrosu sanatçısı olmak arasında mesleğe gelişmeler üzerine şekillenen algısı, bu anlaşmayı bakış açısından nasıl farklar var? nasıl dönüştürüyor? Bitiyatro benim 10 yaşına gelmiş bir çocuğum. Bu anlaşmanın değerini daha da çok büyütüyor Düşüncenin, yaratıcılığın özgürce dolaştığı bir bence. Bu mecraların seyirciyi hangi konuma mekân, bir kültür-sanat merkezi her şeyden oturttuğu önemli... Tiyatronun gücü önce insanı önce. Kurumsal yapılarda özellikle geçen uzun merkeze oturtmak bana göre... Tiyatronun yıllardan sonra öğrenmenin ve risk almanın anlatım olanakları imgeler üzerine kurulduğu durduğunu fark etmiştim gençliğimde. Alternatif zaman en güçlü oluyor, yeni teknolojik olanaklar bir alan oluşturmazsam memurlaşmanın rol çalmadığı ve çok dikkat ederek iyi eleyerek tehlikesiyle karşılaşacağımı hissettim ve böyle kullanılabilir elbet ama öncelik insan ile insanı bir mekân ve topluluk kurma ihtiyacı duydum. yüz yüze getirmek, buna hizmet etmek lazım. Hâlâ çatışmaların hükmettiği dünyamızın geçen yüzyılına savaş sonrası bölünmüş kimlikler üzerinden bir bakış Ölümcül Kimlikler: The Sympathizer merika’da, Vietnam Savaşı denildi. Vietnam’da ise Amerikan Savaşı.” “A Pulitzer ödüllü yazar Viet Than Nguyen’un, 1963’te başlayan ve Ay’A SeyAHAt 10 yıllık bir sürede Batı ve Doğu Blokları arasındaki ikinci sıcak çatışmaya sahne olan Vietnam Savaşı’nın çelişkilerini anlattığı “The Sympathizer”, ana temasını belli etmek istercesine BAşAk BıçAk bu sözlerle açılıyor. basakbicak Korkunç ve yıkıcı @gmail.com sonuçlarının ötesinde Downey Jr.’ın Vietnam Savaşı’nın “Amerikanlaştırılmasına” karşı çıkan ve tam da bu yüzden, ana karakterini iki ülke arasında kalmış bir oyunculuğu kahraman üzerine kuran romanın, Park Chan-wook tarafından uyarlanan dizisi Kaptan’ı canlandıran Hoa Xuande, geçtiğimiz günlerde ilk bölümüyle Blu ölümün musallat olduğu bir ruh ve TV’de gösterime girdi. karakter olarak rolünde büyüleyici ve Downey Jr.’nin şekilden şekle Kap Tanın i Tirafları giren performanslarıyla öykü daha Vietnam Savaşı’nın peşi sıra gerçekleşen da renkleniyor. Başından sonuna ve Güney Vietnam’ın başkenti Saygon’un bir solukta izlendiğinde kesinlikle epey dokunaklı bir düşüşüyle açılan dizi, sürükleyici ancak bütününe işkenceyi, toplu katliamları, savaş suçlarını -hatta dizinin yapımcılarından biri olan Kaptan isimli ana karakterinin itirafları bakıldığında bölümler halinde değil aynı zamanda bireyler üzerindeki Robert Downey Jr.’ın dörtten fazla ve anlatısı çerçevesinde biçimleniyor. yayımlanması, dizinin sarsıcı etkisini dönüştürücü etkilerine de tanıklık ediyoruz. karaktere yaşam verdiği bir üslupla- Saygon’un düşüşünden sonra ABD’de hafifletecektir. Yine de özellikle akıllara Özellikle sürgünde ABD’de yaşarken ait hikâyeleştiren “The Sympathizer”, 70’ler sürgünde yaşamaya başlayan Kuzey kazınan açılışı ve finaliyle Vietnam olmak isteyen ancak olamayan, arafta estetiğiyle bezediği yedi bölüm boyunca Vietnamlı bir köstebek olan fakat Güney sonrası süreci hem ülkesindeki kalan, bazen adapte olan bazen de yok olan, temalarını ilmek ilmek dokuyor. Büyük Vietnam ordusunda görev alan Kaptan’ın hem de sürgündeki Vietnamlıların Amin Maalouf’un tanımlamasıyla “ölümcül çoğunluğu “kötü” olan karakterlerin Robert ülkesinin bölünmüş ve kimlik bunalımı penceresinden anlatan, yer yer kendisi kimlikler” bunlar aslında ve ABD toplumunun Downey Jr. tarafından canlandırılması yaşayan yapısıyla özdeş karakteri, romanın de kimlikleri gibi kaybolan fakat bakışını, Vietnamlıların yaklaşımını ve en tesadüf olmadığı gibi bir Fransız ve dizinin çekirdeğini oluşturuyor. Onun sonuçta ilgiyi hak eden bir dizi “The çok da kendilerine yönelik içgörülerini tüm bisküvisinden kola şişesine değin her Vietnam’dan, ABD’ye, Hollywood’a ve hatta sympathizer”. savaşın her an ve ne kamplara uzanan hikâyesi boyunca yalnızca acımasızlığıyla gözler önüne seriyor. şeyin tahrip edici bir etkisi var ve Kaptan’ı yazık ki hâlâ dünyamıza hükmettiği Dünyanın iki büyük kutba bölündüğü yaratan ve seçimlerini şekillendiren çeperdeki Vietnam Savaşı’nın sonuçlarını, bir süreçte ölümcül kimliklerin bir dönemde, kimliklerin içine düştüğü düğümlerin her birini incelikli bir hicivle geride bıraktığı ana karakterimiz gibi melez “ölümsüzlüğü” üzerine daha fazla çocukların nasıl yaratıldığını veyahut bölünme ve buhranı yarattığı her karakterle ortaya koyuyor. düşünmenizi sağlayacak... puanım: 7/10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle