22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Korumacıyım ama hissettirmiyorum’ u Korumacı bir baba mısınız? Olabildiğince ama bunu çocuklara fazla hissettirme- meye çabalayarak. Çocuk da bunu çok hissetmeme- li, “Beni koruyor ona göre olmalıyım” dememeli çünkü o da bir birey. Biz önce çok iyi birer arkadaş olalım ba- balığı, evlatlığı yolda bir yerde hallederiz. İlk aşklarını da birinden kazık yedilerse onu da gelip bana anlatsın- lar istiyorum. Mesela Melisa ilk hoşlandığı çocuğu bana anlatmıştı. İlişkiyi böyle bir yerden kurma hayalim var. Bunu yapmakta ne kadar becerikli oluruz bilmiyorum ama deniyorum, algılarım bu noktada açık. 19 HAZİRAN 2022 5 Oyuncu Bülent Şakrak baba olduktan sonra tepkilerinin bile farklılaştığını anlattı Buralı olmak Ya göçüp gideceğiz bu zamandan, gaz pedalına zaman tanrısı Kronos kendi çocuklarını yiyecek veya zamanı nakış nakış işleyip “burada” kalacağız. erleşik düzenden koparılmış ye- basışım bile değişti ni göçmenler gibiyiz. Kimimiz ayakta, kimimiz ayağa kalkmak Yüzere. Bazılarımız da oturduğu yerden kalkmaya niyet etmiş durumda. berrin karadeniz Yaşadığımız zaman, komşudan ödünç alınmış yoğurt kâsesi gibi. Yoğurdu tü- kettik ve kâsenin bize ait olmadığını bi- liyoruz veya zaman bir yere giderken Birbirinden farklı işlerdeki şe aarc yolu üzerinde diye bize uğrayan bir ta- oyunculuğuyla izleyiciyi nıdık gibi. Tanıdığı salona buyur edip mutfakta kahve pişirirken “Acaba ne kadar kalacak” gülümseten Bülent Şakrak, diyoruz. Ve zaman, zoraki kaldığımız bir otel odası gi- gerçek hayatta da içten, eğlenceli bi. Bir an önce evimize gidip ayaklarımızı koltukta ve çocuklarıyla dost bir baba uzatmak istiyoruz. Heidegger’in deyimiyle “fırlatılmış” gibiyiz. Ama bu kez olmanın portresini çiziyor. dünyadan dışarıya, Hegel’deki “tarih dışına”. Ekonomi- de, siyasette, kültürde, ahlaki konularda üst üste yaşanan olumsuzluklar bizi yıprattı. Yarın ne olacağına ilişkin hiç- amimiyeti ve duru enerjisi her za- bir bilgimiz yok. Tablo bu kadar olumsuzken hiç değilse man etrafına, işlerine yansıyor. Bu- kültür ve ahlaki yaşam biraz nefes almamıza izin verseydi. nu en çok hissedenler de çocukları... Olup bitenler bizi yalnızca memleketten dışarı itmiyor. Başarılı oyuncu Bülent Şakrak, şu Göç, aynı zamanda tarihin dışına yöneldi. Zamana ve bu günlerde ailece emek verdikleri Taş dünyaya ait olma duygusu çözülüyor. Buralı olmak çok zor. SKâğıt Makas Atölyesi’ni ziyaretçile- riyle buluşturmanın heyecanını yaşıyor. Çocukla- bağımsız olmak rı Okan Ali, Melisa ve eşi Ceyda Düvenci ile bir- Atatürk’ün “Ben yaşayabilmek için kesin bağımsız likte yansıttıkları ışıkları, ilişkileri ise bize ilham bir ulusun evladı kalmalıyım” sözü tam da buralı olmak oluyor. Şakrak’a baba olmanın getirdiklerini, ka- çok zor duygusundan sonra söylenmiş olmalı. Bıçak ke- riyer yolculuğunu ve ülkeyi sorduk. Gelin, sözü miğe dayanmış gibi duruyor. Buralı olmak zor ve yaşa- bugün babalara bırakalım... yabilmek için bağımsız bir ulusun evladı kalmak zorun- u Sizi en son çok konuşulan dizi Erşan da olduğumuz günler kapıda. Bunu ilk kez yaşıyoruz. Kuneri’de Payro olarak izledik. İkinci sezon Ya göçüp gideceğiz bu zamandan, zaman tanrısı Kronos çekimlerinin başlayacağı da duyuruldu. Nasıl kendi çocuklarını yiyecek veya zamanı nakış nakış işle- başladı bu öykü, nasıl katıldınız projeye? yip “burada” kalacağız. Bir gün evde oturuyorduk Cem ağabey aradı, son- G. W. F. Hegel, “Tarihte Akıl” eserinde şöyle diyor: ra bir toplantı yaptık ve o kafasındaki şeyi anlattı. “Yetkinleşme, değişme dediğimiz şey belirlenimden yok- Cem Yılmaz ülkedeki gelmiş geçmiş en iyi mizah- sundur; ne ereği ne de amacı vardır. Varmak istediği daha çılardan. Hem birçok insan için hem benim için çok iyi, daha üstün olan şey bütünüyle belirsizdir.” Metni her önemli biri. Dolayısıyla bir teklif gelince çok iste- birimiz kendi öykümüz üzerinden okuyabiliriz: “Dünya- dim içinde olmayı. İkinci sezon olacak ama sanı- nın ne olacağı henüz bilinmiyor, insanın ereği ona biçim rım önümüzdeki yaz olabilecek o proje. vermektir. Dünya tarihindeki büyük insanların amacı bu- dur, bu amaca ulaştıklarında doygunluk yaşarlar. Hâlâ or- baba da sürece katılmalı talarda olan, parlayan ama aslında gerçekmiş gibi gözüken şeyin güçsüzlüğünün bilincindedirler. Onların içinde ge- u Ceyda Hanım’la aynı sektördesiniz. lişen tin, dünyaya geldiğinde dünyayı aşmaya kararlıdır. Dışarıdan bakınca eğlenceli devam eden bir Kendiyle ilgili bilinci artık hoşnutsuzluk içindedir. Ama yaşam örneği görüyoruz. Nasıl gidiyor bu hoşnutsuzlukla aradığı şeyi henüz bulmuş sayılmaz ilişkiniz? -istediği henüz olumlu olarak var değildir- olumsuz yanı Çok iyi gidiyor. Örnek olma oluşturur. İnsanlara, isteklerinin ne olduğunu bildirenler derdinde olmadığımız için eğ- dünya tarihine mal olmuş büyük insanlardır.” leniyoruz belki de. Biz çok ça- lışıyoruz ve beraber bir şey ya- zamana dur demek pabiliyor olma fikri ilişkimize Bağımsızlık için kendinin ve toplumun sorumluluğu- çok iyi geliyor. Açıkçası Ceyda nu -çünkü kimse yere basar gibi kendi halkının tinine ile müşterek bir hayata geçme- basıp geçemez- alacak olan insanların tarihe gelme za- den önce böyle bir ilişkinin çok manları yakındır. Zamanın kendi çocuklarını yutup tut- örneğini görmedim. Aslında mo- masına “dur” demek gerekiyor. Hegel, “Zaman, duyula- tivasyon buymuş: Birlikte çalışıp rımızın olumsuz yanıdır” der. Zaman her şeyi yutar ama üretmek. tin sonsuzluğa açılan kapıdır. Tin, kendini düşünme yo- u Peki, çocuklar? Onlara luyla nesneleştirir. vakit ayırabiliyor musunuz? Yaşadığımız zaman hoşnutsuzluğu ahlak edinme ve- Evet, her zaman. Çok çalışıyo- ya yalnızca iyiliği amaçlama zamanı değildir. Zaman, ne- ruz ama çocukları ihmal etmiyoruz, yin iyi olduğunu bilme zamanıdır. “Yalnızca kendi temel onlara hiç “neredesiniz siz” dedirt- malzemesinde ve ana ereğinde genel bir ilke bulduğu öl- medik. Etraflarını hiç boş bırakma- çüde, bir halk gerçekten dünya tarihinin içine girebilir. dık. Çocuklarla bir şeyleri yapma- Halkları sürükleyen yalnızca istekse böyle sürüklenme- yı başardığımızda Ceyda ile bizim den geriye boş hayallerden başka bir şey kalmaz, ortaya de özgüvenimiz oturuyor. Bunun ya- yapıt çıkmaz.” Zaman, “buralı olma” zamanıdır. şı yok. Birbirimize, dostlarımıza sır- tımızı yaslıyoruz ve bu düzeni boz- tirdiler bebek taşımak için. mayacak kadar da bir zekâya sahibiz Kaynakça: “Bunu farklı renklerde ya- Hegel, “Tarihte Akıl” bence (gülüşmeler). pıp erkeğin de rahatça kul- lanacağı biçime neden ge- u Baba olmak ne değiştirdi tirmiyorsunuz” dedim. Er- sizde? kek de buna dahil edilmeli. Baba olmak benim arabada gaz pe- dalına basışımı bile değiştirdi. Nasıl anlatabilir ki… Beni birlikte güler birlikte ağlarız ilk baba yapan Melisa’dır. Çok özel bir çocuk, ilk göz ağ- rım. Melisa’nın gücü, kuvveti (bence kudreti) ve tabii ki u Baba olduktan sonra şunu çok daha iyi anla- çalışkanlığı çok değerli. Melisa ile beraber vakit geçirse- dım dediğiniz bir şey var mı? niz yoruldum demeye utanırsınız. Bizimki bir aşk evliliği, Var, rahmetli babam ve annem sağ olsalardı. Annemin sonra Ali’miz oldu ve gerçekten “Ali” gibi geldi, ablasına, son yılları Alzheimer hastalığı ile geçti. Rahmetli babam bize, hayatımıza. “Baba olmak mı?” bilmiyorum ama ya- 70 yaşında göçtü gitti. Torunlarıyla yaşayamadılar. Sağ- şamayı sever biri haline geldim. Eskiden “Senin için ölü- lıklı olsalardı onlara “Beni gerçekten bu kadar çok mu se- rüm” demeyi marifetten sayardık. Birileri için sanırım öl- viyordunuz, ben bunu anlamamışım” demeyi çok isterdim. mem artık, birileri için yaşarım. Ne kadar çok sevilen bir çocuk olduğumu anladım. Çün- kü ben de çocuklarımı çok seviyorum. Aslında onlardan u Sorumluluk algınız değişti mi? aldığım sevgiyi veriyorum. İster istemez değiştiriyor ama zaten sorum- suz değildim. İşçi emeklisi bir anne-ba- u Çocuklarınıza sizi sorsak? banın çocuğuyum. Sorumlulukların ol- Çok düşünmeye gerek yok aslında, ması gereken bir evde büyüdüm. Har “komik” derler. vurup harman savurmamaya, eş- u Neler yapıyorsunuz? yalarımıza iyi bakmaya mecbur- Ne yapmamız gerekiyorsa; duk. Gençliğimde benim de saç- oyun oynarız, resim çizeriz, yü- maladığım oldu ama yaş büyü- zeriz, kavga ederiz. Ağlarız be- dükçe farklı bir yere evrilebili- raber. Melisa’nın ben ağlıyorum yor insan. diye ağladığını biliyorum. u Babalar neden çocukla u Ülkeye bakınca endişele- daha az temasta sizce? niyor musunuz? Kadın bu noktada çok yete- Endişelerden sıyrılma kararı al- nekli bir canlı. Biz dokuz ay be- dık biz. Bu ülke bizim, insanlar bizim bek taşıyamayız, ben o doğumu ya- insanımız. Biz iyi hareketler yapacağız, pamam. Acayip bir iletişim var an- çoğalacağız, değiştireceğiz. İnsanlar, mut- neyle çocuk arasında. Birinin sütü geli- lu değil ama olmak zorundayız. Ülkeden giden yor, öbürü aynı anda acıkıyor vs. Ülkemizde insanlara hak veriyorum ama gitmemek için bir şeyler dediğiniz gibi bir şey var ama buna itirazım var. Bu öykü başladığında babanın sürece ne kadar katıldı- yapmak gerekiyor. Bu ülkeyi seviyoruz. Burada yaşıyor ve bir şeyler yapmaya devam ediyoruz. Kendi çocukları- ğına da bakmak lazım. Ben kendimi sürece kattım. Bebeklerle ilgili birçok şey kadınlara yönelik yapılı- mız için bir şey yaptığımızda zaten bu ülkenin çocukları yor. Kadın girişimciler bize çok güzel bir hediye ge- için yapmış oluyoruz. ‘Neşet Ertaş’ı dedeleri sanıyorlar’ u sanatla iç içe büyüyor ço- cuklarınız. Şimdiden bir alana yöneldiler mi? Melisa kendi bestelerini yapıyor mesela. Ali başka şeylerle uğraşı- yor. Ceyda ile bizim onları bir yere yöneltme kaygımız yok. Büyük laf- lar etmekten de çok korkuyorum ama kâinat bir havuz. Onlar ora- dan kendileri ne istiyorsa onu se- çecekler, alacaklar. Mesela Neşet Ertaş dinledik çok uzun zaman ve onu dedeleri zannediyorlar. “Ne- şet Dede” diyorlar. Müzik zevk- leri, tercih ettikleri enstrümanlar, etkinlikler değişiyor. Fotoğraf: Vedat Arık ay
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle