Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 Hafta sonu sabahlarının kraliçesi Oylum Talu, topraklarını terk etti ve hafta içine geçti. Ancak onu ekranda göbek atıp, sarmaları götürürken görebileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Oylum Talu kendi tarzını ekranın en vahşi saatinde kabul ettirmek istiyor. 13 EKİM 2013 / SAYI 1438 Uysal, “Resim” adlı sergisindeki işlerden birinin önünde! Ekrana çıkıp göbek atacak değilim H canlandırabilmek için bir değişiklik yapmak afta sonu sabah saatlerinin gerekiyordu. ekrandaki en bilindik yüzüydü Bugüne kadar çok geniş konu ve Oylum Talu. Sabah kalkıp konuk yelpazeniz vardı. Şimdi nasıl televizyonu açtığımızda hafta sonuna olacak? geldiğinizi hatırlamamıza da yardımcı Merak ettiğim, soru sormak istediğim oluyordu. Ancak artık onu ekranda görünce insanlar olacak yine programda. Bu güne aklımız karışabilir. Oylum Talu artık TV8’de kadar öyle geniş bir yelpazemiz oldu ki, hafta içi gündüz kuşağında konuklarını Mehmet ve Canan Barlas geldiler, Sonraki ağırlıyor. Köfteli, sarmalı, bol göbek atmalı gün Aykut Işıklar, ardından İlber Ortaylı programların arasında kendi tarzını ortaya geldi. Ertesi gün kahve yaptık çıkarmaya çalışıyor. programda. Bu sezon yeni bir Yenilik arayan bir formatınız var. karaktersiniz. Ben, insanlara soru sormayı, Aynen öyle. Önceki onları öğrenmeyi çok seviyorum. programım seyrediliyordu Bir de aslında yaratıcılığımızı çünkü. Ben başladığımda hafta kullanmıyoruz. Bütün sonu bizim saatimizde çizgi film, programlarda müzisyenler, film tekrarı ya da magazin kuşağı konuklar ve sohbet. Birbirinin oluyordu. Kimse bizimki gibi bir kopyası programlar yayınlanıyor. DENİZ sohbet programı yapmıyordu. Fark yaratmak sohbetin tarzıyla Sonradan çok taklitleriniz ortaya çıkıyor. Biz de kaliteli, ÜLKÜTEKİN de çıktı. insanları huzursuz etmeyecek bir Evet, ama her sunucunun sohbet yapmaya çalışıyoruz. kendine göre bir özelliği var. Bu piyasada da Peki bu farkı ortaya çıkarmak için ne herkese seyirci var. gibi stratejileriniz var? ABD’de bulunduğunuz dönemde Programın olgunlaşmasını beklemek programlara bakış konusunda kafa açıcı lazım. İnsan plan yaparmış, kader gülermiş. olmuş sanırım? Canlı yayınlar pek planlara uymuyor. Zaten Aynen öyle, Şu an en başarılı seyirci de yavaş yavaş ısınıyor. televizyoncu kim? İlk defa hafta içi öğlen kuşağındasınız. Bilmem Acun herhalde. Bu da izleyici kitlesini bir hayli Acun format yarattı mı? Yaratmıyoruz. değiştiriyor. Kendinizi yenilemek Sadece adapte ediyoruz. Biz de ne yazık ki zorunda hissettiniz mi? böyle yapıyoruz. O biraz zor. Çünkü ben, benim. Şimdi Program sırasında vücut diliniz hep kendimi sahnelere atıp, “eller havaya, heyecanlı gibi. aman köfte de mi getirdiniz” tarzı bir şey Evet, bir yandan da rahatım. Sanki yapamam. Keşke yapabilsem, ama seyirciye sıcak gelmez. Belli olmaz gerçi, haziranda sezon arasına girerken sizi sahnede göbek atarken de görebiliriz. Artık seyredersin beni, “oh dolma da Öncesinde hayranlıkla takip sardım size” diye. Şimdilik öyle bir şey ettiğiniz ama sektöre girip yakından gözükmüyor. Olmasın da. tanıyınca sizi hayal kırıklığına uğratan Peki o tip programların önüne nasıl insanlar oldu mu? geçeceksiniz? Yok. Beğendiklerim hep güzel insanlar Önüne geçmeye çalışmalıyız; çıktı. Defne Samyeli ve Jülide Ateş’i çok bilmiyorum. Her saatin kendine has beğenirdim. Sonra tanıştım onlarla ve izleyicisi var. Biz o saatte biraz daha beğendiğim kadar olduklarını gördüm. televizyonu açmayan, kitap, gazete Esra Erol da çok yakın okumayı tercih eden kesime hitap arkadaşınız. Kendisi sizi bu saate edeceğiz. Burada bir boşluk vardı. “Öğlen geçmeniz için cesaretlendirdi mi? seyredecek bir şey bulamıyorum diyen bir Ona da sordum. Bu saatin izleyicisi kesim” vardı. Bence kanalla bu bağlamda ne ister diye. Esra bu saatlerin kraliçesi. kafa yapım örtüştü. Sadece bir evlilik programı yaptığını Bu formatın fikri sizden mi çıktı düşünmüyorum. Her baktığımda kanaldan mı? bir sosyolojik olay görüyorum. Beni Aslında hafta içine geçmek istiyordum destekledi ve bir iki tüyo verdi. Mesela açıkçası. Belli bir süre sonra insan kendini tekrar etmeye başlıyor. Bu heyecanı tekrar kimse seyretmiyormuş diye düşünüyorum. Ekibi yıllardır tanıyorum, aile içinde sohbet ediyormuşuz gibi geliyor. O yüzden bizden çok gaf, çok haber magazin işi çıkar. Çünkü çok doğalız Gaf denince aklınıza neler geliyor? “Ünlü sunucudan büyük gaf” diye bir şey çıkmıştı. Beşiktaş’ın kalecisiyle hakemi karışıtırmışım. Ya, ben nerden tanırım kaleciyi, hakemi. Ama yıkıldı ortalık “Oylum Talu’dan büyük gaf” diye. Bir de Metin Uca, Tayyip Erdoğan, Hitler üçlüsü vardı. Son günlerde özellikle sosyal medyada Başbakan’ı Hitler’e benzeten mesajları sık görüyoruz. Bir canlı yayında konuğun ağzından çıkacak kelimelere müdahale etme hakkınız yok. Hitler bence en deli lider. Onu normal bir insanla karşılaştırmak söz konusu bile değil. Siyasete gelince de, ne gençlerde, ne yazarlarda bir objektifite göremiyorum. Herkes bir taraf. Siyaset şu anda kutuplaşmış durumda kimse aksini iddia edemez, ama ben, birini tamamen yerersen de, översen de inandırıcılığını kaybedeceğini düşünüyorum. Çalıştığınız dönemki Habertürk’le bugünü kıyaslarsanız taraflılık açısından ne söylersiniz? Siyaseti çok yakınen takip ediyorum ama siyasete bulaşmayı hiç istemedim ki objektifliğimi kaybetmeyeyim diye. Çünkü fikirlerim değişiyor. Ben iktidar için de olumsuz şeyler söylüyorum. Bence zaten böyle olması lazım ama şu anki konjektürde pek mümkün görünmüyor. Biraz daha uzaktan izlemeyi tercih ediyorum. Böyle, cici, ailemizin kızı olarak devam etmeyi tercih ederim. l Bu resimleri keşfetmelisiniz Mehmet Ali Uysal, mekân ve algıyla oynamayı seviyor. Son sergisi “Resim”deki “görünmez” işleri de böyle. İzleyiciyi, duvara gömülmüş resimleri zihninde yaratması için kışkırtırken galeri, müze kavramlarını da sorguluyor. ESRA AÇIKGÖZ M Program tüyoları Esra Erol’dan çok iyi konukların olması lazım dedi. Onun konukları muhteşem zaten. Bana da “Aplus izleyicin olsun” dedi. İleride evlilik programı yapar mısınız? Yok bir kere ben o kadar sabırlı değilim. Bir de Esra cidden hissederek yapıyor işini. Zaten arkadaşımın karşısına rakip olarak çıkmam. Peki evlilik kurumuyla aranız nasıl? Valla eve gidip yemek yapıyorum. Bulgur, taze fasulye. Hepsini yeni öğreniyorum. Daha önce ev işiyle hiç alakam yoktu. Daha çok okuyayım, kendimi geliştireyim derdindeydim. Yeni yeni öğreniyorum. l ehmet Ali Uysal, hep mekânı Kullandığınız mekânı sanatın içine dönüştüren işlerin peşinde koşuyor. katan, dönüştüren işleriniz ağırlık Kimi zaman, büyük bir mandalın kazanıyor. Sizin için mekân ne ifade içine sıkıştırıyor onu, kimi zamansa işlerini ediyor? onun içine gizliyor. Böylece en az işleri kadar Hep sorarlar bu soruyu. Doğrudur, ne algıyla oynayan bir objeye dönüştürüyor onu, yaparsam yapayım bir yerlerinden bulaşıyor ama yine de “o”nun üzerine konuşmayı pek bu “mekân”. Keyifli konu, algıya falan da sevmiyor Uysal, çünkü dediğin her şeyin eksik bulaşıyor zamanla. Uzundur düşünürüm, kalacağından endişe ediyor. Şimdi de, “var”la işlerimde de hep vardır “mekân” ancak “yok” arasında, görünmeseler de olduklarını üzerine kuracağım her cümle yalan yanlış iddia eden resimleriyle çıkıyor karşımızda olacakmış korkusu var bende. “Ev” denen Uysal. Yine izleyicinin algısıyla oynuyor. şey, “oda” denen şey, “duvar” denen şey, evet Duvara gömülmüş resimleri zihninizde bir şey, hem de önemli bir şey; inanın bir sürü yaratmanız için sizi kışkırtıyor, zorluyor. cümle geliyor aklıma, her biri bir başka. Onun Galeri mekânının kavramsal ve ideolojik için benim için mekân ne? Bilmiyorum. gücünü dönüştürürken, “resim” kavramının Askıda, Kabuk, Ten... Eserleriniz değişen değerine dikkat çekiyor. Mehmet Ali gösteriyor ki, insanların algılarıyla Uysal’ın “Resim” sergisi 26 Ekim’e kadar Pi oynamayı seviyorsunuz. Ve bu serginizde Artworks İstanbul’da. bir adım daha öteye giderek, bize “var” Resim sergisinin çıkış hikâyesi nedir? olmayan resimleri izlettiriyor, bizi onları Bir hikâyenin olduğunu nereden çıkardınız algılamaya zorluyorsunuz. Bu “yok”luğa ki... Ama haklısınız var bir hikâyesi, o hikâyeyi neden, nasıl vardınız? de sanat tarihi başlığı altındaki bir sürü Cevabını bildiğimiz sorular bizi çok kitapta okuyabilirsiniz. “Müzeler niye var?”, heyecanlandırmaz, en azından beni hiç “Bu çerçeveler niye bu kadar ihtişamlı?” gibi heyecanlındırmıyor. Hep bilemediğim bir sorular sorabiliriz. soru olsun isterim Bireysel bir hikâyem kafamda. Beynim de var aslında. durmasın çalışsın, Hayatımda ilk kez o zaman kendim yurtdışına 32 yaşında hissediyorum. çıkabildim, çünkü İşlerimde de bir parça vize almayı ancak o bunu yakalamak zaman başarabildim. istiyorum sanırım. Gittiğim yerse Paris’ti. Hep ne olduğunu Tabii ki yaptığım sorgulatsın ya da o ilk şey müzeleri kadar basit cevapları Uysal’ın Kabuk (üstte) ve Ten işleri. gezmek oldu. Musée olsun ki; kuşkuya du Louvre, Musée düşsün bakan, ben d’Orsay ve diğerleri. dahi. Bu sergide Niye gezdiğime gördüğünüz iş, tek bir gelince; Oradaki işleri iş benim için. İsteseniz bize sanat tarihi diye de istemeseniz okuttular. Kitaplar hep de bu sergide oradaki resimlerle kendi resimlerinizi dolu. Bilmediğim, göreceksiniz. görmediğim pek de İnsanlar bir şey yoktu. Ama sergiden nasıl çıksın Türkiye’ye dönünce istersiniz? fotoğraflarımı Bunu çok fazla gösterebilirdim: Bak, ben bunun gerçeğini düşünmedim. Ama daha sonraları bu sergiyi gördüm! Farkı neyse artık. Her neyse oralara hatırladıklarında gülümsesinler isterim. gittiğimde sinirli bir kıskançlık duymadım İstanbul, Berlin, New York, Dubai ve dersem yalan olur. Paris söylediklerinden Londra’da sergilerinizin gerçekleşmesi daha güzeldi, müzelerin ihtişamları ezdi planlar arasındaymış. Buralarda neler aslında. O zaman aklıma çılgın bir proje bekliyor sanatseverleri? Yeni projeler geldi: “Ya şu müzeleri sanat projesi diye neler? Bakalım, ben de merakla bekliyorum bombalasam ya. Yerler mi acaba?” Bu proje ne yapacağımı! Sırada Starke Foundation, hâlâ aklımdadır, ama daha sonra o ihtişamlı Berlin sergisi var. 4 Ekim’de açıldı. Tek bir dev çerçevelerle bir şeyler yapmayı düşündüm enstalasyon sergiliyorum. Bu enstelasyonu ve “askıda” sergisini yaptım 2010’da. Pi destekleyen video dokümantasyon da olacak. Artworks’teki “Resim” adlı sergi fikri de o Sonrasında ki solo sergi ise Pi Artworks zamana dayanıyor. Daha önce tek çerçeveli Londra’da. Pi Artworks Londra 15 Ekim’de uygulamalar yapmıştım grup sergilerinde ama karma bir sergiyle açılıyor. Bu sergiye hep bu projeyi serginin tamamına yayma fikri bir iş hazırlıyorum. Daha sonra da Şubat vardı kafamda. İşte hikâyesi bu. 2014’e solo sergim olacak. Isabella Icoz Nasıl hazırlandınız bu sergiye? kuratörlüğünü yapacak. Yepyeni bir kitleyle Duvar yerleştirmelerinin iki ayağı buluşacak olmak çok heyecanlı. Mart sonu oluyor benim için. Uygulanacak parçaların ise New York sergisi planlandı. Armory Show hazırlanması ve uygulamanın yapılması. New York ile denk gelecek. Dubai Etemad Atölyem Ankara’da. Önce duvara Galeri’de bir solo sergi yapmıştım. Tuval yerleştireceğim parçaları orada hazırladım. üzerine baskı fotoğraf işlerden oluşan bir sergi Daha sonra bunları galeriye getirip duvara hazırlamıştım. Daha kapsamlı bir ikinci sergi uygulamasını yaptık. Burada iki cümle ve istiyor galeri. Ama sezonumun yoğunluğundan zaman almıyormuş gibi görünsede, yaklaşık dolayı şu an sergi tarihini belirleyemiyoruz. iki aydır neredeyse her gün bu sergi için 2014 içerisinde yapmak istiyorum. l çalışıyorum. C M Y B