Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 13 EKİM 2013 / SAYI 1438 A Partimiz sola açılırsa büyür... Kâh Pozantı kâh Silivri Cezaevi önünde açıklama yaparken görürsünüz CHP Malatya milletvekili Veli Ağbaba’yı. Bir bakarsınız Kürecik’te eylem yaparken kameralara takılır. Meclis’te sanayi komisyonu üyesi olmasına karşın dört milletvekili arkadaşıyla birlikte önce Pozantı sonra diğer cezaevlerindeki hak ihlallerini dile getirdiği için herkes onu İnsan Hakları Komisyonu üyesi sanmaya başladı. Veli Ağbaba parti içinde hep sola kanatta olduğunu söylüyor ve partisinin ancak sola açılması halinde büyüyeceğine inanıyor. dını ilk kez CHP Malatya il başkanı olduğunda duymuştuk. Türkiye’nin en genç il başkanıydı. 2002 genel seçimlerinde aday olmış, ancak merkez yoklaması ile saptanan listede üçüncü sıraya konmuş ve seçilememişti tabii. 2007 genel seçimleri öncesi Malatya’da CHP’nin mitingini izlemeye gitmiştik. Bir grup gazeteciyle Kernek’te otururken yan masada oturan gençten biri yanımıza gelerek “Siz merhum İstanbul İl Başkanımız Mehmet Bölük’ün arkadaşıydınız galiba, başınız sağolsun” dedi. Kim olduğunu o zaman öğrendik. Sonraki Malatya seyehatlerimizde sürekli buluştuk. İnşaat malzemeleri satan aile şirketinde kaysılı, kirazlı sohbetlerimiz sık sık şu diyaloglarla bölündü. Veli oğlum, bana biraz fayans ve çimento lazım. Ama parayı kaysıyı satınca ödeyecem ona göre. Canın sağolusun dayı. Ne zaman ellin bollaşırsa o zaman ödersin. Veli kurbanım, bizim çatı akıyor da, izolasyon malzemeleri alacam. Ama parasını taksitle verecem olur mu? Olur emmi niye olmasın? Ne lazımsa arkadaşlar versinler. Peşin verdiği malların parası için ne senet ne sepet yapmadan vermesine şaşırmış sormuştuk: Ya ödemezlerse? Yoksul kesim borcuna daha sadıktır abla, merak etme kayısıları satınca getirirler. De ki, ödemediler. O kadarcık kayıpla batmayız. Ben büyük inşaat şirketlerine sattıklarımla ayakta dururum. Hem biz politika yapıyoruz. Bu insanlarla “Yok önce parayı öde, ya da şu senete imza at” denir mi? Seçim zamanı gidip bu insanlardan oy istemeye yüzümüz olsun. İşte o yoksul kesim vefasını gösterdi Veli Ağbaba’ya. Önce eğilim yoklamasında onu birinci sıraya taşıdı sonra da Ankara’ya Meclis’e vekilleri olarak gönderdi. O da hakkını verdi doğrusu. Sadece kayısı sorunlarını dile getiren Malatya milletvekili olmadı. Türkiye’deki insan hakları ihlallerini dile getiren bir avuç milletvekilinden biri oldu. Milletvekilliğinin yanına önemli bir aktivist olarak da öne çıktı. Parlamentonun en çalışkan milletvekillerinden biri olan Ağbaba ile çocukluğunu, siyaset serüvenini ve partisinin Cezaevi Komisyonu ile birlikte yaptığı çalışmaları konuştuk. Sen hem köy hem Almancı çocuğusun. Nasıl bir çocukluk geçirdin? Ben 1968 yılında Yazıhan ilçesi Karaca köyünde doğdum. Köyümüz Türkmen Alevi köyü. Babam ben iki yaşındayken Almanya’ya işçi olarak gitti ve bir yıl sonra da annemi aldı yanına. Yani ben iki yaşımda babadan, üç yaşımda da anadan ayrı ablamın gözetiminde büyüdüm. Ben altı yaşında iken beni de Almanya’ya götürdüler. Altı aylık bir Almanya Kolaj: EYLEM ZOR yollara diziyorlardı. O zaman da politiktim. Sol Parlamento açılıp çalışmaya başladığında kimliğim artık olgunlaşmaya başlamıştı. İlkokul insan hakları haftasında bir çalışma başlattık. sıralarında kartpostallardan tanıdığım Nâzım Bir adi suçlu, bir siyasi suçlunun durumları Hikmet, Ahmed Arif ve Hasan Hüseyin’in hakkında basın toplantısı yaptık. Sonra o şiirlerini okumaya başlamıştım. 1985 yılında aileler bizim cezaevlerini ziyaret etmemizi Eskişehir Anadolu Üniversitesi’ne girdim. istediler. Ben de Tekirdağ cezaevinde puşu Üniversitede 1986 yılında yapılan ilk öğrenci davasından yatan Cihan Kırmızıgül’ü ziyaret eylemlerine katıldım. ettim. Devrimci Karargâh Davası sanığı Baha O zamanın Eskişehir’inde Ali İsmail’i Okkar ile Mehmet Yeşiltepe, sonra Basri sopalarla öldüren polislere benzer polisler Vardar elektrik kaçakçılığından tutuklanan yoktu anlaşılan. lösemi hastasını ziyarete gittim. Tanık olduğum Biraz daha vicdanlıydılar. Bizim o dönem hak ihlallerini açıklardım. Basında yer alınca Eskişehir’de siyasi şube müdürü Gaffar her cezaevinden bu yönde talepler gelmeye Okan’dı. Onunla Emniyet’te tanışıklığımız başladı. O arada bizim iki kurultay üstüste vardır. O zamanki polisler gözümüzü geldi. Tiwitter’den Pozantı Cezaevi’nde korkutmaya çalışıyor, takip falan ediyordu ama tecavüz iddialarını okuduk. Biz beş sokak ortasında öldüresiye dövmüyorlardı. arkadaşımızla birlikte atlayıp Pozantı’ya gittik. Karakolda korkutmak için dövüyorlardı. 12 Olayın ne kadar korkunç olduğunu detaylarıyla Eylül’ün baskıcı ortamına rağmen bugünkü tespit ettik. Kamuoyuna duyurduk. Bu beş kadar polisten korku yoktu. Şimdi polisten kişi bu olaydan sonra partimiz tarafından daha çok korkuyor insanlar. Okul bitince Cezaevleri Komisyonu olarak görevlendirildi. Malatya’ya döndüm. Aile şirketinde çalışmaya Tamamen tesadüf. Ben o zamana kadar başladım. 1993 yılında 25 yaşında iken sanayi komisyonu üyesiydim.Bu komisyonda SHP’ye üye oldum. Bir yıl sonra yapılan yerel şu anda aktif olarak Manisa Milletvekili Özgür seçimlerde Belediye Meclis Üyesi oldum. O Özel, Muğla Milletvekili Nurettin Demir, şimdi genç yaşıma karşın beni Belediye Meclisi Grup Erzincan Milletvkeli Muharrem Işık da katılıyor. Başkanvekili yaptılar. SHP CHP birleşmesi Şimdiye kadar yüz yirminin üzerinde cezaevi sırasında il yönetimine girdim. ziyaretimiz oldu. 75’in üzerinde 1998 yılında il başkanımızın cezaevine gittik. Bizim bir de istifasıyla ilçe başkanlarının ve özelliğimiz şu: Bu komisyon hiç ilçe yönetiminin zorlamasıyla kimseyi ayırmadı. Biz mahkumlara il başkanlığına seçildim. 1999 bakarken siyasi kimliklerini seçimlerinde benim İl Başkanlığım unutuyoruz. Hangi davadan ne döneminde Malatya örgütü büyük için yattığını unutuyoruz. Önce bir başarı gösterdi. İki milletvekili hasta tutuklularla ilgili bir rapor çıkardı ama partimiz baraja hazırladık. Orda İBDAC lideri takıldı. 2002 yılında da milletvekili Salih Mirzabeyoğlu’na da gittik. MİYASE adayı oldum. Adaylar merkez Hizbullah tutuklularına da KCK İLKNUR yoklamasıyla yapıldı ve beni ve Ergenekon tutuklularına da üçüncü sıraya koydular. 2003gittik. Bu raporların kamoyuna 2005 yılları arasında meşhur bir duyurulmasından sonra artık Yüksek Disiplin Kurulu Üyeliğimiz var. 2007’de cezaevlerinden birinin başı, dişi ağrısa bizi milletvekili aday adaylığı, 2009’da aday arıyorlar. olmadım. 2010 yılında istemediğim halde ilçe Dünyada sizin bu komisyonun bir başkanlarının zorlamasıyla il başkanı seçildim. benzeri var mı acep? Bizim gibi dünya parlamentosunda bir komisyon yok. Keşke biz de olmasaydık. Biz Bizim komisyonun eşi yok dünyada en çok tutuklu milletvekili ziyaret eden milletvekilleriyiz, biz dünyada en çok İl Başkanı seçildikten sonra görevden tutuklu gazeteci ziyaret eden milletvekilleriyiz, almadılar mı? 2005’te şu meşhur Sarıgül’ün ihraç istemiyle biz dünyada en çok tutuklu öğrenci ziyaret eden milletvekilleriyiz, biz dünyada en çok Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkedilmesine sendikacı ve avukat ziyaret eden milletvekiliyiz. ilişkin oylamada ben çekimser kalmıştım. Dünyada bu kadar çok tutuklu milletvekili, Sekiz kişi Sarıgül’ün ihraç edilmesine karşı oy gazeteci, sendikacı, avukat, öğrenci, siyasetçi kullandı 6 oy ihraç edilmesi yönündeydi ben olan başka bir ülke gösteremezsiniz. Tabii de çekimser oy kullandım. Çünkü ihraç istemi bunlar sadece bizim ortaya çıkardığımız. politik bir karardı. Sarıgül ihraç edilmeyince Malatya’da nasıl karşılanıyor bu parti kurultaya gitmişti anımsarsanız. O nedenle çalışmalarınız. Kayısı sorunlarını ihmal yönetim bana kızgındı. Malatya’da bana selam veren örgütlerin tamamı görevden alındı. Benim ettiğinizi söyleyenler oluyor mu? Ben bu çalışmaları yaparken Malatya’nın politika yapmamın önü kesilmeye çalışıldı. zamanını çalmamaya özen gösteriyorum. Ben biraz geriye çekildim ve hiç bir yere aday Malatya’da çok olumlu karşılanıyor. Özellikle olmadım.Genel Merkeze gittiğimizde öcü bir Malatya Milletvekilil ulusal bazda sorunlara gibi bakılıyordu. Altan Öymen’in dönemini hiç ilgi göstermesi ve haber olması parti tabanında unutamam. Halkla birlikte çözüm toplantıları olumlu bulunuyor. Sonuçta bizim tabanımız partiyi halkla buluşturmuştu. Partide hep solda da sol bir taban. Ben Malatya’da 28 Şubat’ın tanımladım kendimi. Partinin sola açılması halinde büyüyeceğini hep savundum. Hâlâ da o mağdurlarının yanına da gidiyorum, bu dönemin mağdurlarının yanına da gidiyorum. inançtayım. Bölgene ne kadar sıklıkla gidiyorsun? CHP milletvekilleri içinde sizin isminiz Haftada bir gitmeye çalışıyorum. Perşembe sivrilen beş on milletvekilinin içinde. akşamları Malatya’ya gidiyorum, pazartesi Hatta ilk beş içinde diyebilirim. Kayısıdan sabahları da Ankara’ya geliyorum. Üç günü başka konulara da eğildiğiniz için sanki Malatya’ya ayırıyorum. Hanım çocuklar Malatya değil de Türkiye milletvekili gibi Ankara’da. Bir kız, bir erkek çocuğum var. tanınıyorsunuz. Daha ilk dönemde bunu Eşim İngilizce öğretmeni Ankara’da. l nasıl başardınız. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ maceram oldu. Ayrılırken çok zorlandım. Çok mu sevmiştin Almanya’yı? Yok ondan değil. Almanya’dan ayrılmak koymadı, anam ve babamdan ayrılmak koydu bana. İlkokula doğduğum köyde başladım. Ablam, beş kardeşe analık ve babalık yaptı. Annem ve babamı ancak yıllık izinlerinde görebiliyorduk. Onların gelişlerinde evde düğün bayram oluyordu. Hiç unutmuyorum ilkokul ikinci sınıftan üçüncü sınıfa geçerken bana bir bisiklet almışlardı. Bizim köye 5 km. mesafede Kuruçay diye bir bölge var; o bisikletle köyden Kuruçay’a düşe kalka gide gele bisiklet sürmeyi öğrendim. Sonra babam Malatya’da kurulan bir aile şirketine ortak oldu. 1977 yılında da Almanya’dan kesin dönüş yaptı. Biz de aynı yıl, yani ilkokul 4. sınıfta iken Malatya’ya geldik. Ablanız size bakarken evli miydi? Hayır bekârdı. Benden 15 yaş büyüktü. Ablam çok otoriterdi. Başımızda tek büyük o olduğundan beş kardeşi başka türlü idare edemezdi. Ondan çok korkardık. Anneme ancak 1977’de kavuşabildik. Bizim köyümüz bölgede sosyal bilinci, okumayazma oranı ile ünlüdür. Ben ilk tiyatroyu köyde izledim. Ara tatillerde üniversite öğrencileri gelip etkinlik yapıyorlardı. Siyasi forumlar yapılırdı. Melissa Bruder Ortaöğrenimini nerde Lee Michael Cohn yaptın? Malatya Sümer Madeleine Olnek Ortaokulu’nda okudum. Nathaniel Pollack Liseyi de Turan Emeksiz lisesinde tamamladım. Ben Robert Previto Turan Emeksiz Lisesi’nin Sanatlar ve İnsan son mezunlarındanım. Scott Zigler ISBN13: 9789753420822 Siyasete ilgim de lise 112 sayfa çağlarında başladı. Babam ÇEVİREN hergün eve gazete alırdı. Deniz Ölmez Ben o dönemde CHP milletvekillerinin hemen "Gerçeğin ve faziletin toplumun hemen her alanında bu kadar nadir olduğu bu zamanda hepsinin adını ezbere dünyanın tiyatroya, tiyatronun da insan ruhunun gerçeğini sahneye taşıyabilecek oyuncubilirdim. Bizim çevremiz lara ihtiyacı var." de oldukça politikti. 1980 askeri darbesini Malatya’da Konusunda en yetkin klasiklerden biri olan bu elkitabında dizi, film ve sahnede iyi oyuncukarşıladık. O günlere ilişkin luk için ne yapmanız gerektiğine, daha da önemlisi ne yapmamanız gerektiğine dair çok kulunutamadığım iki olay lanışlı ipuçları bulacaksınız. var. Biri işkencede ölen Yazarların, katıldıkları atölyelerdeki oyunculuk pratiklerini paylaşarak ortaklaşa yazdıkları komşumuzun taziyesine bu özlü kitap, tekniğin yapıtaşlarını örnek oyun parçaları üzerinden açıklıyor. Büyük usta komşuların korkarak gidişini David Mamet'in kitabın girişinde söylediği gibi, oyunculuk eğitimindeki suçluluk, utanç anımsarım. Bir de benim ve yetersizlik duygusundan kurtulmanın bir yolu olmalı: Bu elkitabı işte bunu başarmanın ortaokulda Aydın Demirkol anahtarını sunuyor. adlı ülkücü bir öğretmenim de işkencede öldürülmüştü. 12 Eylül’e ilişkin en belirgin anım da Kenan Evren İpek Sokak 5, 34433 Beyoğlu, İstanbul T 212 2454509 F 212 2454519 E bilgi@metiskitap.com W metiskitap.com geldiğinde bizim elimize bayrakları verip Oyuncu için Pratik Elkitabı metis C M Y B