26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 HAZİRAN 2012 / SAYI 1367 3 Bir tutam İnsanlar Âlemi nsanlar Âlemi usulca hayatımıza girdi ve yerini aldı. Gülmeye ihtiyacı olan herkes için de şifa dağıtıyor. Proje tasarımı Elif Yakarçelik, Alper Kul ve yönetmen Meltem Bozoflu’ya ait. Senaryo editörlüğünü Murat Kepez üstleniyor. Her hafta BKM’de seyircili çekilen bu tiyatro oyunu yine her hafta televizyon ekranında yayımlanıyor. Hocasına hayran İsmail (Alper Kul), mahalle kızı Sinem (İrem Sak) bitirim Hakkı (Okan Çabalar), şöhret budalası Hüseyin (Erdem Yener), zengin kızı Burcu (Aylin Kontente) ile işi her seferinde daha da zorlaşan öğretim görevlisi Aziz Güngör Esen (Ali Sunal), İnsanlar Âlemi’nin kahramanları. Biz de günlük hayatta yaşanan olaylara farklı bir bakış açısından yaklaşan bu “âlem insanları”nı çekim koşuşturmasında yakaladık. İ “İnsanlar Âlemi”, insan ilişkileri üzerine yazdığı kitabını uygulamalı anlatmaya çalışan bir öğretim görevlisi ve öğrencilerinin performanslarından oluşan bir televizyon programı. Hoca Ali Sunal, öğrenciler de Alper Kul, İrem Sak, Okan Çabalar, Erdem Yener ve Aylin Kontente olunca kahkaha garanti. Röportaj: ALİ DENİZ USLU Erdem Yener: Beni sahnede ameliyat edebilirsiniz Sahnede duyduğum heyecan ağrı kesici, hatta ağır bir anestezi. Beni sahnede ameliyat edebilirsiniz çünkü sahnede acıyı da ağrıyı da hissetmiyorum. Bu ekipte herkes yüzyıllardır beraber gibi, hepimiz bir sonraki adımlarımızı hissediyoruz. Sanki büyük bir dans yaptığımız. Oyun sırasında kendimizi kaybettiğimiz zamanlar da oluyor ama televizyona bunlar yansımıyor, tiyatroya bizi izlemeye gelenler için her zaman daha fazlası var o yüzden. Metinler için de geniş bir yazar kadromuz var. Murat Kepez metin havuzundan metinleri seçiyor ve biz de üstüne çalışıyoruz. Ben ise bu aralar farklı pek çok işle uğraşıyorum, yapmak istediğimden emin olduğumda sinemayı deneyeceğim. Zira son bir yılda iki yüz senaryo okudum ve büyük çoğunluğunda başroldeydim ama sanırım biraz daha zamanım var. Okan Çabalar: Bu iş sınırlarımızı zorluyor “İnsanlar Âlemi”nde “ne kadarız” farkımıza vardık, cebimizdeki tüm tiplemeleri ve karakterleri çıkardık. Yalan yok, bu iş bizim sınırlarımızı zorluyor. Çünkü her hafta beş farklı karakter yaratıyoruz. Yazarın kafasındaki, bizim düşündüğümüz ve doğaçlamayla üç kişiyi bir karakterde yaratmak için çarpışıyoruz. Hemen yanı başımızdakini görünür hale getirmenin peşindeyiz biz. Alper Kul: Gelin bizi canlı izleyin Biz burada eğleniyoruz, nefes alıyoruz. Sıkı dostlar oluşturuyor bu ekibi, eğer zamanınız varsa gelin bize konuk olun, canlı canlı izleyin. Çok daha farklı tatlar alacaksınız. Ben oyunculuk, yönetmenlik ve yazarlık yapıyorum. Derdim sanatla olduğu kadar kendimle. Sürekli bir eksiğim var. O yüzden farklı pek çok işle kendimi tamamlamaya çalışıyorum. “5 er Beşer” ve “Sümela’nın Şifresi”yle hızlanan bir tempom oldu. Zaten Broadway geçmişinde sahnelenen en uzun tek kişilik oyun CavemanMağara Adamı'nı Türkiye’de yaptım, “Babamın Oğlu”yla da epey dolaştım. Şimdi “İnsanlar Âlemi”yle uzun bir serüvene başladık gibi. Aylin Kontente: Sahnede tavşan gibiydim İlk zamanlarda sahnede tavşan gibi kalıyordum. Ne de olsa diğerleri benden daha tecrübeli ve tanınmış isimler. Herkes “bu kızın ne iş var burada?” diyecek hissi üstümde epey bir baskı yarattı ama ilk programlardan sonra her şey yoluna girdi. Şimdi bu yoğun çalışma temposunda hiç duracak zamanımız yok, gözümüz de epey kara. İrem Sak: Oyuncular normal insanlar değil Bu işe başlamadan önce yapabileceklerimi az çok biliyordum, zulamdan neler çıkartabileceğimin de farkındaydım ama beklentilerin üstünde zorlu bir sınav veriyoruz. Avantajımız bu kadar tecrübeyi bu kadar zamanda kazanmamız. Üstümüzde baskı var! İyi bir iş çıkarma baskısı ve bu bizi gece gündüz yoğuruyor. Mesela ben avukat, doktor, mühendis, mimar, şarkıcı işin aslı maymun iştahımla her şey olmak isterdim. Sonunda oyuncu oldum ve her şeyden bir tutam olabildim, herkesi biraz tecrübe etme fırsatım oldu. Sanırım bu hastalıklı bir bakış açısı, zaten oyuncular da normal insanlar değil. Benim canımı sıkan ise tiyatronun bile suç olarak görülecek duruma gelmesi. Bu volkan hızla büyüyor ya patlayacak ya da kendi içinde sönüp gidecek, bekleyip göreceğiz. Ali Sunal: Treni raydan çıkarıyorum Ben oyunda raydan her an çıkabilecek bir treni yönetiyorum, hatta treni raydan çıkarmak için uğraşıyorum. Bir yandan da makinistim, hikâye benim. Oyunun kurgusuna yanlış yerlerde müdahale ederek oyunu baltalıyorum ki işi çekici kılan da bu. Akışı kırmak, ona çomak sokmak işimizi daha heyecanlı bir hale sokuyor. Zaten yaptığımız deli işi, ben sahnede bir koltukta oturup bu kadar yorulacağımı hiç düşünmemiştim. Ama sonuca baktığımızda herkesi bir yerinden yakalayıp güldürdüğümüzü görünce doğru yolda olduğumuza emin oldum. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle