16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

11 KASIM 2012 / SAYI 1390 3 İçimde hep başka ateşler yandı Yoğun ve yorucu bir kanser tedavisi gören Vahide Gördüm durmuyor, yavaşlamıyor. Durunca düşmekten korktuğundan da değil, çünkü şikâyet etmeyi sevmiyor. Hayattan zaman çalanları iyi biliyor ve onlardan sakınıyor. Zaten “İçimde hep başka ateşler yandı, yanıyor” diyor. Kader ya, bir doktoru canlandırdığı yeni dizisi “Merhaba Hayat” ve bir parçam dediği, kurucusu olduğu “Akademi 35buçuk” ile yoluna devam ediyor. Bir yandan da aralık ayında perdesini açacak Civan Canova’nın “Kızıl Ötesi Aydınlık” oyununa hazırlanıyor. ahide Gördüm kanser tedavisinin ardından yine sahnelerde. Gerçi en yoğun kemoterapi aldığı zamanlarda çalışmaktan geri durmayan Gördüm, şimdi hiç hız kesmiyor. İşin ironik kısmı da “Merhaba Hayat”ta bir doktoru canlandırıyor olması. Kemoterapi sonrasında büyük kırılmalar yaşamamış Vahide Gördüm, yalnızca “kendini önemsemeyi” ve “hayır” diyebilmeyi artık daha iyi beceriyor. İradesi, sanatı ve sevenlerinin desteği ile hayata tutunmuş. Tabii iyiyi de kötüyü de unutmuyor Gördüm, göğsünde taşıyor hepsini ve her şeyin bir zamanı olduğuna inanıyor. Malum, zor bir süreç yaşadınız. Kanser hızla hayatınıza girdi ve hızla sizden uzaklaştı. Şimdi de yeni diziniz “Merhaba Hayat”ta bir doktoru canlandırıyorsunuz. Nereden başlamalı konuşmaya? Dizi projesini Fatih Aksoy ile geçen yıl, bana teşhis konmadan önce konuşmuştuk. Kanser o sırada beni buldu. Tedavim bitmeden, dokuzuncu terapimde hazırlanmaya başlamıştım senaryo için. Bu bir Amerikan dizisi, onu yerel algıya uyarlamaya çalıştık. Dizideki doktor Deniz karakteri ise her anlamda benim için özel bir yere oturdu. Zaten ben bir karakteri üstüme aldıktan sonra bir süre onunla yaşarım, Zehra da öyleydi. Bu rol kaderin cilvesi işte. Bir anda roller değişti, kanserle içi içe yaşadığım dönemdeki gözlemlerim bu karakteri yarattı. Neydi en belirgin gözlemleriniz? Doktorlar ne çok samimi ne de uzaktılar, hep mesafeliydiler. Hasta ile doktor sınırı çok ince. Çünkü hastayı üzmekle kendini üzmek arasında bıçak sırtı bir denge var. Hasta, doktordan yapabileceğinden fazlasını bekler her zaman, mucizeler de buna dahil. Ben de Deniz karakterini yaratırken buradan yola çıktım, ona yalnızca biraz daha romantizm ve bildiğini okuma kattım. Kanserle mücadeleniz iradenin zaferiydi. Yaşadıklarınızı, cesaretinizi paylaştınız ve örnek oldunuz. Çok zor ve uzun bir cevabı olan bir soru belki ama sizde neler değişti? Büyük laflar etmekten korkuyorum ama V değişenler elbette oldu. Önce “kendimi” yordamımla buldum. Belki de o yüzden büyük önemsemem gerektiğini anladım. Çünkü ben kırılmalar yaşamadım. Keşkenin de faydası bugüne kadar koşulsuz çalıştım, hasta olsam yok, büyük zaman kaybı. Bir kitap gelmişti bile doktora uğramazdım. Az hasta olurdum, ismi “Neden Ben?”, o kadar iğreti olmuştum atlatırdım. Kemoterapiyi de sanırım çok ciddiye ki! Bunu nasıl sorar insan kendine “neden o almadım. Ondan korkmayı bırak, üstüne basıp değil, ben!”. Bunların bize yardımı olmaz, geçeceğimi düşündüm hep. Bir süredir de olmayacaktır. Sanırım bu duruşum aileden kendim için yaşamak adına bir karar aldım, geliyor. Rumelili, Yunanistan göçmenisiniz. Bir buna inat ediyorum. Tabii insan her şeye ALİ DENİZ söyleşinizde babaannenizin “Düştün mü? alışıyor, şimdi hiç hastalanmamış gibiyim. USLU Kalk üstünü silkele yola devam et” dediğini Şimdi tek fark “ben” demeyi, “hayır” demeyi anlatmıştınız. becerebilmem. Kanserle ilk yüzleşmenizden bu yana Yanyalıyız biz. Ailemizi de kadınlar geçmişe baktığınızda hesaplaşamadığınız ya yönetirdi. Babaannem şikâyet etmezdi, ettirmezdi. Durum da pişmanlık duyduğunuz şeyler oldu ne kadar ağır olsa da onunla başa çıkmak gerektiğini mu? anlattı bize. Tabii bu dönemde medya farklı şeylerle de Hiç olmadı! Sevenlerim bana uğraştı. Biz ise hep ailemizi ve kendimizi koruduk, gerek kendi hikâyelerini yazdılar, kanserle yoktu ama yaptık. Aniden zamansız bir fırtına olduğum da mücadeleyi anlatan kitaplar oldu, benim de takıntılarım, komplekslerim var elbette. yolladılar. Ben okumadım onları! Tabii en güzel gökkuşakları da bu zamansız yağmurların Elbette teşekkür ettim ama ardından çıkar. Ben bana yapılan hiçbir iyiliği herkesin öyküsü kendine ait. unutmuyorum. Onları göğsümde taşıyorum, işin tatsız Herkes bu hastalığı farklı yanı kötülükleri de unutmuyorum. Ne de olsa bir gün yaşıyor. Çıkışı kendim, el onlarla hesaplaşacağımı biliyorum. Her şeye hazırdım Görünür ve bilinir olmak bu süreçte sizi nasıl etkiledi, zira pek çok adımınızı sosyal medyadan takip eder olduk. Paylaşmak acıyı azaltıyor. Saçlarımı ilk kestiğimde ise arkadaşlarımı ve sevenlerimi bu kadar üzeceğim aklıma gelmemişti. Kimseyi sarsmak istememiştim. Saçlarım çok uzundu, onlardan kurtulmak istiyordum. Terapi ile altı hafta çekim yaptım, azalıyorlardı hızla. Bu da beni geriyordu, onları istemiyordum. Diziye verilmiş bir de sözüm vardı, bırakıp gidemezdim, bitirdiğim gün kestim. Üzülenler için üzüldüm. Çünkü hazırdım her şeye. Dış görünüşümü de hiçbir zaman önemsemedim, kadın olarak içimde hep başka ateşler yandı. O ateş sizi korumuş olmalı. Ben durunca düşenlerdenim. Televizyonu bırakınca LÖSEV ve okulumla devam ettim yola. Çalışarak terapi oldum, durmak kimseye iyi gelmez çünkü. Umudunuzun tükendiği ya da gardınızın düştüğü zamanlar olmadı mı hiç? Ağırlaştığım dönemlerde bile prova için Ankara’ya arabayla gidip geliyorduk. Prova esnasında çocuklardan izin isteyip, lavaboya gidip, kusup, hiçbir şey olmamış gibi oyuna dönüyordum. Dedim ya bunu büyütmedim. Büyütürseniz bombanın pimini çekmiş oluyorsunuz, ona izin vermemeniz gerekir. Benim için bu doğruydu. Örnek olunacak bir davranış olmayabilir yaptığım, işte o yüzden herkesin hikâyesi ayrı olmalı. Tabii bu hastalık süreci bir filtre de olmuştur tanımadıklarınızı tanımak için. Çevrenizde, dostluklarınızda neler değişti? Beni şaşırtan bir şey olmadı, yanılmadım. “Kim nasıl davranması gerekir” diye düşündüm ve öyle de oldu. Benim şaşırdığım, titrediğim, seyircinin, yoldaki insanın bana olan sevgisiydi. Bu beni korkuttu. Türkiye’nin dört bir yanından özel karışımlar, ballar, otlar, cevizler, iç çamaşırları, şallar, çoraplar yolladılar. Bunun verdiği gücü de arkama aldım, yoldaşım yaptım. Bu masal çok uzun sürdü Her gün başka gündem, her gün başka bir olay. Bir yandan da masallar. Kurgu ile gerçek arasında kaldık gibi. Memleketin halini nasıl yorumluyorsunuz? Kalabalıklar yürüyor tamam da, bu iktidarı kim başa getirdi. Görmediğimiz insanlar, görmediğimiz bir ülke daha mı var? Biz buysak onlar nasıl geldi başa. Evet, bir masal var ve çok uzun sürdü. Aslında masalları o kadar uzun dinlemeyiz, ayılıp değiştiririz. Şimdi ise halk korkuyla eğitildi, korku imparatorluğunun kurulduğu kesin. Ekmeğini kazanan, suyunu içen susuyor. Diğerleri de buna hak veriyor. İşte en büyük yanılgı bu kabullenme ile başlıyor. İnsanlar günün birinde gerçekten sokaklara çıkıp sesini yükseltecek, değişim başlayana kadar sokaktan ayrılmayacak, o gün geliyor. Zaten sanatı, tiyatroyu yok etmek mümkün değil. Binaları yıkabilirsiniz ama iki insan bile sanat için yeterlidir. Bir ıslık çığı başlatmaya yeter de artar. Asıl terapi merkezi okulum Okulunuz, “35buçuk” sizin bir parçanız. Nasıl gidiyor, neler yapıyorsunuz? Burası asıl terapi merkezim oldu hep. Bir süre çalışmalara maskeyle çıktım. Hasta olan öğrencilerim de bazen maskeleriyle geliyordu. Çok özenliydik, hiç kopmadık. Dediğiniz gibi burası benim bir parçam, uzvum. Pek çok şeyim. Bu kaosun, karmaşanın, yalanın dolanın içinde nefes aldığım tek yer. Nisanda da dördüncü yılımızı dolduruyoruz. O yüzden burası bir sığınak, belki ev, belki tiyatro... Sanırım hepsi. Yeni oyun var mı? Civan Canova’nın “Kızıl Ötesi Aydınlık” oyununa hazırlanıyoruz, Aralık ayında başlıyoruz. Bir 12 Eylül hatırlatması bu. Sorgusuz sualsiz avlanıp vurulan gencecik insanların acılarını yansıtan, derdi ağır bir oyun. Yargısız infazların yarattığı cehennemin trajik öyküsü. Ben de oyunun supervisor’lığını ve ikinci yönetmenliğini yapıyorum. İşin özü; Fotoğraf: bizim sanat nöbetimiz UĞUR DEMİR bitmiyor, zaten adımız da “Vardiya Oyuncuları”. AYŞE YILDIRIM Kanser hastalarına psikolojik destek H erhalde hepimizin bir tanıklığı vardır kanser konusunda. Ya bir akrabamızın ya bir arkadaşımızın yaşadıklarına şahit olmuşuzdur. Adını duymak bile ürkütücü. Çünkü kanser kelimesi hepimizin kafasında “ölüm”le eşdeğer ne yazık ki. Günümüzde birçok kanser türünün tedavisi çok ileri aşamalara taşındı, hastalıktan tamamen kurtulmak bile mümkün hale geldi. Ama biz algımızı henüz “ölüm”den “yaşam”a eviremedik. Oysa ne çok iyileşme öyküsü var etrafımızda; işte bu sayfada okuduğunuz Vahide Gördüm bunun en güzel örneklerinden biri. “Bir insana kanser olduğu söylendiğinde içinde kırılan ilk şey nedir?” diye soruyor psikiyatrist Muzaffer Uyar. Elbette kırılan çok şey olduğunu söylüyor. Zaten uzun ve zorlu bir süreç gerektiren tedavi sürecinde hastanın ve hasta yakınlarının psikolojik durumunun Kadir Savun eşi ve derneğin günüllüsü Iraz Savun’la birlikte... ne denli önemli olduğunu anlatıyor. Şok, şaşkınlık, öfke, mücadele, kabullenme (kabullenmeme) zinciri… Tüm tepkiler ve duygular aşama aşama birbirini izliyor. İşte bu duygu dalgalanmaları daha doğrusu travmayla başa çıkmada hastalara ve yakınlarına psikolojik yardım için harekete geçmiş Muzaffer Uyar ve arkadaşları. Yaklaşık 8 ay önce İstanbul Ataköy’de PsikoOnkoloji Derneği’ni açmışlar. Kurucu Başkanı Dr. Muzaffer Uyar, 10 psikolog ve 3 psikiyatristle birlikte gönüllü olarak çalışıyorlar dernekte. 7/24 saat kesintisiz acil destek telefon hizmeti veriyorlar, isteyenlere istedikleri sürece psikoterapi uyguluyorlar. Hastalara ve yakınlarına belirli aralıklarla seminerler, bilgilendirme toplantıları yapıyorlar. Psiko onkolog yetiştirmek için sertifikalı kurslar düzenliyorlar. “Ülkemizde birçok insan kanser hastası. Ve aileleriyle birlikte çok sayıda zorlukla mücadele etmekteler. Hastalığın karmaşıklaştırdığı hayatlarında zaten var olan birçok sorunun yanı sıra daha önce hiç akla gelmeyen onlarca yeni sorun ortaya çıkabilmekte ve bunların çoğunun çözümü ise psikolojik güç ve destek gerektirmektedir” diyor Uyar. Kendilerinin de kanser psikolojisi alanında bilimsel araştırma, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, toplumda kanser hastalarına psikososyal destek verilmesi yönündeki farkındalığı artırmaya yönelik çeşitli çalışmalar gerçekleştirmeyi amaçladıklarını söylüyor. Dernek yeni ama ayda 120’ye yakın hasta ve yakınıyla görüşülüyor. Yardım Dr. Muzaffer Uyar taleplerinin büyük bir bölümü İstanbul dışından, hatta yurtdışından da çok sayıda telefon ve başvuru geliyormuş derneğe. Yurtdışındaki kanserli Türk hastaların yabancı doktorlarla iletişim problemleri ve kültür farklılıklarından dolayı zorlanma gibi sorunlarını çözüm için de benzer bir organizasyonla işbirliği geliştirdiklerini söylüyor Uyar. İleride tüm Türkiye’ye yayılmak da hedeflerli arasında. İlk etapta da Ankara, İzmir ve Antalya düşünülüyor. Hastalar ve yakınları pazar günleri hariç her gün derneği ziyaret edebiliyorlar hatta hem derneğin bahçesinde hem de sanat atölyelerinde hobilerini ve ilgi alanlarını geliştirip uygulayabilmeleri için de çalışmalar sürüyor. Dernekte çalışan gönüllülerin birçoğunun da ailelerinde kanser vakası yaşanmış. Bunlardan biri de sinemanın unutulmaz isimlerinden Kadir Savun’un kızı Iraz Savun. Biliyorsunuz Kadir Savun’u da uzun zaman önce kanserden kaybetmiştik. Iraz Savun şimdi hem aldığı psikoloji eğitimi hem de kendisinin yaşadığı deneyimlerden de yola çıkarak yardım ediyor hastalara ve yakınlarına. Çocuk hastalara da açık dernek, onlar için şimdilik özel bir bölüm olmasa da daha çok çocuklar üzerine ihtisas yapmış olan uzmanlar ilgileniyor. Yardım isteyenlerden hiçbir ücret alınmayan dernek bağışlar ve üyelik aidatlarıyla ayakta duruyor. Ama yapacak çok şeyleri var ve bunun için de tanınıp bilinmeye ve maddi manevi desteğe ihtiyaçları var. Özveriyle çalışan bu derneği siz de tanıyın, ihtiyacı olanlara tanıtın. www.pod.org.tr Destek Hattı: 0212 560 70 83 0212 560 70 84 BİR dernek C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle