01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 EYLÜL 2011 / SAYI 1331 7 LEYLA ÇALIŞKAN Evli ve mutlu bir kadın... emal ile Leyla’nın hikâyesini bilmeyen yoktur. Çok yazıldı. Yılmaz Özdil, “14. Dev” dedi. Bir başkası “Efsane Koç”. Hidayet Türkoğlu’nu, Kerem Tunceri’yi keşfeden ve nicesini yetiştiren bir altyapı antrenörü. Bir diğeri yaşadığı cinsiyet karmaşasını kaleme aldı. Aslında bu son derece anlaşılır bir şeydi. Kemal Bey elbisesini çıkarmış, Leyla Hanımı giymişti: Evli ve mutlu bir kadını. Leyla Hanım eşiyle (ismini yazmayacağım) 2001 yılında, kalabalık bir ortamda tanışır. Göz göze gelir gelmez, ikisi de çok heyecanlanır. Leyla Hanım, genç bir kadını gideceği yere bırakmayı teklif eden bu kibar beyefendiye hayır diyemez. Birlikte yürürler. Bir, iki, üç… Görüşmelerin sayısı arttıkça aralarındaki bağ güçlenir. Kemal ile Leyla’nın hikâyesini anlattığı günü, mesafeli, kibar, biraz da anaç bir sesle aktarır: “Çok şaşırdı, ama ona hak verdim. Severek ayrılmak zorunda kaldık. 10 gün hiç konuşmadık. Kahrolmuştum. 10. günün akşamında milli maçımız vardı. Aradı, hatırımı sordu. yiyim dedim. Dayanamadım ve maça davet ettim. Geldi. Hiçbir şey olmamış gibi görüşmeye başladık. Sanırım Leyla’yı çok önce sevmişti”. 2006’da evlenirler. Nikâh, birkaç dostun şahitliğinde Silivri’de küçük bir balıkçı restoranında gizlice kıyılır. Amerikalı asker bir annenin kızı Leyla Hanım’ın çocukluk ve gençlik yılları da zorluklarla geçmiştir. lkokul beşe kadar birlikte yaşadığı annesini, ayrıldıktan bir K buçuk yıl sonra kaybeder. Babası sağdır. Koşullar onu, önce Antakya’ya bir ailenin yanında yaşamaya, sonra Haydarpaşa’da yatılı okumaya mecbur bırakır. Spor akademisinin sınavlarını kazandığı yıl, çalışmaya başladığı yıldır. Hiçbirinden öykünmez. En zoru iki kimlikli bir psikodrama rolüdür. 5 yaşından beri oldu. Sporun içinde kötü arkadaşlıklara, kötü alışkanlıklara, negatif duygulara yer yok. Sigara bile içemezsin. Basketbol olmasa bambaşka yerlerde olabilirdim…”. Geçtiğimiz sezon çalıştırdığı Elit Gençler EBRU Koleji basketbol takımı, GÜZEL Türkiye Yıldız Erkek Basketbol Şampiyonası’nda Türkiye şampiyonu olmuş. Leyla Hanım’ın başarısı bununla sınırlı değil elbet. Eşinin ailesiyle buzlar, ablanın kurduğu köprü sayesinde erimiş. Aile büyük bir olgunluk göstermiş. “Annemiz yemek yapar, eşime Leyla’yı da al, gel der. Bazen ben erken giderim, sevdiğim yemekleri birlikte yaparız. Onun yemekleri üzerine yok, Allah başımızdan eksik etmesin” diyor. Yüzümde güller, önümde organik mandalina suyu ve böreklerin konacağı sehpa açılırken 10 yıllık bir beraberlikte günler nasıl geçiyor merak ediyorum. “Eşimi, sabahları mutlaka yolcu ederim. Arkasından pencereye çıkar, el sallarım. Akşamları da genelde ben karşılarım. Birlikte spor karşılaşmalarını seyrederiz. Sade bir hissettiği cinsiyetini gizlemek yaşantımız var. Çok kavga ettik ama hiç zorunda kalmasıdır. nsanların bakışları kopmadık”. Bu zamanda böylesi bir ağırlaştıkça, yalnızlaşır. Bir gün eve gelir. beyefendiye, bir kadının kalbine Aynaları kırar. şe gider, istifayı basar. ulaşabildiği için ne demeli bilemiyorum. Ameliyat masasına yatar. Kimseye ama Evden ayrılırken, arkama baktığımda hiç kimseye teninin, en güzel giysisinin mutlu ve gerçek bir kadının coşkuyla Leyla koktuğunu anlatamamıştır. bana el salladığını görüyorum. G Dünyası basketboldur. yileştirici gücü. “Çocukluğumda olsun, geçiş [email protected] dönemimde olsun bana çok faydası SELÇUK EREZ Ahmadova’yı neden anımsadım? E ski bir dostum Maria Becket’e neden Rusça öğrendiğini sormuştum. “Ahmadova’nın şiirlerini onun dilinden okumak için” demişti. Ben Ahmadova’yı Ataol Behramoğlu’nun çevirisinden okudum: Bilmiyorum, yaşamakta mısın, öldün mü? / Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni / Yoksa, akşamın yaslı karanlığında / Bir ölüyü mü düşünmeli... Bu olağanüstü Rus (aslında Ukrayna, Rus ve Tatar karışımı) şairin yapıtları, 191225 yılları arasında ve 193666 arasında yazılmışlar olarak ikiye ayrılır. 192536 yılları arasında Stalin’in diktatörlüğü sırasında şiir yazması engellenmişti. Gerekçe, iktidardakilerin başarılarını alkışlayan şiirler yazmamasıydı. Ahmadova’nın başına gelenler, bu büyük şairin yazdığını uzun süre yayımlayamaması, bana memleketimde sıra dışı bir üniversite kurucusunun, büyük bir cerrahın, bir hocanın, iki yıldır hapiste tutulmasını, eliayağı tuttuğu halde ameliyat yapmasının engellenmesini, yüzlerce hastaya hizmet edememesini çağrıştırıyor: Prof. Haberal’ın suçu ne? O da belli değil... Ahmadova’yı, diktatörlüğün baskılarından fazla sarsan, birçok omurgasız dostunun iktidara ayak uydurup onu suçlamaya başlamasıydı. Eğilmeyip, dik duran bildikleri de tek tek Gulag hapishanelerini boyluyorlardı. Oğlu da düzene karşı olduğu iddiasıyla hapise atılmıştı. Telefonları dinlenmekteydi... Bu evrede yazdığı ve ancak yıllar geçtikten sonra yayımlanmış “Requiem” (Ağıt) şiiri, kendisinin ve yurtdaşlarının diktatörlüğün baskısı altında tükenmiş yaşamlarını anlatır. Bu şiirine giriş niyetine yazdığı, tüyler ürpereticidir: Terörün korkunç yıllarında hapishane önündeki kuyruklarda on yedi ay bekledim. Bir gün …arkamda duran, dudakları soğuktan morarmış ve adımı ömründe hiç duymamış bir kadın... kulağıma eğildi, sordu: “Biri bir gün,” dedi, “bunları anlatabilir mi?” “Evet” dediğimde o ana kadar bir surattan ibaret olan yüzünden gülmeyi andıran bir ifade geçiverdi. Diktatörler, şairlerden, yazarlardan korkmakta haklıdırlar; ezdiklerine, direniş ümidini bunlar verirler, onları önce bunlar suçlarlar, savcıların yıllar sonra yapacaklarını daha onlar ikidardayken, meydanlar henüz “Tahrir”leşmemişken bunlar yaparlar... Ahmadova’yı bir de bundan anımsadım... G [email protected] Kahvaltı sütsüz olmaz Çocukların kahvaltı etmeden okula gitmesi ve yanlarına alması için hazırlanan besinlerde yapılan hatalar yetersiz beslenmeye neden olabiliyor... kulla yeni kahvaltının tanışan küçük aksatılmaması öğrencilerin gerektiğini, uyku ile çoğu, sabah erken geçirilen 1012 saatlik saatte kahvaltı yapmayı bir zaman diliminin sevmez. Ancak sabah yaratabileceği açlıktan kahvaltı yapılmazsa sonra vücudun ihtiyacı beyinde yeterli enerji olan enerjiyi sağlayan ilk oluşmuyor ve bu da öğünün kahvaltı F GEN yorgunluk, başağrısı ve olduğunu vurguluyor. ATALAY dikkat azlığına neden Prof. olabiliyor. Yücecan, Çocukların kahvaltı etmeden özellikle süt, meyve okula gitmesi ve yanına alması için ve/veya meyve suyu hazırlanan besinlerde yapılan eklenen, yeterli ve hatalar, açıkta satılan sağlıksız dengeli bir kahvaltının besinlerden almasına izin verilmesi, çocuk ve gençlerin yanlış beslenme alışkanlıklarının güne canlı gelişmesine ve yetersiz beslenmeye, başlamaları, yorgunluk ileri yaşlarda görülebilecek sağlık ve açlıklarının önlenmesi, bu sayede iş sorunlarının oluşmasına yol verimliliklerinin artması ve daha açabiliyor. çabuk ve sağlıklı düşünmelerine Hacettepe Üniversitesi Beslenme yardımcı olacağı konusunda anneve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi babaları uyarıyor. G Prof. Dr. Sevinç Yücecan, özellikle Espirisentır Misafir şair Bittiğinde savaşlar Bitecek yeryüzünde insan Tesadüfen kalırsa Bir insan O da düşünecek Nerde savaşacak bir insan.. Mazaraki O Özel bir sergi Sahibinin Sesi Arkadaşlarınız ne kadar zenginse, o kadar pahalıya patlar. C M Y B C MY B Ö zel öğrenme güçlüğü, hiperaktivite, otizm, down sendromu, dikkat dağınıklığı gibi rahatsızlığı olan çocukların, yaz tatilinde yaptıkları el sanatları ürünleri, sokaklarda sergilendi. Zencefil Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde eğitim gören “özel eğitime muhtaç” çocukların hazırladığı takılar, resimler, ahşap boyamalar ve çeşitli hediyelik ürünler, Sarıyer, Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’nde düzenlenen kermeste yer aldı. G Çocukların sağlıklı besinler ile gelişiminin sağlanması için kahvaltının yanı sıra gün boyu doğru beslenme alışkanlıkları yaratacak öğelerin “Dört Besin Grubu” temel alınarak belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Sevinç Yücecan, bu grupları süt ve türevleri, etyumurtakurubaklagil, sebze ve meyveler, ekmek ve tahıllar olarak ayırıyor. Sağlıklı bir beslenme çantası hazırlamanın en kolay yolunun, içine 4 ana besin grubundan birer çeşit besin yerleştirmek olduğunu söyleyen Yücecan’ın bu konudaki önerileri şöyle: “Süt ve süt ürünleri beslenme çantasında mutlaka yer almalıdır. Süt yerine yoğurt, ayran da tüketilebilir. Çocuğunuzun sağlıklı olarak gelişmesi için 34 adet ceviz konulabilir. Ayrıca sebze ve meyvelerin mutlaka beslenme çantasında yer alması gerekir. Sandviçin içine domates veya tatlı biber dilimleri eklenebilir. Mevsimine göre küçük bir adet yıkanmış havuç konulabilir. yi yıkanmış meyvenin beslenme çantasına doğramadan koyulması besin değerini koruyor. Aşırı saflaştırılmış tahıl ürünleri ile saf şeker tüketiminin artması ve diş bakımının yeterli yapılmaması diş çürüklerine neden olabiliyor. Şekerlemeler, şekerli içecekler, çikolata, gofret, tatlı bisküviler, diğer tatlı yiyeceklerin enerji değeri yüksek. Ayrıca hızla kana karıştıkları için iştahı azaltarak çocuklar için gerekli olan diğer besinleri yeterli miktarda almalarını engelliyor. Bu nedenle böyle besinlerin özellikle yemek saatine yakın tüketilmesi sakıncalı.” G Fırsat..Fırsat.. Siyaseten de kullanmaya müsait sınırlı miktarda sol nota ihtiyaçtan satılıktır. Beslenme çantasınd a dört çeşit G Yaşamın en güzel yanı, bayan yanı! G Bir aslan miyav dedi, eee seslendirme sanatçısı olmak zor zanaat! G Ahh haylaz oğlum ahh, eskiden âlemci idin, şimdilerde sanal âlemci oldun! İbrahim Ormancı Uç.. Sen de Kazan Astronomik maaş almak için illa astronot mu olmak lazım? Mehmet Tuncer Şöhretli piyanist Petşop Misafir çizer: Akdağ Saydut Utandırma Servisi Anne: Yaa, aslında ben bu popüler yazarları pek okumam da şu kitabı kızım almış, ben de bi bakiim dedim. Kız: Yaa, aslında ben bu popüler yazarları pek okumam da şu kitabı annem almış, ben de bi bakiim dedim. Kemal Ateş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle